O zamanlar bu kadar güçlü olduklarını sanmıyorum Garp dağıtmış baksanaO değilde bu iki canavarı zapt eden kaptan nasıl biri acaba?..!!!
O zamanlar bu kadar güçlü olduklarını sanmıyorum Garp dağıtmış baksanaO değilde bu iki canavarı zapt eden kaptan nasıl biri acaba?..!!!
Garp seride zirve denecek 2 3 adamdan birisi. Bir flashback gelirse çok can yakacak.O zamanlar bu kadar güçlü olduklarını sanmıyorum Garp dağıtmış baksana
Hawkins de orada Law beni öldürür falan demiyor. Eğer çıkmazsanız Law benim hayatım için gelmeyi seçecektir(belli ki kartlarda görmüş) ki bunun içinde sizin hayatlarınız da var diyor. Hepsi bu. Ayrıca sonrasında hiçbir şey yapmadan duramayız diyen Jean Bart'a karşılık kaptanın yaptığı plana uyacağız değil kaptanın hayatı plandan önce gelir diyor Bepo Yani çok alakasız. Kurtarmaya falan çalışacaklar herhalde. Plan diye bahsettikleri spesifik bir şey mi yoksa genel mi acaba?
Tak tak dayandım kapına. Aç.Aynen öyle gözüküyor. Hiç teorilik şeyler yokmuş bölümde yav göründüğü gibi
İkinci paragraf için Law fanları kapıma dayanır birazdan
HoşgeldiinTak tak dayandım kapına. Aç.
Ne fark eder diyorum?? Law'ın, hayatı için gidecek olması yine öldürmesi demek. Hawkins'in "hayatım için gelir." demesi beni öldürür demek. Bunu görmüş olup geri çekilmesi güvensizlik demek. Falları kesinlik değil olasılık veriyor. Riske girmiyor demek. Paçası tutuşmuş, bu adam ekibini gözden çıkarıyorsa benim leşimi çıkarır demek.
Bilmem ben mi yanlış anlıyorum.
Öbür konuya gelirsek, Bepo her ne kadar kaptanın hayatı plandan önemli dese de Law için plan önemlidir. Bu konuda kaptanlarını tanıyamamışlar. Ya da sevgileri ağır bastığı için görmezden geliyorlar.
Law, Rosa'da attığı her adım ya da planda ölümü göze alarak hareket etti. Ekibine planım var deyip sallıyor onu anladık. Ekibine planı anlatmıyor. Bepolara kimseye yakalandığımı söylemeyin demesi " beni rahat bırakın planım var." demesidir.
İngizlice ya da Türkçe, ikiside öncesinde benzer ifadelere sahipti. Ancak son çeviride durum farklı.
"Get out. Your lives are barganing cnips."
Kaybolun. Sizin hayatlarınız pazarlık içindi.
(Yani diyor ki giderseniz alışveriş gerçekleşecek.)
"If you refuse Trafalgar Law will choose to come for my life... And that include yours."
Eğer bunu kabul etmezseniz Trao bana hayatım için gelecek ve tabi bu hayata siz de dahilsiniz.
(Yani diyor ki alışveriş gerçekleşmez ise Trao ile ölümüne savaşacağım ve beni öldürmek için sizi öldürmek zorunda kalacak. Gidin bence tabi ama yine de siz bilirsiniz.)
Buradan sonrası gereksiz ama yinede senin için çevireceğim. İngilizcem gelişir üstelik sayende.
"The threats of a man who includes no hope in his future plans are just as dangerous as they seem."
Umut dolu gelecek planları olmayan bir adamdan gelen tehdit öyle görünüyor ki gerçekten tehlikeli oluyormuş.
(Yani diyor ki aman şimdi her şeyi ile saldırırsa hiç uğraşamayacağım.)
"Sorry captain. We screwed"
Kusura kalma kaptan. Vidaladık.
(Yani diyor ki kusura kalmayacan artık kaptan yerin dibine girdik.)
"This three lives are yours. Now you are fully released"
Alın üçünüzün canları. Artık tamamen özgürsünüz.
(Yani diyor ki gönlünüz rahat olsun, gidebilirsiniz.)
"Does this meet your demands Trafalgar?"
İhtiyacın görüldü mü Trao?
(Yani diyor ki tamam mıyız?)
Sırayla gidelim.Hoşgeldiin
Hawkins orada Bepo'ları salarken sizler pazarlık kozundan başka bir şey değildiniz diyor. Yani adamın baştan beri planı, hedefi buydu. Law'dan korktuğu için öyle hareket etmişe benzemiyor hiç.
Law'un görünürde herhangi bir planı yok. Tayfası haklı olarak kaptanı için endişeleniyor ve ona öncelik tanıyor. Bu uğurda Wano'luların planına zarar vermedikleri sürece sorun yok bence. Ki o durumda da en çok Law üzülür.
Bu Law'un planı var meselesi WCI'daki Sanji'nin planı var meselesine dönüyor