Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

İzlediğiniz Son Film

The Terminator



Karanlığın yılı olan 2029 yılında gezegenin yöneticileri olan akıllı makineler kusursuz bir plan yaparlar. Geçmişi değiştirerek geleceği yeniden şekillendireceklerdir. Planlanan şeyin merhameti, acı hissi, korkusu yoktur. Durdurulamayan birşeydir. Onlar Terminatör'ü yaratmıştır. Bu ilk filmde Terminatör gelecekteki insanların kurtuluşunu sağlayacak kişi olan John Connor'u doğuracak olan annesi Sarah Connor'u öldürmek için gelecekten geçmişe gönderilen T-800 model bir sayborgdur. Kyle Reese, Sarah Connor'un öldürülmesini engellemek için gelecekten gönderilen bir askerdir. John'un babasıdır. Film Kyle Reese'in Sarah Connor'ı korumak için Terminatör ile mücadelesini konu almaktadır.

Terminator 2: Judgment Day



1997 Ağustos'unda yaşanan ve 3 milyarı aşkın insanın ölümüne neden olan olayın üstünden yıllar geçmiş ve 2029 yılına gelinmiştir. John Connor makinelere karşı insan direnişinin lideri konumundadır. Onu 2029 yılında yok edemeyen makineler şimdi yok edemedikleri düşmanlarını geçmişte yok etmeyi denemeye karar verirler ve John'un 13 yaşında olduğu döneme bir yok edici makine yollarlar. Buna karşılık John da o dönemde kendisini korumak için daha önce annesini öldürmek göreviyle geçmişe yollanan yok edici makinenin daha üst bir modelini geçmişe yollar. İki yok edici makine arasında John Connor için büyük bir mücadele başlar. Bu arada henüz yaşanmamış olan 1997 Ağustos'unda yaşanacak olan felaketin mimarı olan Skynet adlı sistem de yavaş yavaş faaliyetlerini artırmaya başlamıştır. John ve onun koruyucu makinesi John'un annesini akıl hastanesinden kaçırıp Skynet'i durdurmak için işbirliğine girişirken diğer yok edici makine de John'u yoketmek için onların peşinden gitmektedir.

Terminator 3: Rise of the Machines



John Connor’ın kıyamet gününün engellenmesine yardım edişinin üzerinden yaklaşık 10 yıl geçmiştir; bu kıyamet günü, Skynet’in son derece gelişmiş makineler ağının kendi bilinçlerini kazanıp, insan ırkını yok etmek üzere programlandığı gündür. Ancak, Skynet’in Connor’ı öldürme ve insan ırkına savaş açma girişimlerine rağmen, 29 Ağustos 1997 günü geldiğinde, herhangi bir olay olmamıştır. Artık 22 yaşında olan Connor “kayıt dışı” yaşamaktadır: Ne evi, ne kredi kartı, ne telefon numarası, ne de işi vardır. Yaşadığına dair hiçbir kayıt yoktur. Skynet tarafından izinin bulunmasına imkân yoktur. Ta ki Skynet’in o güne dek ürettiği en gelişmiş cyborg öldürme makinesi T-X geleceğin gölgelerinden çıkıp gelene dek. Hedefi T-1000 tarafından yarım bırakılan işi tamamlamak üzere geçmişe gönderilen bu makine, güzel olduğu kadar da güçlü ve acımasızdır. Ama bu kez, Connor, Skynet’in öldürülecekler listesinde tek başına değildir. İyi niyetli uzman Kate Brewster, uzak geçmişin ve umut vaat eden bugünün hayal bile edilemeyecek bir geleceğe uzandığını görecektir.... tabi eğer T-X’den kaçabilir ve ölmezse. Connor ve Kate, kıyamet Günü’nün hızla yaklaştığını, ve kendileriyle dünyanın sonu arasında sadece üç saat kaldığını fark ettiklerinde, tek umutları, eskiden Connor’ın celladı olan eski model gizemli cyborg Terminatör’ün bir kopyasıdır. Birlikte, teknolojik açıdan üstün olan T-X’i yenmeleri ve kıyamet Günü tehdidini uzaklaştırmak zorundadırlar; yoksa medeniyetin çöküşüyle karşı karşıya kalacaklardır...

Terminator Salvation



Kıyamet Günü yaşandıktan sonra, 2018 yılındayız. Beklenildiği gibi makineler kontrolü ele geçirmiş ve geriye kalan bir grup insan Skynet'e ve ordularına karşı bir direniş başlatmıştır.
Direnişi örgütleyen John Connor'ın bu savaşı kazanabileceğine olan inancı Marcus Wright isminde bir yabancının ortaya çıkmasıyla sarsılıyor. En son bir hapishane hücresinde olduğunu hatırlayan Marcus'un gelecekten mi yoksa geçmişten mi geldiği sorusuyla karşı karşıya kalıyor.
İkili, Skynet'in insanoğlunu tamamen ortadan kaldırabilecek son saldırısını engellemek amacıyla, Skynet'in operasyonlarının yapıldığı üsse doğru yola çıkıyorlar.

Görüşüm, ben hala bir film izlerken keşke şurdan gitseydiniz,şunu yapsaydınız gibi cümleler kuruyorsam o filmin etkisi hala devam ediyodur :D (ilk 2 filmden bahsediyorum) son 2'de iyi ama en azından ilk 2 filmi kesinlikle tavsiye ediyorum.
 
Flipped



Aralarındaki bir çok farka rağmen 8. sınıf öğrencileri Juli Baker ve ilkokuldan beri hoşlandığı Bryce Loski arasında romantik bir ilişki başlar...
Wendelin Van Draanen aynı adlı romanında uyarlanmıştır.

Huzur veren sıkmayan eğlenceli bir film arıyordum, arkadaşım önerdi izledim. Aradığımı buldum mu, hayır.
Film temel olarak iki çocuğun birbirlerine karşı olan değişken duygularını anlatıyor, klasik mutlu sonla da bitiyor. Fazla beğenmememin sebebi ise aynı olayların farklı açılardan verilerek anlatılması. Bu tarzı çok severim, yalnız farklı açılardan farklı ayrıntılar verilerek yapılırsa severim. Bu filmde o eksik, o yüzden aynı şeyi iki kez izlemiş gibi oluyorsun. E o da sıkıyor tabi.
 
The Apartment



New York'ta büyük bir sigorta şirketinin 31.000 çalışanından biri olan C.C.'Bud' Baxter Manhattan'daki bekar evini şirketin üst düzey yöneticilerinin kaçamakları için kullanmalarına izin vermesi ile başarı basamaklarını olduğundan daha hızlı bir şekilde tırmanmaya başlar. Sonunda şirkette ikinci idareci asistanlığına kadar terfi eder. Durumdan yararlanmak isteyen başka yöneticiler de apartmanın anahtarını istemeye başlayınca trafik biraz sıkışır ve Baxter kendi dairesini neredeyse kullanamaz hale gelir. Eve getirilen son kız ise, Baxter için olayları çok farklı bir boyuta taşıyacaktır.

Filmi çok sevdim, sıcak ve samimi havasını hiç kaybetmiyor. İçinde bir miktar komedi de olsa, dramı seyirciye yaşatmayı başarıyor.
 
3 Idiots



Rancho, Raju ve Farhan Hindistan’da mühendislik öğrencileridir. Hindistan’da mühendislik okumak demek ailesini geçindirecek bir işe sahip olabilecek potansiyele sahip olmak demektir. Hepsinin asıl amaçları okulları iyi bir derece ile bitirip iyi bir şirkete kapak atmaktır fakat Rancho onlardan farklıdır. O mühendisliği bir iş olarak değil bir yaşam biçimi olarak görmektedir. Başarmayı değil, bir şeyler üretmeyi ve düşünmeyi sevmektedir, işini severek yaparsan başarı seni bulacaktır şeklinde bir felsefesi vardır. Bir de okulun katı kurallara sahip müdürü ve onun güzel kızı Pia vardır. Rancho herkesin hayata bakışını değiştirecektir.

Daha önce yarım yamalak izlemiştim. Bugün hakkını vererek izlemiş bulunuyorum.
Film gerçekten mükkemmel ve mükemmel ötesi . Hiç sıkılmadım , hem güldürdü hem duygusala bağlattı... adamlar yapmış . !
Çok iyi bir sistem eleştirisi ve arkadaşlık kavramı işlenmiş .
Kesinlikle izlenilmesi gereken filmlerden. Özellikle filmin son sahnelerinde arkadaşların buluşması olağanüstüydü yahu : /

Aforizmalar
"Kendimize Davranış Bilimleri'nden bir ders: "Arkadaşınız başarısız oluyor, üzülüyorsunuz. Arkadaşınız birinci oluyor, daha çok üzülüyorsunuz."

"Burası üniversite, düdüklü tencere değil. Bir aslan bile kırbaç korkusuyla sandalyeye oturmayı öğreniyor. Ama biz bu aslana 'iyi eğitilmiş' diyoruz, 'iyi eğitim almış' demiyoruz".

"Köyümüzde yaşlı bir bekçi vardı, Gece devriyelerinde bağırırdı: "Herşey yolunda. Herşey yolunda!" Biz de huzurlu bir şekilde uyurduk. Sonra bir gece, bir hırsızlık oldu. Ve öğrendik ki meğerse bekçi körmüş! O, "Herşey yolunda!" derdi, biz de güvende hissederdik kendimizi. O gün, bu kalbin ne kadar kolayca korkabildiğini öğrendim. Kandırmanız gerekiyor. Sorun ne kadar büyük olursa olsun, "Herşey yolunda." diyeceksiniz"

"Ölüm nedeninde; "Soluk borusuna aşırı baskı uygulanması sonucu nefes alamama" yazıyor. Herkes gırtlağına gelen baskıdan öldüğünü sanıyor. Son dört senedir beynine gelen baskıya ne demeli? Raporda bu yazmıyor. Mühendisler de zekiymiş hani. Psikolojik baskıyı ölçecek bir makine icat etmediler. Çünkü etselerdi, o zaman herkes bilirdi; bunun intihar değil, cinayet olduğunu."

"Doğumda öğretilmişti bize, hayat bir yarıştır. Hızlı koşmazsan, ezerler seni. Bebek olurken bile, bir sperm diğer 300 milyon spermi geçer. 1978'de, akşam 5.15'te doğmuşum. Saat 5.16'da, babam ilân etmişti: "Oğlum mühendis olacak." Ve kaderim belli olmuştu. Ne olmak istediğimi kimse sormadı....
 
3 Idiots



Rancho, Raju ve Farhan Hindistan’da mühendislik öğrencileridir. Hindistan’da mühendislik okumak demek ailesini geçindirecek bir işe sahip olabilecek potansiyele sahip olmak demektir. Hepsinin asıl amaçları okulları iyi bir derece ile bitirip iyi bir şirkete kapak atmaktır fakat Rancho onlardan farklıdır. O mühendisliği bir iş olarak değil bir yaşam biçimi olarak görmektedir. Başarmayı değil, bir şeyler üretmeyi ve düşünmeyi sevmektedir, işini severek yaparsan başarı seni bulacaktır şeklinde bir felsefesi vardır. Bir de okulun katı kurallara sahip müdürü ve onun güzel kızı Pia vardır. Rancho herkesin hayata bakışını değiştirecektir.

Daha önce yarım yamalak izlemiştim. Bugün hakkını vererek izlemiş bulunuyorum.
Film gerçekten mükkemmel ve mükemmel ötesi . Hiç sıkılmadım , hem güldürdü hem duygusala bağlattı... adamlar yapmış . !
Çok iyi bir sistem eleştirisi ve arkadaşlık kavramı işlenmiş .
Kesinlikle izlenilmesi gereken filmlerden. Özellikle filmin son sahnelerinde arkadaşların buluşması olağanüstüydü yahu : /

Aforizmalar
"Kendimize Davranış Bilimleri'nden bir ders: "Arkadaşınız başarısız oluyor, üzülüyorsunuz. Arkadaşınız birinci oluyor, daha çok üzülüyorsunuz."

"Burası üniversite, düdüklü tencere değil. Bir aslan bile kırbaç korkusuyla sandalyeye oturmayı öğreniyor. Ama biz bu aslana 'iyi eğitilmiş' diyoruz, 'iyi eğitim almış' demiyoruz".

"Köyümüzde yaşlı bir bekçi vardı, Gece devriyelerinde bağırırdı: "Herşey yolunda. Herşey yolunda!" Biz de huzurlu bir şekilde uyurduk. Sonra bir gece, bir hırsızlık oldu. Ve öğrendik ki meğerse bekçi körmüş! O, "Herşey yolunda!" derdi, biz de güvende hissederdik kendimizi. O gün, bu kalbin ne kadar kolayca korkabildiğini öğrendim. Kandırmanız gerekiyor. Sorun ne kadar büyük olursa olsun, "Herşey yolunda." diyeceksiniz"

"Ölüm nedeninde; "Soluk borusuna aşırı baskı uygulanması sonucu nefes alamama" yazıyor. Herkes gırtlağına gelen baskıdan öldüğünü sanıyor. Son dört senedir beynine gelen baskıya ne demeli? Raporda bu yazmıyor. Mühendisler de zekiymiş hani. Psikolojik baskıyı ölçecek bir makine icat etmediler. Çünkü etselerdi, o zaman herkes bilirdi; bunun intihar değil, cinayet olduğunu."

"Doğumda öğretilmişti bize, hayat bir yarıştır. Hızlı koşmazsan, ezerler seni. Bebek olurken bile, bir sperm diğer 300 milyon spermi geçer. 1978'de, akşam 5.15'te doğmuşum. Saat 5.16'da, babam ilân etmişti: "Oğlum mühendis olacak." Ve kaderim belli olmuştu. Ne olmak istediğimi kimse sormadı....

Herşeyiyle mükemmel bir film. İyilerin değilde en iyilerin arasında anılabilecek bi film ama sırf hint filmlerine karşı olan önyargı ve filmin reklamının yeteri kadar yapılmaması nedeniyle çoğu hollywood filminin gerisinde kalmış. Puanıda az 8.8 verilirdi bu filme en olmadı 8.5 olsun. Hala izlemeyen varsa kendine yazık etmesin ilk fırsatta izlesin derim
 
3 Idiots



Rancho, Raju ve Farhan Hindistan’da mühendislik öğrencileridir. Hindistan’da mühendislik okumak demek ailesini geçindirecek bir işe sahip olabilecek potansiyele sahip olmak demektir. Hepsinin asıl amaçları okulları iyi bir derece ile bitirip iyi bir şirkete kapak atmaktır fakat Rancho onlardan farklıdır. O mühendisliği bir iş olarak değil bir yaşam biçimi olarak görmektedir. Başarmayı değil, bir şeyler üretmeyi ve düşünmeyi sevmektedir, işini severek yaparsan başarı seni bulacaktır şeklinde bir felsefesi vardır. Bir de okulun katı kurallara sahip müdürü ve onun güzel kızı Pia vardır. Rancho herkesin hayata bakışını değiştirecektir.

Daha önce yarım yamalak izlemiştim. Bugün hakkını vererek izlemiş bulunuyorum.
Film gerçekten mükkemmel ve mükemmel ötesi . Hiç sıkılmadım , hem güldürdü hem duygusala bağlattı... adamlar yapmış . !
Çok iyi bir sistem eleştirisi ve arkadaşlık kavramı işlenmiş .
Kesinlikle izlenilmesi gereken filmlerden. Özellikle filmin son sahnelerinde arkadaşların buluşması olağanüstüydü yahu : /

Aforizmalar
"Kendimize Davranış Bilimleri'nden bir ders: "Arkadaşınız başarısız oluyor, üzülüyorsunuz. Arkadaşınız birinci oluyor, daha çok üzülüyorsunuz."

"Burası üniversite, düdüklü tencere değil. Bir aslan bile kırbaç korkusuyla sandalyeye oturmayı öğreniyor. Ama biz bu aslana 'iyi eğitilmiş' diyoruz, 'iyi eğitim almış' demiyoruz".

"Köyümüzde yaşlı bir bekçi vardı, Gece devriyelerinde bağırırdı: "Herşey yolunda. Herşey yolunda!" Biz de huzurlu bir şekilde uyurduk. Sonra bir gece, bir hırsızlık oldu. Ve öğrendik ki meğerse bekçi körmüş! O, "Herşey yolunda!" derdi, biz de güvende hissederdik kendimizi. O gün, bu kalbin ne kadar kolayca korkabildiğini öğrendim. Kandırmanız gerekiyor. Sorun ne kadar büyük olursa olsun, "Herşey yolunda." diyeceksiniz"

"Ölüm nedeninde; "Soluk borusuna aşırı baskı uygulanması sonucu nefes alamama" yazıyor. Herkes gırtlağına gelen baskıdan öldüğünü sanıyor. Son dört senedir beynine gelen baskıya ne demeli? Raporda bu yazmıyor. Mühendisler de zekiymiş hani. Psikolojik baskıyı ölçecek bir makine icat etmediler. Çünkü etselerdi, o zaman herkes bilirdi; bunun intihar değil, cinayet olduğunu."

"Doğumda öğretilmişti bize, hayat bir yarıştır. Hızlı koşmazsan, ezerler seni. Bebek olurken bile, bir sperm diğer 300 milyon spermi geçer. 1978'de, akşam 5.15'te doğmuşum. Saat 5.16'da, babam ilân etmişti: "Oğlum mühendis olacak." Ve kaderim belli olmuştu. Ne olmak istediğimi kimse sormadı....

Gerçekten harika bir filmdi, tekrar yukarı taşıyalım da izlemeyenlerin daha çok dikkatini çeksin :)
 
Intouchables



Geçirdiği kazadan sonra felç olan zengin aristokrat Philippe, cezaevinden çıkmış Driss’i bakıcısı olarak işe alır. Herkes Driss’in bu iş için uygun olmayacağını düşünürken, Philippe O’na inanır ve bir şans verir. Dünya dursa yan yana gelmeyecek olan bu iki karşıt dünya görüşünün çarpışmasının ve zamanla çılgın bir dostluğa dönüşmesinin, insanı derinden etkileyen hikâyesi.
 
The Bridge on the River Kwai



Albay Nicholson başkanlığındaki esirler, Japonlar tarafından Kwai Nehri üzerinde bir köprü yapmak için görevlendirilir. Japon albay Saito'nun amacı bu köprüyü kullanarak birliklere cephane taşıma konusunda avantaj sağlamaktır.
Albay Nicholson'un inadına dayanamayan albay Saito, bir süre sonra köprü yapımının Nicholson'un emri altındaki mühendis ve askerler için de moral kaynağı olacağını düşünerek onun isteklerinikabul eder.
Nicholson, düşmanlarının esiri konumunda olsa da, Saito ve adamlarının yapabileceğinden daha iyi bir köprü inşa ederek onun ve adamlarının moralini bozmayı düşünmektedir.
İnşaat ilerledikçe Nicholson, köprünün düşmanına avantaj sağlayacağını unutur ve onu mükemmelleştirmek için elinden geleni yapar. Bu arada İngilizler, yapımı devam eden köprünün imha edilmesi için bir komando birliği görevlendirir.
Bir tarafta köprüyü tamamlamak için hayatları pahasına ve zor koşullarda çalışan İngiliz askerleri, diğer tarafta onların yapmakta olduğu köprüyü havaya uçurmaya çalışan İngiliz komandoları vardır.

Zamanına göre iyi bir film olmuş. Ancak filmin girişi çok uzun tutulmuş, bu yüzden başlarda sıkılabilirsiniz. Ancak Nicholson ipleri eline aldıktan sonra, güzel bir seyir keyfi yaşatıyor.
 

Reversi

The Shawshank Redemption



Şaibeli bir şekilde karısını öldürmek suçundan Shawshank Hapishanesi`ne gönderilen bankacı Andy Dufresne, burada hiç alışık olmadığı bir hayat mücadelesi vermeye başlar. Hapishanede tanıştığı Ellis Boyd Redding ile aralarında mükemmel bir dostluk oluşur. Bir süre sonra Andy'nin hayata bağlı tavırları hapishanedeki mahkumları bile etkilemeyi başarır.

Çok eski film ama epey iyi oyuncu kadrosu var.Banka da çalışan zeki adamın hapisanedeki hayatı ve kaçışını ele alan bir filmdir
 

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 3)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık