Hazır gelmişken bir iki tane karakter daha yazıyım. Konuda biraz üstte kalsın. Belki başka yazanlar çıkar.Evet kısa bir aradan sonra gene muhteşem yaratıcılığımı konuşturarak harika bir hikaye yazdım. Bunda biraz daha karakterler üzerine yoğunlaştığım için evren kısmına çok bir şey yazamadım. Zaten genel olarak komedi üzerine kurulu. Neyse hadi başlayalım.
Evren
Masallar alemi diyebileceğimiz bir evrende geçiyor. Ama sadece masal ögelerini içermiyor. Aynı zamanda başka mitolojilerden karakterler ve mekanlar var. Mesela İskandinav mitolojisinden Valhalla var. Bir başka olarak samuray ve ninjalar da var. Köyler ve krallıklar mevcut. Köylerde sıklıkla insanların istediği işler oluyor. Kahramanları genelde bu işlere yardım edip para topluyorlar. Tabi arada zor işlerde oluyor. Krallıkların işleri ise daha büyük oluyor. Daha büyük görevler. Ejderha kesmek gibi.
Hikaye
Stalyos isminde bir kahramanımız vardır. Bir gün ormanda yürürken taşın üzerinde bir kılıç görür. Taşın üzerinde ''Zerot'' yazmaktadır. Kılıcın adı budur. Kılıca dokunduğunda yaşlı bir adam belirir. Kılıcı sadece laik olan kişinin kayadan çıkarabileceğini söyler. Bizimki kılıcı kayadan çekmeyi dener ve yapamaz. Daha sonra kılıcın olduğu kayayı topraktan çıkarır. Ve kılıcı tutarak sert bir şekilde yanındaki büyük bir kayaya vuru. Taş kırılır ve kılıç tamamen gözükür. Doğal olarak kılıcın yeni sahibi Stalyos'tur. O günden sonra kılıcı alarak daha büyük hedeflere çıkar.
Ana Karakterler
Stalyos:
25 yaşındadır. Hafif uzun gri saçları vardır. Boyu 1.93'tür. Kaslı bir yapısı vardır. Acayip derecede güçlüdür. Çok olmasa da bencil birisidir. Sadece işine gelen ve yapabileceği görevleri kabul eder. Aksi takdirde hiç birini kabul etmez. Genede insanlara yardım edince sevinir. Çünkü bir işe yaradığını düşünür. Sıkça millet ile dalga geçer. İşine yarayacak arkadaşlar seçer. Eğer bir savaşa girdiğinde sinirlenirse sonuç ne olursa olsun kazanmak için elinden geleni ardına koymaz. Duşa donla girmek, yaşlı kadınlardan para yerine ev yemeği almak, bir kız kendisine çıkma teklif ettiğinde yüzünü ekşitmek gibi huyları vardır.
Blue:
14 yaşındadır. Kısa mavi saçları vardır. Boyu 1.50'dir. Stalyos ile ilk tanışan kişidir. Kılıcın sahibi olmasına hayran kalıp onu izlemiştir. İlk yaptığı iş sadece kılıcı taşımak olmuştur. Ondan sonra kılıç için bir kılıf yapmıştır. Daha sonra çeşitli işlerde Stalyos'a yardım etmiştir. Peri güçleri vardır fakat bunu bilmez. Çoğu olaya aşırı tepki verir. Stalyos'u farkında olmadan bir tane ejderha yumurtası yiyecekken sırtına atlamıştır. Kulağına korkutucu bir şekilde ''Boynunu kırarım.'' demiştir. Arkadaşlarına çok önem verir. Yardımcı olmak için elinden geleni yapar. Günün sonunda çok övgü alır. Ama eline geçen tek ödül dondurmadır.
Solo:
20 yaşındadır. Kısa siyah saçları vardır. Boyu 1.78'dir. Stalyos onu yanına kendisi hakkında şarkı yazması için almıştır. Çünkü işi kahramanlara şarkı yazmaktır. Çok yaratıcı değildir. Stalyos'a hakkındaki ilk şarkısı ''Toss a butter to your Stalyos'' tur. Stalyos'un dövüşlerinin çoğunu kaçırdığı için hakkında pek özgün şarkı yazamaz. Şarkı işleri dışında sıkça Stalyos'a sataşır. Ucu kendisine değmeyen bir işe bakmaz. Tepki bile vermez. Efsane kumar oynar. Ama ortaya hiç bir şey koymaz. Yeni tanıştığı insanlara genellikle sıcak yaklaşır.
Bu kadar. Daha fazla şey yazardım ama üşendim.
Gumbor:
Daha çok ölüm kralı olarak bilinir. Şuan ki tipi her ne kadar kayık olsa da eski hali dillere destandır. Dünyadaki en kötü insan olarak bilinir. Kimse adını anmak istemez. Bir sürü halt yemiştir. Mesela bir krallığın yeni doğan prensesini kaçırıp direkt ormana bırakmıştır. Direkt düz çalılara bir yere koymuştur. Kimse bulamasın diyede büyü yapmıştır. Tabi doğal olarak krallıkta alarm verilir. Herkes prensesi arar. Gumbor da hallerini izleyip katıla katıla güler. Günlük eğlencesi ise yıllar önce sevgilisini taşa çevirdiği bir kadının gereksiz çabasını izlemektir. Kadın normalde onu hala normal gibi görür. Ama aslında taş olduğu için adam onla hiç konuşamaz. Kadında her gün onun yanına gelip sürekli iletişime geçmeye çalışır. Tabi Gumbor da buna bakıp dalga geçer. Peki neden bunları yapıyor diye soracaksınızdır. Özel bir nedeni yok. Sadece canı kötülük yapmayı seviyor. Oda öyle yapıyor. Sonuçta insanın canının istediğini yapması kadar doğal bir şey yoktur.
Büyük İmparator:
Dünyanın en güçlü kralı olarak bilinir. Acımasız, gaddar ve soğuk kanlıdır. En azından dünya onu öyle bilir. Normalde evinde bir aile babasından farksızdır. İşleri yüzünden eşiyle çok zaman geçiremezler. Genellikle eşinden azar işitir. Oğlu ise kendisi gibi olmaya çalışır. Ama genelde sorunlara neden olduğu için onunla da ilgilenmeye çalışır. Her şeye rağmen iyi bir aile babası olmak için çabalar.
Yoşi:
Dünyanın en iyi kılıç ustası olmak ister. Yada en güçlü. Çok bir fark yok gerçi aralarında. Lakin çocukluğundan beri peşini bırakmayan çok kötü bir durum buna engel olur. O durum üşengeçliktir. Çalışmaya üşenir. Bazen sadece arada çok gaza gelip feci derecede çalışır.