Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

Oyun Dünyamız

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Dark Souls 2’yi Platinledim

Öncelikle şunu diyeyim Dark Souls 2 şu ana kadar oynadığım açık ara en zayıf Souls oyunuydu. Oyun fena değildi ama ailenin kesinlikle en zayıf üyesi. Sebeplerine sonra değineceğim.

Oyunun Ps sürümünü platinlemek için oyunu 3 DLC’si ile birlikte 2,5 defa bitirmem gerekiyordu. Bir oyunu platinlemek için bütün dlc’leri de oynamak zorunda bırakılmayı ilk defa bu oyunda tanık oluyorum. Arkadaki mantığı anlıyorum ama bu olay DLC’nin anlam karşılığına tamamen ters. Neyse buna da boyun eğmedik tabiki.

Haliyle DLC’ler süreyi bir hayli uzattı ve 77 küsür saatte platin kupasına ulaşabildim.
Karakter en sonunda seviye 237’ye ulaştı. Ve oyun her New Game+’da daha da zorlaşıyor ve platin için New Game++’nın yarısına kadar oynamam gerekiyordu çünkü bazı büyüler ve Miracle'lar oyunun o aşamasında bulunuyordu anca.

İlk bitirişte 38 başarımın 33’ünü topladım yani bir oynanışta toplanabilecek kadarını toplayabildim. Geriye kalan 5 kupa için ise 3 DLC + oyunu 1,5 defa daha bitirmek zorundaydım.
Welcome to Fromsoftware. Sürüm sürüm süründürecekler illa. Zorluk olarak Sekiro ve Demon's Souls'a yaklaşamaz ama Dark Souls 1'den bir tık daha zor olduğunu söyleyebilirim.

Souls evreninin kurucusu Miyazaki, Dark Souls 2 yapılırken Bloodborne üzerinde çalışıyordu yani Dark Souls 2’ye katkısı oldu ama yapımcılığını üstlenen isim Miyazaki değildi.
En zayıf halka olmasının sebeplerinden biri de bu mu bilmiyorum ve hiçbir zaman net olarak bilemeyeceğiz ama bunu arada belirtmek istedim.

Şimdi oyunun içeriğine gelelim ve benim için neden Souls oyunları arasında en zayıf halka olduğunu söyleyeyim.

İlk şaşırmayı ilk defa pot içtiğimde yaşadım. Potun çok yavaş içilmesi beni biraz şaşırttı ama buna başta fazla takılmadım çünkü potun yavaş içilmesinin acısını ileri aşamalardaki kombatlarda doya doya yaşadım. İnanır mısınız potu çok çok az daha hızlı içebilmek için özellikle skillemem gereken statlar bulunuyor oyunda. Buna mantık bulmak için kafa yorarken ikinci bir şokla karşılaştım.

Eşya taşıma yükünü arttırmak için ayrı bir stat açmışlar. Önce Statla mal mal bakıştıktan sonra öyle yada böyle ruhlarımın bir kısmını o nalet stata harcamak zorunda kaldım. Ds1’de stamina, Demon's Souls' de ise Vitality ile yük artıyordu yani bir paket içerisinde bulunuyordu ama Ds2’nin başındakiler ayrı bir stat açma gereği duymuş ve kimse de neden bunu yapıyoruz diye sormamış herhalde ama iyi yönünden bakmak lazım çünkü bu hatadan ders çıkardılar ve umarım hiçbir zaman tekrarlamazlar.

Bir diğer konu ise Bosslar.
Bosslar diğer Souls oyunlarına nazaran aşırı özensiz ve sıradandı.
Dark Souls 1’deki Nito, Izalith, Seath nerde Dark Souls 2’deki tasarım fakiri çakma Bosslar nerde.

Beni Dark Souls 2’de cidden derinden etkileyen ve gözümü alamadığım tek varlık ahanda bu kraldı
Saygımdan göz teması kurmadan yaklaştım ve oradan ona sırtımı dönmeden geri adımlar atarak uzaklaştım öyle bir endamı vardı.
Oyundaki bossların hepsini toplasan bir Ancient Dragon etmiyor maalesef.

Bir diğer konu da normalde Fromsoftware, souls oyunlarındaki dünyayı muazzam bir simetri ve mimari ile inşa ediyor ama Dark Souls 2 bu konuda da diğerlerine göre geri kalmış maalesef.
Çiftlik güneşlik gülistanlık bir alanda gezerken küçük bir tüneli geçtikten sonra sonra birden yağmur kıyamet olan bir alan geliyor mesela veya normal kamplı bir alandan aşağıya inip geri çıktığımızda birden lavlar içinde bir kalenin belirmesi gibi.

Dark Souls 1’de çoğu bölge mantık çerçevesi içerisindeydi, yerin altı zehir kuyusuydu, onun altı da lavlar içerisindeydi gibi gibi ve bu alanları mantık ve muazzam bir mimari ile birbirine bağlamıştı.
Dark Souls 2’nin 2. ve 3. DLC’lerin hakkını yemeyeyim onların mimari yapısı başarılıydı. Açıkçası 1. Dlc pek hoşuma gitmedi.

En sevdiğim alanlardan biri 3. Dlc’deydi güzel bir Level tasarımına sahipti ve manzarası da bir hayli güzeldi
Beğendiğim bir diğer alan ise klasik bizim güzel base Majula.

Dark Souls 1, derin, güzel ve kaliteli ihanet dolu yan hikayelerden oluşurken Dark Souls 2’deki yan görevler bana biraz sıradan ve boş geldi. Açıkçası Benhard of Jugo hariç hiçbir karaktere karşı bir şey hissedemedim. Hepsini toplasan maalesef bir Siegmeyer, Patches veya Solaire etmiyor. Dark Souls 1’deki Siegmeyer yan görevinde adeta yıkılmıştım.

Dark Souls 1’de hep acı ve hüzün dolu bir ortam ve hava bulunurken Dark Souls 2’de bi böyle bi böyle bir hava bulunuyor ve oyun bir türlü kıvamı tutturamıyor ve en sonunda da bir şey hissetmeden oyunu bitirmiş oluyorsun. Yani adı üstünde o karanlık hava sönük kalıyor oyunda.

Sonuç olarak fena oyun da değildi ama diğer Souls oyunlarıyla karşılaştırıldığı zaman birçok eksiği ortaya çıkıyor maalesef.
Dark Souls 3'ü de Elden Ring çıkmadan platinlemeye çalışacağım ama Souls oyunlarına biraz ara vercem çünkü açıkçası Ds1 ve Ds2 beni biraz yordu.
Eğer buraya kadar okuduysan teşekkür ederim ve teşekkür olarak sana Dark Souls 2’nin muazzam ending credit temasını sunuyorum.
 
Dark Souls 2’yi Platinledim

Öncelikle şunu diyeyim Dark Souls 2 şu ana kadar oynadığım açık ara en zayıf Souls oyunuydu. Oyun fena değildi ama ailenin kesinlikle en zayıf üyesi. Sebeplerine sonra değineceğim.

Oyunun Ps sürümünü platinlemek için oyunu 3 DLC’si ile birlikte 2,5 defa bitirmem gerekiyordu. Bir oyunu platinlemek için bütün dlc’leri de oynamak zorunda bırakılmayı ilk defa bu oyunda tanık oluyorum. Arkadaki mantığı anlıyorum ama bu olay DLC’nin anlam karşılığına tamamen ters. Neyse buna da boyun eğmedik tabiki.

Haliyle DLC’ler süreyi bir hayli uzattı ve 77 küsür saatte platin kupasına ulaşabildim.
Karakter en sonunda seviye 237’ye ulaştı. Ve oyun her New Game+’da daha da zorlaşıyor ve platin için New Game++’nın yarısına kadar oynamam gerekiyordu çünkü bazı büyüler ve Miracle'lar oyunun o aşamasında bulunuyordu anca.

İlk bitirişte 38 başarımın 33’ünü topladım yani bir oynanışta toplanabilecek kadarını toplayabildim. Geriye kalan 5 kupa için ise 3 DLC + oyunu 1,5 defa daha bitirmek zorundaydım.
Welcome to Fromsoftware. Sürüm sürüm süründürecekler illa. Zorluk olarak Sekiro ve Demon's Souls'a yaklaşamaz ama Dark Souls 1'den bir tık daha zor olduğunu söyleyebilirim.

Souls evreninin kurucusu Miyazaki, Dark Souls 2 yapılırken Bloodborne üzerinde çalışıyordu yani Dark Souls 2’ye katkısı oldu ama yapımcılığını üstlenen isim Miyazaki değildi.
En zayıf halka olmasının sebeplerinden biri de bu mu bilmiyorum ve hiçbir zaman net olarak bilemeyeceğiz ama bunu arada belirtmek istedim.

Şimdi oyunun içeriğine gelelim ve benim için neden Souls oyunları arasında en zayıf halka olduğunu söyleyeyim.

İlk şaşırmayı ilk defa pot içtiğimde yaşadım. Potun çok yavaş içilmesi beni biraz şaşırttı ama buna başta fazla takılmadım çünkü potun yavaş içilmesinin acısını ileri aşamalardaki kombatlarda doya doya yaşadım. İnanır mısınız potu çok çok az daha hızlı içebilmek için özellikle skillemem gereken statlar bulunuyor oyunda. Buna mantık bulmak için kafa yorarken ikinci bir şokla karşılaştım.

Eşya taşıma yükünü arttırmak için ayrı bir stat açmışlar. Önce Statla mal mal bakıştıktan sonra öyle yada böyle ruhlarımın bir kısmını o nalet stata harcamak zorunda kaldım. Ds1’de stamina, Demon's Souls ve Ds3’de ise Vitality ile yük artıyordu yani bir paket içerisinde bulunuyordu ama Ds2’nin başındakiler ayrı bir stat açma gereği duymuş ve kimse de neden bunu yapıyoruz diye sormamış herhalde ama iyi yönünden bakmak lazım çünkü bu hatadan ders çıkardılar ve umarım hiçbir zaman tekrarlamazlar.

Bir diğer konu ise Bosslar.
Bosslar diğer Souls oyunlarına nazaran aşırı özensiz ve sıradandı.
Dark Souls 1’deki Nito, Izalith, Seath nerde Dark Souls 2’deki tasarım fakiri çakma Bosslar nerde.

Beni Dark Souls 2’de cidden derinden etkileyen ve gözümü alamadığım tek varlık ahanda bu kraldı
Saygımdan göz teması kurmadan yaklaştım ve oradan ona sırtımı dönmeden geri adımlar atarak uzaklaştım öyle bir endamı vardı.
Oyundaki bossların hepsini toplasan bir Ancient Dragon etmiyor maalesef.

Bir diğer konu da normalde Fromsoftware, souls oyunlarındaki dünyayı muazzam bir simetri ve mimari ile inşa ediyor ama Dark Souls 2 bu konuda da diğerlerine göre geri kalmış maalesef.
Çiftlik güneşlik gülistanlık bir alanda gezerken küçük bir tüneli geçtikten sonra sonra birden yağmur kıyamet olan bir alan geliyor mesela veya normal kamplı bir alandan aşağıya inip geri çıktığımızda birden lavlar içinde bir kalenin belirmesi gibi.

Dark Souls 1’de çoğu bölge mantık çerçevesi içerisindeydi, yerin altı zehir kuyusuydu, onun altı da lavlar içerisindeydi gibi gibi ve bu alanları mantık ve muazzam bir mimari ile birbirine bağlamıştı.
Dark Souls 2’nin 2. ve 3. DLC’lerin hakkını yemeyeyim onların mimari yapısı başarılıydı. Açıkçası 1. Dlc pek hoşuma gitmedi.

En sevdiğim alanlardan biri 3. Dlc’deydi güzel bir Level tasarımına sahipti ve manzarası da bir hayli güzeldi
Beğendiğim bir diğer alan ise klasik bizim güzel base Majula.

Dark Souls 1, derin, güzel ve kaliteli ihanet dolu yan hikayelerden oluşurken Dark Souls 2’deki yan görevler bana biraz sıradan ve boş geldi. Açıkçası Benhard of Jugo hariç hiçbir karaktere karşı bir şey hissedemedim. Hepsini toplasan maalesef bir Siegmeyer, Patches veya Solaire etmiyor. Dark Souls 1’deki Siegmeyer yan görevinde adeta yıkılmıştım.

Dark Souls 1’de hep acı ve hüzün dolu bir ortam ve hava bulunurken Dark Souls 2’de bi böyle bi böyle bir hava bulunuyor ve oyun bir türlü kıvamı tutturamıyor ve en sonunda da bir şey hissetmeden oyunu bitirmiş oluyorsun. Yani adı üstünde o karanlık hava sönük kalıyor oyunda.

Sonuç olarak fena oyun da değildi ama diğer Souls oyunlarıyla karşılaştırıldığı zaman birçok eksiği ortaya çıkıyor maalesef.
Dark Souls 3'ü de Elden Ring çıkmadan platinlemeye çalışacağım ama Souls oyunlarına biraz ara vercem çünkü açıkçası Ds1 ve Ds2 beni biraz yordu.
Eğer buraya kadar okuduysan teşekkür ederim ve teşekkür olarak sana Dark Souls 2’nin muazzam ending credit temasını sunuyorum.
Dark soulsa girmeye hala üşeniyorum biraz level kasma sistemine dayalı olduğu için sürekli gelişme ihtiyacı hissediyorum. Hep bir iki boss kesip çıkıyorum kim bunla uğraşacak diyorum birde bossa gidene kadar türlü türlü işkencelere maruz kalıyorsun hiç çekemiyorum. Sekiro öyle değildi zordu ama bunun gibi değildi daha akışkan bir oynanışı vardı biraz daha hızlı olunca oyundan daha çok keyif alıyorsun.
 
Dark Souls 2’yi Platinledim

Öncelikle şunu diyeyim Dark Souls 2 şu ana kadar oynadığım açık ara en zayıf Souls oyunuydu. Oyun fena değildi ama ailenin kesinlikle en zayıf üyesi. Sebeplerine sonra değineceğim.

Oyunun Ps sürümünü platinlemek için oyunu 3 DLC’si ile birlikte 2,5 defa bitirmem gerekiyordu. Bir oyunu platinlemek için bütün dlc’leri de oynamak zorunda bırakılmayı ilk defa bu oyunda tanık oluyorum. Arkadaki mantığı anlıyorum ama bu olay DLC’nin anlam karşılığına tamamen ters. Neyse buna da boyun eğmedik tabiki.

Haliyle DLC’ler süreyi bir hayli uzattı ve 77 küsür saatte platin kupasına ulaşabildim.
Karakter en sonunda seviye 237’ye ulaştı. Ve oyun her New Game+’da daha da zorlaşıyor ve platin için New Game++’nın yarısına kadar oynamam gerekiyordu çünkü bazı büyüler ve Miracle'lar oyunun o aşamasında bulunuyordu anca.

İlk bitirişte 38 başarımın 33’ünü topladım yani bir oynanışta toplanabilecek kadarını toplayabildim. Geriye kalan 5 kupa için ise 3 DLC + oyunu 1,5 defa daha bitirmek zorundaydım.
Welcome to Fromsoftware. Sürüm sürüm süründürecekler illa. Zorluk olarak Sekiro ve Demon's Souls'a yaklaşamaz ama Dark Souls 1'den bir tık daha zor olduğunu söyleyebilirim.

Souls evreninin kurucusu Miyazaki, Dark Souls 2 yapılırken Bloodborne üzerinde çalışıyordu yani Dark Souls 2’ye katkısı oldu ama yapımcılığını üstlenen isim Miyazaki değildi.
En zayıf halka olmasının sebeplerinden biri de bu mu bilmiyorum ve hiçbir zaman net olarak bilemeyeceğiz ama bunu arada belirtmek istedim.

Şimdi oyunun içeriğine gelelim ve benim için neden Souls oyunları arasında en zayıf halka olduğunu söyleyeyim.

İlk şaşırmayı ilk defa pot içtiğimde yaşadım. Potun çok yavaş içilmesi beni biraz şaşırttı ama buna başta fazla takılmadım çünkü potun yavaş içilmesinin acısını ileri aşamalardaki kombatlarda doya doya yaşadım. İnanır mısınız potu çok çok az daha hızlı içebilmek için özellikle skillemem gereken statlar bulunuyor oyunda. Buna mantık bulmak için kafa yorarken ikinci bir şokla karşılaştım.

Eşya taşıma yükünü arttırmak için ayrı bir stat açmışlar. Önce Statla mal mal bakıştıktan sonra öyle yada böyle ruhlarımın bir kısmını o nalet stata harcamak zorunda kaldım. Ds1’de stamina, Demon's Souls ve Ds3’de ise Vitality ile yük artıyordu yani bir paket içerisinde bulunuyordu ama Ds2’nin başındakiler ayrı bir stat açma gereği duymuş ve kimse de neden bunu yapıyoruz diye sormamış herhalde ama iyi yönünden bakmak lazım çünkü bu hatadan ders çıkardılar ve umarım hiçbir zaman tekrarlamazlar.

Bir diğer konu ise Bosslar.
Bosslar diğer Souls oyunlarına nazaran aşırı özensiz ve sıradandı.
Dark Souls 1’deki Nito, Izalith, Seath nerde Dark Souls 2’deki tasarım fakiri çakma Bosslar nerde.

Beni Dark Souls 2’de cidden derinden etkileyen ve gözümü alamadığım tek varlık ahanda bu kraldı
Saygımdan göz teması kurmadan yaklaştım ve oradan ona sırtımı dönmeden geri adımlar atarak uzaklaştım öyle bir endamı vardı.
Oyundaki bossların hepsini toplasan bir Ancient Dragon etmiyor maalesef.

Bir diğer konu da normalde Fromsoftware, souls oyunlarındaki dünyayı muazzam bir simetri ve mimari ile inşa ediyor ama Dark Souls 2 bu konuda da diğerlerine göre geri kalmış maalesef.
Çiftlik güneşlik gülistanlık bir alanda gezerken küçük bir tüneli geçtikten sonra sonra birden yağmur kıyamet olan bir alan geliyor mesela veya normal kamplı bir alandan aşağıya inip geri çıktığımızda birden lavlar içinde bir kalenin belirmesi gibi.

Dark Souls 1’de çoğu bölge mantık çerçevesi içerisindeydi, yerin altı zehir kuyusuydu, onun altı da lavlar içerisindeydi gibi gibi ve bu alanları mantık ve muazzam bir mimari ile birbirine bağlamıştı.
Dark Souls 2’nin 2. ve 3. DLC’lerin hakkını yemeyeyim onların mimari yapısı başarılıydı. Açıkçası 1. Dlc pek hoşuma gitmedi.

En sevdiğim alanlardan biri 3. Dlc’deydi güzel bir Level tasarımına sahipti ve manzarası da bir hayli güzeldi
Beğendiğim bir diğer alan ise klasik bizim güzel base Majula.

Dark Souls 1, derin, güzel ve kaliteli ihanet dolu yan hikayelerden oluşurken Dark Souls 2’deki yan görevler bana biraz sıradan ve boş geldi. Açıkçası Benhard of Jugo hariç hiçbir karaktere karşı bir şey hissedemedim. Hepsini toplasan maalesef bir Siegmeyer, Patches veya Solaire etmiyor. Dark Souls 1’deki Siegmeyer yan görevinde adeta yıkılmıştım.

Dark Souls 1’de hep acı ve hüzün dolu bir ortam ve hava bulunurken Dark Souls 2’de bi böyle bi böyle bir hava bulunuyor ve oyun bir türlü kıvamı tutturamıyor ve en sonunda da bir şey hissetmeden oyunu bitirmiş oluyorsun. Yani adı üstünde o karanlık hava sönük kalıyor oyunda.

Sonuç olarak fena oyun da değildi ama diğer Souls oyunlarıyla karşılaştırıldığı zaman birçok eksiği ortaya çıkıyor maalesef.
Dark Souls 3'ü de Elden Ring çıkmadan platinlemeye çalışacağım ama Souls oyunlarına biraz ara vercem çünkü açıkçası Ds1 ve Ds2 beni biraz yordu.
Eğer buraya kadar okuduysan teşekkür ederim ve teşekkür olarak sana Dark Souls 2’nin muazzam ending credit temasını sunuyorum.
Sıra bunda herhâlde?

 
Dark soulsa girmeye hala üşeniyorum biraz level kasma sistemine dayalı olduğu için sürekli gelişme ihtiyacı hissediyorum. Hep bir iki boss kesip çıkıyorum kim bunla uğraşacak diyorum birde bossa gidene kadar türlü türlü işkencelere maruz kalıyorsun hiç çekemiyorum. Sekiro öyle değildi zordu ama bunun gibi değildi daha akışkan bir oynanışı vardı biraz daha hızlı olunca oyundan daha çok keyif alıyorsun.
İnan başta Dark Souls evrenine girmeye bende üşeniyordum hatta Demon’s Souls oynayıp bu bana yeter demiştim.
Taa ki Sekiro oynayana kadar. Sekiro’nun içinden geçmeyi başardıysam Dark Souls evreni de kim oluyormuş diye gaza geldim.

Evet Sekiro ve Dark Souls oyunları çok farklı.
Sekiro tamamen kombata dayalı bir oyunken Dark Souls oyunlarında dövüşleri etkileyen bir sürü faktör var. Hem Sekiro hem Dark Souls’un kendine göre zor ve kolay yanları var.
Sekiro’da kendini aşırı güçlü hale getiremiyorsun tamamen el becerine bağlısın ve Boss yendikçe hasarını arttırıyorsun. Dark Souls’da ise erkenden sağlam bir silah bulup ruh farmlayıp kendini çok güçlü bir hale getirebiliyorsun. Sekiro’da sorunların büyük kısmını Bosslar çıkarırken Dark Souls’da Boss’a giden yol asıl sorunu çıkarıyor. Ama dostum şundan emin olabilirsin Sekiro’nun bütün bosslarını yenip bitirmeyi başarabilen birisi Dark Souls 1 ve 2’yi rahat oynar.
Sıra bunda herhâlde?

Aman oraları karıştırma henüz o kadar kafayı yemedim :D
 
Ds1 ve 2 oynamadım onlar için konuşmayayım. Dark souls 3’te ve bloodborne’da zorlanıyorsanız stat’larda hasarı değil canınızı ve staminanızı arttırın.

Hasar zaten silahınızı güçlendirdiğinizde yeterince artıyor. Canınızın bol olması riske girebilmenize, saldırı değiş tokuşu yapabilmenize yarıyor. Kazanmanız garanti oluyor çünkü siz ölmeden boss ölüyor.

Canınız azken 1-2 darbe yeseniz kaçıp potion içiyorsunuz. Bi de panikle içtiğiniz için yine açık verip potion içerken darbe alıyorsunuz. Düşmana vuramıyorsunuz yaşamaya çalışmaktan.
Düşmanların 3-4 vuruşta öldüğü, boss’un 15-20 vuruşta öldüğü oyunda ekstra %1-2 hasar için stat harcamayın.
 
CD Projekt RED, 2022 yılı içerisinde The Witcher 3'e yeni bir DLC geleceğini duyurdu.
Ekibi toplayıp minik bir aksiyon içerisine girmek ve bol bol muhabbet etmek bile kalbimi yerimden uçurur. Canım ciğerim olmuş herkesi görmek istiyorum.

Kingdom Come Zıkkımness ne sıkıcı bir oyunmuş ya :/ Gene boşa gitti para peh. Öyle kombatın Allah belasını versin ne diyebilirim ki anasını satayım. Ancak modlarla pcde zevk verebilecek bir oyun olur bundan.
 
Dark Souls 2’yi Platinledim

Öncelikle şunu diyeyim Dark Souls 2 şu ana kadar oynadığım açık ara en zayıf Souls oyunuydu. Oyun fena değildi ama ailenin kesinlikle en zayıf üyesi. Sebeplerine sonra değineceğim.

Oyunun Ps sürümünü platinlemek için oyunu 3 DLC’si ile birlikte 2,5 defa bitirmem gerekiyordu. Bir oyunu platinlemek için bütün dlc’leri de oynamak zorunda bırakılmayı ilk defa bu oyunda tanık oluyorum. Arkadaki mantığı anlıyorum ama bu olay DLC’nin anlam karşılığına tamamen ters. Neyse buna da boyun eğmedik tabiki.

Haliyle DLC’ler süreyi bir hayli uzattı ve 77 küsür saatte platin kupasına ulaşabildim.
Karakter en sonunda seviye 237’ye ulaştı. Ve oyun her New Game+’da daha da zorlaşıyor ve platin için New Game++’nın yarısına kadar oynamam gerekiyordu çünkü bazı büyüler ve Miracle'lar oyunun o aşamasında bulunuyordu anca.

İlk bitirişte 38 başarımın 33’ünü topladım yani bir oynanışta toplanabilecek kadarını toplayabildim. Geriye kalan 5 kupa için ise 3 DLC + oyunu 1,5 defa daha bitirmek zorundaydım.
Welcome to Fromsoftware. Sürüm sürüm süründürecekler illa. Zorluk olarak Sekiro ve Demon's Souls'a yaklaşamaz ama Dark Souls 1'den bir tık daha zor olduğunu söyleyebilirim.

Souls evreninin kurucusu Miyazaki, Dark Souls 2 yapılırken Bloodborne üzerinde çalışıyordu yani Dark Souls 2’ye katkısı oldu ama yapımcılığını üstlenen isim Miyazaki değildi.
En zayıf halka olmasının sebeplerinden biri de bu mu bilmiyorum ve hiçbir zaman net olarak bilemeyeceğiz ama bunu arada belirtmek istedim.

Şimdi oyunun içeriğine gelelim ve benim için neden Souls oyunları arasında en zayıf halka olduğunu söyleyeyim.

İlk şaşırmayı ilk defa pot içtiğimde yaşadım. Potun çok yavaş içilmesi beni biraz şaşırttı ama buna başta fazla takılmadım çünkü potun yavaş içilmesinin acısını ileri aşamalardaki kombatlarda doya doya yaşadım. İnanır mısınız potu çok çok az daha hızlı içebilmek için özellikle skillemem gereken statlar bulunuyor oyunda. Buna mantık bulmak için kafa yorarken ikinci bir şokla karşılaştım.

Eşya taşıma yükünü arttırmak için ayrı bir stat açmışlar. Önce Statla mal mal bakıştıktan sonra öyle yada böyle ruhlarımın bir kısmını o nalet stata harcamak zorunda kaldım. Ds1’de stamina, Demon's Souls ve Ds3’de ise Vitality ile yük artıyordu yani bir paket içerisinde bulunuyordu ama Ds2’nin başındakiler ayrı bir stat açma gereği duymuş ve kimse de neden bunu yapıyoruz diye sormamış herhalde ama iyi yönünden bakmak lazım çünkü bu hatadan ders çıkardılar ve umarım hiçbir zaman tekrarlamazlar.

Bir diğer konu ise Bosslar.
Bosslar diğer Souls oyunlarına nazaran aşırı özensiz ve sıradandı.
Dark Souls 1’deki Nito, Izalith, Seath nerde Dark Souls 2’deki tasarım fakiri çakma Bosslar nerde.

Beni Dark Souls 2’de cidden derinden etkileyen ve gözümü alamadığım tek varlık ahanda bu kraldı
Saygımdan göz teması kurmadan yaklaştım ve oradan ona sırtımı dönmeden geri adımlar atarak uzaklaştım öyle bir endamı vardı.
Oyundaki bossların hepsini toplasan bir Ancient Dragon etmiyor maalesef.

Bir diğer konu da normalde Fromsoftware, souls oyunlarındaki dünyayı muazzam bir simetri ve mimari ile inşa ediyor ama Dark Souls 2 bu konuda da diğerlerine göre geri kalmış maalesef.
Çiftlik güneşlik gülistanlık bir alanda gezerken küçük bir tüneli geçtikten sonra sonra birden yağmur kıyamet olan bir alan geliyor mesela veya normal kamplı bir alandan aşağıya inip geri çıktığımızda birden lavlar içinde bir kalenin belirmesi gibi.

Dark Souls 1’de çoğu bölge mantık çerçevesi içerisindeydi, yerin altı zehir kuyusuydu, onun altı da lavlar içerisindeydi gibi gibi ve bu alanları mantık ve muazzam bir mimari ile birbirine bağlamıştı.
Dark Souls 2’nin 2. ve 3. DLC’lerin hakkını yemeyeyim onların mimari yapısı başarılıydı. Açıkçası 1. Dlc pek hoşuma gitmedi.

En sevdiğim alanlardan biri 3. Dlc’deydi güzel bir Level tasarımına sahipti ve manzarası da bir hayli güzeldi
Beğendiğim bir diğer alan ise klasik bizim güzel base Majula.

Dark Souls 1, derin, güzel ve kaliteli ihanet dolu yan hikayelerden oluşurken Dark Souls 2’deki yan görevler bana biraz sıradan ve boş geldi. Açıkçası Benhard of Jugo hariç hiçbir karaktere karşı bir şey hissedemedim. Hepsini toplasan maalesef bir Siegmeyer, Patches veya Solaire etmiyor. Dark Souls 1’deki Siegmeyer yan görevinde adeta yıkılmıştım.

Dark Souls 1’de hep acı ve hüzün dolu bir ortam ve hava bulunurken Dark Souls 2’de bi böyle bi böyle bir hava bulunuyor ve oyun bir türlü kıvamı tutturamıyor ve en sonunda da bir şey hissetmeden oyunu bitirmiş oluyorsun. Yani adı üstünde o karanlık hava sönük kalıyor oyunda.

Sonuç olarak fena oyun da değildi ama diğer Souls oyunlarıyla karşılaştırıldığı zaman birçok eksiği ortaya çıkıyor maalesef.
Dark Souls 3'ü de Elden Ring çıkmadan platinlemeye çalışacağım ama Souls oyunlarına biraz ara vercem çünkü açıkçası Ds1 ve Ds2 beni biraz yordu.
Eğer buraya kadar okuduysan teşekkür ederim ve teşekkür olarak sana Dark Souls 2’nin muazzam ending credit temasını sunuyorum.
Ds 2'nin dediğin gibi boss tasarımları o o kadar kötüydü ki ve çok zevksizdi ki sanki normal bir düşman ile dövüşüyormuşum hissiyatı veriyordu. İhtişamlı hissettirmiyordu hiç. Hele bu at arabası ve iskeletli bossu saymıyorum bile. Keza gemi içinde dövüştüğümüz yapışık ikizler. Boss diye saçma sapan şeyler karşımıza çıkarıyorlar. :D Ayrıca bossların çoğu çok hantal olmuş bence. Ds1'in de hantal bir oynanışı vardı ama düşmanlar ve bosslar bu kadar hantal değildi. Ds2'de maşallah boss saldıracak ama 1dk bekliyor. Bu yüzden baya basit kaçıyorlardı.

Ds2'de akılda kalıcı boss baya az.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 3)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık