Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

İzlediğiniz Son Film

Argo



Argo, 1979 yılında İran İslam Devrimi esnasında Tahran'da meydana gelen rehine krizi olayında, ABD büyükelçiliğinde bulunan ve Kanada Büyükelçiliğine kaçan altı ABD'li diplomatın İran'dan kaçırılması olayı dramatize edilmektedir. Kaçırılma operasyonunun adı Canadian Caper olarak adlandırılmıştır. Hikaye 2007 yılında CIA operasyon sorumlusu olan Tony Mendez'in yazdığı "The Master of Disguise" isimli kitap ve Joshuah Berman'ın konu hakkında Wired isimli dergide yazdığı "The Great Escape" isimli makale ile açığa çıkmıştır.

Filmi beğendim. Vermek istediği duyguları seyirciye yansıtmayı başarmış. Ben Affleck çok düz oynamış, ama rolüne uymuş. Kalan oyuncular da epey başarılıydı. Ancak şahsen en iyi film oskarını hak ettiğini düşünmüyorum. Ancak yine de tavsiye ederim.
Nerdeyse sıfır aksiyon sahnesiyle böyle bi film yapmak bence her türlü en iyi film ödülünü alır. Klasik silahlı, kovalamacalı bol gürültülü filmlerden değil. Hatta filmde güzel kadın bile yok. Adamlar sadece hikayeyi anlatmışlar ve bunu da mümkün mertebe iran'ı da barbar, katil, vahşi göstermeden yapmışlar. Gişe'ye değil de hikayeye yatırım yapmaları benim için yeterli.
 
Nerdeyse sıfır aksiyon sahnesiyle böyle bi film yapmak bence her türlü en iyi film ödülünü alır. Klasik silahlı, kovalamacalı bol gürültülü filmlerden değil. Hatta filmde güzel kadın bile yok. Adamlar sadece hikayeyi anlatmışlar ve bunu da mümkün mertebe iran'ı da barbar, katil, vahşi göstermeden yapmışlar. Gişe'ye değil de hikayeye yatırım yapmaları benim için yeterli.
Oscarı Life of Pi'nin alması gerekti bence.Hikayenin hakkını vermişler.Salonda en çok alkışta zaten ona gitmiş.Henüz izlemedim gerçi Argoyu izledikten sonra yanlış düşünüp düşünmediğimi daha net anlayacağım.
 
Nerdeyse sıfır aksiyon sahnesiyle böyle bi film yapmak bence her türlü en iyi film ödülünü alır. Klasik silahlı, kovalamacalı bol gürültülü filmlerden değil. Hatta filmde güzel kadın bile yok. Adamlar sadece hikayeyi anlatmışlar ve bunu da mümkün mertebe iran'ı da barbar, katil, vahşi göstermeden yapmışlar. Gişe'ye değil de hikayeye yatırım yapmaları benim için yeterli.
Film kötü değil, ama rakiplerine göre biraz geride kalıyor en iyi film oskarı için.
 

Deli Paşa

Star Wars Episode V - The Empire Strikes Back



Film Ölüm Yıldızı'nın imha edilmesinin üç yıl sonrasında geçer. Luke Skywalker, Han Solo, Prenses Leia Organa ve Asi İttifak ekibinin geri kalanı Darth Vader ve İmparatorluk'un elit güçleri tarafından takip altına alınır. Luke, Dagobah'a Jedi Ustası Yoda'dan eğitim almaya gider. Han Solo da Leia Organa'yı yanına alıp eski dostu Lando Calrissian'nın yöneticisi olduğu Bulut şehrine gider. Luke kendisine gizli bir tuzak hazırlayan Darth Vader'dan şok edici bir gerçeği öğrenecektir.

Seriyi baştan izliyorum. Klon Savaşlarını da aradan çıkartmak istiyordum ama daha önce izlediğim bölümler yüzünden bazı sahneler tat vermiyor. Belki sonra.
 
The Aviator



Ergenlikten yeni çıkmış Howard Hughes, babasının matkap ucu fabrikasından kalan serveti, I. Dünya Savaşı'nda savaşan uçakları konu alan "Cehennem Melekleri" adında bir film çekmek için kullanmak gibi çılgın bir karar alan Hughes, benzeri olmayan bir film yapmak üzere yola çıkar ve bu yol ona büyük bir şöhreti de beraberinde getirir.

Di Caprio elinden geleni yapmış çok iyi oynamış.Yinede bu role uygun olup olmadığı tartışılır.Filme gerçekten özenilmiş Scorsese iyi iş çıkarmış.Dönemle ilgili detaylar yerli yerinde.Ancak sanki eksik birşeyler vardı o havayı tam olarak veremedi.Belkide tamamen siyah beyaz olmadığı için olabilir.Uçma tutkusunu ve girişimciliğin önemini güzel aktarmış.İzlemeye değer,özellikle ikinci yarısını oldukça akıcı buldum.
 
Life of Pi



Hindistan’dan Kanada’ya giden bir yük gemisi, içindeki hemen hemen tüm canlılarla birlikte trajik şekilde batar. Bir can kurtaran filikası, uçsuz bucaksız vahşi Pasifik Okyanusu'nun ortasında yapayalnız kalır. Sandalın hayatta kalmayı başarabilen mürettebatı ise bir sırtlan, kırık bacaklı bir zebra, bir orangutan, Richard Parker adında üç yüz kiloluk bir Bengal kaplanı ve Pi adlı 16 yaşında Hintli bir çocuktan oluşmaktadır. Pi'nin hayvanat bahçesi işleten ve hayvanlarıyla göç yoluna koyulan ailesi, batan gemide yaşamını kaybetmiştir.
Pi, kurtuluş yok gibi görünen bu okyanusta zayıf bir sandalda yanındaki hayvanlarla birlikte hayatta kalma savaşı verir ve keskin zekası ve zooloji bilgisiyle besin zincirine kurban gitmez. Ama şimdi Bengal Kaplanı ile teknede baş başa kalmıştır. Dev kaplana yem olmamak için hayvanla anlaşmanın ve yakınlaşmanın yollarını bulur. Sıra dışı yolculuk sona ermeden büyülü bir adaya varacaktır...

Güzel bir filmdi, ancak aşırı derecede abartıldığını düşünüyorum. Beklentilerim de birazcık yüksekti, ama tam istediğim randımanı alamadım. Alt metinleri gayet açık ve netti. Pi'yı dinleyen adam gibi seyircilerin çoğu kaplanlı hikayeyi tercih etmiştir muhtemelen, ancak bana göre asıl hikaye daha iyiyidi.
 
The Last Stand



Pişmanlık içinde bir hayat sürmesine neden olan bir operasyondan sonra Los Angeles Polis Departmanı’nın Narkotik bölümündeki görevinden ayrılan Şerif Ray Owens Los Angeles’tan ayrılır ve sessiz sakin bir sınır kasabası olan Sommerton’a yerleşerek gerçekleşen küçük suçlarla savaşmaya başlar. Ancak bu huzurlu ortam, batı yarımkürenin en çok aranan uyuşturucu karteli lideri Gabriel Cortez bir FBI konvoyundan kaçınca bozulur.

Arnold ustanın sinemaya geri döndüğünü görünce indirip izledim.Açıkçası çok bir beklentim yoktu tipik aksiyon filmi olduğu belliydi.Ancak beklediğimden biraz daha iyi çıktı diyebilirim.Hikayede klişe yanlar var ama sahnelerde ve sahnelerin çekiminde pek yok.Senaryonun işleyişinde mantık hatasıda pek yoktu ve absürd sahneler azdı.Bu açıdan bir transporterdan daha gerçekçiydi.Arnold ustanın eski filmlerine göndermelerde vardı.Kötü karakteri de beğendim,diyaloglarda fena sayılmazdı.Aynı unforgiven filminde olduğu gibi yaşlanıldığı hissi seyirciye iyi verilmişti.En çok bu nokta hoşuma gitti diyebilirim.Zaman geçirmek için oldukça keyifliydi,sıkılmadan izledim.
 
Cloud Atlas



1850 yılında Pasifik Okyanusu'ndayız. Adam Ewing Yeni Zelanda'daki takım adalardan zorlu bir deniz yolculuğu yaparak Californiya’daki evine dönmektedir. 1930'lu yıllarda Belçika'da yaşayan beş parasız ama yetenekli bir bestekar olan Robert Frobisher'ın elinde Adam Ewing'in günlüğü vardır. Luisa Rey ise Reagan yönetimindeki Amerika'da yaşayan isyankar ruhlu bir gazetecidir. Yayın evi sahibi Timothy Cavendish ise alıcaklılarından canını kurtarmaya çalışır. Kendisini var eden sisteme isyan eden android garson Sonmi~451 ise yakın gelecekte Güney Kore'dedir. Zachry ise medeniyetin çöküşüne ve ilkel kabilelerin insanlığa hükmetmesine şahit olmak üzeredir...

Film diyetine girdiğim şu son zamanlarda en çok aklımda kalacak olan film oldu heralde. Uzun olmasına rağmen hikayeler arası nitelikli geçişler insanı ayık tutuyor. Mevzular birbirleriyle bağlantılı ama benim gibi izlerken birleşecekler mi acaba diye kastırmayın, sadece içerikleri benzer. Makyaj konusunda da çok ilerde olduklarını yine farkettiriyorlar. Benim için Halle Berry'nin olması bile yeterdi izlemem için ama gayet hoş bir film olmuş.
 
Iron Man 3



Milyarder iş adamı, kahraman ve mucit Tony Stark, bu sefer gücü ondan çok daha fazla, hatta sınırsız bir düşmanla karşı karşıya kalıyor. Üstelik bu düşman, o çok sinirlendirecek bir hamle yaparak özel hayatını yok ediyor. Stark şimdi bu olayların kaynağını araştıracağını zorlu bir mücadeleye giriyor. Fakat en yakınlarını korumak için zekasının ve cesaretinin yanı sıra içgüdülerine de ihtiyacı var. Stark'ın bu savaşında kafasında dönüp duran soru ise belki de tüm olayların en can alıcı yanı: Adam mıdır kıyafeti kıyafet yapan yoksa kıyafet midir adamı adam yapan?

[YOUTUBE]5EjG-1U3wqA[/YOUTUBE]

Film çok güzeldi. ^^ Çok komikti. Robert Downey'in oyunculuğuna bir kez daha hayran kaldım diyebilirim. Sinemasına gidip gitmeme konusunda kararsız olan varsa kesinlikle gitsin bence. Harikaydı.
 
Iron Man 3



Milyarder iş adamı, kahraman ve mucit Tony Stark, bu sefer gücü ondan çok daha fazla, hatta sınırsız bir düşmanla karşı karşıya kalıyor. Üstelik bu düşman, o çok sinirlendirecek bir hamle yaparak özel hayatını yok ediyor. Stark şimdi bu olayların kaynağını araştıracağını zorlu bir mücadeleye giriyor. Fakat en yakınlarını korumak için zekasının ve cesaretinin yanı sıra içgüdülerine de ihtiyacı var. Stark'ın bu savaşında kafasında dönüp duran soru ise belki de tüm olayların en can alıcı yanı: Adam mıdır kıyafeti kıyafet yapan yoksa kıyafet midir adamı adam yapan?

Ortalama bir filmdi, ancak ilk filmin yakınından bile geçemez. Oyunculuklar başarılı olsa da, konu çok sığ kalmış. Ayrıca Mandarin gibi bir düşmanın hakkını verememişler. Yine de izlenebilir.
 

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 3)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık