Net sıkıntılarımı hallettikten sonra bu haftaki filmi izledim.
Leave no Trace
Leave no Trace
Beklediğimden çok daha iyi bir filmle karşılaştım.Üst düzey bağımsız bir yapım olmuş.Cannes,Sundance gibi yerlere de yollanmış sanırım.
Önce doğa temalı bir maceradan kesit sunan bir film izlenimi veriyordu başlangıcında.Fakat başlangıçtan sonra aslında tam bir sistemden kaçış filmi olduğu anlaşılıyor.Baba bir asker ve gazi kaçırdığım birşey yoksa.Ve yaşadığı korkunç deneyimlerden sonra hükümetin,daha doğrusu hükümet de demeyelim sistemin tehlikesi konusunda gözleri açılıyor.Ve modern toplum içerisinde yaşamak istemiyor çünkü şehirler,modern toplum sistemin bir parçası.Her şekilde gözlendiğini,izlendiğini,kontrol edildiğini gayet iyi biliyor ve bu yüzden de gözetlenemeyeceği yerlerden biri olan parkta yaşamayı seçiyor.Biliyorsunuz Person of İnterest dizisi boşa çekilmedi.Özellikle Abd hükümetinin elinde toplumu sürekli izleyen yapay zekaların olma ihtimali yüksek ki bence çok abartı olmasa da en azından belli bir düzeyde var.Burada filmin başının aksine doğa sevgisi yüzünden değil de kontrol edilmek istemediği için doğayı seçtiğini görüyoruz bana göre.Sistemin kurallarına göre yaşamak istemiyor.Yakalandıktan sonra kaçtığında da bunu söylüyor zaten.Kurallara uymadığım için bizi ayıracaklardı diye.
Çok az şeye ihtiyacı varken ihtiyacı olmayanlar kendisine zorla dayatılıyor.Kaçtığı sisteme adapte olmak ve onlar için çalışmak zorunda bırakılıyor.Elbette tekrar yola koyuluyor.Kızı ise çok genç olduğu için bunları aynı şekilde görebilecek durumda değil.Hangi ortama girerse bağlanıyor ve sistem içinde yaşamak istiyor.Babası kızını okula göndermemiş bu da bir sahnede vurgulanıyor.Bunun sebebi de o yaşta gördüğü herşey beynine kazınabileceği,manipule edilebileceği için.Yani o yaşta tamamen müdahaleye değişime açık durumda.Nitekim babasının aksine çiftlik hayatını kolay benimsiyor.
Babası tüm olanlara rağmen doğada tek başına yaşamak konusunda ısrarcı ve ciddi zorluklar yaşıyor.Yaralanıyor.Kızını peşinde sürüklemek istemesine rağmen hayatta kalma konusunda yeterli değil ve kızını tehlikeye atıyor.Film bizi burada düşüncelerle birlikte bırakıyor.Doğru-yanlış ve ebeveyn olma konusunda.Doğru yada yanlış düşünmesi ebeveyn olmak bakımdan pek farketmiyor artık.Doğru düşünüyor olsa dahi.Kızını güvende tutabilecek mi sorusunu soruyoruz kendimize.
Filmin sonuna adım atmadan bu kadarını yeterli görüyorum.Filmin doğa görüntüleri başarılı.Duru ve sade bir anlatımı var.Çekimler ve sinematografi iyi.Cast daha iyi olabilirmiş ama yeterli yine bağımsız filmler için.Tabii filmde eksikler de var çok başarılı olmasına rağmen.Bu konu çok daha çarpıcı şekilde işlenebilirdi biraz yaratıcı dokunuşlardan ve daha fazla etkili sekanslardan mahrum kalmış açıkçası.Bu da biraz yönetmen kaynaklı.Ancak günümüzdeki sinema çölünde böyle filmler baştacı edilmeli çoğu da ediliyor zaten ki Cannes gibi platformlar kayıtsız kalmamış.
Önce doğa temalı bir maceradan kesit sunan bir film izlenimi veriyordu başlangıcında.Fakat başlangıçtan sonra aslında tam bir sistemden kaçış filmi olduğu anlaşılıyor.Baba bir asker ve gazi kaçırdığım birşey yoksa.Ve yaşadığı korkunç deneyimlerden sonra hükümetin,daha doğrusu hükümet de demeyelim sistemin tehlikesi konusunda gözleri açılıyor.Ve modern toplum içerisinde yaşamak istemiyor çünkü şehirler,modern toplum sistemin bir parçası.Her şekilde gözlendiğini,izlendiğini,kontrol edildiğini gayet iyi biliyor ve bu yüzden de gözetlenemeyeceği yerlerden biri olan parkta yaşamayı seçiyor.Biliyorsunuz Person of İnterest dizisi boşa çekilmedi.Özellikle Abd hükümetinin elinde toplumu sürekli izleyen yapay zekaların olma ihtimali yüksek ki bence çok abartı olmasa da en azından belli bir düzeyde var.Burada filmin başının aksine doğa sevgisi yüzünden değil de kontrol edilmek istemediği için doğayı seçtiğini görüyoruz bana göre.Sistemin kurallarına göre yaşamak istemiyor.Yakalandıktan sonra kaçtığında da bunu söylüyor zaten.Kurallara uymadığım için bizi ayıracaklardı diye.
Çok az şeye ihtiyacı varken ihtiyacı olmayanlar kendisine zorla dayatılıyor.Kaçtığı sisteme adapte olmak ve onlar için çalışmak zorunda bırakılıyor.Elbette tekrar yola koyuluyor.Kızı ise çok genç olduğu için bunları aynı şekilde görebilecek durumda değil.Hangi ortama girerse bağlanıyor ve sistem içinde yaşamak istiyor.Babası kızını okula göndermemiş bu da bir sahnede vurgulanıyor.Bunun sebebi de o yaşta gördüğü herşey beynine kazınabileceği,manipule edilebileceği için.Yani o yaşta tamamen müdahaleye değişime açık durumda.Nitekim babasının aksine çiftlik hayatını kolay benimsiyor.
Babası tüm olanlara rağmen doğada tek başına yaşamak konusunda ısrarcı ve ciddi zorluklar yaşıyor.Yaralanıyor.Kızını peşinde sürüklemek istemesine rağmen hayatta kalma konusunda yeterli değil ve kızını tehlikeye atıyor.Film bizi burada düşüncelerle birlikte bırakıyor.Doğru-yanlış ve ebeveyn olma konusunda.Doğru yada yanlış düşünmesi ebeveyn olmak bakımdan pek farketmiyor artık.Doğru düşünüyor olsa dahi.Kızını güvende tutabilecek mi sorusunu soruyoruz kendimize.
Filmin sonuna adım atmadan bu kadarını yeterli görüyorum.Filmin doğa görüntüleri başarılı.Duru ve sade bir anlatımı var.Çekimler ve sinematografi iyi.Cast daha iyi olabilirmiş ama yeterli yine bağımsız filmler için.Tabii filmde eksikler de var çok başarılı olmasına rağmen.Bu konu çok daha çarpıcı şekilde işlenebilirdi biraz yaratıcı dokunuşlardan ve daha fazla etkili sekanslardan mahrum kalmış açıkçası.Bu da biraz yönetmen kaynaklı.Ancak günümüzdeki sinema çölünde böyle filmler baştacı edilmeli çoğu da ediliyor zaten ki Cannes gibi platformlar kayıtsız kalmamış.
Son düzenleme: