İzlediğiniz Son Film

Branded, özel şirketlere ait markaların korkunç bir küresel komplo ile insanların zihinlerine girerek onları hayal gücünden yoksun, bağımlı ve pasif bireyler haline dönüştürdüğü distopik bir toplumda geçen karanlık ve kafa karıştıran bir yolculuğu anlatır. Misha Galkin isimli bir adamın komplonun arkasındaki gerçekleri ortaya çıkarma tutkusu, dünyamızı gerçekte kontrol eden karanlık güçler ile epik bir savaşa girmesine neden olacaktır.

Filmde genel olarak markaların ve ondan ötesi reklamcılığın ne kadar tehlikeli sonuçlar doğurabileceği, abartılı bir dille dahi olsa, çok güzel bir şekilde anlatılıyor. Kimi zaman markalar arasındaki rekabeti anlatıyor, kimi zaman markaların insanları ne kadar değiştirdiği anlatılıyor. Bence güzel bir filmdi. Fakat herkesin keyif alarak izleyebileceğini düşünmüyorum.

Asi ruhlu, başına buyruk ama sicili temiz bir genç olan Luke sarhoş olduğu bir gece ortada bir neden yokken kasabanın parkmetrelerine zarar verdiği için hapse gönderilir. Yer ABD'nin güney eyaletlerinden birindedir ve 1960'lı yıllarda bu bölgede hapishaneler bir nevi toplama kampını andırır. Mahkumlar bütün gün yol yapımı gibi ağır işlerde çalıştırılırlar. Şartlar çok çetin disiplin ise sıkıdır. Aslında başarılı bir askerlik geçmişi de olan Luke fazla bir ceza da almamıştır, ancak buna rağmen defalarca kaçma girişiminde bulunur. Her girişiminde cezası daha da arttığı gibi kamp yöneticilerinin gittikçe vahşileşen baskılarına da maruz kalmaya başlar. Bütün bunlar soğukkanlı duruşunu, inatçılığı ve iradesini kırmaya yetmez. Bu özellikleriyle diğer mahkumların idolü haline gelir. Onların yapamaya cesaret edemediğini yapmış, baskı ve kaba kuvvete karşı özgürlüğün sembolü haline gelmiştir.

Sıkmayan ve akıcı bir kurguya sahip bir film. Oyunculuklar gerçekten müthiş. Film boyunca Gözleri Olmayan Adam'dan bir hamle bekledim, beklediğimi de farklı bir şekilde de olsa aldım. Sağlam performans filmi.

Steve Martin ve John Candy gibi iki ünlü komedyeni bir araya getiren keyifli bir yol komedisi... Şükran Günü'ne iki gün kalmıştır. Bir reklam ajansında yöneticilik yapan Neal Page, iş için geldiği New York'tan Chicago'da oturan ailesinin yanına dönmek üzere yola çıkar. Aksilik daha ilk anda kendini gösterir ve çevirdiği taksi şişman bir adam tarafından kapılır. Daha sonra havaalanında aynı kişiye rastlar. İkisi de ertelenmiş olan uçağı beklemektedirler.

Hoş vakit geçirten sıkmayan bir komedi.Çok absürd bir film değil hayatın kendisi güldürü olarak sunulmuş.Film boyunca Murphy kanunlarının nasıl işlediğinin yansımasını göreceksiniz.Komedi olmasına rağmen dramatik oyunculuk açısındanda başarılı bir film,aynı zamanda bir dram.

Smoker dedi ki:

Cool Hand Luke

Gizli İçerik

Asi ruhlu, başına buyruk ama sicili temiz bir genç olan Luke sarhoş olduğu bir gece ortada bir neden yokken kasabanın parkmetrelerine zarar verdiği için hapse gönderilir. Yer ABD'nin güney eyaletlerinden birindedir ve 1960'lı yıllarda bu bölgede hapishaneler bir nevi toplama kampını andırır. Mahkumlar bütün gün yol yapımı gibi ağır işlerde çalıştırılırlar. Şartlar çok çetin disiplin ise sıkıdır. Aslında başarılı bir askerlik geçmişi de olan Luke fazla bir ceza da almamıştır, ancak buna rağmen defalarca kaçma girişiminde bulunur. Her girişiminde cezası daha da arttığı gibi kamp yöneticilerinin gittikçe vahşileşen baskılarına da maruz kalmaya başlar. Bütün bunlar soğukkanlı duruşunu, inatçılığı ve iradesini kırmaya yetmez. Bu özellikleriyle diğer mahkumların idolü haline gelir. Onların yapamaya cesaret edemediğini yapmış, baskı ve kaba kuvvete karşı özgürlüğün sembolü haline gelmiştir.

Sıkmayan ve akıcı bir kurguya sahip bir film. Oyunculuklar gerçekten müthiş. Film boyunca Gözleri Olmayan Adam'dan bir hamle bekledim, beklediğimi de farklı bir şekilde de olsa aldım. Sağlam performans filmi.

Genişletmek için tıkla ...

Başı ve sonundaki Paul Newman'ın eşsiz gülümsemesi hala hafızamda.Yumurta sahnesi çok ünlü bu filmin.Herhalde eğlenceli vakit geçirten nadir hapishane filmlerindendir.Ancak benim en çok güldüğüm sahne köpek sahnesi.

Arkadaşla izliyorduk ekip geri geldi " maviş ölmüş " dedi. İkimizinde aklından geçen " Vay be adam kaçarken köpeği öldürdü " oldu.
10 saniye sonra mavişin aşırı koşmaktan telef olduğu anlaşıldı Kovalarlarken adamlar tutamıyordu zaten,galiba hayvanlar köpek değil tazıydı.

Moon filmini indireceğim bağımsız bir filme benziyor üstelik.Tavsiye için teşekkürler.

Hikayede karayiplerin Port Royal kasabasında iyi tanınan bir metal işçisinin çırağı olan Will Turner'ın(Orlando Bloom), sevgilisi Port Royal valisinin kızı olan Elizabeth Swann'ın(Keira Knightley) acımasız korsan Hector Barbossa(Geoffrey Rush) tarafından kaçırılması sonucu onu kurtarmak için yaşadığı maceralar anlatılır. Muhteşem görsel efektler ve aksiyon sahneleriyle bezenmiş bu filmde Will Turner'a Karayiplerin deli ve çılgın korsanı kaptan Jack Sparrow(Johnny Depp) ve daha birçok kahraman eşlik edecektir. Karayiplerin en hızlı gemisi Siyah İnci, lanetli Aztek altınları ve Karayiplerin macera dolu adaları arasında geçen bu olağanüstü macera film eleştirmenlerinden çok iyi yorumlar aldı.

Uzun zaman sonra izlemek harbiden keyif vericiydi.

Millennium Wizard dedi ki:

Planes, Trains & Automobiles

Gizli İçerik

Steve Martin ve John Candy gibi iki ünlü komedyeni bir araya getiren keyifli bir yol komedisi... Şükran Günü'ne iki gün kalmıştır. Bir reklam ajansında yöneticilik yapan Neal Page, iş için geldiği New York'tan Chicago'da oturan ailesinin yanına dönmek üzere yola çıkar. Aksilik daha ilk anda kendini gösterir ve çevirdiği taksi şişman bir adam tarafından kapılır. Daha sonra havaalanında aynı kişiye rastlar. İkisi de ertelenmiş olan uçağı beklemektedirler.

Hoş vakit geçirten sıkmayan bir komedi.Çok absürd bir film değil hayatın kendisi güldürü olarak sunulmuş.Film boyunca Murphy kanunlarının nasıl işlediğinin yansımasını göreceksiniz.Komedi olmasına rağmen dramatik oyunculuk açısındanda başarılı bir film,aynı zamanda bir dram.

Başı ve sonundaki Paul Newman'ın eşsiz gülümsemesi hala hafızamda.Yumurta sahnesi çok ünlü bu filmin.Herhalde eğlenceli vakit geçirten nadir hapishane filmlerindendir.Ancak benim en çok güldüğüm sahne köpek sahnesi.

Arkadaşla izliyorduk ekip geri geldi " maviş ölmüş " dedi. İkimizinde aklından geçen " Vay be adam kaçarken köpeği öldürdü " oldu.
10 saniye sonra mavişin aşırı koşmaktan telef olduğu anlaşıldı Kovalarlarken adamlar tutamıyordu zaten,galiba hayvanlar köpek değil tazıydı.

Moon filmini indireceğim bağımsız bir filme benziyor üstelik.Tavsiye için teşekkürler.

Genişletmek için tıkla ...

Moon çok iyi filmdir. Özellikle Gerty karakterini çok seversin. Zaten filmde bir tane oyuncu var.




Ellie Andrews, kocasıyla arasındaki ilişkiye girmeye çabalayan zengin babasından kaçmaktadır. Kaçışı esnasında New York yolunda işsiz ve hikâye peşindeki bir haberciyle tanışır. İkilinin bundan sonraki amaçları, otostop çekerek varmak istedikleri yere ulaşmak olacaktır.

Çok eğlenceli bir filmdi. Yılına göre gerçekten iyi kurgulanmış. Zaten 5 büyük oskarı alabilen 3 filmden biri olması bunu kanıtlıyor. Klasik film seviyorsanız, kaçırmayın derim.

İkinci dünya savaşı sonrası New Jersey... kocasını savaşta kaybetmiş olan Grace, güneş ışığına hassasiyeti olan iki çocuğuyla birlikte, büyük bir konakta yaşamaktadır. Perdelerin hep sımsıkı kapalı tutulduğu eve, üç kişi uğrar: ihtiyar bir kadın ve adam, bir de dilsiz genç kız. Evi çekip çevirecek yardımcılar aramakta olan grace, bu kişilere iş verir; onları çocuklarının sağlık durumu konusunda uyarır. Öte yandan, grace'in kızı anne, victor adlı bir çocuğun kendileriyle birlikte evde yaşadığına inanmaktadır. Evin çevresini kaplayan yoğun sis yüzünden kasabayla irtibatları kesildiği sırada, grace, kızının anlattığı hikayelerin doğru olabileceği yolunda kanıtlarla karşılaşır. İşte bu noktada, eve yardımcı olarak aldığı insanlardan da şüphelenmeye başlar. Gücünü büyük ölçüde finalindeki sürprizden alan, gerilim dolu bir yapım...

O nasıl bir finaldir o nasıl bir senaryodur o nasıl bir kurgudur abi uzun zamandır bir finalde bu kadar şaşırmamış bir finali bu kadar beğenmemiştim. Film başlarda çok yavaş ilerliyor pek ilgi çekici bişey yok ama ister istemez sonunu merak ediyorsunuz ve izlemeye devam ediyorsunuz zaten nicole kidman'ı izlemek ayrı bi keyif boş yürüse kafayı sağa sola sallasa bile izlettiriyor kendini finale kadar izleyip son sahneleri gördükten sonra çok başka bişey oluyor film gözünüzde. 10 üzerinden 8.5 rahat veririm bu filme, izlenilmesi gereken filmlerden biri olduğunu düşünüyorum

Stephen King’in aynı isimli romanından usta yönetmen Stanley Kubrick tarafından beyaz perdeye uyarlanan film; yazar Jack Torrance’ın, kış sezonunda kapalı olan Overlook Oteli’nin bakımını üstlenerek, ailesiyle birlikte otele taşınması sonrasında gelişen metafiziksel olayları konu alır. Jack’in doğaüstü sezgilere sahip olan küçük oğlu, zamanla otelin içerisinde yalnız olmadıklarını, geçmiş ve gelecekten gelen hayaletlerle birlikte yaşadıklarını görür ve ailesini buna inandırmaya çalışır. Aile bir kar fırtınası sebebiyle dağda konuşlanan bu otelde mahsur kaldığındaysa Jack doğaüstü varlıklar tarafından ele geçirilir ve yavaş yavaş aklını kaybetmeye başlar.

türkceye medyum diye çevrilmiş olan stephen king romanı.Gece izlenince 3.5 attıran bir filmdir.
filmdeki otelin kendisi değil ama iç mekanlar yosemite parkındaki otel örnek alınarak stüdyoda inşa edilmiş. ayrıca mekan araştırmalarını ve iç mekan tasarımlarını stanley kubrick'in kendi kızı gerçekleştirmiş. "the shining"in bitmek bilmeyen çekimleri (planlanan zamanın üç katı falan sürede) nihayet sona erince, aynı stüdyoda setler değiştirilerek indiana jones serisinin ilk filmi "raiders of the lost ark"ın çekimlerine başlanmıştır.

3 yıl boyunca aydaki bir üste çalışan Sam'e sadece GERTY adında bir yapay zekâ robotu eşlik eder. Sam'in dönmesine iki hafta kala üste tuhaf şeyler meydana gelmeye başlar; halüsinasyonların ardından bir kaza olur ve Sam yaralanır...

İyi bir bilimkurgu filmi. Özellikle yalnızlık duygusu çok iyi işlenmiş. Blade Runner filminden fazlasıyla etkilenilmiş ama senaryoda iyi kullanılmış. Gerek insan kavramına olan yaklaşım, gerekse son kullanma tarihli klonlar açısından. Source Code filmiyle yönetmeni aynıymış o filmide beğeniyle izlemiştim.

Smoker dedi ki:

Moon çok iyi filmdir. Özellikle Gerty karakterini çok seversin. Zaten filmde bir tane oyuncu var.

Genişletmek için tıkla ...

Haklıymışsın.Gerçekten Gerty favori karakterim oldu.Yapay zekaya smile eklemeleri çok yaratıcı bir fikir filmde en çok hoşuma giden noktaydı.Gertynin gülücükleri ve surat ifadeleri çok sempatik yapılmış.

İzleyiciye çok farklı bir deneyim yaratacak olan Life of Pi, bizleri genç bir çocuğun inanılmaz macerasına sürüklüyor – heyecan verici, spiritüel, keyifli, tüyler ürpertici, espirili ve aynı zamanda trajik bir hikaye. Pi Patel’in Hindistan’daki egzotik bir hayvanat bahçesinden Pasifik’e uzanan yolculuğunda yaşadığı gemi kazası sonucu bir sandalda bir sırtlan, kırık bacaklı bir zebra, bir orangutan ve üç yüz kiloluk bir Bengal kaplanı ile hayatta kalan tek insan olarak yaşadığı akıl almaz hikayesini sunuyor. Pi, uçsuz bucaksız okyanusta bir sandalda başbaşa kalan bu enteresan dörtlünün arasında hayatta kalma savaşı verirken, zekası sonucu besin zincirine kurban gitmemeyi başarır ve sonunda Kaplan Richar Parker ile başbaşa kalır. Pi hayatta kalmak için bu devasa kaplana büyük bir anlayışla yanaşmak zorundadır ve inanılmaz masalları böylece devam eder.

İzlemeyenelere şiddetle önerilir yani çok felsefik bir film değil ama yeterince tatmin ediyor

İzleyiciye çok farklı bir deneyim yaratacak olan Life of Pi, bizleri genç bir çocuğun inanılmaz macerasına sürüklüyor – heyecan verici, spiritüel, keyifli, tüyler ürpertici, espirili ve aynı zamanda trajik bir hikaye. Pi Patel’in Hindistan’daki egzotik bir hayvanat bahçesinden Pasifik’e uzanan yolculuğunda yaşadığı gemi kazası sonucu bir sandalda bir sırtlan, kırık bacaklı bir zebra, bir orangutan ve üç yüz kiloluk bir Bengal kaplanı ile hayatta kalan tek insan olarak yaşadığı akıl almaz hikayesini sunuyor. Pi, uçsuz bucaksız okyanusta bir sandalda başbaşa kalan bu enteresan dörtlünün arasında hayatta kalma savaşı verirken, zekası sonucu besin zincirine kurban gitmemeyi başarır ve sonunda Kaplan Richar Parker ile başbaşa kalır. Pi hayatta kalmak için bu devasa kaplana büyük bir anlayışla yanaşmak zorundadır ve inanılmaz masalları böylece devam eder.

güzel film.