Akademilerdeki imkanların kısıtlı olması kulüplerin harcamayı tercih ettiği yöntemlerle de alakalı. Pek çok lüzumsuz oyuncuya milyon eurolar verilirken altyapıdaki imkanlar düzeltilmiyor, oradaki hocalara alay eder gibi maaşlar veriliyor.
Fakat ne bir kulüp tek başına bunu düzeltmeye mecburdur ne bir hoca koca bir organizasyonun sorumluluğunu almaya mecburdur.
U19 liginin maçlarının gösterilmesi benim nazarımda bir önem arz etmiyor. Neden? Çünkü evcilik oynamaktan farksız da ondan. Rekabet ortamının olmadığı bir ortamda 19 yaşında oyuncuların gelişmesini bekliyoruz. Halbuki 17 yaşındakilerin a takımda banko oynayabildiği bir çağdayız artık. Bizim de bunu sağlayabilmemiz için yapılması gereken bir tek şey var. Rekabetçi bir lig kurmak. Rezerv lig kavramı tam da bunun için vardır. Fakat ciddi bir yatırım isteyen bir iştir ve kimse bu işin altına elini sokmak istemiyor. Çünkü o oyuncular kaliteli çimler üzerinde ve taraftar önünde oynamalılar. Federasyon bir kuruş para harcamayıp "bakın bu iş olmuyor" demek için çocukları çamurlu sahalara göndermekte beis görmeyen çürümüş bir yapı. Takımlar hocalar ara sıra genç oyuncu çıkartabirler ama sistematik olmayan şeyler sana sınıf atlatmaz. Türkiye'nin elinde sağlam cevher olmasına karşın kafası o kadar az çalışıyor ki hep bir kurtarıcının bir şey yapmasını bekliyor.
Kiralık konusunda ben alt liglere oyuncu gönderilmesine karşıyım. Altta futbol falan oynanmıyor niye göndereyim çocuğu? Kendisinden daha aşağıda oyuncularla oynayan oyuncu nasıl gelişsin? İşte bu yüzden rezerv lig çok önemliydi. Türkiye'de her iş, iş olsun diye yapılıyor ne konuşsan boşuna. Bu topraklarda bir çiçek yetişiyorsa o illa ki birinin yüzü suyu hürmetinedir
Üstteki mesajda unutmuşum, konuyu yazarken dağıtmışım da.

Şenol Güneş'e katılmadığım nokta şu. Skor 3-0, Salih kenara beni değiştirin diye işaret yapıyor. Oyuna Necip giriyor. Necip Uysal'ı beğenen, karakterine ve Beşiktaşlılığına çok saygı duyan bir insanım ama neden yani? Hadi Necip'i aldın. Oyuna 85te atibayı almak yerine Berkay ya da Semih'i alabilirsin. 40 bin kişinin önünde sahaya çıkmak önemli bir duygudur. Ben gençlerin bunu tecrübe etmesi gerektiğini düşünüyorum.
Bizde akademilerde, çok kötü sahalarda yetersiz beslenmekten ötürü gelişememiş çocuklar oynuyor. u19 maçlarının yayınlanması şu açıdan önemli, evet rekabet ortamı yok diyebiliriz ama bu çocukların izlenmesi gerekiyor. Taraftar ilgi gösterirse bu maçlara bir sonraki dönemde taraftar izlemeye gider. Taraftar izlemeye giderse yönetim ulan şu tesisleri bir yenileyelim demeye başlar. Adım-adım olacak bir şey.
Dediğin gibi sistem önemli ama bir yerden başlanılması gerekiyor. Biz saçma sapan kurallarla dolu bir bir futbol ekosistemine sahibiz. Haliyle kaliteli oyuncular çıkıyor ama sayıları bir elin parmaklarını geçmiyor. Sözde piyasa değeri olarak en kaliteli liglerden birine sahibiz. İyi bir milli takım kadromuz var. Takım olma konusunda iyi değiller ama kağıt üzerinde kaliteli oyuncular bunlar. Ama sayıları az.
Bu tesisleri, sistemi kurmak da öyle onlarca milyon euro ile çözülemeyecek bir şey değil. Şu an 2-3 milyon dolarla mükemmel bir akademi tesisi kurabilirsin. Çok rahat sponsorlar sayesinde bu işi çözersin. Şehir takımları için konuşayım. Misal Konyaspor, böyle bir tesis kurmak istese, KBB takıma bedavaya dönümlerce arazi verir. Bir firma sponsorluğunda tesisi de çözersin çok rahat. Akademiden çıkan bir oyuncu bütün maliyetini karşılar.
Trabzonspor mesela, akademiden çıkan oyunculardan bak.
Ahmetcan 9.5 milyon.
Yusuf Yazıcı 18.5 milyon
Bununla birlikte kiralama bedelleri satışlarla 50-100-250 bin eurolar kazandıran ondan fazla oyuncu. Geriye gidersek Tolga Zenginler var. Biraz daha geriye gidersek Gökdenizler, Fatih Tekkeler... Bir sistem olsa Benfica'ya tozunu attırır bizim takımlar ama sistem yok...