Ürettiği onlarca yapıtla sinemanın en zengin ilham kaynaklarından biri olan Agatha Christie’nin yazdığı bir hikayeden konusunu alan film cinayetle suçlanan bir adamın duruşmasını beyaz perdeye yansıtır. Ünlü avukat Sir Wilfrid Robarts sağlık problemleri nedeniyle mesleğine ara verdiği bir dönemde ortaya çıkan bu dava için işine geri döner. Sanık, daha öncesinde tanıştığı ve avukatlığını yaptığı Leonard Vole isimli bir adamdır ve bu adam zengin ve dul bir kadını, Emily French’i öldürmekle suçlanıyordur. Vakti zamanında Leonard’a deliler gibi aşık olan French, ölmeden önce mirasındaki en önemli varisi olarak Leonard’ı atamıştır. Haliyle tüm deliller tutarlı bir şekilde Leonard’ın katil olduğundan yanadır. Sir Wilfrid ise bu durumu tersine çevirmeye çalışacaktır.
Smokerın tavsiyesi üzerine izledim. Filmi izlerken çok eğlendim ve tam anlamıyla dumur oldum. Anatomy of a Murder filmiyle benzerlikler taşıyor, onun gibi bir gidişat beklerken nelerle karşılaştığımı hayal bile edemezsiniz. Diyaloglara ve Wilfrid karakterine ise bayıldım. Daha fazla film hakkında bilgi vermeyeyim spoilera girebilir, zira bu film bu hatanın yapılacağı en son film. Filmin sonuna geldiğinizde ne demek istediğimi anlarsınız. Yapımcılar kendileri uyarısını yapmış zaten.