Sinemanın görsel gücünü bir parça hafife alıyorsun gibi geliyor. Hem bir kitabı filme uyarlamak satır satır, işlemek anlamına gelmiyor. Mediumlar bambaşka. Kitapta güçlü olan kısımlar filmde aynı etkiyi yaratmayabilir, burada devreye sinemanın etmenleri giriyor. Ki Monte Cristo da hikaye olarak ucuz diyebileceğimiz bir intikam hikayesi.
Fantastik, aksiyon yada bilim kurgu olsa kitap haklısın da. O zaman sinemanın görsel gücü ortaya çıkar. Bu tarz da olup da aslında kitabı kötü olup da filmi iyi olan örnekler vardır. Ama monte cristo da konu belli nasıl bir görsel güç sergileyebilirler. Kaç sayfa sadece bir hücrede geçiyor konu mesela. Gücü konudan, konunun ilmek ilmek işenmesinden geliyor. Sen o ilmekleri atarsan ortaya kötü bir eser çıkar.
Kitap gücünü hikayedeki sürükleyicilikten alıyordu bence. Bu sürükleyicilikte hikayenin güçlü kurgusu ve zero to hero konseptiyle intikamı birleştirmesine bağlıyorum ben. Bu kısımlara sadık kalındığı sürece, aradaki birkaç olayın gözden çıkarılması, veya değiştirilmesi iyi bir yönetmenlikle halledilebilir duruyor.
Ömer Kavur, Yavuz Turgul... Üçüncü isim gelmedi açıkçası.
Yeşim'i de dersin diye bekliyordum, yalan yok.
Natuk Baytan niye yok
Kemal Sunal yönetmenleri spamlicaksın diye etiketlememiştim seni..........Natuk Baytan niye yok
Atıf Yılmaz, Erdem Eğilmez ve Kartal Tibetle de çok çalışmış bunlar var ama
