İlk olarak, Denizcilerin planı yüzünden En Güçlü Adam olarak tanıtıldığı paneldeki hasta halini bile tam anlamıyla Marineford'da göremedik. Daha ciddi dövüşler başlamadan kendi adamı tarafından saldırıya uğradı. O saldırının etkisi ile ilgili tartışmalara girmeyeceğim. Bölümün adı One Man One Heart ve adam saldırıdan sonra kalbini tutarak konuşmasını yapıyor. Buna rağmen en güçlü amirali yerin dibine yollayacak gücü gösterdi bize.
Öyle olmadı. WB zaten yapacağı atağı yaptı. Ondan sonra bir atak yapmaya çalışırken mermi sikmadilar Teach konuştuğunu duyunca mermi yagdirdilar di mi? WB zaten yapabilecgi kadarını yaptı ama yeterli değildi. Tabi Akainu'ya iki Teach'e de tek attı.
Yapacağı atağı yaptığını nereden biliyorsun yahu? Dövüş gayet de devam edebilirdi orada. Teach resmen işin sonunun kötü olduğunu anlayınca tüm tayfasından yardım istedi. Bu yenilgiyi kabul etmekten farksız. Yerde kanlar içindeyken oturup Beyazsakal'a ateş ederken suratının aldığı dehşet ifadesi her şeyi anlatıyor. Ölümden döndü adam.
Akainu mevzusuna gelirsek, "WB Saka'ya iki attı diye kabul edenler, Saka da tek attı diye kabul etsin" tarzı bir şey demişsin. Herhalde savaş boyunca, Saka ve WB arasındaki final dövüşünden önce Beyazsakal'a hasar bırakan tek düşmanın Sakazuki olduğunu düşünüyorsun. Ki Sakazuki de ilk darbeyi Beyazsakal'ın hastalığının nüksetmesi ve dizlerinin üzerine çökmesi sayesinde indirip delmişti. Daha sonra bir yığın adam Beyazsakal'a saldırıp boyum kadar kılıç sapladı. Bir tarafta savaş boyunca kayda değer hiçbir darbe yememiş bir adam, diğer tarafta ölüm sahnesinde özellikle tüm denizcilerle neredeyse tek başına dövüştüğü belirtilen bir efsane. Bu ikisini bir tutmak çok mantıksız geliyor bana. Saka arkasında tüm ordusunun desteği varken bir zahmet ölümcül saldırı yapmayı başarsın. Ha yok ama, 267 kılıç yarası, isabet eden 152 mermi ve 46 gülle, Saka'nın darbe indirmesini sağlayan şartlar kimsenin umrunda değil. Beyazsakal sadece Teach veya Sakazuki ile kapışsa belki bu adamları onunla kıyaslayabilirdik. Fakat kimse adil bir şekilde adamın bileğini bükemedi. Bu da onun tüm handikaplara rağmen En Güçlü Adam unvanının haklı sahibi olduğunu kanıtlar nitelikte.