Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

[İnceleme] Oyun İncelemeleri

Eline sağlık çok güzel bir yazı olmuş :good:
Açık dünya oyunlarına yeni bir perspektif katan ve başarılı açık dünya oyunu yapmak isteyen şirketler tarafından taslak olarak kullanılan oyunlardan biridir bu.
Maalesef ülkemizdeki fiyat politikası yüzünden insanlarımızın çoğu bu müthiş oyundan haberi bile yok.
Umarım konsollara ve oyunların fiyat artışı durur da artık bu oyunlar ülkemizde doya doya oynanır.
Nintendo’nun büyüklü küçüklü bir sürü güzel oyunu olsada net dolar bazında sattığı için hepsi cep yakıyor. Oyun alırken cımbızla seçip almak zorunda kalıyorsun. Umarım en kısa sürede bu durum düzelir.
 


Yönetmen:
Paweł Zawodny, Krzysztof Nosek
Türü: FPS
Çıktığı Yıl: 22 Mayıs 2013
Yayıncı/Geliştirici: Techland/Ubisoft

Konusu
Yıl; 1910, yer; Kansas, Abilene. Efsanevi ödül avcısı olan Silas Greaves bir bara girer ve orada bulunanlara (Alaycı bir adam olan Jack, eski kulağı kesiklerden biri olan Steve, barmen Molly, genç bir adam olan Dwight ve barın sahibi olan Ben) başından geçen maceraları anlatmaya başlar.

İnceleme
Oldukça eğlenceli bir western oyunu. Başlarken bu kadar umutlu değildim, fakat baş karakterin olayları anlatış şekli ve o anlattıkça bizim de aynı anda oynuyor olmamız oyuna çok farklı bir hava katmış. Karakterimiz sürekli üfürdüğü için dinleyenler "o olay öyle değildi" diye itiraz ettiği zaman oynadığımız kısım başa dönüyor ve hikayenin aslına göre bölümü yeniden oynuyoruz veya adamımız hikayeyi anlatırken iki yoldan birini seçip oradan gidiyor, fakat o yoldan geçemeyip sürekli ölürsek hikayeyi değiştirip diğer yolu seçiyor ve oradan ilerliyoruz. Bu açılardan diğer oyunlarda olmayan bir yol benimsenmiş, açıkçası hoşuma gitti. Oyun sona yaklaştıkça iyice güzelleşiyor. Son düellonun yapıldığı yer, çalan müzik ve düello şekli efsane olmuş.

Oyunda "Gizem" denilen bazı toplanabilir eşyalar var. Bunları toplayınca oyunda kartlar açılıyor ve bu kartlarda oyunda ismi geçen kişilerin/mekanların gerçek resimleri ve gerçek hikayeleri yazıyor (oyunda karşımıza çıkan ana düşmanların hepsi gerçekte yaşamış kişiler). Ayrıca bunlardan ekstra puan da geliyor ve geliştirmeleri bu şekilde yapabiliyoruz. Oyunca tek/çift el tabanca, tüfek ve pompalı tüfek olarak üç farklı silahımız var. Tabanca ve bir büyük silah taşıyabiliyoruz. Silahları geliştirdikçe oyun nispeten kolaylaşıyor denilebilir. Ben oyunu genelde tüfekle oynadım, pompalıyı pek kullanmadım. Yine de her silahın düşman vurdukça verdiği puan farklı, mesafe bile alınacak puanı etkiliyor. Oyunda can barımız yok, kurşun yedikçe ekranda delikler açılıyor ve ekran kırmızı olmaya başlıyor. Kurşun yemeye devam edersek ölüyoruz. Düşman pusu kurduysa aynı konsol oyunlarındaki gibi tuş kombinasyonu çıkıyor ve doğru sırayla basmamız halinde tek tek herkesi indiriyoruz. Buna ek olarak bir de zamanı yavaşlatma gücümüz var. Bunu aktif edince de kısa bir süre için düşmanlar yavaşlıyor ve vurma imkanımız artıyor. Ayrıca tekil düşmanlar aniden çıktığında sağa ya da sola kaçma seçeneğimiz oluyor. Yanlış tarafa kaçarsak ölüyoruz. Bunların haricinde her bölümün sonunda ana düşmanla düello yapıyoruz. Düellolarda isabet ve hızlılık aşırı önem arz ediyor. Düşmana odaklanırken aynı anda elinizi silahı hızlı çekebileceğiniz şekilde ayarlamanız lazım. Düello esnasında kalp atışı sesi gelmeye başladıktan sonra istediğiniz zaman ateş edebilirsiniz, fakat düşman silahına davranmadan ateş ettiğiniz takdirde oyun sonu istatistiklerde "korkakça öldürdü" yazıyor. Bu durum hikayenin kalanına etki ediyor mu, bilmiyorum. Ben böyle şeyleri kendime yakıştırmadığım için bazı düşmanlarda 10-15 kere ölsem de onurlu şekilde düelloları kazanmayı tercih ettim.

Müzikler klasik western müzikleri. Aksiyon varsa farklı, gerilim varsa farklı şekilde müzikler çalıyor. Temaya uygun ve dinlerken yormuyor.

Kısa süren bir oyun olduğunu söyleyebilirim. Önünüze gelen düşmanları çat çat indirdiğiniz, aksiyonun bitmek bilmediği bir western oyunu. Size vadettiği her şeyi fazlasıyla sağlıyor. Oyunun Türkçe yaması var mı, bilmiyorum, fakat oyunu oynayacaksanız iyi derecede İngilizce bilmeniz oyundan aldığınız zevki beşe katlar, çünkü oyunun olayı ana karakteriminiz abarta abarta anlattığı hikayeleri birebir yaşamak.
 
Son düzenleme:


Yönetmen:
Paweł Zawodny, Krzysztof Nosek
Türü: FPS
Çıktığı Yıl: 22 Mayıs 2013
Yayıncı/Geliştirici: Techland/Ubisoft

Konusu
Yıl; 1910, yer; Kansas, Abilene. Efsanevi ödül avcısı olan Silas Greaves'in bir bara girer ve orada bulunanlara (Alaycı bir adam olan Jack, eski kulağı kesiklerden biri olan Steve, barmen Molly, genç bir adam olan Dwight ve barın sahibi olan Ben) başından geçen maceraları anlatmaya başlar.

İnceleme
Oldukça eğlenceli bir western oyunu. Başlarken bu kadar umutlu değildim, fakat baş karakterin olayları anlatış şekli ve o anlattıkça bizim de aynı anda oynuyor olmamız oyuna çok farklı bir hava katmış. Karakterimiz sürekli üfürdüğü için dinleyenler "o olay öyle değildi" diye itiraz ettiği zaman oynadığımız kısım başa dönüyor ve hikayenin aslına göre bölümü yeniden oynuyoruz veya adamımız hikayeyi anlatırken iki yoldan birini seçip oradan gidiyor, fakat o yoldan geçemeyip sürekli ölürsek hikayeyi değiştirip diğer yolu seçiyor ve oradan ilerliyoruz. Bu açılardan diğer oyunlarda olmayan bir yol benimsenmiş, açıkçası hoşuma gitti. Oyun sona yaklaştıkça iyice güzelleşiyor. Son düellonun yapıldığı yer, çalan müzik ve düello şekli efsane olmuş.

Oyunda "Gizem" denilen bazı toplanabilir eşyalar var. Bunları toplayınca oyunda kartlar açılıyor ve bu kartlarda oyunda ismi geçen kişilerin/mekanların gerçek resimleri ve gerçek hikayeleri yazıyor (oyunda karşımıza çıkan ana düşmanların hepsi gerçekte yaşamış kişiler). Ayrıca bunlardan ekstra puan da geliyor ve geliştirmeleri bu şekilde yapabiliyoruz. Oyunca tek/çift el tabanca, tüfek ve pompalı tüfek olarak üç farklı silahımız var. Tabanca ve bir büyük silah taşıyabiliyoruz. Silahları geliştirdikçe oyun nispeten kolaylaşıyor denilebilir. Ben oyunu genelde tüfekle oynadım, pompalıyı pek kullanmadım. Yine de her silahın düşman vurdukça verdiği puan farklı, mesafe bile alınacak puanı etkiliyor. Oyunda can barımız yok, kurşun yedikçe ekranda delikler açılıyor ve ekran kırmızı olmaya başlıyor. Kurşun yemeye devam edersek ölüyoruz. Düşman pusu kurduysa aynı konsol oyunlarındaki gibi tuş kombinasyonu çıkıyor ve doğru sırayla basmamız halinde tek tek herkesi indiriyoruz. Buna ek olarak bir de zamanı yavaşlatma gücümüz var. Bunu aktif edince de kısa bir süre için düşmanlar yavaşlıyor ve vurma imkanımız artıyor. Ayrıca tekil düşmanlar aniden çıktığında sağa ya da sola kaçma seçeneğimiz oluyor. Yanlış tarafa kaçarsak ölüyoruz. Bunların haricinde her bölümün sonunda ana düşmanla düello yapıyoruz. Düellolarda isabet ve hızlılık aşırı önem arz ediyor. Düşmana odaklanırken aynı anda elinizi silahı hızlı çekebileceğiniz şekilde ayarlamanız lazım. Düello esnasında kalp atışı sesi gelmeye başladıktan sonra istediğiniz zaman ateş edebilirsiniz, fakat düşman silahına davranmadan ateş ettiğiniz takdirde oyun sonu istatistiklerde "korkakça öldürdü" yazıyor. Bu durum hikayenin kalanına etki ediyor mu, bilmiyorum. Ben böyle şeyleri kendime yakıştırmadığım için bazı düşmanlarda 10-15 kere ölsem de onurlu şekilde düelloları kazanmayı tercih ettim.

Müzikler klasik western müzikleri. Aksiyon varsa farklı, gerilim varsa farklı şekilde müzikler çalıyor. Temaya uygun ve dinlerken yormuyor.

Kısa süren bir oyun olduğunu söyleyebilirim. Önünüze gelen düşmanları çat çat indirdiğiniz, aksiyonun bitmek bilmediği bir western oyunu. Size vadettiği her şeyi fazlasıyla sağlıyor. Oyunun Türkçe yaması var mı, bilmiyorum, fakat oyunu oynayacaksanız iyi derecede İngilizce bilmeniz oyundan aldığınız zevki beşe katlar, çünkü oyunun olayı ana karakteriminiz abarta abarta anlattığı hikayeleri birebir yaşamak.
1 saat dayanamadığım oyun...
 
Ben çok eğlendim oynarken. Nasıl sıkılabildiniz, anlayamadım.
Valla ben de kesin çok eğleneceğimi düşünerek başladım ancak 3 görevden sonra aşırı tekrar eden bir yapıya girmiş gibi hissettim. Ama biraz kafamın dolu da olduğu bir dönemdi, bir ara tekrar deneyip o zaman net kararımı vereceğim.
 
Valla ben de kesin çok eğleneceğimi düşünerek başladım ancak 3 görevden sonra aşırı tekrar eden bir yapıya girmiş gibi hissettim. Ama biraz kafamın dolu da olduğu bir dönemdi, bir ara tekrar deneyip o zaman net kararımı vereceğim.
Oyun kendini tekrar ediyor, doğru. Her bölümde neredeyse aynı şeyleri yapıyoruz, ama oyunun güzelliği ana karakterin yaptığı muhabbet. Bazı yerlerde kahkaha attığım bile oldu.
 


Yönetmen: Markus Mäki
Türü: Aksiyon, Macera, TPS
Çıktığı Yıl: 14 Mayıs 2010
Yayıncı/Geliştirici: Remedy Entertainment, Microsoft Game Studios

Konusu
Alan Wake çok satan kitaplar yazan bir polisiye yazarıdır, ancak iki yıldır yazar tıkanıklığı yaşamakta ve yeni eser verememektedir. Alan yaşadığı bu sorunun üstesinden gelebilmek için arkadaşı Barry Wheeler'ın önerisiyle karısı Alice'le birlikte Bright Falls isimli kasabaya tatile gider. Alan daha gideceği yere varmadan rüyasında gölgeye benzeyen kişiler tarafından saldırıya uğrar, ancak dalgıç kostümü giyen bir adam araya girerek Alan'a gölgelerle nasıl savaşacağını gösterir.

Kasabaya vardıktan sonra Alan ve Alice göl kenarında bir ev kiralar. Alice aynı gün yüzmek için göle atlar, ancak bir daha çıkamaz. Böylece Karanlık ve Alan arasındaki amansız mücadele başlar.

İnceleme
Zor oyun, çünkü oyuncu dostu değil. Oyunun %80'i açık alanda geçtiği için bol bol düşman geliyor, ancak düşmanlarla savaşacak kadar cephane yok. Kayıt noktaları sokak ışıklarının olduğu yerler. Merminiz bitti diyelim, diğer ışığa kadar koşarak kaçmak isterseniz adamınız maksimum 5 saniye hızlı koşabiliyor, sonrasında yorulup yürüdüğü halinden bile daha yavaş hareket etmeye başlıyor. 4-5 vuruşta ölüyorsunuz ve genelde düşman sayısı beşten az olmuyor.

Düşmanlara ek parantez açmak lazım. Oyundaki düşmanlar Taken denen, karanlık tarafından ele geçirilmiş normal insanlar. Bunlara ışık tutmadığınız zaman kurşun işlemiyor. Işık tutunca da bir tanesi tüm isabetli atışlarda bile en az dört mermiyle ölüyor (zor ölen büyüklere hiç girmiyorum). Adamımızın elinde altı patlar var ve silahı doldururken mermileri tek tek yerleştiriyor. 5 düşman her biri 5 mermiyle ölüyor ve elinizde altı patlar var. Ambiyansı hayal etmeyi size bırakıyorum. Bu durum oyunun her aşamasında böyle oluyor. Av tüfeği bulunca seviniyorsunuz, ama onda da bir atış yapınca tüfeğin sürgüsünü çekiyor 2-3 saniye en az, pompalı tüfekte de aynı mevzu.

Diyelim ki bir şekilde düşmandan kaçtınız ve ışık altına geldiniz. Bazı yerlerde ışık aniden sönüveriyor ve yeniden yanması için yanındaki jeneratörü çalıştırmanız gerekiyor. Jeneratörler de patpat motoru gibi olduğundan ipini isabetli bir şekilde 2-3 kere çekmeniz lazım. Tüm bunları yaparken bir de ölmemeye çalışacaksınız elbette.

Oyunun güzel olan yanları müzikleri, atmosferi ve kurgusu. Oyun boyunda kitap sayfaları topluyor ve o sayfalarda yazdığı şekilde hikayeye devam ediyorsunuz.
 


Yönetmen:
Paweł Zawodny, Krzysztof Nosek
Türü: FPS
Çıktığı Yıl: 22 Mayıs 2013
Yayıncı/Geliştirici: Techland/Ubisoft

Konusu
Yıl; 1910, yer; Kansas, Abilene. Efsanevi ödül avcısı olan Silas Greaves bir bara girer ve orada bulunanlara (Alaycı bir adam olan Jack, eski kulağı kesiklerden biri olan Steve, barmen Molly, genç bir adam olan Dwight ve barın sahibi olan Ben) başından geçen maceraları anlatmaya başlar.

İnceleme
Oldukça eğlenceli bir western oyunu. Başlarken bu kadar umutlu değildim, fakat baş karakterin olayları anlatış şekli ve o anlattıkça bizim de aynı anda oynuyor olmamız oyuna çok farklı bir hava katmış. Karakterimiz sürekli üfürdüğü için dinleyenler "o olay öyle değildi" diye itiraz ettiği zaman oynadığımız kısım başa dönüyor ve hikayenin aslına göre bölümü yeniden oynuyoruz veya adamımız hikayeyi anlatırken iki yoldan birini seçip oradan gidiyor, fakat o yoldan geçemeyip sürekli ölürsek hikayeyi değiştirip diğer yolu seçiyor ve oradan ilerliyoruz. Bu açılardan diğer oyunlarda olmayan bir yol benimsenmiş, açıkçası hoşuma gitti. Oyun sona yaklaştıkça iyice güzelleşiyor. Son düellonun yapıldığı yer, çalan müzik ve düello şekli efsane olmuş.

Oyunda "Gizem" denilen bazı toplanabilir eşyalar var. Bunları toplayınca oyunda kartlar açılıyor ve bu kartlarda oyunda ismi geçen kişilerin/mekanların gerçek resimleri ve gerçek hikayeleri yazıyor (oyunda karşımıza çıkan ana düşmanların hepsi gerçekte yaşamış kişiler). Ayrıca bunlardan ekstra puan da geliyor ve geliştirmeleri bu şekilde yapabiliyoruz. Oyunca tek/çift el tabanca, tüfek ve pompalı tüfek olarak üç farklı silahımız var. Tabanca ve bir büyük silah taşıyabiliyoruz. Silahları geliştirdikçe oyun nispeten kolaylaşıyor denilebilir. Ben oyunu genelde tüfekle oynadım, pompalıyı pek kullanmadım. Yine de her silahın düşman vurdukça verdiği puan farklı, mesafe bile alınacak puanı etkiliyor. Oyunda can barımız yok, kurşun yedikçe ekranda delikler açılıyor ve ekran kırmızı olmaya başlıyor. Kurşun yemeye devam edersek ölüyoruz. Düşman pusu kurduysa aynı konsol oyunlarındaki gibi tuş kombinasyonu çıkıyor ve doğru sırayla basmamız halinde tek tek herkesi indiriyoruz. Buna ek olarak bir de zamanı yavaşlatma gücümüz var. Bunu aktif edince de kısa bir süre için düşmanlar yavaşlıyor ve vurma imkanımız artıyor. Ayrıca tekil düşmanlar aniden çıktığında sağa ya da sola kaçma seçeneğimiz oluyor. Yanlış tarafa kaçarsak ölüyoruz. Bunların haricinde her bölümün sonunda ana düşmanla düello yapıyoruz. Düellolarda isabet ve hızlılık aşırı önem arz ediyor. Düşmana odaklanırken aynı anda elinizi silahı hızlı çekebileceğiniz şekilde ayarlamanız lazım. Düello esnasında kalp atışı sesi gelmeye başladıktan sonra istediğiniz zaman ateş edebilirsiniz, fakat düşman silahına davranmadan ateş ettiğiniz takdirde oyun sonu istatistiklerde "korkakça öldürdü" yazıyor. Bu durum hikayenin kalanına etki ediyor mu, bilmiyorum. Ben böyle şeyleri kendime yakıştırmadığım için bazı düşmanlarda 10-15 kere ölsem de onurlu şekilde düelloları kazanmayı tercih ettim.

Müzikler klasik western müzikleri. Aksiyon varsa farklı, gerilim varsa farklı şekilde müzikler çalıyor. Temaya uygun ve dinlerken yormuyor.

Kısa süren bir oyun olduğunu söyleyebilirim. Önünüze gelen düşmanları çat çat indirdiğiniz, aksiyonun bitmek bilmediği bir western oyunu. Size vadettiği her şeyi fazlasıyla sağlıyor. Oyunun Türkçe yaması var mı, bilmiyorum, fakat oyunu oynayacaksanız iyi derecede İngilizce bilmeniz oyundan aldığınız zevki beşe katlar, çünkü oyunun olayı ana karakteriminiz abarta abarta anlattığı hikayeleri birebir yaşamak.
Bir aralar bunu beleş dağıttılar, o arada aldım. Meh oyun.
 


Yönetmen: Sam Lake, Kai Auvinen
Türü: Aksiyon, Macera, TPS
Çıktığı Yıl: 22 Şubat 2012
Yayıncı/Geliştirici: Remedy Entertainment, Microsoft Game Studios

Konusu
Konu olarak ilk oyunun devamı niteliğinde. Spoiler vermemek için ilk oyunun sonunda olanlardan bahsetmeyeceğim.

İnceleme
İlk oyuna göre mini bir oyun olduğunu söyleyebilirim. İlk oyuna göre bu oyun çok daha seri, çünkü Uzi ya da taarruz tüfeği gibi ağır silahlar da var. Bu da gölgelerle mücadele etmeyi kolaylaştırıyor.

Oyun temel olarak 3 farklı haritada geçiyor. Karakterimiz bir döngünün içine girdiği için sürekli olarak bu 3 haritada oynuyoruz. Her seferinde neredeyse aynı şeyleri yaparak döngüden çıkmaya çalışıyoruz.

Yine ilk oyundan farklı olarak bu oyunda mermi sıkıntısı neredeyse hiç çekmiyoruz. Çünkü kısa aralıklarla sürekli yenilenen cephanelikler var. Oradan mermi ve pil alabiliyoruz. Oyunda silah çeşitliliği var, fakat bu silahlar sandıklarda duruyor ve sandıkları açabilmek için etrafa dağılmış kitap sayfalarını toplamanız gerekiyor.

Bu oyunda karakterimiz ilk oyuna göre daha atik ve o kadar çok yorulmuyor. Ayrıca hikaye çölde geçtiğinden alan geniş ve düşman kalabalık geldiğinde kendinizi daha rahat savunabiliyorsunuz.

İlk oyun yarım kalmış gibiydi, bu oyun onu tamamlamış gibi olmuş, o açıdan ben beğendim. Oyunun Challange modu da vardı, ama o tür şeyleri sevmediğimden oynamadım. İlk oyunu oynamayan ya da hikayeyi bilmeyenler için bu oyun hikaye bazında çok bir anlam ifade etmeyecektir.
 

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 7)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık