Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

[Tartışma] Trans Kadınların Kadın Sporlarında Olması Hakkında

Trans Kadınların Kadın Takımlarında/Müsabakalarında Olması Doğru mu ?

  • Doğrudur, Kadın Takımlarında/Müsabakalarında Olmaları Adil Rekabeti Bozmuyor.

    Kullanılan: 13 6.6%
  • Yanlıştır, Kadın Takımlarında/Müsabakalarında Olmaları Adil Rekabeti Bozuyor.

    Kullanılan: 167 84.8%
  • Kararsız

    Kullanılan: 17 8.6%

  • Kullanılan toplam oy
    197
Konuda söz konusu Trans bireylerin herhangi bir tedavi sürecinden geçip geçmedikleri belirtilmemiş sanırım. Genel çerçevede yorumlamak gerekiyor, bu yüzden mesajım uzun olursa kusuruma bakmayın lütfen.

Öncelikle bu sorunun fiziksel kabiliyet gerektirmeyen sporlar(!) ile ilgili yönü de var. Satranç bildiğim kadarıyla bir spor dalı olarak kabul ediliyor. Ve alternatif seçenekleri olsa da genel olarak kadın-erkek ayrımı var. Her kesim tarafından bir spor dalı olarak kabul edilmese de e-spor için de bu geçerli. Bu sporlarda trans birey olup olmadığı fark etmeksizin cinsiyet ayrımı olmaması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü cinsiyetler arasında beyinlerde farklılıklar bulunsa da bireyler arasında önemli bir dengesizlik olmadığını somut olarak görebiliyoruz. Herhangi bir cinsiyet etiketi vurulmasına gerek olmayan ve ağırlıklı olarak fiziksel kabiliyete dayanmayan sporlarda cinsiyet ayrımı olmaması gerekiyor bence. Veya en azından en büyük turnuvalarda cinsiyet sınıflandırılmaması yapılmaması gerekir diye düşünüyorum. Örneğin en iyi satranç ustası tek bir kişi olmalı ve resmi bir turnuva ile belirlenmeli. Bu durumun motor sporları içinde geçerli olduğunu düşünüyorum. Ancak ilgi alanıma girmediği için bu sporlarda cinsiyet ayrımı olup olmadığını bilmiyorum.

Gelelim asıl tartışma konusuna; öncelikle bir birey kendisini nasıl hissediyorsa öyledir. Bunun bir tartışma konusu olduğunu düşünmüyorum. Ancak konu özelinde bunun sadece trans bireylere veya onların haklarına saygı duyma açısından değerlendirilmemeli. Çünkü bir birey kendisini kadın olarak görüyorsa öyledir ve bunun sorgulanması abes ancak bu durum başka insanların belirli haklarını, sosyal yaşamını veya ruhsal durumunu etkiliyorsa o zaman bunu sadece trans bireyler açısından değil diğer insanlar açısından da değerlendirmek gerekiyor. Bu yüzden bu soruya evet veya hayır demenin, trans bireylere saygılı veya saygısız olmakla ilgili olduğunu düşünmüyorum. İnsanların düşüncelerini de bu şekilde değerlendirmemek gerek. Maalesef bu tür hassas konular fikirlerin argümanları üzerinden tartışmaktan ziyade nasıl evet-hayır demezsin tartışmasına dönebiliyor. Eğer söz konusu sadece buysa, yani sadece evet veya hayırsa. benim cevabım "Şimdilik Hayır" gerisini okumanıza gerek yok : ))

Genelde insanlar bu konuyu tek bir açıdan değerlendiriyor. Trans kadınların spor yapma hakları veya cis kadınların haksızlığa uğraması gibi. Önemli olan mümkün mertebe her mağduriyet açısından empati kurmaya çalışmak.

Örneğin trans bir kadının bir denetleyici kurum aracılığıyla "yeterince kadın" olup olmadığının incelenmesinin kişinin mental sağlığına zarar vereceğini ve ahlaki olmadığını savunabilirsiniz. Ancak bununla birlikte cis bir kadının "tartıya çıkmamış" bir sporcuya karşı ezildiğinde nasıl hissedeceğini ve bu durumun sporun rekabet yönüne nasıl bir katkıda bulunduğunu da tartışmanız gerekir.

Öncelikle yeterli sayıda trans birey olmadığından, bu bireylere özel profesyonel lig şuan mümkün değil. Bununla birlikte sadece buna dayanarak sporda cinsiyet ayrımı olmaması gerektiğini savunmak da pek mantıklı değil. Çünkü kadın sporcu sayısı az olduğuna dayanarak cinsiyet ayrımı yapılmaması savunulmuyor ve sporda cinsiyet ayrımını gerektiren durum sayı ile ilgili değil. Rekabeti daha adil kılmak için böyle bir ayrım var. Bu sebeple daha azınlıkta olanların hakkını savunmak için çoğunluğun hakkını zedelemeyi çözüm olarak getirmek pek yeterli bir çözüm değil.

Eğer burada söz konusu olan trans bireylerin profesyonel sporcu olmalarından ziyade spor etkinliklerinde bulunabilmesi ise, bunu sağlamak, hatta bazı bölgelerde profesyonel olmasa da özerk ligler, yarışmalar oluşturmak mümkün. Çünkü böyle bir etkinlik için sadece trans kadınların katılması şart değil. Tüm trans bireyler ve cinsiyet ayrımının kendisi açısından önemli olmayan tüm erkek ve kadınlar da bu etkinliklere katılabilir. Eğer rekabet yeterince ilgi çekici olursa etkinlikler daha çok fon çeker ve trasn bireylerin sporcu olmak için hormon terapisi veya cinsiyet denetimi gibi zorunlu aşamalardan geçmesinin önüne geçilmiş olur.

Ancak bu çözümde iki sorun var.

Birincisi bu sorun genel problemi çözse de çok az sayıda olan profesyonel sporcu olabileceklere çözüm sunmuyor. Hepsi profesyonel sporcu olmak isteyebilir ama isteyenlere oranla buna erişenler çok çok az sayıdadır. Spor ile ciddi şekilde ilgilenenler %20 olsa bile profesyonel olabilecekler %1'den bile çok daha az olacağını düşünüyorum. Ancak yine de sonuç olarak ortada problemin çözülmemiş bir kısmı kalacaktır.

İkincisi böyle bir çözümün güç ve para sahiplerine getirisi ne? Şuan onlara bunun bir tartışma konusu olması çok daha fazla getiri sağlıyor. Yoksa bu soruna sözde dikkat çekenler istese bu soruna fon ayırarak büyük oranda giderebilirler. Yine profesyonel sporculara çözüm olmaz ancak büyük oranda bu sorunu çözerler. Ve bu şekilde bir çözüm yolunun olması, diğer insanların spor yaşamına zarar vermeyi göze alarak trans bireylerin spor yapma hakkını savunurken çok da tarafsız bir bakış açısına sahip olmadıklarını ve enerjilerini ve tepkilerini yanlış yere yönelttiklerini gösteriyor.

Yukarıda kabaca bahsettiğim sebeplerle bu sorunun trans bireylerin spor yapma veya sporda rekabet etme sorunu olduğunu düşünmüyorum. Bu sporun zaten azınlık olan trans bireylerin arasında da azınlık olan profesyonel sporcu olan/olabilecek olanlarla ilgilidir. Bu yüzden bu konuyu ele alırken azınlığın içerisindeki azınlıktan bahsedildiği unutulmamalıdır.

Peki bir cinsiyet ayrımı veya cinsiyet kontrolü zorunlu mu? Yani cinsiyetler arasındaki fark aşılması beklenmeyecek kadar çok mu?
Bence evet. Kadın - Erkek arasındaki performans farkının en az olabileceği örnek 100 metre koşusu olabilir. Veya uzun atlama. Bu yarışlar çok kısa sürmesi sebebiyle aradaki farkın açılması için yeterli zaman olmayabilir vs.

Ancak bu sporlarda bile Erkeklerin en eski rekor kayıtları kadınların tüm rekorlarının önünde diyebiliriz. M.Ö rekor kayıtları bile modern kadın rekorlarının zirvesinde yer alıyor. Bu da şu anlama geliyor eğer tüm spor branşlarında cinsiyet ayrımı kaldırılırsa kadınların neredeyse hiç bir başarısı göze çarpmayacaktır. Bu sebeple çoğu profesyonel sporda cinsiyet ayrımı doğal olarak da cinsiyet denetimi zorunlu olmaktadır. Çünkü aksi taktirde çok daha büyük mağduriyetler ortaya çıkacaktır.

Peki eğer bilimsel açıdan mümkünse, hormon terapisi ile kadınların fizyolojisine denk bireyler aynı profesyonel müsabakalarda yer alabilir mi?

Böyle bir şey bilimsel olarak net ortaya konmuşsa veya genel literatürde görüş bu yönde ise elbette evet. Aynı şey trans erkekler için de geçerlidir. Ancak bir konuda bilimsel veri olması veya bilimsel çalışmalar olması bu konunun tamamen bilimsel olarak kabul edildiği anlamına gelmez. Bugün bu konuda bir çok farklı sonuca ulaşılabilir. Çünkü bilim kelimesinin yanında daha ağır basan bir "insan" ifadesi var. Bilimsel çalışmalar insanların ideolojilerinden, beklentilerinden vs. her zaman etkilenir. Ancak ne kadar zaman alırsa alsın eninde sonunda insan olmanın getirdiği zayıflıklardan arınır bilim. Ve o zamana kadar bilimsel veriler bir sonuca ulaşmak için yeterince artmış olur. Ancak o zaman ancak bu denkliğin hormon terapisi ile sağlanıp sağlanamayacağına net bir karar verilebilir. Şuan literatürde genel olarak bu denkliğin sağlanabildiğini söyleyebilmemiz için yeterli veri yok. Yani bir bilimsel makale bunu genel literatür haline getirmiyor. Aksi için de aynı şey geçerli.

Bilimsel açıdan mümkün olduğunda da, bir profesyonel sporcunun verimli çağlarına kadar bu denkliğin sağlanıp sağlanamayacağı, eğer çok erken terapi gerekiyorsa bunun etik durumu ve normalde bu terapiye gerek görmeyen bireylerin de bu terapiye özendirilmesi/mecbur bırakılması gibi durumları ayrıca tartışmak gerekir.

Eğer buraya kadar aynı düşünüyorsak. Yani bilimsel açıdan genel literatüre göre trans bireylerin adil rekabet açısından diğer bireylerle fizyolojik açıdan dengelenmesinin mümkün olmadığını veya profesyonel kariyeri için önemli yaş aralığına kadar bu denkliğin sağlanamayacağını düşünüyorsak cevabımız şimdilik hayır olmuş oluyor.

Ancak bu duruma rağmen tüm spor branşlarında cinsiyet ayrımının ortadan kaldırıldığını varsayalım. Bunun nasıl bir toplumsal soruna sebep olacağı hafife alınıyor diye düşünüyorum. Yorumların hepsini okumadım ama gördüğüm kadarıyla @Dattebayo..! buna biraz sitemle (!) değinmiş.

Trans bireylerin profesyonel spor yapabilmesi önemlidir. Ancak bunun için kadınların hakkını gasp etmek bana biraz akıl tutulması gibi geliyor. Bugün amatör bir erkek boksör çoğu profesyonel kadını zorlanmadan alınır. İstisnai veriler adil rekabet olarak savunulamaz.

Bilim buna çözüm bulabilir. Ancak hem bunu bir tartışma olarak kalması güç ve para sahiplerinin daha çok işine geldiğinden, hem de askeri veya ticari bir konu olmamasından bu çözüm ağır bir süreç olacaktır. Ancak o zaman da bana göre aynı hak ihlali devam edecektir.

Ve eğer kafanızda hormon terapisinin %90 seviyesinde işe yaradığı gibi bir düşünce bile varsa BENCE şunu unutmayın. %100 kesin denklik sağlamayan durumda bir gün tüm sporlarda cinsiyet ayrımı kaldırıldığında, bugün başarısını alkışladığınız hiç bir kadın sporcuyu (dengini) başarı kürsülerinde göremeyeceksiniz. En azından şimdiye nazaran başarı anlamında cis kadınları daha silikleşmiş bir halde göreceksiniz. Öyle ki bu konuda kararsız olan bireyler bile sırf iyi bir sporcu olmak için hormon terapisi görmek isteyecek. Bu yüzden horman terapisi gerçek anlamda işe yarıyor olsun veya olmasın fark etmez. Eğer bu "işe yararlılık" %100 değilse, (bana göre) Trans bireylerin hakkının verilmesini değil cis kadınların haklarının elinden alınmasını savunuyor olabilirsiniz.

%100 yüz bir terapi veya operasyon olması durumunda zaten zamanla tüm sporlar cinsiyet ayrımı gözetmeyeceğini müsabaka düzenleyeceğini düşünüyorum. Öyle ya da böyle bizi olmasa da yarının çocuklarını böyle bir gelecek bekliyor. O zaman insanlar cinsiyet fark etmeksizin sadece en iyilerin veya en iyi robotların (!) yarışınızı izleyecek. : ))
 
Son düzenleme:
Denedin en azından.
Benim bir şey denediğim yok. Verdiğin iki örneğin tek alakası ikisinin de birilerine ofansif gelebileceği. Birine neden ve nasıl ofansif geldiğinin ötesinde, bizim kullandığımız retoriğe de benzemiyor. Sadece öneri olarak kalıyor. Onda da kötü.
 
Konuda söz konusu Trans bireylerin herhangi bir tedavi sürecinden geçip geçmedikleri belirtilmemiş sanırım. Genel çerçevede yorumlamak gerekiyor, bu yüzden mesajım uzun olursa kusuruma bakmayın lütfen.

Öncelikle bu sorunun fiziksel kabiliyet gerektirmeyen sporlar(!) ile ilgili yönü de var. Satranç bildiğim kadarıyla bir spor dalı olarak kabul ediliyor. Ve alternatif seçenekleri olsa da genel olarak kadın-erkek ayrımı var. Her kesim tarafından bir spor dalı olarak kabul edilmese de e-spor için de bu geçerli. Bu sporlarda trans birey olup olmadığı fark etmeksizin cinsiyet ayrımı olmaması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü cinsiyetler arasında beyinlerde farklılıklar bulunsa da bireyler arasında önemli bir dengesizlik olmadığını somut olarak görebiliyoruz. Herhangi bir cinsiyet etiketi vurulmasına gerek olmayan ve ağırlıklı olarak fiziksel kabiliyete dayanmayan sporlarda cinsiyet ayrımı olmaması gerekiyor bence. Veya en azından en büyük turnuvalarda cinsiyet sınıflandırılmaması yapılmaması gerekir diye düşünüyorum. Örneğin en iyi satranç ustası tek bir kişi olmalı ve resmi bir turnuva ile belirlenmeli. Bu durumun motor sporları içinde geçerli olduğunu düşünüyorum. Ancak ilgi alanıma girmediği için bu sporlarda cinsiyet ayrımı olup olmadığını bilmiyorum.

Gelelim asıl tartışma konusuna; öncelikle bir birey kendisini nasıl hissediyorsa öyledir. Bunun bir tartışma konusu olduğunu düşünmüyorum. Ancak konu özelinde bunun sadece trans bireylere veya onların haklarına saygı duyma açısından değerlendirilmemeli. Çünkü bir birey kendisini kadın olarak görüyorsa öyledir ve bunun sorgulanması abes ancak bu durum başka insanların belirli haklarını, sosyal yaşamını veya ruhsal durumunu etkiliyorsa o zaman bunu sadece trans bireyler açısından değil diğer insanlar açısından da değerlendirmek gerekiyor. Bu yüzden bu soruya evet veya hayır demenin, trans bireylere saygılı veya saygısız olmakla ilgili olduğunu düşünmüyorum. İnsanların düşüncelerini de bu şekilde değerlendirmemek gerek. Maalesef bu tür hassas konular fikirlerin argümanları üzerinden tartışmaktan ziyade nasıl evet-hayır demezsin tartışmasına dönebiliyor. Eğer söz konusu sadece buysa, yani sadece evet veya hayırsa. benim cevabım "Şimdilik Hayır" gerisini okumanıza gerek yok : ))

Genelde insanlar bu konuyu tek bir açıdan değerlendiriyor. Trans kadınların spor yapma hakları veya cis kadınların haksızlığa uğraması gibi. Önemli olan mümkün mertebe her mağduriyet açısından empati kurmaya çalışmak.

Örneğin trans bir kadının bir denetleyici kurum aracılığıyla "yeterince kadın" olup olmadığının incelenmesinin kişinin mental sağlığına zarar vereceğini ve ahlaki olmadığını savunabilirsiniz. Ancak bununla birlikte cis bir kadının "tartıya çıkmamış" bir sporcuya karşı ezildiğinde nasıl hissedeceğini ve bu durumun sporun rekabet yönüne nasıl bir katkıda bulunduğunu da tartışmanız gerekir.

Öncelikle yeterli sayıda trans birey olmadığından, bu bireylere özel profesyonel lig şuan mümkün değil. Bununla birlikte sadece buna dayanarak sporda cinsiyet ayrımı olmaması gerektiğini savunmak da pek mantıklı değil. Çünkü kadın sporcu sayısı az olduğuna dayanarak cinsiyet ayrımı yapılmaması savunulmuyor ve sporda cinsiyet ayrımını gerektiren durum sayı ile ilgili değil. Rekabeti daha adil kılmak için böyle bir ayrım var. Bu sebeple daha azınlıkta olanların hakkını savunmak için çoğunluğun hakkını zedelemeyi çözüm olarak getirmek pek yeterli bir çözüm değil.

Eğer burada söz konusu olan trans bireylerin profesyonel sporcu olmalarından ziyade spor etkinliklerinde bulunabilmesi ise, bunu sağlamak, hatta bazı bölgelerde profesyonel olmasa da özerk ligler, yarışmalar oluşturmak mümkün. Çünkü böyle bir etkinlik için sadece trans kadınların katılması şart değil. Tüm trans bireyler ve cinsiyet ayrımının kendisi açısından önemli olmayan tüm erkek ve kadınlar da bu etkinliklere katılabilir. Eğer rekabet yeterince ilgi çekici olursa etkinlikler daha çok fon çeker ve trasn bireylerin sporcu olmak için hormon terapisi veya cinsiyet denetimi gibi zorunlu aşamalardan geçmesinin önüne geçilmiş olur.

Ancak bu çözümde iki sorun var.

Birincisi bu sorun genel problemi çözse de çok az sayıda olan profesyonel sporcu olabileceklere çözüm sunmuyor. Hepsi profesyonel sporcu olmak isteyebilir ama isteyenlere oranla buna erişenler çok çok az sayıdadır. Spor ile ciddi şekilde ilgilenenler %20 olsa bile profesyonel olabilecekler %1'den bile çok daha az olacağını düşünüyorum. Ancak yine de sonuç olarak ortada problemin çözülmemiş bir kısmı kalacaktır.

İkincisi böyle bir çözümün güç ve para sahiplerine getirisi ne? Şuan onlara bunun bir tartışma konusu olması çok daha fazla getiri sağlıyor. Yoksa bu soruna sözde dikkat çekenler istese bu soruna fon ayırarak büyük oranda giderebilirler. Yine profesyonel sporculara çözüm olmaz ancak büyük oranda bu sorunu çözerler. Ve bu şekilde bir çözüm yolunun olması, diğer insanların spor yaşamına zarar vermeyi göze alarak trans bireylerin spor yapma hakkını savunurken çok da tarafsız bir bakış açısına sahip olmadıklarını ve enerjilerini ve tepkilerini yanlış yere yönelttiklerini gösteriyor.

Yukarıda kabaca bahsettiğim sebeplerle bu sorunun trans bireylerin spor yapma veya sporda rekabet etme sorunu olduğunu düşünmüyorum. Bu sporun zaten azınlık olan trans bireylerin arasında da azınlık olan profesyonel sporcu olan/olabilecek olanlarla ilgilidir. Bu yüzden bu konuyu ele alırken azınlığın içerisindeki azınlıktan bahsedildiği unutulmamalıdır.

Peki bir cinsiyet ayrımı veya cinsiyet kontrolü zorunlu mu? Yani cinsiyetler arasındaki fark aşılması beklenmeyecek kadar çok mu?
Bence evet. Kadın - Erkek arasındaki performans farkının en az olabileceği örnek 100 metre koşusu olabilir. Veya uzun atlama. Bu yarışlar çok kısa sürmesi sebebiyle aradaki farkın açılması için yeterli zaman olmayabilir vs.

Ancak bu sporlarda bile Erkeklerin en eski rekor kayıtları kadınların tüm rekorlarının önünde diyebiliriz. M.Ö rekor kayıtları bile modern kadın rekorlarının zirvesinde yer alıyor. Bu da şu anlama geliyor eğer tüm spor branşlarında cinsiyet ayrımı kaldırılırsa kadınların neredeyse hiç bir başarısı göze çarpmayacaktır. Bu sebeple çoğu profesyonel sporda cinsiyet ayrımı doğal olarak da cinsiyet denetimi zorunlu olmaktadır. Çünkü aksi taktirde çok daha büyük mağduriyetler ortaya çıkacaktır.

Peki eğer bilimsel açıdan mümkünse, hormon terapisi ile kadınların fizyolojisine denk bireyler aynı profesyonel müsabakalarda yer alabilir mi?

Böyle bir şey bilimsel olarak net ortaya konmuşsa veya genel literatürde görüş bu yönde ise elbette evet. Aynı şey trans erkekler için de geçerlidir. Ancak bir konuda bilimsel veri olması veya bilimsel çalışmalar olması bu konunun tamamen bilimsel olarak kabul edildiği anlamına gelmez. Çünkü bugün bu konuda bir çok farklı sonuca ulaşılabilir. Çünkü bilim kelimesinin yanında daha ağır basan bir "insan" ifadesi var. Bilimsel çalışmalar insanların ideolojilerinden, beklentilerinden vs. her zaman etkilenir. Ancak ne kadar zaman alırsa alsın eninde sonunca insan olmanın getirdiği zayıflıklardan arınır bilim. Ve o zamana kadar bilimsel veriler bir sonuca ulaşmak için yeterince artmış olur. Ancak o zaman ancak bu denkliğin hormon terapisi ile sağlanıp sağlanamayacağına net bir karar verilebilir. Ancak şuan literatürde genel olarak bu denkliğin sağlanabildiğini söyleyebilmemiz için yeterli veri yok. Yani bir bilimsel makale bunu genel literatür haline getirmiyor. Aksi için de aynı şey geçerli.

Bilimsel açıdan mümkün olduğunda da, bir profesyonel sporcunun verimli çağlarına kadar bu denkliğin sağlanıp sağlanamayacağı, eğer çok erken terapi gerekiyorsa bunun etik durumu ve normalde bu terapiye gerek görmeyen bireylerin de bu terapiye özendirilmesi/mecbur bırakılması gibi durumları ayrıca tartışmak gerekir.

Eğer buraya kadar aynı düşünüyorsak. Yani bilimsel açıdan genel literatüre göre trans bireylerin adil rekabet açısından diğer bireylerle fizyolojik açıdan dengelenmesinin mümkün olmadığını veya ve özellikle bunu profesyonel kariyerin önemli dönemine kadar sağlanamayacağını düşünüyorsak cevabımız şimdilik hayır olmuş oluyor.

Ancak bu duruma rağmen tüm spor branşlarında cinsiyet ayrımının ortadan kaldırıldığını varsayalım. Bunun nasıl bir toplumsal soruna sebep olacağı hafife alınıyor diye düşünüyorum. Yorumların hepsini okumadım ama gördüğüm kadarıyla @Dattebayo..! buna biraz sitemle (!) değinmiş.

Trans bireylerin profesyonel spor yapabilmesi önemlidir. Ancak bunun için kadınların hakkını gasp etmek bana biraz akıl tutulması gibi geliyor. Bugün amatör bir erkek boksör çoğu profesyonel kadını zorlanmadan alınır. İstisnai veriler adil rekabet olarak savunulamaz.

Bilim buna çözüm bulabilir. Ancak hem bunu bir tartışma olarak kalması güç ve para sahiplerinin daha çok işine geldiğinden, hem de askeri veya ticari bir konu olmamasından bu çözüm ağır bir süreç olacaktır. Ancak o zaman da bana göre aynı hak ihlali devam edecektir.

Ve eğer kafanızda hormon terapisinin %90 seviyesinde işe yaradığı gibi bir düşünce bile varsa BENCE şunu unutmayın. %100 kesin denklik sağlamayan durumda bir gün tüm sporlarda cinsiyet ayrımı kaldırıldığında, bugün başarısını alkışladığınız hiç bir kadın sporcuyu (dengini) başarı kürsülerinde göremeyeceksiniz. En azından şimdiye nazaran başarı anlamında cis kadınları daha silikleşmiş bir halde göreceksiniz. Öyle ki bu konuda kararsız olan bireyler bile sırf iyi bir sporcu olmak için hormon terapisi görmek isteyecek. Bu yüzden horman terapisi gerçek anlamda işe yarıyor olsun veya olmasın fark etmez. Eğer bu "işe yararlı" %100 değilse, (bana göre) Trans bireylerin hakkının verilmesi değil cis kadınların haklarının elinden alınmasını savunuyor olabilirsiniz.

%100 yüz bir terapi veya operasyon olması durumunda zaten zamanla tüm sporlar cinsiyet ayrımı gözetmeyeceğini düşünüyorum. Öyle ya da böyle bizi olmasa da yarının çocuklarını böyle bir gelecek bekliyor. O zaman insanlar cinsiyet fark etmeksizin sadece en iyilerin veya en iyi robotların (!) yarışınızı izleyecek. : ))
Güzel yazmışsın, eline sağlık.
 
Benim bir şey denediğim yok. Verdiğin iki örneğin tek alakası ikisinin de birilerine ofansif gelebileceği. Birine neden ve nasıl ofansif geldiğinin ötesinde, bizim kullandığımız retoriğe de benzemiyor. Sadece öneri olarak kalıyor. Onda da kötü.
Üçüncü kez yazıyorum herhâlde, nefret suçu işlenmemiş dendiği için forumun ekseriyetine ofansif gelecek bir şekilde içeriğini değiştirdim formatın. Tabii benim yaptığım normalde nefret suçu değil, trans bireylere söylenenler öyle.

Nefret suçu; bir kişiye veya gruba karşı ırk, dil, din, cinsiyet ve cinsel yönelim gibi ön yargı doğurabilecek nedenlerden ötürü işlenen, genellikle şiddet içeren suçlar.
 
Konuda söz konusu Trans bireylerin herhangi bir tedavi sürecinden geçip geçmedikleri belirtilmemiş sanırım. Genel çerçevede yorumlamak gerekiyor, bu yüzden mesajım uzun olursa kusuruma bakmayın lütfen.

Öncelikle bu sorunun fiziksel kabiliyet gerektirmeyen sporlar(!) ile ilgili yönü de var. Satranç bildiğim kadarıyla bir spor dalı olarak kabul ediliyor. Ve alternatif seçenekleri olsa da genel olarak kadın-erkek ayrımı var. Her kesim tarafından bir spor dalı olarak kabul edilmese de e-spor için de bu geçerli. Bu sporlarda trans birey olup olmadığı fark etmeksizin cinsiyet ayrımı olmaması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü cinsiyetler arasında beyinlerde farklılıklar bulunsa da bireyler arasında önemli bir dengesizlik olmadığını somut olarak görebiliyoruz. Herhangi bir cinsiyet etiketi vurulmasına gerek olmayan ve ağırlıklı olarak fiziksel kabiliyete dayanmayan sporlarda cinsiyet ayrımı olmaması gerekiyor bence. Veya en azından en büyük turnuvalarda cinsiyet sınıflandırılmaması yapılmaması gerekir diye düşünüyorum. Örneğin en iyi satranç ustası tek bir kişi olmalı ve resmi bir turnuva ile belirlenmeli. Bu durumun motor sporları içinde geçerli olduğunu düşünüyorum. Ancak ilgi alanıma girmediği için bu sporlarda cinsiyet ayrımı olup olmadığını bilmiyorum.

Gelelim asıl tartışma konusuna; öncelikle bir birey kendisini nasıl hissediyorsa öyledir. Bunun bir tartışma konusu olduğunu düşünmüyorum. Ancak konu özelinde bunun sadece trans bireylere veya onların haklarına saygı duyma açısından değerlendirilmemeli. Çünkü bir birey kendisini kadın olarak görüyorsa öyledir ve bunun sorgulanması abes ancak bu durum başka insanların belirli haklarını, sosyal yaşamını veya ruhsal durumunu etkiliyorsa o zaman bunu sadece trans bireyler açısından değil diğer insanlar açısından da değerlendirmek gerekiyor. Bu yüzden bu soruya evet veya hayır demenin, trans bireylere saygılı veya saygısız olmakla ilgili olduğunu düşünmüyorum. İnsanların düşüncelerini de bu şekilde değerlendirmemek gerek. Maalesef bu tür hassas konular fikirlerin argümanları üzerinden tartışmaktan ziyade nasıl evet-hayır demezsin tartışmasına dönebiliyor. Eğer söz konusu sadece buysa, yani sadece evet veya hayırsa. benim cevabım "Şimdilik Hayır" gerisini okumanıza gerek yok : ))

Genelde insanlar bu konuyu tek bir açıdan değerlendiriyor. Trans kadınların spor yapma hakları veya cis kadınların haksızlığa uğraması gibi. Önemli olan mümkün mertebe her mağduriyet açısından empati kurmaya çalışmak.

Örneğin trans bir kadının bir denetleyici kurum aracılığıyla "yeterince kadın" olup olmadığının incelenmesinin kişinin mental sağlığına zarar vereceğini ve ahlaki olmadığını savunabilirsiniz. Ancak bununla birlikte cis bir kadının "tartıya çıkmamış" bir sporcuya karşı ezildiğinde nasıl hissedeceğini ve bu durumun sporun rekabet yönüne nasıl bir katkıda bulunduğunu da tartışmanız gerekir.

Öncelikle yeterli sayıda trans birey olmadığından, bu bireylere özel profesyonel lig şuan mümkün değil. Bununla birlikte sadece buna dayanarak sporda cinsiyet ayrımı olmaması gerektiğini savunmak da pek mantıklı değil. Çünkü kadın sporcu sayısı az olduğuna dayanarak cinsiyet ayrımı yapılmaması savunulmuyor ve sporda cinsiyet ayrımını gerektiren durum sayı ile ilgili değil. Rekabeti daha adil kılmak için böyle bir ayrım var. Bu sebeple daha azınlıkta olanların hakkını savunmak için çoğunluğun hakkını zedelemeyi çözüm olarak getirmek pek yeterli bir çözüm değil.

Eğer burada söz konusu olan trans bireylerin profesyonel sporcu olmalarından ziyade spor etkinliklerinde bulunabilmesi ise, bunu sağlamak, hatta bazı bölgelerde profesyonel olmasa da özerk ligler, yarışmalar oluşturmak mümkün. Çünkü böyle bir etkinlik için sadece trans kadınların katılması şart değil. Tüm trans bireyler ve cinsiyet ayrımının kendisi açısından önemli olmayan tüm erkek ve kadınlar da bu etkinliklere katılabilir. Eğer rekabet yeterince ilgi çekici olursa etkinlikler daha çok fon çeker ve trasn bireylerin sporcu olmak için hormon terapisi veya cinsiyet denetimi gibi zorunlu aşamalardan geçmesinin önüne geçilmiş olur.

Ancak bu çözümde iki sorun var.

Birincisi bu sorun genel problemi çözse de çok az sayıda olan profesyonel sporcu olabileceklere çözüm sunmuyor. Hepsi profesyonel sporcu olmak isteyebilir ama isteyenlere oranla buna erişenler çok çok az sayıdadır. Spor ile ciddi şekilde ilgilenenler %20 olsa bile profesyonel olabilecekler %1'den bile çok daha az olacağını düşünüyorum. Ancak yine de sonuç olarak ortada problemin çözülmemiş bir kısmı kalacaktır.

İkincisi böyle bir çözümün güç ve para sahiplerine getirisi ne? Şuan onlara bunun bir tartışma konusu olması çok daha fazla getiri sağlıyor. Yoksa bu soruna sözde dikkat çekenler istese bu soruna fon ayırarak büyük oranda giderebilirler. Yine profesyonel sporculara çözüm olmaz ancak büyük oranda bu sorunu çözerler. Ve bu şekilde bir çözüm yolunun olması, diğer insanların spor yaşamına zarar vermeyi göze alarak trans bireylerin spor yapma hakkını savunurken çok da tarafsız bir bakış açısına sahip olmadıklarını ve enerjilerini ve tepkilerini yanlış yere yönelttiklerini gösteriyor.

Yukarıda kabaca bahsettiğim sebeplerle bu sorunun trans bireylerin spor yapma veya sporda rekabet etme sorunu olduğunu düşünmüyorum. Bu sporun zaten azınlık olan trans bireylerin arasında da azınlık olan profesyonel sporcu olan/olabilecek olanlarla ilgilidir. Bu yüzden bu konuyu ele alırken azınlığın içerisindeki azınlıktan bahsedildiği unutulmamalıdır.

Peki bir cinsiyet ayrımı veya cinsiyet kontrolü zorunlu mu? Yani cinsiyetler arasındaki fark aşılması beklenmeyecek kadar çok mu?
Bence evet. Kadın - Erkek arasındaki performans farkının en az olabileceği örnek 100 metre koşusu olabilir. Veya uzun atlama. Bu yarışlar çok kısa sürmesi sebebiyle aradaki farkın açılması için yeterli zaman olmayabilir vs.

Ancak bu sporlarda bile Erkeklerin en eski rekor kayıtları kadınların tüm rekorlarının önünde diyebiliriz. M.Ö rekor kayıtları bile modern kadın rekorlarının zirvesinde yer alıyor. Bu da şu anlama geliyor eğer tüm spor branşlarında cinsiyet ayrımı kaldırılırsa kadınların neredeyse hiç bir başarısı göze çarpmayacaktır. Bu sebeple çoğu profesyonel sporda cinsiyet ayrımı doğal olarak da cinsiyet denetimi zorunlu olmaktadır. Çünkü aksi taktirde çok daha büyük mağduriyetler ortaya çıkacaktır.

Peki eğer bilimsel açıdan mümkünse, hormon terapisi ile kadınların fizyolojisine denk bireyler aynı profesyonel müsabakalarda yer alabilir mi?

Böyle bir şey bilimsel olarak net ortaya konmuşsa veya genel literatürde görüş bu yönde ise elbette evet. Aynı şey trans erkekler için de geçerlidir. Ancak bir konuda bilimsel veri olması veya bilimsel çalışmalar olması bu konunun tamamen bilimsel olarak kabul edildiği anlamına gelmez. Bugün bu konuda bir çok farklı sonuca ulaşılabilir. Çünkü bilim kelimesinin yanında daha ağır basan bir "insan" ifadesi var. Bilimsel çalışmalar insanların ideolojilerinden, beklentilerinden vs. her zaman etkilenir. Ancak ne kadar zaman alırsa alsın eninde sonunda insan olmanın getirdiği zayıflıklardan arınır bilim. Ve o zamana kadar bilimsel veriler bir sonuca ulaşmak için yeterince artmış olur. Ancak o zaman ancak bu denkliğin hormon terapisi ile sağlanıp sağlanamayacağına net bir karar verilebilir. Şuan literatürde genel olarak bu denkliğin sağlanabildiğini söyleyebilmemiz için yeterli veri yok. Yani bir bilimsel makale bunu genel literatür haline getirmiyor. Aksi için de aynı şey geçerli.

Bilimsel açıdan mümkün olduğunda da, bir profesyonel sporcunun verimli çağlarına kadar bu denkliğin sağlanıp sağlanamayacağı, eğer çok erken terapi gerekiyorsa bunun etik durumu ve normalde bu terapiye gerek görmeyen bireylerin de bu terapiye özendirilmesi/mecbur bırakılması gibi durumları ayrıca tartışmak gerekir.

Eğer buraya kadar aynı düşünüyorsak. Yani bilimsel açıdan genel literatüre göre trans bireylerin adil rekabet açısından diğer bireylerle fizyolojik açıdan dengelenmesinin mümkün olmadığını veya ve özellikle bunu profesyonel kariyerin önemli dönemine kadar sağlanamayacağını düşünüyorsak cevabımız şimdilik hayır olmuş oluyor.

Ancak bu duruma rağmen tüm spor branşlarında cinsiyet ayrımının ortadan kaldırıldığını varsayalım. Bunun nasıl bir toplumsal soruna sebep olacağı hafife alınıyor diye düşünüyorum. Yorumların hepsini okumadım ama gördüğüm kadarıyla @Dattebayo..! buna biraz sitemle (!) değinmiş.

Trans bireylerin profesyonel spor yapabilmesi önemlidir. Ancak bunun için kadınların hakkını gasp etmek bana biraz akıl tutulması gibi geliyor. Bugün amatör bir erkek boksör çoğu profesyonel kadını zorlanmadan alınır. İstisnai veriler adil rekabet olarak savunulamaz.

Bilim buna çözüm bulabilir. Ancak hem bunu bir tartışma olarak kalması güç ve para sahiplerinin daha çok işine geldiğinden, hem de askeri veya ticari bir konu olmamasından bu çözüm ağır bir süreç olacaktır. Ancak o zaman da bana göre aynı hak ihlali devam edecektir.

Ve eğer kafanızda hormon terapisinin %90 seviyesinde işe yaradığı gibi bir düşünce bile varsa BENCE şunu unutmayın. %100 kesin denklik sağlamayan durumda bir gün tüm sporlarda cinsiyet ayrımı kaldırıldığında, bugün başarısını alkışladığınız hiç bir kadın sporcuyu (dengini) başarı kürsülerinde göremeyeceksiniz. En azından şimdiye nazaran başarı anlamında cis kadınları daha silikleşmiş bir halde göreceksiniz. Öyle ki bu konuda kararsız olan bireyler bile sırf iyi bir sporcu olmak için hormon terapisi görmek isteyecek. Bu yüzden horman terapisi gerçek anlamda işe yarıyor olsun veya olmasın fark etmez. Eğer bu "işe yararlı" %100 değilse, (bana göre) Trans bireylerin hakkının verilmesi değil cis kadınların haklarının elinden alınmasını savunuyor olabilirsiniz.

%100 yüz bir terapi veya operasyon olması durumunda zaten zamanla tüm sporlar cinsiyet ayrımı gözetmeyeceğini düşünüyorum. Öyle ya da böyle bizi olmasa da yarının çocuklarını böyle bir gelecek bekliyor. O zaman insanlar cinsiyet fark etmeksizin sadece en iyilerin veya en iyi robotların (!) yarışınızı izleyecek. : ))
Saklambaç oynar gibi sallamışsın benim nicki bir yere aradım durdum lan
 
Üçüncü kez yazıyorum herhâlde, nefret suçu işlenmemiş dendiği için forumun ekseriyetine ofansif gelecek bir şekilde içeriğini değiştirdim formatın. Tabii benim yaptığım normalde nefret suçu değil, trans bireylere söylenenler öyle.

Nefret suçu; bir kişiye veya gruba karşı ırk, dil, din, cinsiyet ve cinsel yönelim gibi ön yargı doğurabilecek nedenlerden ötürü işlenen, genellikle şiddet içeren suçlar.
Gösterir misin nefret suçunu?
 
Gösterir misin nefret suçunu?
Senin cinsiyet disforisi yokmuş, gaslightlandıkları için öyle hissediyorlarmış gibi lanse etmen bir nefret suçu mesela. Tecavüzcünün bu eyleminin cinsel kimliği üzerinden konuşulması bir nefret suçu. Sonradan dönme, kadın görünümlü erkek diyerek bireylere psikolojik şiddet uygulamak, stigma yapıştırmak da bir nefret suçu.
 

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 30)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık