İlk oyunu oynasan ne demek istediğimi rahat anlarsın.Ne konuda kötü ki? Çok mu tekdüze?
Bizim camiada baya beğenenleri gördüm ama.
İlk oyunda adamların odak noktasıydı zombilerle dövüşme. Mekanikleri anlatan çok videoları vardı. Diyelim ki sağ taraftan vurdun. Sopan zombinin kafasının sağ tarafına çarpıp geri sekebiliyordu. Yani bi sağdan vuruyorsun sonra geri sektiği için hızlıca yine sağdan vuruyorsun. Sopa içinden geçmiyor.
Eğer güçlü vurursan, hasarın normal saldırıda iyiyse veya zombi zayıfsa o zaman sopayı sağdan salladıktan sonra sola geçiyor. Çünkü zombi de o tarafa doğru sallanıyor. Ama vuruş hissini köküne kadar alıyordun. Kameran bile farkedilmeyecek kadar az olsa da o tarafa doğru sallanıyordu. Salladığın silahın ağırlığını hissettirirdi.
Şuan herhangi bi oyundaki gibi bi sağdan bi soldan vuruyorsun. Bu konuda söylenmek garip geliyor biliyorum ama vuruş hissi eskisi gibi iyi olmayınca bu kadar basit bi kombat sistemi kendini fazla oynatmaz.
Bi zombiye vurduğun zaman ölene kadar kitlemiyordun. En büyük fark o. Diyelim vurdun. Zombi sendeliyor, sallanıyor ama sana doğru gelmeye devam ediyor. Bu yüzden arada bi tekme atmak şarttı doğru zamanlarda. Skill’ler açılana kadar tehlikeliydiler. Sen vursan da yakalayabildiği için yakalamalardan kurtulma skill’i açmadan savaşmak zordu mesela. Veya power attack gibi şeylerle sarsmaya çalışacaktın o da enerji çok yediği için 3-4 zombiye tek tek yapılmazdı.
Hatta sırf bu tehlikeleri yüzünden oyunun ilk bölümünde zombileri sakat yapmıştılar. Tek kolluydu zombiler. Skill’siz ve düzgün silahı olmayan oyuncu zorlanmasın diye. Bu şekilde zombiler sana doğru gelip yakalamıyordu. Kol kesmenin avantajı da buydu sonradan.
Veya sana doğru gelirlerken onların yönünü değiştirtip kenarı fırlatırdın. Genelde etraftaki tuzaklara atardın böyle. Oyunun en başındaki çaren buydu. Savaşılmıyordu.
Her silah çeşidinin vuruş hissi de baya farklıydı. Beyzbol sopası ile balyoz arasındaki farkı rahat alırdın. Zaten oyunu yapanlar da “hissi tam yakalamak için kendimiz bu silahları alıp bişeylere vurduk” falan demiştiler ilk oyun çıkmadan önce. Keskin silahlara da baksan pala ve kılıç arasında çok fark hissediyordun ikisi keskin olduğu halde.
Ben baltayla oynamayı bu yüzden baya severdim mesela. Salladığında saplanma hissini alıyorsun ve baltayı geri çekiyorsun. Kafayı koparırken de bi kılıca kıyasla ses efekti falan farklı. Daha kör bi silah olduğunu anlayabiliyorsun.
Ben hala ilk oyundaki beyzbol sopası, pickaxe (türkçesini dilimin ucunda) gibi silahların kafa patlatmasını tecrübe edemedim bu oyunda.
Genel olarak zombilerin fizik mekanikleri de kötü. Daha sen onlara vurmadan sadece izleyerek bile bişeylerin farklı olduğunu anlarsın zaten ilk oyunu oynamışsan. “Ragdoll” dediğimiz şeyler yok nerdeyse. Boş poşet gibi hissettiriyorlar kendini ve sebebini bilmiyorum.
İyice izlesen nesnelere tırmanmaları, çatıya tırmanırlarken tekme atman, bişeylerin üstünde geçmeleri, kafaya vurdukça bazen düşmeleri, bacağa vurunca düşüşleri, yerdeyken dövme. Hepsinde ragdoll fizikleri iyiydi. Artık yoklar nerdeyse bunlar.
________
Kısaca benim ilk oyundaki tecrübem şudur:
vurmaya çalışırım. Silah kötüyse saplayıp geri çekerim. Zombi yakalamasın diye geri dodge yaparım. Baktım olmuyor hemen etraftaki tuzaklara çekerim onları. Veya yere “firecracker” adında dikkat dağıtıcı, ses yapan bi nesne atarım ona toplanırlar.
Mümkün olduğunca evlere tırmanırım. Ama bi apartmandan diğerine uçamadığım için eninde sonunda iniyorum, sokaklarda geziyorum. Orda da zombilere çözüm gerekiyor böyle. Bu yüzden onları yere düşürüp yerde döverek, tuzaklara atarak, toplayıp molotof atarak falan indirirdim.
Bu oyunda karşımda 5 tane de olsa başlıyorum sopamı sallamaya. Kitleniyorlar zaten ölene kadar. Vuruş hissi kötü, verdikleri tepki kötü. Bu yüzden ilk oyunda düzgün silah bulunca yaptığım gibi kavga aramıyorum da. Sadece mecbur olunca saldırıyorum ve daha birkaç saat oynadım.
Daha önce dediğim gibi ilk oyunu 3 kere bitirdim. Onun dışında girip yarım oynadığım da var. Kalabalık zombilerin olduğu yerlere gidip 20 dk falan kesintisiz zombi kestiğimi bilirim. Bu oyunda öyle bişey yapacağımı sanmıyorum. Anca çok zevkli silah yükseltmeleri varsa olur (trailer’lardaki yıldırım atma gibi). Vuruş hissi çok fark yaratıyor.
______
Genel olarak oyundaki tecrüben farklı. Bu oyunda batman arkham knight ve spiderman’deki gibi görev yerine kadar zevkli bi şekilde git diye çok iyi parkur yapmışlar. Loot yapmadan, zombi kesmeden gitmek lazım. Bu konuda ilk oyundan epey iyi.
İlk oyunda binalar küçük olan yerde başladık, parkur dönemi için iyiydi, zombilerle hep uğraşmak lazımdı. Haritada tuzaklar vardı level atladıkça daha da artıyordu. Burdaki tecrübe A noktasından B noktasına giderken yolundaki binalardan loot alma, hazırladığın şeyleri de zombilere karşı kullanmaydı. Veya gündüzleri geceye hazırlık yapardın bunları toplayarak. Sokaklar zombi doluydu ve arada bi onlarla uğraşırdın.
Veya yükseklerden gitmeye çalışırdın ama yolun uzayabilirdi. Yere ses atabilirdin, tuzaklara çekip vakit kaybedebilirdin. Oyunda sadece göreve gitmek bile loot, zombi, tuzak, savaş falan barındırırdı. Bu yüzden zombi savaşı önemliydi.
Levelin artınca ve artık full parkur veya kalabalık zombiye dalmak istediğin zaman ikinci harita açılırdı. Burası şehirdi ve hem çatı parkuru fena değildi (ikincisi baya daha iyi) hem de sokaklar çok kalabalıktı. Bombalarınla, güçlü kılıçlarınla zombilere dalabiliyordun.
Bu oyunda dediğim gibi direk başlangıçta çatılardasın. Çatıda zombi nerdeyse yok. Zombi olsa tuzak yok(baya ilerde açılıyor ve gereksiz). İlk oyunda hazırlanabilen birçok item yok veya gereksizleşmiş, kullanışlılığı azalmış. Sopayla 4 kere falan gözün kapalı vurup yoluna devam ediyorsun. Odaklandıkları şey farklı olmuş o yüzden oyun kötü demiyorum. Ama kombat kötü. Sadece ölene kadar silahını salla, kol bacak uçunca zevk al. Tek olayı bu dead rising gibi.
İlk oyundaki skill’leri koymuşlar ama ilk oyundaki gibi ihtiyacın yok.
Tabi belki de ilki oyunu çok oynadım diye bu kadar gözüme çarpmıştır. Dmc5 oynayıp dmc3 kombatı kötü demek gibi olabilir benim dediğim. Hiç ilkiyle karşılaştırmasan zevk alırsın belki. Benim aklım direk ilkine gitti.
Son düzenleme: