Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

Oyun Dünyamız

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Ne konuda kötü ki? Çok mu tekdüze?

Bizim camiada baya beğenenleri gördüm ama.
İlk oyunu oynasan ne demek istediğimi rahat anlarsın.

İlk oyunda adamların odak noktasıydı zombilerle dövüşme. Mekanikleri anlatan çok videoları vardı. Diyelim ki sağ taraftan vurdun. Sopan zombinin kafasının sağ tarafına çarpıp geri sekebiliyordu. Yani bi sağdan vuruyorsun sonra geri sektiği için hızlıca yine sağdan vuruyorsun. Sopa içinden geçmiyor.
Eğer güçlü vurursan, hasarın normal saldırıda iyiyse veya zombi zayıfsa o zaman sopayı sağdan salladıktan sonra sola geçiyor. Çünkü zombi de o tarafa doğru sallanıyor. Ama vuruş hissini köküne kadar alıyordun. Kameran bile farkedilmeyecek kadar az olsa da o tarafa doğru sallanıyordu. Salladığın silahın ağırlığını hissettirirdi.
Şuan herhangi bi oyundaki gibi bi sağdan bi soldan vuruyorsun. Bu konuda söylenmek garip geliyor biliyorum ama vuruş hissi eskisi gibi iyi olmayınca bu kadar basit bi kombat sistemi kendini fazla oynatmaz.

Bi zombiye vurduğun zaman ölene kadar kitlemiyordun. En büyük fark o. Diyelim vurdun. Zombi sendeliyor, sallanıyor ama sana doğru gelmeye devam ediyor. Bu yüzden arada bi tekme atmak şarttı doğru zamanlarda. Skill’ler açılana kadar tehlikeliydiler. Sen vursan da yakalayabildiği için yakalamalardan kurtulma skill’i açmadan savaşmak zordu mesela. Veya power attack gibi şeylerle sarsmaya çalışacaktın o da enerji çok yediği için 3-4 zombiye tek tek yapılmazdı.

Hatta sırf bu tehlikeleri yüzünden oyunun ilk bölümünde zombileri sakat yapmıştılar. Tek kolluydu zombiler. Skill’siz ve düzgün silahı olmayan oyuncu zorlanmasın diye. Bu şekilde zombiler sana doğru gelip yakalamıyordu. Kol kesmenin avantajı da buydu sonradan.

Veya sana doğru gelirlerken onların yönünü değiştirtip kenarı fırlatırdın. Genelde etraftaki tuzaklara atardın böyle. Oyunun en başındaki çaren buydu. Savaşılmıyordu.

Her silah çeşidinin vuruş hissi de baya farklıydı. Beyzbol sopası ile balyoz arasındaki farkı rahat alırdın. Zaten oyunu yapanlar da “hissi tam yakalamak için kendimiz bu silahları alıp bişeylere vurduk” falan demiştiler ilk oyun çıkmadan önce. Keskin silahlara da baksan pala ve kılıç arasında çok fark hissediyordun ikisi keskin olduğu halde.

Ben baltayla oynamayı bu yüzden baya severdim mesela. Salladığında saplanma hissini alıyorsun ve baltayı geri çekiyorsun. Kafayı koparırken de bi kılıca kıyasla ses efekti falan farklı. Daha kör bi silah olduğunu anlayabiliyorsun.
Ben hala ilk oyundaki beyzbol sopası, pickaxe (türkçesini dilimin ucunda) gibi silahların kafa patlatmasını tecrübe edemedim bu oyunda.

Genel olarak zombilerin fizik mekanikleri de kötü. Daha sen onlara vurmadan sadece izleyerek bile bişeylerin farklı olduğunu anlarsın zaten ilk oyunu oynamışsan. “Ragdoll” dediğimiz şeyler yok nerdeyse. Boş poşet gibi hissettiriyorlar kendini ve sebebini bilmiyorum.
İyice izlesen nesnelere tırmanmaları, çatıya tırmanırlarken tekme atman, bişeylerin üstünde geçmeleri, kafaya vurdukça bazen düşmeleri, bacağa vurunca düşüşleri, yerdeyken dövme. Hepsinde ragdoll fizikleri iyiydi. Artık yoklar nerdeyse bunlar.
________

Kısaca benim ilk oyundaki tecrübem şudur:

vurmaya çalışırım. Silah kötüyse saplayıp geri çekerim. Zombi yakalamasın diye geri dodge yaparım. Baktım olmuyor hemen etraftaki tuzaklara çekerim onları. Veya yere “firecracker” adında dikkat dağıtıcı, ses yapan bi nesne atarım ona toplanırlar.

Mümkün olduğunca evlere tırmanırım. Ama bi apartmandan diğerine uçamadığım için eninde sonunda iniyorum, sokaklarda geziyorum. Orda da zombilere çözüm gerekiyor böyle. Bu yüzden onları yere düşürüp yerde döverek, tuzaklara atarak, toplayıp molotof atarak falan indirirdim.

Bu oyunda karşımda 5 tane de olsa başlıyorum sopamı sallamaya. Kitleniyorlar zaten ölene kadar. Vuruş hissi kötü, verdikleri tepki kötü. Bu yüzden ilk oyunda düzgün silah bulunca yaptığım gibi kavga aramıyorum da. Sadece mecbur olunca saldırıyorum ve daha birkaç saat oynadım.

Daha önce dediğim gibi ilk oyunu 3 kere bitirdim. Onun dışında girip yarım oynadığım da var. Kalabalık zombilerin olduğu yerlere gidip 20 dk falan kesintisiz zombi kestiğimi bilirim. Bu oyunda öyle bişey yapacağımı sanmıyorum. Anca çok zevkli silah yükseltmeleri varsa olur (trailer’lardaki yıldırım atma gibi). Vuruş hissi çok fark yaratıyor.
______
Genel olarak oyundaki tecrüben farklı. Bu oyunda batman arkham knight ve spiderman’deki gibi görev yerine kadar zevkli bi şekilde git diye çok iyi parkur yapmışlar. Loot yapmadan, zombi kesmeden gitmek lazım. Bu konuda ilk oyundan epey iyi.

İlk oyunda binalar küçük olan yerde başladık, parkur dönemi için iyiydi, zombilerle hep uğraşmak lazımdı. Haritada tuzaklar vardı level atladıkça daha da artıyordu. Burdaki tecrübe A noktasından B noktasına giderken yolundaki binalardan loot alma, hazırladığın şeyleri de zombilere karşı kullanmaydı. Veya gündüzleri geceye hazırlık yapardın bunları toplayarak. Sokaklar zombi doluydu ve arada bi onlarla uğraşırdın.
Veya yükseklerden gitmeye çalışırdın ama yolun uzayabilirdi. Yere ses atabilirdin, tuzaklara çekip vakit kaybedebilirdin. Oyunda sadece göreve gitmek bile loot, zombi, tuzak, savaş falan barındırırdı. Bu yüzden zombi savaşı önemliydi.
Levelin artınca ve artık full parkur veya kalabalık zombiye dalmak istediğin zaman ikinci harita açılırdı. Burası şehirdi ve hem çatı parkuru fena değildi (ikincisi baya daha iyi) hem de sokaklar çok kalabalıktı. Bombalarınla, güçlü kılıçlarınla zombilere dalabiliyordun.

Bu oyunda dediğim gibi direk başlangıçta çatılardasın. Çatıda zombi nerdeyse yok. Zombi olsa tuzak yok(baya ilerde açılıyor ve gereksiz). İlk oyunda hazırlanabilen birçok item yok veya gereksizleşmiş, kullanışlılığı azalmış. Sopayla 4 kere falan gözün kapalı vurup yoluna devam ediyorsun. Odaklandıkları şey farklı olmuş o yüzden oyun kötü demiyorum. Ama kombat kötü. Sadece ölene kadar silahını salla, kol bacak uçunca zevk al. Tek olayı bu dead rising gibi.
İlk oyundaki skill’leri koymuşlar ama ilk oyundaki gibi ihtiyacın yok.

Tabi belki de ilki oyunu çok oynadım diye bu kadar gözüme çarpmıştır. Dmc5 oynayıp dmc3 kombatı kötü demek gibi olabilir benim dediğim. Hiç ilkiyle karşılaştırmasan zevk alırsın belki. Benim aklım direk ilkine gitti.
 
Son düzenleme:
İlk oyunu oynasan ne demek istediğimi rahat anlarsın.

İlk oyunda adamların odak noktasıydı zombilerle dövüşme. Mekanikleri anlatan çok videoları vardı. Diyelim ki sağ taraftan vurdun. Sopan zombinin kafasının sağ tarafına çarpıp geri sekebiliyordu. Yani bi sağdan vuruyorsun sonra geri sektiği için hızlıca yine sağdan vuruyorsun. Sopa içinden geçmiyor.
Eğer güçlü vurursan, hasarın normal saldırıda iyiyse veya zombi zayıfsa o zaman sopayı sağdan salladıktan sonra sola geçiyor. Çünkü zombi de o tarafa doğru sallanıyor. Ama vuruş hissini köküne kadar alıyordun. Kameran bile farkedilmeyecek kadar az olsa da o tarafa doğru sallanıyordu. Salladığın silahın ağırlığını hissettirirdi.
Şuan herhangi bi oyundaki gibi bi sağdan bi soldan vuruyorsun. Bu konuda söylenmek garip geliyor biliyorum ama vuruş hissi eskisi gibi iyi olmayınca bu kadar basit bi kombat sistemi kendini fazla oynatmaz.

Bi zombiye vurduğun zaman ölene kadar kitlemiyordun. En büyük fark o. Diyelim vurdun. Zombi sendeliyor, sallanıyor ama sana doğru gelmeye devam ediyor. Bu yüzden arada bi tekme atmak şarttı doğru zamanlarda. Skill’ler açılana kadar tehlikeliydiler. Sen vursan da yakalayabildiği için yakalamalardan kurtulma skill’i açmadan savaşmak zordu mesela. Veya power attack gibi şeylerle sarsmaya çalışacaktın o da enerji çok yediği için 3-4 zombiye tek tek yapılmazdı.

Hatta sırf bu tehlikeleri yüzünden oyunun ilk bölümünde zombileri sakat yapmıştılar. Tek kolluydu zombiler. Skill’siz ve düzgün silahı olmayan oyuncu zorlanmasın diye. Bu şekilde zombiler sana doğru gelip yakalamıyordu. Kol kesmenin avantajı da buydu sonradan.

Veya sana doğru gelirlerken onların yönünü değiştirtip kenarı fırlatırdın. Genelde etraftaki tuzaklara atardın böyle. Oyunun en başındaki çaren buydu. Savaşılmıyordu.

Her silah çeşidinin vuruş hissi de baya farklıydı. Beyzbol sopası ile balyoz arasındaki farkı rahat alırdın. Zaten oyunu yapanlar da “hissi tam yakalamak için kendimiz bu silahları alıp bişeylere vurduk” falan demiştiler ilk oyun çıkmadan önce. Keskin silahlara da baksan pala ve kılıç arasında çok fark hissediyordun ikisi keskin olduğu halde.

Ben baltayla oynamayı bu yüzden baya severdim mesela. Salladığında saplanma hissini alıyorsun ve baltayı geri çekiyorsun. Kafayı koparırken de bi kılıca kıyasla ses efekti falan farklı. Daha kör bi silah olduğunu anlayabiliyorsun.
Ben hala ilk oyundaki beyzbol sopası, pickaxe (türkçesini dilimin ucunda) gibi silahların kafa patlatmasını tecrübe edemedim bu oyunda.

Genel olarak zombilerin fizik mekanikleri de kötü. Daha sen onlara vurmadan sadece izleyerek bile bişeylerin farklı olduğunu anlarsın zaten ilk oyunu oynamışsan. “Ragdoll” dediğimiz şeyler yok nerdeyse. Boş poşet gibi hissettiriyorlar kendini ve sebebini bilmiyorum.
İyice izlesen nesnelere tırmanmaları, çatıya tırmanırlarken tekme atman, bişeylerin üstünde geçmeleri, kafaya vurdukça bazen düşmeleri, bacağa vurunca düşüşleri, yerdeyken dövme. Hepsinde ragdoll fizikleri iyiydi. Artık yoklar nerdeyse bunlar.
________

Kısaca benim ilk oyundaki tecrübem şudur:

vurmaya çalışırım. Silah kötüyse saplayıp geri çekerim. Zombi yakalamasın diye geri dodge yaparım. Baktım olmuyor hemen etraftaki tuzaklara çekerim onları. Veya yere “firecracker” adında dikkat dağıtıcı, ses yapan bi nesne atarım ona toplanırlar.

Mümkün olduğunca evlere tırmanırım. Ama bi apartmandan diğerine uçamadığım için eninde sonunda iniyorum, sokaklarda geziyorum. Orda da zombilere çözüm gerekiyor böyle. Bu yüzden onları yere düşürüp yerde döverek, tuzaklara atarak, toplayıp molotof atarak falan indirirdim.

Bu oyunda karşımda 5 tane de olsa başlıyorum sopamı sallamaya. Kitleniyorlar zaten ölene kadar. Vuruş hissi kötü, verdikleri tepki kötü. Bu yüzden ilk oyunda düzgün silah bulunca yaptığım gibi kavga aramıyorum da. Sadece mecbur olunca saldırıyorum ve daha birkaç saat oynadım.

Daha önce dediğim gibi ilk oyunu 3 kere bitirdim. Onun dışında girip yarım oynadığım da var. Kalabalık zombilerin olduğu yerlere gidip 20 dk falan kesintisiz zombi kestiğimi bilirim. Bu oyunda öyle bişey yapacağımı sanmıyorum. Anca çok zevkli silah yükseltmeleri varsa olur (trailer’lardaki yıldırım atma gibi). Vuruş hissi çok fark yaratıyor.
______
Genel olarak oyundaki tecrüben farklı. Bu oyunda batman arkham knight ve spiderman’deki gibi görev yerine kadar zevkli bi şekilde git diye çok iyi parkur yapmışlar. Loot yapmadan, zombi kesmeden gitmek lazım. Bu konuda ilk oyundan epey iyi.

İlk oyunda binalar küçük olan yerde başladık, parkur dönemi için iyiydi, zombilerle hep uğraşmak lazımdı. Haritada tuzaklar vardı level atladıkça daha da artıyordu. Burdaki tecrübe A noktasından B noktasına giderken yolundaki binalardan loot alma, hazırladığın şeyleri de zombilere karşı kullanmaydı. Veya gündüzleri geceye hazırlık yapardın bunları toplayarak. Sokaklar zombi doluydu ve arada bi onlarla uğraşırdın.
Veya yükseklerden gitmeye çalışırdın ama yolun uzayabilirdi. Yere ses atabilirdin, tuzaklara çekip vakit kaybedebilirdin. Oyunda sadece göreve gitmek bile loot, zombi, tuzak, savaş falan barındırırdı. Bu yüzden zombi savaşı önemliydi.
Levelin artınca ve artık full parkur veya kalabalık zombiye dalmak istediğin zaman ikinci harita açılırdı. Burası şehirdi ve hem çatı parkuru fena değildi (ikincisi baya daha iyi) hem de sokaklar çok kalabalıktı. Bombalarınla, güçlü kılıçlarınla zombilere dalabiliyordun.

Bu oyunda dediğim gibi direk başlangıçta çatılardasın. Çatıda zombi nerdeyse yok. Zombi olsa tuzak yok(baya ilerde açılıyor ve gereksiz). İlk oyunda hazırlanabilen birçok item yok veya gereksizleşmiş, kullanışlılığı azalmış. Sopayla 4 kere falan gözün kapalı vurup yoluna devam ediyorsun. Odaklandıkları şey farklı olmuş o yüzden oyun kötü demiyorum. Ama kombat kötü. Sadece ölene kadar silahını salla, kol bacak uçunca zevk al. Tek olayı bu dead rising gibi.
İlk oyundaki skill’leri koymuşlar ama ilk oyundaki gibi ihtiyacın yok.

Tabi belki de ilki oyunu çok oynadım diye bu kadar gözüme çarpmıştır. Dmc5 oynayıp dmc3 kombatı kötü demek gibi olabilir benim dediğim. Hiç ilkiyle karşılaştırmasan zevk alırsın belki. Benim aklım direk ilkine gitti.
Valla ilk oyunu bir oynasam tahmin edebilirdim ama dediğim gibi kafamda bir tahmin yürütemiyorum o yüzden.

Parkur sistemi baya iyiymiş dedikleri gibi. Bir tık ikna oluyorum gibi aslında incelemeleri görünce ama dediğin gibi kombat tarafı çeşitli olmayınca insanı bir yerden sonra sıkıyor. Ac Valhalla'nın daha çeşitli olmasına rağmen çok sıkılmıştım mesela. Silah ya da yetenek değiştirme ihtiyacı bile duymuyordum çünkü çok keyifsiz geliyordu.
 
Valla ilk oyunu bir oynasam tahmin edebilirdim ama dediğim gibi kafamda bir tahmin yürütemiyorum o yüzden.

Parkur sistemi baya iyiymiş dedikleri gibi. Bir tık ikna oluyorum gibi aslında incelemeleri görünce ama dediğin gibi kombat tarafı çeşitli olmayınca insanı bir yerden sonra sıkıyor. Ac Valhalla'nın daha çeşitli olmasına rağmen çok sıkılmıştım mesela. Silah ya da yetenek değiştirme ihtiyacı bile duymuyordum çünkü çok keyifsiz geliyordu.
Dying light’ın reddit sayfasına baktım bugün. İlkini oynayanlar benim yazdığım şeyleri farketmiş baya. Bana olduğu gibi ilk karşılaştıkları zombide şok olmuşlar. Çok fazla post var.
Ben zombilerle pek savaşmadığım için bazı şeyleri farketmemişim bile. Ragdoll efektleri çöpe atılmış. Yeni bi motorla yaptıkları için oldu sanırım bu. Ama ilk oyunla karşılaştırmayanlar o kadar sıkıntı etmemiş.
Kötü olmasından ziyade ilk oyunun gerisinde kalmış yani zombilerle savaşma.

İnsanlarda ise sıkıntı kombat mekaniklerinden ziyade yapay zeka benim için. Teker teker saldırmaları başka oyunlarda da var ama burda abartılmış. Hepsi geri açılıyor biri üstüme gelip hep aynı animasyonla vurmaya çalışıyor. Parry aşırı basit. Sürekli parry yap>Üstünden atlayıp arkadakine drop kick at taktiğini tekrar ederek kazanıyorsun.

Parkour ama cidden baya iyi. Spiderman olmuşuz hatta abartmışlar. Şuna bak mesela izlemediysen:

5-10 saat arası oynadığım için bug konusunda net konuşmayayım. Ama ben hiç bug farketmedim. Day one patch baya azaltmış sanırım.
 
Life is Strange oynuyorum, birkaç günde bir bölüm şeklinde. Ergenleri konu almasa daha iyi olurmuş ama bunun dışında eylemlerimizin gerçekten sonuçlarının olması açısından epey keyifli bir deneyim sunuyor. Daha önce oynamış biriyle oynuyorum oyunu, o izliyor. Böylelikle farklı seçeneklerde ne olduğunu da bazen doğrudan öğrenmiş oluyorum, ikinci bölümü demin bitirdim.
Kızı kurtardım.
Seriyi bitirdim. Özellikle son bölüm oyundan ziyade film gibiydi. Bilhassa da son kısım, kâbus gibi olan yer oldukça iyiydi. Son bölüm genel olarak sanat tasarımı bakımından epey öne çıkıyor özetle. İlk söylediğim şeyin yine arkasındayım, ergenleri konu almasa daha iyi olurdu lakin özellikle son yaptığım seçimle birlikte içime bir öküzden öte dünya üzerinde yaşayan bütün öküzler oturdu desem yeridir.
Kasabayı kurtarmak durumundaydım. Bana göre yapılacak şey kasabayı kurtarıp geriye döndükten sonra işleri rayına koyup intihar etmek ama bizim avel Max o karakterde biri değil tabii. Dahası belki de üçüncü bir seçenek olarak bütün kasabayı kurtarmak için tekrar bir döngünün içine girilebilirdi. Dördüncü seçenekse döngünün aynı şekilde devam etmesi ve hüznün asla bitmemesi, ta ki Max patlayana kadar muhtemelen. Çok güzel dokunuşlara sahip kaliteli bir oyun yapmışlar. Sıkıldığım yanları da oldu ama yapılan küçük iyiliklerin oyun devam ettikçe bana nasıl güzel döndüğünü adım adım gördüm resmen. Şu mor saçlı kıza sürekli yardım etmemin meyvesini topladım, Kate'e de öyle. Olivia'ya da öyle. Herkesi ellerimde kurtardım resmen. (Yaptıklarımı yapmasaydım ne olacağını oyunu birlikte bitirdiğim, beni izleyen kişiden biliyorum.)

Ben diğer oyunların da bununla ilgisi olduğunu sanıyordum ama başka konulara giriyorlarmış. Artık şu tatavayı bırakıp bambaşka konseptte bir oyun çıkarmaları konusunda tavsiyemi de şuraya bırakıyorum. :oleyo: Bir müddet sonra Before The Storm'u da oynarım belki. Öyle işte.

Haa. Oyunun sonlarına doğru tuvalette bir kod girmemiz gerekiyor ya. Yanlışlıkla tek seferde geçtim orayı, asıl görmem gereken şeyi görmedim. Oyunu izleyen kişinin anlayabileceği bir şifre yazdım ve tuttu resmen. Tuhaf bir tesadüf.
 
Yani gta 5'in üzerine nasıl koyacaklar cidden merak ediyorum ayni konsepti çılalayıp cıkarırar herhalde bir tek grafikler gelişir onun dışında pek beklentim yok bu oyundan
Aslında sonsuz olanakları olan ve en büyük potansiyeli olan oyun serisi GTA serisidir. Twitch'de çoğu ünlü yayıncı Gta Role play oynuyor ve inanılmaz izleniyor.
Modcuların GTA Role Play'e yaptıkları ve eklediklerini görünce insan Gta 6'ya acaba neler ekleyecekler diye düşünmeden edemiyor.

Yani o oyundaki role play elementlerinin sonu yok o kadar eklenebilecek şey var ki yaz yaz bitmez yani. Hani örnek olarak diyelim bir souls oyununa ekleyebileceğin etkenler sınırlıyken Gta'da olanaklar o kadar sonsuz ki aklımıza gelen her fikir oyuna dahil edilebilir.
 
Sırayla tekrar Gta oyunlarını oynamaya başladım. Üstüne bu haberi görmek ilginç oldu :D

Gta San Andreas'ı bitirdim 4. oyuna geçtim şimdi son görevlerdeyim. Teknik açıdan öyle bir seviye atlamış ki seri San Andreas sonrası hemen Gta 4'e geçince acayip rahatladım oynanış olarak. Yakın zamanda oynayınca fark çok güzel hissediliyor. Bakalım Gta 5 oynayınca nasıl hissedeceğim :d
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 4)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık