Herkese merhabalar. Yeni bir müzik konusuyla karşınızdayım. Bu konuyu uzun süredir yazma düşüncesindeydim. Dinleyeni vardır veya yoktur, fark etmez, hepimizin hayatında türküler bir şekilde karşımıza çıkmıştır. Müzik kategorisinde türkü temelinde bir konunun olmaması eksiklik geldiği için açılması gerektiğini düşünerek bu konuyu açıyorum. Daha da önemlisi bu konuyu fark etmeksizin hepiniz adına açıyorum. Bu konuyu açmakta
@Bisküvi ’nin etkisi de olmuştur. Umarım, hoşunuza gider. İlk mesaj olarak türkü üzerinden birkaç araştırmamı toplayıp çok detaylara kaçmadan, olabildiğince gerekli noktaları aktararak burada sizinle paylaşmak istiyorum. Konuda eksikliğim, yanlışlığım olursa öncelikle affola, olunca lütfen belirtiniz.
Türkü nedir?
Tek ve sabit bir tanıma sığdırılamayan ve farklı kültürlere, insanlara ve araştırmacılara göre farklı algılan bir müzik kavramıdır. Kimisi türküleri “sözsüz ezgiler” olarak görürken kimisi de türkülerin sözlü örneklerinin olmasından dolayı “sözlü ezgilerle” ifadesinin katılması gerektiğini savunur. 2017 yılında Türker Eroğlu tarafından türkünün tanımı üzerine yazılmış makalesinde geçen şu tanımı belirtmek istiyorum.
“Kökeni dinî ve sihrî Kam törenlerine dayanan, zaman içinde, içeriği ve anlamı bakımından değişen, şekillenen ve gelişen; Türk Müziği bünyesinde geleneğe bağlı olarak çeşitli mahfillerde üretilen; “Kırık-Kıvrak”, “Uzun”, “Sözlü”, “Sözsüz”, “Oyun Havası”, “Ağıt”, “İlahî” ve “Nefes”, “Tekerleme” ve “Sayışmaca” gibi bütün müzik eserlerine “Türkü” denir.”
Yukarıdaki tanım ne kadar doğru olabilir, bu tartışılabilir ancak özetle söylemek gerekirse türkü dinî ve kültürel ögelerle birlikte zamanla oluşan ve gelişen halk ürünlerinin, yine aynı şekilde oluşum sağlayan halk ezgileriyle bestelenip harmanlanarak ortaya çıkan bir şarkı türüdür.
“Türkü” kavramı, etimolojik (köken bilgisi) olarak çeşitli varsayımlar yapılmaktadır. Çoğunluklu kesimm “Türk’e özgü, ait” anlamında olan “Türkî” sözcüğünden nispet ekinin değişimiyle geldiği bağdaştırılmaktadır. 2010 yılında Özkul Çobanoğlu tarafından yapılan incelemede türkü sözcüğünün kökeni şöyle gelişmiş olabileceğini açıklamaktadır:
Bugün “türkü” olarak söyleyip yazdığımız bu kelime, yaygın olarak bilindiği gibi, eski cönk ve mecmualarda “türkiy” şeklinde dar ünlüyle söylenilmekte ve yazılmaktadır. Bizim kanaatimize göre “türkiy”in daha önceki formu “Türk ezgileri” veya “havaları” anlamında “türk küy” olmalıdır. Ancak arka arkaya gelen “kk” sesleri “y” sesinin daraltıcı tesirleriyle bitişerek “önce türkiy”e, daha sonra da “türkî”ye dönüşmüştür. Yani, sözcük türkî biçimine kadar gelişmiş ve en sonunda türkü hâlini alabildiği sonucu çıkarılmaktadır. Yine de birkaç varsayım dolaştığı için sözcüğün kökeni kesin bir dille “budur” söylenemez.
Türküler halkın kültürel birikiminin birer dışa vurumudur. Halk türkülerinin belirleyici özellikleri, ezginin ve şiirin ulusal olması, daha doğrusuyla kendi köküne ait olması, sözlü aktarıma dayanması, ezgi ile şiirin niteliği arasında sıkı bir ilişki bulunmasıdır.
Türkü ilk kez söylemeye
türkü yakmak denir. İlk kez olmayan genel anlamda
söylemeye türkü okumak,
türkü çağırmak,
türkü çığırmak,
gaydalanmak,
ayıtmak gibi adlar denilebilir.
Türkünün Tarihçesi
Bu kısmı çok ayrıntıya girmeyecek şekilde küçük notlarla değinmek istiyorum. Öncelikle “türkü” sözcüğünü ilk kez (bilinen) 15. yüzyılda Çağatay edebiyatının önemli mimarı Ali Şîr Nevâî, ‘Mizânü’l-Evzân’ adlı eserinde kullanmıştır. Yine bu yüzyılda Babür Şâh tarafından türkülerin söylendiğinden yazılı olarak söz edilmiştir. Bu belirttiğim kısımlar, türkünün “türkü” adıyla yazılı kaynaklardaki aktarımı. Ayrı olarak türkülerin ilk ne zaman, nerede ve kim tarafından çıktığını bulabilmek zordur. Ancak türkülerin varlığı binlerce yıl öncesine dayananmakta ve yaşamakta olduğu araştırmalarca aktarılmaktadır. Türkü adından önce bu tür “yır, ır, cır” şeklinde geçmekteydi. Bunun dışında çok eskilere uzanan bu türe çeşitli yörelerdeki insanlar sahip çıkmış, onu geleceğe aktarabilmiştir. Bu bakımından
Türküler, zengin söz varlığının taşıyıcısı, yansıtıcısı ve aktarıcısı olması bakımından önemli bir mirastır. 13. yüzyılda Oğuz boylarının göç ettiklerinde dillerini taşıdıktan sonra bu getirdikleri söz varlığınının bir bölümü halk şairleri vasıtasıyla yazı diline geçmişken bir bölümü yazı diline geçmemiş (veya unutulmuş) olduklarından, sözlü dille varlıklarını sürdürmüş ve halk arasında devam eden sözler zamanla türkü sözlerine geçmiştir. Bu sözlü dilde olup türkülerde yaşayarak varlığını günümüze gelebilen sözcükler; bay (zengin), em (ilaç), od (ateş), uçmak (cennet), vs. örneklerdir.
Türkü bize mi özgü?
Türk coğrafyasına özgü, değişik Türk milletlerinin hepsini kapsayan bir türdür. Avrupa’daki “ballad” müzik türü, türkü kavramını karşılamasa da lirik özelliklerinde benzerlik bulunması bakımından birkaç noktada türküye yakın olabilecek bir tür olarak düşünebilir. Azerbaycan’da ‘mahnı’ veya ‘bayatı’, Başkurdistan’da ‘halk yırı’, Kazakistan’da ‘türki’, Kırgızistan’da ‘eldik ır’, Tataristan’da ‘halık cır’, Özbekistan’da ‘türki’ veya ‘halk koşigi’, Çin’in Uygur Özerk Bölgesi’nde ‘nahşa’ veya ‘koça nahşisi’ ifadeleri kullanılır.
Türkiye sahasında türküler ve sınıflandırılması
Türkiye sınırları içerisinde çok fazla türde türkü bulunmaktadır. Bu bakımdan sınıflandırma, sınırlandırma işi de zordur. Ne de olsa 81 ilin hepsinin kendine has türküleri bulunmaktadır. Yine de ana hatlarıyla belli kaynaklardan hareketle sınıflandırma bilgisi verelim.
Not: Burada sadece halk şiiri yapısında olan türkülerin sınıflandırmasında bilgi vereceğim. İçlerinde bilindik hâlinde olanları fazla bilgiyle sulandırmadan örnek videosunu ekleyeceğim. Diğer gruplarda divan hariç -çünkü tanımlamaları birbirine yakın ve bu bilgileri vermek biraz kafa karışıklığı oluşturabileceğinden- sadece isimlerini vereceğim.
1. Halk şiiri yapısında olan türküler
1.1. Bozlak: Doğu Anadolu’nun batı kesimlerinden itibaren Orta Anadolu içerisinde Batı Anadolu’nun doğu kesimlerine kadar geniş coğrafyaya uzanan bir uzun hava biçiminde türküsüdür.
1.2. Maya: Elazığ, Erzurum, Malatya, Şanlıurfa, Ağrı gibi yerlerde meşhurolan, on birli hece ölçüsüyle oluşturulup özel ezgilerle söylenen bir uzun hava biçiminde türküdür.
1.3. Hoyrat: Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da, özellikle Erzincan, Erzurum, Diyarbakır, Kerkük’te yaygın olan ve cinaslı mâni olarak yazılıp söylenen uzun hava türkü biçimidir.
1.4. Varsağı: Oğuz boyundan olan Varsak aşiretlerinin ortaya çıkardığı, Çukurova’nın güney tarafında yaygın olan ve sekizli hece ölçüsüyle yazılan koşmanın özel ezgisiyle erkekçe ve dağlı söylenen bir türkü türüdür.
1.5. Bayatî: Kars, Ağrı, Erzurum ve Artvin çevresinde Bayat boyundan olanların söyledikleri bir türkü türüdür.
1.6. İlbeyli: Bu kavim Türkmenlerin söyledikleri türkü türüdür.
1.7. Barak havası: Gaziantep, Hatay, Osmaniye gibi illerde yaşayan Barak boyu Türkmenlerinin söyledikleri uzun hava türkü türüdür.
1.8. Arguvan havası: Malatya’nın ilçesi olan Arguvan’ın etrafında söylenen içli türkülerdir.
1.9. Gurbet havası: Güneydoğu Anadolu’da, Avşar topluluklarında söylenen uzun hava türkü türüdür.
1.10. Yol havası: Doğu Karadeniz yöresinde konuşuyormuş gibi söylenen uzun havalardır. Aynı zamanda “uzun gayda” da denilmektedir.
1.11. Barana havası: Balıkesir’de haftanın belirli bir zamanında yapılan eğlencelerin söylendiği türkülerdir.
1.12. Zeybek havası: Zeybek oyunlarında çalınan ve daha çok Batı Anadolu’da yaygın olan kırık türkülerdir.
1.13. İbrahimî: Şanlıurfa ve Elazığ taraflarında özel ve yanık bir ezgiyle söylenen uzun hava türküleridir.
1.14. Kayabaşı: Çoğunlukla dağ ve yayla gibi yüksek kesimlerde çobanların söylediği türkülerdir.
1.15. Türkmanî: Türkmen boylarına özgü türkülerdir.
1.16. Tatyan: Erzurum ve çevresinde söylenen türkülerdir.
1.17. Mâni:
1.18. Koşma:
1.19. Destan
1.20. Ninni:
1.21. Koçaklama:
1.22. Kahramanlık türküleri:
1.23. Tecnis: Üçüncü dize hariç diğer dizeler arasında cinaslı kafiye bulunan, dörtlükle yazılan koşma türüdür.
1.24. Güzelleme:
1.25. Atışma:
1.26. Taşlama:
1.27. Muamma: Manzum bilmece.
1.28. Nasihat:
1.29. Sağıtlar: Hayvan, bitki, mevsim vs. herhangi bir şeyi tavsiye eden eserlerdir.
2. Divan şiiri yapısında olan türküler
2.1. Divan: Klasik edebiyattaki anlamının bir yana koyarak gazel, mesnevi, müseddes gibi divan edebiyatı ürünlerinin türkü biçiminde okunmasından oluşan uzun hava türü türkülerdir. Kars, Erzurum, Ağrı, Elazığ, Konya, Diyarbakır civarında hâlâ söylenir ve bunların bir kısmı âşık tarzı divanlardır.
2.2. Müstezat
2.3. gazel
2.4. Kalenderî
2.5. Semaî
2.6. Kaside
2.7. Tuyuğ
2.8. Selis
2.9. Satranç
2.10. Vezn-i âher
2.11. Mersiye
3. Dinî türküler
3.1. İlahi
3.2. Nefes
3.3. Semah
3.4. Gülbank
3.5. Nevruziye
3.6. Savt
3.7. Münacat
3.8. Naat
3.9. Methiye
3.10. Nutuk
3.11. Buyruk
3.12. Devriye
Bu sınıflandırmalar değişkenlik gösterdiği için bir tanesini örnek verdim. Normalde ayrıntılı bir sürü sınıflandırma var, ancak benim alanım da olmadığı için belirli noktalarda durmak en doğrusu geldi. Yoksa yapılarına göre türküler sınıflandırması -mani kıtaları ile, üçlüklerle, dörtlüklerle, tekrarlı şekilde kurulanlar- da var. Yukarıdaki sınıflandırmayı Merdar Güven’in türküler üzerine yaptığı doktora tezinden alarak gerekli bilgilerin çoğunu da oradan hareket ettim.
Bunun dışında “kırık havalar” ve “uzun havalar” diye bahsedilen türküler vardır, bunlar hakkında bir cümle bilgi vereyim. Kırık havalar; söylenişi kişiye göre değişmeyen, belirli ritimde olan, notalanabilen ve genellikle ezgileri ritmik yapılı türkülerdir. Uzun havalar; tamamen bağımsız söyleniş tarzına sahip olmamasına rağmen kırık havalar gibi söylenişi kişiye göre de belli kurallarda değişebilen serbest ritim ve ölçüde olan ve belirli kalıplara bağlı ezgilere sahip türkülerdir. Aralarında birtakım ince farklar olduğu için yazıyla bunu anlatabilmek zordur ve bazen araştırmacılarca da tanımsal problemler taşımakta olduğunu da söylemem gerek.
Türkü Adlandırmaları Nasıl Olur?
Türkünün adlandırılmasında birden çok etken olabilmektedir. Söyleyene göre, söylenildiği yere göre, söylenildiği zamanda yapılan işe göre, söylenme şekline göre, konusuna göre türküler isim alabilmektedir. Bunlardan kısaca örnek verelim:
- Söylene göre türkü adlandırması: Bayat Türkmenlerine ait türkülere Bayatça türküleri denir.
- Irka, kabileye, mensubuna göre söylenildiği gibi cinsiyetine ve yaşına göre adlandırma bu kategoridedir. Örneğin, düğünlerde gelinlerin veya onların yerine türkücü kadınların söyledikleri türkülere gelin havası denir.
- Söylenildiği yere göre türkü adlandırması: Sivas’ın Emlek yöresinde türkülerin söylenme şekillerine Emlek havası denirken Yozgat’ta mani katarlarının ‘dahdiri’ ünlemiyle söyledikleri türkülere dahdiri havası denir.
- Söylenildiği zamanda yapılan işe göre türkü adlandırması: Odun keserken söylenen kırık hava hâlinde olan türkülere odun havası denir. İçki içerken söylenen, sarhoş olunduğunda söylenen türkülere berduş havası denir.
- Söylenme şekline göre türkü adlandırması: Bir tören, sohbet veya ayin sırasında olanları coşturmak için söylenen ezgili türkülere coş havası denir.
- Konusuna göre türkü adlandırması: Kahramanlık türküleri, çocuk türküleri, ağıtlar gibi örnekler verilebilir.
Kullanılan aletler
Bu konuda çok ayrıntıya girmeyeceğim. Çünkü türküler için kullanılan her aletin kendince önemi, kültürü ve anlamı var. Birçoğu birbirine benziyor, aralarında bir iki fark olanlar var. Bunlar için belki ileride ayrı konu açılabilir. Ben burada türkünün oluşumunda önemli parça oldukları için türlerine göre isimlerini ve bu aletlerin birer görüntülerini eklemek istiyorum. Aralarında resimlerini bulamadıklarımı kısaca bilgi vereceğim.
1. Tezene Telli Çalgılar
1.1. Bağlama
1.2. Kopuz
1.3. Çöğür
1.4. Bozuk
1.5. Tambura
1.6. Tar
1.7. Meydan sazı
1.8. Divan sazı
1.9. Cura
1.10. Karadüzen
1.11. Yelteme
Bunun resmini bulamadım. Eski Türk toplumlarının kullandığı bir tür kopuz olan bir telli çalgı türüymüş. Dede Korkut Hikâyeleri'nde adı geçen bu çalgı günümüzde nesli tükenmiştir.
1.12. Bulgarı
1.13. Irızva
1.14. İkitelli (Dütar, Topşur vs.)
1.15. Şeştar
1.16. Setar (Üçtelli)
1.17. Çeşte
Resmini bulamadığım bir çalgı. Beş telli bir çalgı olup göğsü küçük, yuvarlak, kolu kısa ve perdesi sık olan büyük bir sazdır. Çağatay kültüründe önemli olan çeştelerin adı Yunus Emre ve Evliya Çelebi'nin yazılarında geçmektedir.
1.18. Çagur
6 ya da 9 telli biçiminde olan ve daha çok nefes, ayin ve semai havalarının çalındığı bir çalgıdır.
1.19. Onikitelli
Adını çalgının 12 telli olmasından alan ve Anadolu'nun tarikat toplantılarında kullanılan bir bağlama çeşididir.
1.20. Cümbüş
1.21. Dombra
1.22. Ravza (Ruzba, rızva)
2. Yaylı Telli Çalgılar
2.1. Iklığ
2.2. Kemençe
2.3. Kabak Kemane
2.4. Rebap (Rubbaba)
2.5. Hegit (Egit-Tırnak Kemane)
3. Üflemeli / Nefesli Çalgılar
3.1. Kaval
3.1.1. Dilli kaval
3.1.2. Dilsiz kaval
3.2. Zurna
3.3. Mey
3.4. Balaban
3.5. Düdük
Üçü bir arada:
3.6. Çifte Kaval
3.7. Çifte (Çifte düdük)
3.8. Tulum
3.9. Sipsi
3.10. Düdük
3.11. Dilli Düdük
25-30 cm boyutları olan, ağaç, kamış ve metalden olanı bulunan bir çalgıdır. Üstte 7, altta 1 perde deliği olan çalgının gövde kısmının ağız bölgesinde dil bulunur ve Çukurova'da
şüdürgü adıyla bilinir.
3.12. Yan Düdük
Ağza yan yanaştırıp çalınan, Türkler tarafından çok eskilerden kullanılan bir nefesli bir çalgıdır.
3.13. Çığırtma
3.14. Çimon (Çimbon, Zimbon)
3.15. Argun (Argul)
3.16. Klarnet (Gırnata)
4. Vurmalı Çalgılar
4.1. Araçla Vurmalı Çalgılar
4.1.1. Davul
4.1.2. Tef (Def)
4.1.3. Balaban
Balaban, iki ayrı çalgının adıdır. Nefesli olanı vardır, onu düdük alt başlığında resmini bulabilirsiniz. Bir de vurmalı çalgısı da vardır. Bunun resmini bulamadım. Kısaca tanımlamak gerekirse vurmalı olarak balaban büyük boyutlu davul türüdür. Vurmalı hâli çok eski devirlere dayanmaktadır.
4.1.4. Debildek (Deblike)
4.2. Elle Vurmalı Çalgılar
4.2.1. Koltuk Davulu (Nağara, Noli)
4.2.2. Dümbelek (Darbuka, Darbukke)
4.2.3. Leğen, Bakraç, Tepsi, Sini, Güğüm vb. ev gereçleri
4.3. Çarpmalı Vurmalı Çalgılar
4.3.1. Kaşık (Kaşuk, Gaşuğ)
4.3.2. Ça(l/r)para (Çalpara, çarpara, şakşak)
4.3.3. Zil
4.3.4. Zilli Maşa
4.4.1. Akordeon
4.4.2. Garmon
4.4.3. Nefir
4.4.4. Tuğ
Bir tür nöbet davulu. Hakan otağlarında çalınırmış.
4.4.5. Tutut
Çobanlara özgü olan zurna türünden bir çalgı.
4.4.6. Tüngür
4.4.7. Yay
Anadolu'da çalınan bir yaylı sazdır, kemençenin modeline benzer.
4.4.8. Yelli Düdük
Çifte düdük biçiminde olan bir çalgıdır. Çobanlar tarafından çalınırmış.
4.4.9. Yunkar-Yonkar
Günümüzde yaşamayan bir telli sazdır. 17. yüzyılda padişah meclislerinde kullanılırmış.
4.4.10. Çilmandi (Çirmandi)
Bir zilli tef çalgısıdır. Seyhun Nehri'nin kuzey bölgesinde tanınırmış.
4.4.11. Çor (Şor)
İki delikli, dilli bir nefesli çoban kavalıdır. Doğu Türkistan ve Kırgızistan'da kullanılan bir çalgıdır.
4.4.12. Daire (Çember)
Tefin çıngıraklı biçimi olan ve çoğunlukla Orta Asya Türk topluluklarının kullandığı bir çalgıdır.
4.4.13. Dırnak
Güney Anadolu'da ıklığ adı verilen sazının bir ismidir veya çok benzeridir.
4.4.14. Dızdır
Bir yaylı çalgı olan ve Erzincan'ın Kemah ilçesinde kullanılan müzik aletidir.
4.4.15. Derviş Borusu
Nefesli bir çalgı türüdür. Dervişlerin toplantı sırasında çaldıkları söylenir.
4.4.16. Gıcak
4.4.17. Gıvgıv
Yaylı olan ve Denizli, Niğde yöresinde kullanımı görülmüş bir çalgı.
4.4.18. Gıygı
Yaylı olan ve Amasya, Çorum, Edirne, Eskişehir, İzmir ve Malatya çevresinde çalınan bir çalgı.
4.4.19. Kara Düdük
Türkmen ve İranlıların bildikleri büyük düdük.
4.4.20. Kırbız
İzmir'in Tire ilçesinde kullanımı saptanan bir yaylı müzik aleti.
4.4.21. Kös
4.4.22. Berene
Bir tür sazdır. Adını perde ya da ses düzeninde alan bir çalgıdır.
4.4.23. İkeme (Ekeme)
Günümüzde yaşamayan bir sazdır. Dîvânu Lugâti't-Türk adlı eserde geçmektedir.
4.4.24. Kıyak (Kıcak, gicek)
4.4.25. Şarkî
4 telli bir Türkmen çalgısıdır. Günümüzde yaşamadığı düşünülen ve isminden Evliya Çelebi'nin bahsettiği bir çalgıdır.
4.4.26. Dıngıra
Anadolu'da bağlama ve bulgarının küçük biçimine verilen bir çalgıdır.
4.4.27. Çevgan
4.4.28. Berbat
Göğsü kaz göğsüne benzemesiyle bu ismin verildiği, Muğla'da icat edildiği ve kopuzla aynı çalgı olduğu söylenen bir çalgıdır.
4.4.29. Çiftetelli
Bir tür cura çeşidi olan, iki sese sahip ve çoğunlukla Konya çevresinde hızlı oyunlarda çalınan bir müzik aletidir.
4.4.30. Koz
Günümüzde yaşamayan vurmalı bir çalgı olup iki çomakla çalınan bir müzik aletiydi.
4.4.31. Baz
Yörüklerin genellikle kullandığı, beş ya da yedi telli olan ve 18-24 arası perdesi bulunan bir telli çalgıdır.
Türküler için kullanılan aletler konusunda yine Merdar Güven’in doktora tezindeki sınıflandırmayı aldım. Bilgilerin hemen hepsi oradan olup resimlerin bir kısmını Google Görseller, müzik aletlerinin resimlerini veren sitelerden hareket ederek koydum. Bazılarını bulamadım. Bulan olursa benimle paylaşabilirse ilk mesaja, yani buraya ekleyeceğim.
Kaynaklar
Şu ana kadar yazdığım bütün notlar için yararlandığım için kaynakları belirteyim. Kaynaklarını bir sistem dâhilinde yazmadım, gerekli bilgileri belirttim.
- Ali AKAR, 2018, “Türkülerin Tarihçesi”, Türk Dili Dergisi, Sayı: 796.
- ARAGEM, Çalgılar.
- Büyük Ansiklopedi, 1990, “Türkü” Maddesi, 15. Cilt, Sayfa: 5593, Milliyet Yayınları.
- Erman ARTUN, 2013, “Türkü Söyleme Geleneği ile Türkülerde Tür, Şekil ve Tasnif Üzerine Düşünceler”, 4. Uluslararası Türk Dünyası Kültür Kurultayı, Türkü, Türkülerimiz, Öyküleriyle Türküler Sempozyumu.
- Google Görseller.
- İsmail GÜLEÇ, 2015, Anonim Halk Edebiyatı, Kitabevi Yayınları.
- Merdan GÜVEN, 2005, Türkiye Sahasındaki Hikâyeli Türküler Üzerine Bir Araştırma, Doktora Tezi, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
- Oğuz DUMAN, 2018, “Çorum Türkülerinde Alevi-Bektaşi Unsurları”, TÜRÜK Uluslararası Dil, Edebiyat ve Halkbilimi Araştırmaları Dergisi, S: 12.
- Özkül ÇOBANOĞLU, 2010, “Türkü Olgusu Bağlamında “Türkü” ve “Şarkı” Terimlerinin Etimolojisini Yeniden Tanımlama Denemesi”, Türk Yurdu Dergisi, 269.
- Türker EROĞLU, 2017, “Türkü Nedir?”, Kesit Akademi Dergisi, Sayı: 7.
Sizden İstediğim Nedir?
Müzik başlığında türkü konusunun olması gerektiğini düşünerek böyle bir konu hazırladım. Bu konuda sevdiğiniz türküleri, kendi yörenize ait türküleri ya da “böyle de varmış” diyebileceğiniz bilgilendirici türünde türküler paylaşabilirsiniz, ilginizi çeken ve hikâyesi olan türküleri paylaşabilirsiniz, çok güzel olur. Türkü tavsiyesi verebilirsiniz, bunun üzerine sohbet edebilirsiniz, istediğiniz kadar konuyu işgal edebilirsiniz. Sadece düz paylaşım da olur.
Konuyu önceden atıp değerlendiren
@Tosbağa,
@Keepr ve
@Bisküvi ’ye ayrıca teşekkür ediyorum.
Umarım, yazdıklarımı okur, beğenirsiniz. Yanlış bir sözüm, yazımım dikkatimden kaçtıysa affola. Sizden de teşekkürlerinizi, ilginizi, paylaşımlarınızı bekliyorum. Konu sizindir.