Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

[İnceleme] Oyun İncelemeleri

Dishonored

Yönetmen:
Raphaël Colantonio, Dinga Bakaba

Tür: Aksiyon, Macera, Gizlilik

Çıkış Yılı: 2012

Platform: PlayStation, Xbox, Microsoft Windows

Yayınlayan/Geliştiren: Bethesda/Arkane Studios



İnceleme

Hikayemizin ana karakteri bir asker ve aynı zamanda Kraliçe'nin özel koruması olan Corvo Attano, bizzat Kraliçe tarafından şehri içten içe çürüten veba hastalığına çare bulabilmesi için başka şehirlere gönderilmiş ve Kraliçe'ye raporunu çok geç olmadan sunabilmek için geri dönmesi beklenen tarihten iki gün önce şehre geri dönmüştür. Corvo raporunu teslim edebilmek için hiç vakit kaybetmeden Kraliçe'nin yanına gider. Görüşmeleri esnasında, özel güçleri olan suikastçılar Kraliçe'yi öldürür ve kızı Emily'i yanlarına alıp ortadan kaybolurlar.

Kraliçe'nin cesedinin yanında sadece Corvo kaldığı için, olay yerine gelen herkes Kraliçe'yi Corvo'nun öldürdüğünü düşünür. Corvo bunun üzerine hain ilan edilir ve rütbesi sökülür. İdam edilmek üzere hapse yollanır. Ama Corvo'nun Kraliçe'yi öldürmediği, ona tuzak kurulduğunu düşünen bazı kişiler hapisten kaçmasına yardım eder. Bu arkadaşlar da ölen Kraliçe'lerine bağlı, sadık adamlardır. Kraliçenin kızı Emily'nin tahta geçmesini istemektedirler. İşte hikayemiz de tam burada başlıyor. Amacımız Kraliçe'nin intikamını almak ve kızı Emily'i kurtarmak.

Hikayenin klişe olduğunu, basit bir hikaye gibi göründüğünü düşünebilirsiniz fakat işin aslı öyle değil. Basit gibi görünen ama iyice derinlere doğru inen bir hikayesi var. İşte bu yüzden sizi tam anlamıyla içine çekiyor hikaye. Oyun içerisinde çeşitli notların yanı sıra 50’den fazla kitap bulunmakta ve evrene dair çeşitli bilgiler içermekte. Bunları okumak kesinlikle oyun hakkında daha iyi bir fikir sahibi olmamıza yardımcı oluyor. Hikayemizin geçtiği şehrin ismi Dunwall. Dunwall yapımcılar tarafından çok sevilen, buhar gücü teknolojisine dayalı Steampunk tarzında tasarlanmış. Dunwall tasarlanırken, Victoria döneminin Londra'sı ve Edinburgh örnek alınmış. Giyim, kuşam vb. her şey o döneme ait.

Dishonored, veba salgının yaşandığı distopik bir orta çağ evreninde geçiyor. Bu sebeple de atmosfer biraz karanlık ve boğucu. Fakat gizlilik ve suikast teması ön planda olduğu için bu atmosfere uyum sağlamak zor olmuyor. Oyunun tasarımın dilinin de bu uyuma katkı sağladığı söylenebilir. Atmosfer ile beraber birleşince yaratılan dünyanın size daha çok geçmesini sağlıyor.

Hikâye, başından sonuna kadar bütünlüğünü koruyor, gereksiz görevler içermiyor. Her bölümde farklı bir olay gerçekleşiyor ve bu olaylar, bir sonraki bölümde yaşanacak olayları etkileyebiliyor. Oynanış temposu hiç düşmüyor. Ortalama uzunlukta süren bir hikâyeden sonra oyun sonlanıyor. Yaklaşık 12 saat süren bir hikaye modu mevcut.

Oynanış kısmı hiç şüphesiz bu oyunun en güçlü yanı. Oynanıştaki çeşitlilik, oyunu birçok farklı şekilde oynamanıza olanak sağlıyor. En sık kullandığımız özelliklerden birisi olan Blink yani ışınlanma özelliği, oynanışa yüksek miktarda akıcılık ve mobilite katıyor.

Oyundaki silahlarınızdan ve yapabileceklerinizden bahsedelim. Sağ elinizde her zaman kılıcınızı taşıyorsunuz. Yakın dövüşteki en büyük dostunuz kılıcınız. Sol elinizde duracak silahlarınız veya güçleriniz ise epey çeşitli. Silah olarak arbalet, tabanca, el bombası, yapışkan bomba, mayın gibi seçenekleriniz var. Arbaletiniz için normal oklar, uyku okları ve patlayıcı oklar takabiliyorsunuz. Tabancanız için de normal mermi ve patlayıcı mermi gibi seçenekleriniz var.

Piero Joplin sayesinde bu silahlarınızı geliştirebiliyorsunuz. Daha iyi nişan alma, daha fazla cephane, daha hızlı mermi doldurma gibi geliştirmeler yapmanız mevcut. Ayrıca koşarken daha sessiz olmanızı sağlayan, maskenizle daha yakını görebilmenizi sağlayan, zırhınızı daha dayanıklı hale getiren geliştirmeleri de Piero yapabiliyor. Görevlerde bulduğunuz planları ona getirmeniz yeterli.

Bunların yanında, özel yeteneklerimiz de bulunuyor. Yukarıda bahsettiğim Blink özelliğinin yanında, zamanı durdurabildiğimiz Bend Time, yerden fareler çıkartabildiğimiz Devouring Swarm, düşmanların zihnini kontrol edebildiğimiz Possession gibi birçok farklı yetenek mevcut. Her bölümde topladığımız rünlerle bu yetenekleri açıp geliştirebiliyoruz. Yeteneklerin kullanımı da oyuncuya bırakılmış, isterseniz bütün yetenekleri kullanabilirsiniz veya hiçbirini kullanmayabilirsiniz. Oynanış özgürlüğü ve çeşitliliği de buradan kaynaklanıyor.

Görevler gayet güzel tasarlanmış. Hiçbir bölümü oynarken sıkıldığımı hatırlamıyorum. Bazı NPC’lerden alabileceğiniz yan görevler de mevcut. Yan görevler birbirini tekrar etmiyor ve iyi oluşturulmuş. Bazen görevdeyken bir şey keşfettiğinizde karşınıza çıkıyor, bazen göreve gitmeden herhangi bir kişi ricada da bulunabiliyor. Bu görevleri yaptığınız taktirde ödül olarak para veya rün kazanmanın yanında, bulunduğumuz görevi kolaylaştıracak bir kısa yol tarzı ödüller de kazanabiliyoruz.

Etrafta araştırma yapmak ise oyuncuya bir çok avantaj sağlıyor, etraftan topladığımız bozukluklar sayesinde ekipmanlarımızı geliştirebiliyor ve yeni ekipmanlar edinebiliyoruz. Çeşitli yerlerde bulduğumuz rünler karakterimizi geliştirme konusunda önemli rol oynuyorlar. Geliştirme seçenekleri her ne kadar çok çeşitli olmasa da oynanışı kolaylaştırma ve farklılaştırma konusunda yararlılar.

Oynanış konusunda tamamen serbest bırakmışlar bizleri yapımcılar. İsterseniz herkesi biçerek, katliam yaparak ilerleyin veya gizlice kimseye görünmeden ve kimseye öldürmeden görevlerinizi tamamlayarak oyunun zevkini iki katına çıkarın. Yanlış duymadınız, oyunu kimseyi öldürmeden bitirmeniz mümkün. Veya hedefinizi birçok şekilde öldürebilmeniz. Zehir, silahlı saldırı, kılıçla suikast, kaza süsü verme, patlatıcı kullanma, düşmanlarınızı birbirine kırdırma vb. gibi bir çok yol mevcut.

Bölüm tasarımları başarılı ve geniş bu yüzden oyuncuyu bir yola mahkum etmiyor, oyuncunun kendi yolunu çizmesine olanak sağlıyor ve planını belirlemesi için seçenekler sunuyor, ilerleyişin oyuncuya bırakılması gerçekten güzel olmuş. İster çatılardan bir hayalet gibi, isterseniz de yerin altından sessizce ilerleyen bir yılan gibi hareket edebilirsiniz.

Bölüm tasarımlarının bize sağladığı avantajların yanında sahip olduğumuzu çeşitli ekipmanlar ve özel güçler sayesinde yolumuzu işgal eden düşmanlarını sessizce ortadan kaldırmakta mümkün. Gizli ilerlemek için bir çok yolumuz ve kendi yolumuzu yaratmak için bir çok olanağımız var.

Bazı öldürme yollarınız görevlere bağlı olmuş. Yani sadece bir görev için geçerli olabiliyor bazıları. Bu pek hoşuma gitmedi açıkçası. Yine de bu oyundaki öldürme çeşitliliğini kısıtlamıyor. Oyunu uzun saatler oynamış ve birden fazla kez bitirmiş biri olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki, bu oyunu gizlilik temalı oynarsanız çok daha zevk alacağınıza emin olabilirsiniz.

Oyunun sonunun da yapacağınız katliama göre değişeceğini belirtmiş olayım. Eğer önünüze geleni öldürüp, mutlu son arıyorsanız yanlış geldiniz. Veba olayı var hatırlarsanız, kimseye dalaşmadan gitmeniz lazım ki oyun mutlu son ile sona erebilsin. Oyunun teması gizlilik üzerine nihayetinde. Mecburen de olsa bir suikastçı oluyorsunuz, aranan bir adamsınız, başınızda bir ödül var ve ulu orta yerlerde herkese dalarak oynayıp, oyunu bu şekilde bitirmenin temaya pek uyacağını düşünmüyorum. Tabi sonrasında bu şekilde oyunu oynamanın keyfide bir farklı oluyor. Youtube'da özellikle harika kombolar çıkaran insanların videoları var.

Dishonored gizlilik temasının hakim olduğu bir oyun olsa da, oyuncuya iyi bir aksiyon da sunmakta ve bu aksiyonu farklı ve dinamik bir dövüş sistemi ile desteklemekte. Düşmanlarınıza bam güm girmek pek mümkün değil. Sizin düşmanlarınıza karşı gard aldığınız gibi düşmanlarınız da size karşı gard almaktalar ve bu gardı düşürmek sandığınız kadar kolay değil, karşı karşıya geçen mücadeleler de şansınız neredeyse düşmanınızla eşit fakat düşmanınızın bir açığını bulduğunuz an onu öldürmek oldukça kolay. Dövüş sisteminin esnek ve dinamik olması, her mücadeleyi farklı kılıyor ve bu da oyuncuya iyi bir aksiyon deneyimi sunuyor.

Böyle bir oynanışı olan oyun için de kolay demek yanlış olabilir fakat kesinlikle zor değil. Bazı bölümlerde zorlanabilirsiniz fakat birçok farklı yol olduğundan bir şekilde o bölümü geçebiliyorsunuz. Eğer oyunun mekaniklerini anlarsanız, hiç adam öldürmeden veya hiç kimseye görünmeden bile rahatça bölümleri geçebilirsiniz ki zaten bunlara özel başarımlar da mevcut.

Hazır bu konuya değinmişken, oyundaki kaos olayından da bahsetmek istiyorum. Gizli gitmek veya herkesi öldürüp ilerlemek oyunun gidişatını değiştiriyor. Örneğin, kimseyi öldürmeden gizli bir şekilde ilerlerseniz kaos seviyeniz düşük oluyor ve böylece bir sonraki bölümlerde daha az düşmanla karşılaşıyorsunuz. Ama herkesi öldürerek ilerlerseniz kaos seviyeniz yüksek oluyor ve düşman sıklığı artıyor.

DLC'ler birkaç yeni mekanik eklemekle beraber ana hikâyeyi başka açılardan görmenizi ve hikâyenin tamamlandığını hissetmenizi sağlıyor. Bu sebeple ana hikâyeyi bitirdikten sonra The Knife of Dunwall ve The Brigmore Witches isimli iki DLC’ye kesinlikle bir şans vermenizi tavsiye ederim. Eğer The Knife of Dunwall’ı oynadıysanız oradaki seçimlerinizi, kaos seviyenizi ve eşyalarınızı ikinci DLC'ye aktarabildiğinizi de ekleyeyim.

Grafiklere gelirsek çoğu kişi beğenmese bile ben o kadar kötü olduğunu düşünmüyorum. Üst düzey bir iş var diyemem fakat sanat tarzını bir hayli beğeniyorum. Realist bir grafik tarzından daha çok stilize edilmiş bir görsellik var karşımızda. Çevrede detay olarak bazı eksiklikler olsa da bunun 10 senelik bir oyun olduğunu hesaba katarsak kabul edilebilir bir seviyede olduğunu söyleyebilirim. Atmosferi yansıtma konusunda başarılı bir iş çıkarılmış.

Seslendirmeler gayet kaliteli. Karakterlerin konuşması gerçekten çok uyumlu ve düzgün olmuş. Karakter modellemeleri de gayet başarılı. Yalnız karakterlerde bir süre sonra aynı yüzü görmek biraz can sıkabiliyor. Atmosfere ve ambiyansa diyecek bir şey yok zaten. Kendinizi o dönemin içinde hissediyorsunuz adeta. Estetik açıdan göze hoş gelen birçok kareye rastlamanız mümkün.

Oyunun ses efektlerini ve müziklerini ise maalesef çok sevemedim. Özellikle de ses efektleri bir süre sonra kalitesiz gelmeye başlıyor. Oyunun çıktığı döneme göre değerlendirecek olursak belki ortalama seviyede diyebiliriz ama günümüze göre zayıf kalıyor. Aynı şekilde müziklere de bayıldığımı söyleyemeyeceğim. Zaten oyunda ki müzik sayısı bir hayli az. Güzel müzikler var elbette ama bana soracak olursanız o atmosferi daha iyi hissettirmeleri de mümkündü. Oyunun sonundaki müzik ve her askerin ıslıkla söylediği The Drunken Whaler şarkısı hoşuma gitti diyebilirim.

Toparlarsak Dishonored farklı ve entrikalar ile dolu olan hikayesi, hafızalarda yer edinen ilginç karakterleri, derin ve güzel olan evreni, oyuncuya sunduğu zengin ilerleyiş seçenekleri, kendine has mekanikleri ve etkileyici atmosferiyle kendi türünde eşine pek sık rastlanmayan bir oyun. Bu sebeple oynanmak için en azından bir şansı kesinlikle hak ediyor. Günümüzde de hâlâ oynanabilir durumda ve kolay kolay da eskimeyeceğini düşünüyorum. Ayrıca bitirdikten sonra da tekrar oynama isteği uyandıracak bir yapım olduğuna inanıyorum. Böylece her zamanki gibi incelemeyi buraya kadar okuyan herkesin gözlerinden öperek noktalıyorum.
 
Team Fortress 2

Tasarımcılar:
Robin Walker, John Cook

Tür: Çok oyunculu FPS

Çıkış Tarihi: 10 Ekim 2007

Platformlar: Microsoft Windows, MacOS, Linux, GeForce Now, PlayStation 3, Xbox 360, Klasik Mac OS

Yayınlayan/Geliştiren: Valve



Hikaye

Aslında hikaye modu diye bir şey bu oyunda olmasa da Valve'ın yıllardır internette çıkardığı çizgi romanlar ile az çok arka planında bir hikayesi mevcuttur Team Fortress 2'nin. Kısaca anlatmak gerekirse

Redmond,
Blutarch,
ve Gray Mann
1822'de silah şirketi Mann Co.'nun sahibi zengin İngiliz iş adamı Zepheniah Mann'in
oğulları olarak doğarlar. Gray, diğer kardeşlerinden daha zeki ve yetenekli doğmuştur, fakat bir kartal doğduğu eve girer ve onu kaçırır, yıllar boyunca kayıp kalır ve Blutarch ile Redmond'un uzun bir süre bir kardeşleri daha olduğundan haberi olmaz. 1860'larda Zepheniah ve oğulları Redmond ile Blutarch, Mann Co.'nun geleceği için Amerika'ya taşınırlar. Redmond ve Blutarch, Mann Co. için araziler satın alırlar ama bu araziler kurak ve ıssızdır. Bu arazilerden bir kazanç elde edemezler. Zepheniah iyice yaşlanmıştır. Ölmeden önce Mann Co.'yu yardımcısı Avustralyalı avcı Barnabas Hale'e,
mülkünü ise hizmetçisi Elizabeth'e bırakır.
Redmond ve Blutarch'a ise sadece arazileri bırakır. Aradan yıllar geçer, Blutarch kendi şirketi Builders League United'ı (BLU) kurar ve arazinin tamamını Redmond'dan alabilmek için paralı askerler


kiralar. Yine aynı şekilde Redmond da kendi şirketi Reliable Excavation Demolition'ı (RED) kurar ve o da paralı askerler kiralar.

Redmond ve Blutarch'ın savaşları yıllar boyu sürer. Kardeşler yaşlanmıştır. Blutarch ölümünün yakın olduğunu hisseder ve Radigan Conagher
adında bir mühendisi kendisine yaşam uzatma makinesi yapması için görevlendirir. Makine yapılsa bile bir enerji kaynağı bulunamaz. Daha sonra Conagher, kendisine Redmond'a da aynı makineden yapması karşılığında değerli bir maden olan "Avustralyum" teklif eden bir kadınla tanışır ve Conagher teklifi kabul eder. Fakat bilinmez ki Gray Mann için de bir yaşam uzatma makinesi yapılmıştır.

RED ve BLU'nun savaşları altmış yıldan fazla sürer. Redmond ve Blutarch 1968'de yeni paralı askerler kiralar. Saxton Hale
Mann Co.'nun CEO'su olmuştur ve iki tarafa da savaşlarda silah satmaktadır ve savaşlara Elizabeth'in torunu "Administrator"
hakemlik yapmaktadır.

Bir gün Redmond ve Blutrach birbirlerine buluşmak için mektup gönderirler. Buluşma sonucunda Redmond ve Blutrach barış anlaşması yaparlar. Fakat sonra Gray Mann gelir ve mektupları kendisinin yazdığı ortaya çıkar. Onların kardeşleri olduğunu söyler ve Mann Co.'nun yönetimini almak için birleşmelerini önerir. Redmond ve Blutrach bu teklifi reddeder. Gray Mann'de ikisini orada öldürür.

Sonra Gray, kendi robot ordusunu oluşturarak
Mann Co.'nun tüm şubelerine saldırır. Saxton Hale; Blutarch ve Redmond öldükten sonra işsiz kalan paralı askerleri Mann Co.'yu savunması için kiralar.

Evet kısaca arka plandaki hikayesi budur Team Fortress 2'nin. Şimdi her şeyden önce bu çizgi romanlar dağınık bir şekilde yayınlandığı için bende düzenli bir sırada anlatmaya çalıştım. Ve bu hikayenin devamı da mevcuttur. Team Fortress'ın kendi sitesinde sırası ile devamı seri bir şekilde anlatılmaktadır. Benim tavsiyem mutlaka okuyunuz. En az kendisi kadar absürt bir hikayeye ve evrene sahiptir Team Fortress. Ama yinede sizi içine çeker. Özellikle karakterlerini çok güzel bir şekilde işleyip anlatır. Ve hatta serinin kötü adamı olarak olabilecek en doğru seçimi yapmışlardır. Evet bu serinin ana kötüsü Gray Mann. Ama onunda yardım almak için yanına aldığı kötü adamlar çok güzel bir seçim olmuş bence. Onun dışında çizgi romanlardaki çizimlerde Team Fortress'ın stiline çok güzel uymuş bence. Fakat çizgi romanlar bir bakıma yarım kalıyor. Evet mevcut hikayenin bir sonu var ama devamı gelecek bir şekilde açık bırakıyorlar sonu. En son 2017'de yayınladılar bölüm. Ondan sonra gelmedi. Hala herkes bekliyor gelmesini. Bakıcaz artık. Kısacası çizimleri, karakterleri ve evreni ile çok güzel bir hikayesi vardır Team Fortess 2'nin.

Oynanış

Team Fortress 2, oyuncuların kırmızı ve mavi takım olmak üzere ikiye ayrılıp 9 ayrı karakter seçerek birbirleri ile mücadele ettiği bir online fps oyunudur. Source motoru ile yapılmıştır. Her karakterin kendine özgü özellikler ve silahları vardır. Gelin önce karakterlerden başlayalım.

Saldırı Sınıfı

Scout

Gerçek İsimi: Jeremy
Doğum Yeri: Boston
Seslendiren: Nathan Vetterlein

Scout, kendini beğenmiş, hızlı konuşan, beyzbol seven ve aklı pek çalışmayan bir gençtir.

Silahları:
-Çift namlulu kısa tüfek
-Tabanca
-Beyzbol sopası

Özellikleri:
-En hızlı karakterdir.
-Çift zıplar.
-En düşük cana sahip karakterdir.
-Bölge ele geçirmede ve vagon itmede diğer karakterlere kıyasla 2 kat hızlıdır.

Karakter müziği.

Soldier
Gerçek İsimi: Bilinmiyor
Doğum Yeri: Amerika
Seslendiren: Rick May (Huzur içinde yatsın)

Soldier, son derece amerikan milliyetçisi, komünist karşıtı, sert ve agresif olan eski bir askerdir. Ayrıca 6 bin yaşında olan Merasmus adındaki büyücü ile de oda arkadaşıdır.

Silahları:
-Bazuka
-Pompalı tüfek
-Kürek

Özellikleri:
-En çok cana sahip ikinci karakterdir.
-Hızı düşüktür.
-Roket sıçrayışı yapabilir.

Karakter müziği.

Pyro
Gerçek İsimi: Bilinmiyor
Doğum Yeri: Bilinmiyor
Seslendiren: Dennis Bateman

Pyro, lsd kafası yaşayan, genellikle kötü yaptığı şeyleri iyi yapmış olarak gören, ateşseksüel, maskesi yüzünden konuştukları anlaşılmayan manyak birisidir. Cinsiyeti bilinmese de önceki oyundaki Pyro kadın olduğu için kendisininde kadın olduğuna dair görüşler vardır.

Silahları:
-Ateş silahı
-Pompalı tüfek (Fakat genelde yerine fişek silahı kullanılır)
-Yangın baltası

Özellikleri:
-Kıyafeti ateş geçirmez.
-Mouse ile sağ tık yaparak basınçlı hava patlaması yapabilirsiniz. Bu özellik ile düşman saldırılarını (Bomba, roket vs.) geri çevirebilir, düşmanları geriye itebilir ve yanan arkadaşlarınızı söndürebilirsiniz.

Karakter müziği.

Savunma Sınıfı

Demoman

Gerçek İsimi: Tavish Finnegan DeGroot
Doğum Yeri: İskoçya
Seslendiren: Gary Schwartz

Demoman, su içer gibi içki içen, tek gözlü, kaba, sarhoş, 3 kelimesinden 2'si hakaret içeren, patlayıcı silahlara ilgisi olan bir İskoçyalı'dır. Gözünü kaybetme hikayesi ise ilginçtir. Çocuk yaşta, iş ararken Merasmus'un evini bulur. Merasmus onu kütüphanesini süpürmesi için tutar ama özellikle bombinomicon adındaki kitabı ellememesini söyler. Tabi ki bizimki eller ve sol gözünden olur. Yıllar sonra ise Merasmus, Soldier ile olan kavgasından dolayı sırf bizimkilere musallat olsun diye gözünü monoculus adında bir varlık olarak geri getirir.

Silahları:
-Bomba atar
-Yapışkan bomba atar
-İçki şişesi

Özellikleri:
-Yapışkan bomba ile yükseğe sıçraya bilir.
-Şişesi kırılsa da hasar vermeye devam eder.

Karakter müziği.

Heavy
Gerçek İsimi: Mikhail
Doğum Yeri: Sovyetler Birliği
Seslendiren: Gary Schwartz

Heavy, ciddi, sert, silahlarına kendi kızı gibi bakıp onlara isim koyan, Rus edebiyatında doktorası olan, bozuk ingilizce aksanı ile konuşan, iri yarı bir adamdır. Valve ve oyuncuların çoğuna göre oyunun yüzü olan karakterdir.

Silahları:
-Minigun
-Pompalı tüfek (Fakat genelde yerine sandviç kullanılır. Çünkü sağlık her daim önemlidir)
-Yumrukları

Özellikleri:
-Oyunda en çok cana sahip karakterdir.
-Oyundaki en yavaş karakterdir.

Karakter müziği. (Aslında oyunun ana müziği ama dediğim gibi oyunun yüzü olan karakter olduğu için genelde bu müzik kullanılır kendisi için)

Engineer
Gerçek İsimi: Dell Conagher (Evet ölümsüzlük makinesini bulan adamın torunu olur kendisi)
Doğum Yeri: Teksas
Seslendiren: Grant Goodeve

Engineer, rahat, keyfine düşkün, çalışmayı seven, zeki ama hafif deli, silahları sonuna kadar destekleyen bir mühendistir.

Silahları:
-Pompalı tüfek
-Tabanca
-İngiliz anahtarı
-Kurulum aracı
-İmha aracı

Makineleri:
-Taret
-Dağıtıcı
-Işınlayıcı

Özellikleri:
-Her makinesinin maksimum 3 seviyesi vardır.
-İngiliz anahtarı ile makinelerini yükseltebilir, onarabilir ve bozucuları kırabilir.

Karakter müziği.

Savunma Sınıfı

Medic

Gerçek İsimi: Ludwig
Doğum Yeri: Almanya
Seslendiren: Robin Atkin Downes

Medic, işini seven fakat son derece kötü olan, tabiri caiz ise deli, karşısındakilere saygılı, güvercin beslemeyi seven, teknik olarak lisansları olmadığı için doktor olmayan bir doktordur.

Silahları:
-Şırınga silahı
-İyileştirme silahı
-Kemik testeresi

Özellikleri:
-Takım arkadaşlarını iyileştirdikçe überşarj adındaki barı dolar. Sağ tık yaparak can verdiği oyuncuyu kısa bir süreliğine yenilmez yapar.

Karakter müziği.

Sniper
Gerçek İsimi: Bay Mundy
Doğum Yeri: Avustralya
Seslendiren: John Patrick Lowrie

Sniper, kendi deyimi ile işinde profesyonel, havalı takılan, genelde karavanında yaşayan ve ailesi tarafından yaptığı iş desteklenmeyen bir keskin nişancıdır.

Silahları:
-Keskin nişancı tüfeği
-SMG
-Gurka Kaması

Özellikleri:
-Kafadan vuruş yapınca rakibi tek atışta öldürür.

Karakter müziği. (Valve tarafından yapılmamış tek karakter müziğidir)

Spy
Gerçek İsimi: Bilinmiyor
Doğum Yeri: Fransa
Seslendiren: Dennis Bateman

Spy, centilmen, sakin, yeri geldi mi karşısındakini aşağlayan, sigarası ağzından asla düşmeyen bir casustur.

Silahları:
-Altıpatlar
-Bıçak
-Kılık değiştirme seti
-Görünmezlik saati
-Bozucu

Özellikleri:
-Arkadan bıçaklayınca rakibe tek atar.
-Görünmez olduğunda ve kılık değiştirdiğinde saldırıya geçecekse normal haline döner.
-Bozucuları engineer tarafından kırılabilir.

Karakter müziği.

Evet karakterler bu kadar. Şimdi ''Bunca sene sadece 9 karakter ile oyun nasıl sıkmaya bilir?'' diyebilirsiniz. Yukarıda da bahsettiğim gibi silahları değiştirebiliyoruz. O yüzden yeni karakter eklenmesine gerek kalmadan yıllarca 9 karakter ile oynanışı çeşitlendirmeyi başardılar. Bu silahlar size zamanla kendiliğinden, belli görevler yapılarak yada satın alınarak düşebilir. Ve oyunda en çok hoşuma giden şey her karakterin aslında absürt derecede güçlü olması. Tabi arada düzenlemeler getiriyorlar ama genel olarak hiçbir karakter diğer karakterlerden üstün değil. Olay tamamen oyuncuda bitiyor. O yüzden çok fazla düzenlemeye gerek kalmıyor. Yani tek bir karakterde ustalaşırsanız oyunu zaten efsane bir şekilde oynarsınız. Şimdi oyun modlarına geçelim.

Oyun Modları

Kontrol Noktaları

Bu modda belli sayılarda kontrol noktaları olur. Belli bir sürede tüm noktaları ele geçiren takım kazanır. 2 kere bunu başaran takım maçı kazanır. Eğer ki süre bitene kadar herhangi bir takım bölgelerin hepsini ele geçirememişse o el berabere biter ve yeniden başlar.

Bayrak Kapmaca
Her takımın kendi üslerinde çantaları olur. Ana amaç her iki takımında çantaları alıp kendi üslerine getirmesidir. Bunu 3 kere başaran takım maçı kazanır.

Yük Vagonu
Bir takım yükü belli bir noktaya götürür. Diğer takım ise o noktayı savunur. Sonraki el ise roller değişir. Her takım 2 kere kazanana kadar bu devam eder.

Tepenin Hakimi
Bu modda tek bir kontrol noktası vardır. Eğer bir takım o noktayı ele geçirirse kendi takımlarının geri sayımı başlar ve 3 dakikayı bitirmeye çalışırlar. Fakat başka bir takım bölgeyi ele geçirirse süre durur ve diğer takım için geri sayım başlar. 3 dakikayı bitiren maçı kazanır.

Bunlar temel modlar. Başka fan yapımı yada özel modlarda var ama temelleri anlatmak yeterli olur. Şimdi gelelim neden bu oyun bu kadar eğlenceli. Her şeyden önce oyunda taktik yapmaya gerek yok. Tabi yine belli başlı uygulayabileceğiniz taktikler var ama illa kazanmak için bunlar zorunlu değil. Zaten asıl olay kazanmakta değil. Asıl olay eğlenmek. Hangi oyunun ortasında durup her iki takımda dans etmeye başlar ki? Oyunu güzel yapan şey bu. Kaybetseniz bile günün sonunda eğlenmiş oluyorsunuz. Herkes oyunu istediği gibi oynayıp kazanabilir. İlla birbirinize ile yazışıp sesli konuşmanıza gerek yok. Zaten oyunun olayı belli. Ne yapacağınız tamamen size kalmış. Bana sorucak olursanız kendisinden sonra gelen benzer işlerinden (Overwatch, valorant, paladins vs.) ayıran en büyük özelliği bu. Saf eğlence.

Müzik
Yani lütfen, Yukarıda o kadar müzik paylaştım. Tekrar bir şeyler atmama gerek yok sanırım. Ve objektif bir şekilde online oyun camiasındaki en iyi müziklere sahip oyundur. Hiç oydu şuydu demeye gerek yok. Kazanan belli.

Yoruldum ya... Bu kadar efsane bir oyunun hakkını elimden geldiği kadar vermeye çalıştım ama hala çok az şey demişim gibi hissediyorum. Eğer bu tarz oyunları seviyorsanız işte size bu oyunların zirvesi. Ve sadece kendi türünde değil. Online fps camiasınında en iyi oyunudur bence. Neyse çok fazla kesin konuştum bu kadar yeter bence. Okuduysanız teşekkür ederim. Ve iyi günler dilerim.
 
Son düzenleme:

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 1)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık