Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

[Teori] Meyvelerin Evrimi

aslında bir süredir meyveler hakkında düşünüyordum. ve meyvelerin ortaya çıkma şekli üzerinde duruyordum. benim kanaatim meyvelerin daha önceden de bir takım bilimsel araştırmalar sonucu yapıldığı. bu durumda var olan meyveler üzerinde yapılan çalışmalar veya ortaya çıkan sonucu görerek yapılan çalışmalar daha güçlü meyvelerin oluşmasını sağlayacaktır. yani meyve evrimi dediğin hiç benim düşüncemle örtüşüyor gibi geldi. gerçi benim düşüncemden bağımsız olarak da makul ve mantıklı bir teori. yalnız neden her meyveden bir tane var sorusu aklımı kurcalıyor. ve acaba meyveler nasıl var oldu diye sormaya devam ediyorum.
 
güzel düşünce olmuş ama ille evrim deme gereği duymuyorum oda doğada bulunan akışkan yani logia maddeleri meyve olarak kullanma gereği duyuyo:gamyon:, bunun sonucu savaşta kullanılabilecek bilindik materyalleri kullanması sonucu bu meyveler ortaya çıktı:D bu materyallerin hangisinin hangisine üstün olduğunu basit fen dersi almış herkes bilir:artiz: magma ateşten daha sıcaktır vesaire vesaire.
bu bilgiye görede
Ateşin sıcaklığı yakılan nesneye göre değişir. Her ateş aynı sıcaklıkta değildir. Sözgelimi odun ateşiyle kömür ateşinin sıcaklıkları farklıdır.
Ateş, antikçağda su, hava ve toprakla birlikte dünyayı meydana getiren dört temel elementten biri olarak görüldü. Ortaçağda bilimle uğraşanlar kendilerini daha sonra sıcaklık kavramına götürecek olan ısının “şiddetinden” söz etmeye başlamışlardı. 17. yüzyılın sonunda kimyacılar ısıya flojistik adını verdiler. Bununla, yanıcı maddelerin içerdiği belirsiz ve anlaşılmaz bir element olduğu düşünülen flojiston adlı bir maddeye atıfta bulunuluyordu. Yanma olaylarında oksijenin rolünü saptayan Lavoisier, flojististiğin yalnızca anlaşılmaz değil, aynı zamanda gereksiz olduğunu da gösterdi. Isı bu durumda, bir maddeden diğerine akabilen ve “kalorik” olarak adlandırılan bir akışkan olarak kabul edildi. Bunun en önemli niteliği korunumlu olması ve buhar makinelerinin çalışmasını açıklayabilmesiydi. Değirmenin çarkı gibi bir makinenin harekete geçmesi için kaloriğin sıcak bir kaynaktan, soğuk bir kaynağa akması gerekiyordu. Bu yanlış düşüncenin hakim olduğu böylesi bir dönemde Sadi Carnot, termodinamiğin temelini oluşturan ilkeleri açıkça belirleme başarısını gösterdi.
Kalorik kavramının terk edilmesinden bu yana ısı, işle aynı nitelikte, bir sistemden diğerine enerji aktarma yolu olarak kabul edilir. Bir gram suyu 14,5°C’den 15,5°C’ye çıkarmak için gerekli ısı miktarı olarak tanımlanan eski ısı birimi kalorinin yerini, iş (ve enerji) birimi olan jul (joule) almıştır. Bir kalori tam olarak 4,18 jul eder.
Isı miktarlarının ölçülmesi, bilim ve tekniğin bütün dallarını ilgilendirir. Termokimyada (ısıl kimya) yanma ısılarının ölçülmesi, moleküllerin oluşma ısılarının ve aynı zamanda atomlar arası bağ enerjilerinin hesaplanmasını sağlar. Sanayide ısının ölçülmesi, yakıtların yanma değerlerinin belirlenmesine ve kesin ısı bilançolarının yapılmasına olanak verir.

Odun yandığında, kilo başına yaklaşık 7.500 kilojul değerinde ısı açığa çıkar. Kömürde bu, daha da artar. Günümüzde dökme demir fabrikalarının fırınlarında topraklaşmış maden filizleri (demir oksitler), kok kömürü yardımıyla 2000°C’nin üzerinde, konverterde oksijen etkisi altında ve hurda katılmasıyla ham çeliğe dönüştürülür. Petrol ürünü yakıtlardan elde edilen ısıl enerjiyse yaklaşık kilogramda 45.000 kilojul’e kadar çıkabilir. Doğalgazda bu miktar 32.000 ile 38.000 kilojul arasındadır.
ateş magmadan daha sıcak oluyor
 
bu bilgiye görede
Ateşin sıcaklığı yakılan nesneye göre değişir. Her ateş aynı sıcaklıkta değildir. Sözgelimi odun ateşiyle kömür ateşinin sıcaklıkları farklıdır.
Ateş, antikçağda su, hava ve toprakla birlikte dünyayı meydana getiren dört temel elementten biri olarak görüldü. Ortaçağda bilimle uğraşanlar kendilerini daha sonra sıcaklık kavramına götürecek olan ısının “şiddetinden” söz etmeye başlamışlardı. 17. yüzyılın sonunda kimyacılar ısıya flojistik adını verdiler. Bununla, yanıcı maddelerin içerdiği belirsiz ve anlaşılmaz bir element olduğu düşünülen flojiston adlı bir maddeye atıfta bulunuluyordu. Yanma olaylarında oksijenin rolünü saptayan Lavoisier, flojististiğin yalnızca anlaşılmaz değil, aynı zamanda gereksiz olduğunu da gösterdi. Isı bu durumda, bir maddeden diğerine akabilen ve “kalorik” olarak adlandırılan bir akışkan olarak kabul edildi. Bunun en önemli niteliği korunumlu olması ve buhar makinelerinin çalışmasını açıklayabilmesiydi. Değirmenin çarkı gibi bir makinenin harekete geçmesi için kaloriğin sıcak bir kaynaktan, soğuk bir kaynağa akması gerekiyordu. Bu yanlış düşüncenin hakim olduğu böylesi bir dönemde Sadi Carnot, termodinamiğin temelini oluşturan ilkeleri açıkça belirleme başarısını gösterdi.
Kalorik kavramının terk edilmesinden bu yana ısı, işle aynı nitelikte, bir sistemden diğerine enerji aktarma yolu olarak kabul edilir. Bir gram suyu 14,5°C’den 15,5°C’ye çıkarmak için gerekli ısı miktarı olarak tanımlanan eski ısı birimi kalorinin yerini, iş (ve enerji) birimi olan jul (joule) almıştır. Bir kalori tam olarak 4,18 jul eder.
Isı miktarlarının ölçülmesi, bilim ve tekniğin bütün dallarını ilgilendirir. Termokimyada (ısıl kimya) yanma ısılarının ölçülmesi, moleküllerin oluşma ısılarının ve aynı zamanda atomlar arası bağ enerjilerinin hesaplanmasını sağlar. Sanayide ısının ölçülmesi, yakıtların yanma değerlerinin belirlenmesine ve kesin ısı bilançolarının yapılmasına olanak verir.

Odun yandığında, kilo başına yaklaşık 7.500 kilojul değerinde ısı açığa çıkar. Kömürde bu, daha da artar. Günümüzde dökme demir fabrikalarının fırınlarında topraklaşmış maden filizleri (demir oksitler), kok kömürü yardımıyla 2000°C’nin üzerinde, konverterde oksijen etkisi altında ve hurda katılmasıyla ham çeliğe dönüştürülür. Petrol ürünü yakıtlardan elde edilen ısıl enerjiyse yaklaşık kilogramda 45.000 kilojul’e kadar çıkabilir. Doğalgazda bu miktar 32.000 ile 38.000 kilojul arasındadır.
ateş magmadan daha sıcak oluyor
ben basit fen dedim sen nerelere girmişsin, araya girmesen olmaz dimi:artiz:
 
Evrilen meyve bir önce ki meyveyi de kolayca yenebilir mantıklı ama diğer meyve türlerine göre düşünmek gerek bence herkes yediği meyveyi geliştirebilir bence farklı meyvelerle değil bu evrilme.
 
Bence bu farklılıkların sebebi evrim tarzı şeyler değil. Meyvelerin farklılığı ve kullanıcıların meyvelerini ne kadar iyi kullandıkları ile alakalı. Mesela dumanda CO gazı bulunur yani büyük bir kısmı gazdır. Caesar meyvesinde gazların genel özelliklerini gösterilir. Ama Smoker'ın meyve daha çok özelleşmiş. Dumanın özelliklerini gösteriyor.

Konuya genel olarak bakılıp geçilse dahi temelde aynı maddeler oldukları sonucu çıkarılabilir(Kar-buz, kum-çamur,ateş lav). Ha evrim olur mu olur. En başta temel elementlerin meyveleri vardır. Bunlar zamanla bozula bozula dönüşmüştür.

Not: Bu arada ben hala lavın nasıl ateşin antisi olduğunu anlamadım. :D
 
Bence bu farklılıkların sebebi evrim tarzı şeyler değil. Meyvelerin farklılığı ve kullanıcıların meyvelerini ne kadar iyi kullandıkları ile alakalı. Mesela dumanda CO gazı bulunur yani büyük bir kısmı gazdır. Caesar meyvesinde gazların genel özelliklerini gösterilir. Ama Smoker'ın meyve daha çok özelleşmiş. Dumanın özelliklerini gösteriyor.

Konuya genel olarak bakılıp geçilse dahi temelde aynı maddeler oldukları sonucu çıkarılabilir(Kar-buz, kum-çamur,ateş lav). Ha evrim olur mu olur. En başta temel elementlerin meyveleri vardır. Bunlar zamanla bozula bozula dönüşmüştür.
Konuya yazdığım şeylerin hepsi, kullanıcıya göre değişiklik göstermeyen, meyvenin temelinde olan şeyler. Mera'nın sahibi ne kadar iyi olursa olsun, Magu'ya karşı zayıftır. Suna'nın kullanıcını çok iyiydi, ancak suya çare bulamıyor. Moku, Gasu'nun özelliklerini gösterse, bence kimse şaşırmazdı. Hatta Gasu'nun güçlerinin çıkmasını bekleyenler bilr vardı 2 yıl sonrası için.
 
evrimleşmiş olabilirler yada belkide suyun 3 halindeki gibi ana elementlerin degisik varyasyonlarını dikkate almıstır e.oda buz>su>su buharı.

crocodileın deyimiyle hangi yetenegin,hangi yetenege karsı işe yarıyacagı gercekten sasırtıcı o yüzden sadece kendi aralarında degil,diger meyveler alanındada etkileşimler ve sınıflandırmalar mevcut.burdaki tek kötü durum,e.odanın sbsdeki acıklaması iki meyve aynı anda varolmadıgına göre ve meyvenin gücü kullanıcısı öldükten sonra transfer olduguna göre,basından beri hep aynı meyveler olabilir yani,evrim teorisi makul ama bu biraz kafa karıstırıcı.

elementsel bazda logialara bakarsak.toprak elementi ve topragın kendisi büyük bir güctü.suyla etkileşime girerse bataklık olur numa numa no mi,içinden suyu cekersen kum olur suna suna no mi,sertleştirirsende kaya olur muhtemel iwa iwa no mi.topragın kendisi cıkmasa bile 2 si var biride olucak bence.ve görüldügü üzere havada ucan sekilde tasarlanan kum,suyla etkileşimi olan bataklık meyvelerini öngörürsek kaya meyvesi bu iki meyveye karsıda hiyerarsik üstün olucak bence.

ateş elementi ve türlerine bakarsak.alev ateşin gaza yakın halidir mera mera no mi,magma ise plazma olarak sıvıya yakın halidir magu magu no mi.ama bu element için sertleşme durumu yok.muhtemelen sadece ikisini görücez.burdada magmanın atese üstünlügü bariz.

su elementi türlerine bakarsak.su buharı yok,ama havada kullanım sekli yuki yuki no miylen var ve suyun kendi dogal hali en güclü meyve olcagı için birde en üst seviyesi buz hali hie hie no mi var.

hava elementine bakarsak,duman ve gaz var.burda elemntsel sınıflandırmadan ziyade kontrol edilen gücün büyüklügü dikkate alınmıs bence.duman sınırlıyken,gazın kendisi tüm dünyaya yayılır.ama bu iki meyveden daha üstün olarak rüzgar gücünü bekliyorum.

ısık ve karanlık ise tüm mitlerde ayrı ele alınan elementlerdir.ayrıca yıldırım gücüde ayrı ele alınır vede agac yani tahta gücüde ayrı ele alınmıstır.muhtemel böyle bir gücte görebiliriz.

o yüzden birbirleri aralarında özellikle logialarda üstünlük görünüyor ama direk bir digerini ezer olayına sadece magma ateste karsılastık.diger etkileşimler evrimsel yani dikeyden ziyade yatay sekilde,ates dumana etki etmiyor,aynı ates buzuda nötrlüyor.galdinonun parafini,zehiri tutarken,luffynin lastigi yıldırımı etkisiz kılıyor.

o yüzden bence bu meyveleri düsünürken belli alanlarda sınıflandırıp güc sırasıyla yani hiyerarşik tasarladı e.oda ve en güclü meyveleride önemli kişilere verdi.

sadece logialarda degil paramecialardada hiyerarşik durum var.üstelik onlarda sınıflandırılmıs bence,üretim yapabilenler,tüm bedeni degişenler,meyve güclerini saldırı olarak kullanabilenler.

en güzel örnek lastik-çelik-elmastır.3 meyvede beden degiştirir ve 3 ününde vucuda kattıgı savunma kabiliyeti bence hiyerarşik bir sekilde.

o yüzden teoriyi makul buluyorum ama su an için tam kesin birsey diyemeyiz,cünkü meyveler arası yatay etkileşimler daha cok.şu meyve kitabı ortaya cıksa,yani ondaki sınıflandırma yöntemini görsek hersey kesinleşir.ve eline saglık ;)
 
Bana da mantıklı geliyor bu logia meyvelerinin evrim işi.Benim kafamda da şöle bir düşünce var aslında meyve ağacı yok.Meyveler çeşitli ortamlarda o yerin fiziksel yapıları,havası vb gibi yerlere göre güçleri belirliyorlar.Ama bu sadece logia türleri için.Bunu düşünmemin nedeni de Enel'in meyvesidir.şimşek-gürültü meyvesi yemiş ve gökyüzü adasında.
 
Eğer seri içerisinde cidden doğaüstü güçler varsa. Meyveleri yaratan şeytan, onları kullananların güçlerini kıskanıp bu meyvelerin daha iyi versiyonlarını da yaratmış olabilir.
 

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 3)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık