Yazın için teşekkür ederim, ben de böyle anlamıştım. O yüzden gereksiz-yanlış kelime kullanımı var dedim. Yanılıyor olabilir ama mustarip kelimesi doğru kullanılmamış gibi. Orijinal cümle nasıl bilmiyorum ama kafama takıldığı için eve gidince Kabalcı yayınlarından çıkan baskıdaki cümleye baktım.''İmparatorluklar doğarken amaçsızlıktan mustarip değildir. Ama kökleştiklerinde hedefleri kaybolur ve yerini anlamsızlaşmış ritüeller alır. ''
Yazım ya da anlamda bir hata yok. Anladığım kadarıyla açıklama getireyim:
İmparatorlar ve devletler aynı insan gibidir. İnsanlar nasıl ki gençlik zamanlarında yaptıkları eylemleri işleri büyük bir heves, anlam ve amaç uğruna aparken yaşımız ilerledikçe bunların yerini alışkanlıklar alır ve anlamdan hissiyattan uzaklaşırız.
Herhangi bir dinde x ibadetini düşün. Ne olduğu önemli değil. Bu ibadeti yeni öğrenmiş biri heyecanlıdır onu gerçek bir amaç uğruna hissederek yapar. Bunu uzun yıllar tekrarlayan birinin beyni otomatik olarak bunu sürekli yaptığı için o konuda düşünmeyi bırakır. Bu X ibadeti bir alışkanlığa yani anlamsızlaşmış bir ritüelle dönüşür.
İşte aynı mantığı imparatorluklar için de düşünebilirsin. Bu yüzden imparatorluklarda insanlar gibi doğar, büyür ve ölür sözü vardır.
Yeni doğan her bir imparatorluğun büyük hedefleri, ideaları ve hayalleri vardır. Bu idealar uğruna fedakarlıklar yapılır. Bu fedakarlıkları halkın zihnin de tazedir. Yapılan anma ve törenler halk için hissiyatlıdır. Cumhuriyetin kurulumunu görmüş vatandaşlarda ülkeyi muasır medeniyetler seviyesine ulaştırma kaygısını görürken sonraki kuşaklarda bu kaygıyı pek göremiyoruz bu yüzden. Bundan 80 yıl önce yapılan Cumhuriyet bayramı ile günümüzde yapılan Cumhuriyet bayramı aynı etkiyi yaratmaz. Hangimizin dökülen kanlar uğruna bu bayramlarda gözlerimiz doluyor? Bayrak karşısında saygı duruşu duran(bu da bir ritüel) o dedelerimiz ile şuan bizlerin o saygı duruşunda hissettiklerimiz aynı değil.
İşte bazen bir kitabın cümlesinde böyle takılıp düşüncelere daldığım oluyor ve büyük bir tat alıyorum. Bunu film izlerken yapamıyorum. Film düşünmeye fırsat vermez. Eskiden çok film izleyen biri olarak o yüzde artık film izlemek yerine daha çok kitap okuyorum.
Ve şöyle:
İmparatorluklar doğarken hedefsiz değildir. Ama yerleşik hale geçtiklerinde hedefleri kaybolur ve yerini anlamsızlaşmış ritüeller alır.
Bu sanki daha doğru gibi.