Ben açıkça açıklayayım memnunum dedim. Ama bir sorun neden böyle dedim?
Esasında anket sorusunun kapsadığı alan oldukça genel. Yani genel gidişat deyince bunun içine çeşitli karakterlerin işlenmesi de girer, serinin ana kurgusunun gittiği yer de girer ve pek çok şey. Luffy'nin meyvesinin işlenme tarzı gerçekten benim de hoşuma gitmedi ve makul bir açıklama gelinceye kadar öyle kalmaya devam edecek. Bu olay benim gözümde ilk ciddi ve kötü hasar. Ama ibreyi değiştirmeye yeter mi? Hayır.
Peki ne güzel gitti Allah aşkına diye sorabilirsiniz. Kendimce madde madde açıklayacağım.
1. Benim seriyle ilgili en fazla istediğim şeylerden birisi serinin başından beri işlenen ana düşmanın hükümet olduğu senaryonun iyi temellere bağlanmasıydı. Belki bazı arkadaşlar için 800 yıl önce bir haltlar yemiş 20 krallığın kurduğu düzen açıklaması yeterli gelse de bu açıklama benim için o haliyle asla yeterli gelmedi. Sonuçta ponçiklik temelinde kurulmuş medeniyetlerin sayısı çok azdır, önemli olan bugünkü tavırlarıdır. Herkesin yaşamak istediği Amerika soykırım ve işgalle kuruldu mesela. 20 krallık antik krallığa geçmişte çok büyük yanlış yapmış. Kimin umrunda? Dolayısıyla her şeyin arkasında 800 yıl önce olan şeylerin bugünkü durumla doğrudan bağa sahip olmasına yarayacak bir şeylere ihtiyaç vardı ki hükümet bunları var gücüyle gizlemeye çalışsın. Ayrıca serinin ana düşmanı olarak gösterilen hükümetin gördüklerimiz hariç bir güce sahip olmaması sırtını bir korsana ve D.'ye dayaması hiç istemediğim bir olasılıktı. İşte tam da bu noktada ortaya çıkan İmu tam beklentilerimi karşılayan bir karakter oldu. 20 krallığın sadece paravan olması ve dünyayo kim bilir nasıl bir amacı olan şeytani bir adamın yönetmesi...
2. Supernovalar: Öncelikle şunu söyleyim bu supernovaların işlenmesi şu haliyle mükemmel değil. Hawkins ve Apoo ciddi anlamda harcandı. Belki Oda ileride onlara başka bir işlev verir bilemeyiz. Ama geri kalanının işlenme tarzı beklentilerimi aştı diyebilirim. Burada en çok sevdiğim nokta hepsinin kendince kritik ve farklı alanlarda öne çıkmaları. Law zaten malumumuz. X Drake sword üyesi olarak ilginç bir arkaplana sahip oldu. Bonney'in Kuma ile güzel bir bağlantısı oldu ve Mariejoiste kim bilir hangi rollere sahip olacak. Bege koca arca damgasını vurdu Urogue ise muhtemelen Enel'i tekrar seriye bağlayacak ki oradan da ilginç hikayeler çıkabilir. Kid şimdilik beklentilerin altında kaldı(Law ile eşit öneme sahip olması gereken karakter onum kadar işlenmedi henüz) ama onun da daha yolu var. Tabi bütün bu saydığım şeyler bir yere çıkmayabilir de. X Drake olsun Bonney olsun vaat edildiği kadar işlevw sahip olmayabilir. Ama şuanlık Supernovaların gidişatı iyi gibi gözüküyor. İleride bozulursa bakarız.
3. Benim One Piece'in en çok sevdiğim taraflarından birisi her ne kadar kurgusu tekrar etse de her adada yeni ve ilginç temaların, çok farklı ve güzel arkaplan hikayeleri olmasıydı. Bazıları ts sonrasını öncesine göre daha kalitesiz buluyor bu konuda. Ama ben bu fikre katılmıyorum. Dressrossa adası ve oyuncak askerlerle ilgili arkaplan olsun, Zou ve Ph gibi ilginç adalar olsun, smiley meyvelerin bağlanma şekli olsun, Law ve Corozon flashbackleri olsun, tamamen gemilerden oluşan krallık gibi yaratıcı fikirler olsun... Bence ts sonrası da çok güzel şeyler gördük. Yani düşünün ki senior pink gibi yanın da yanı bir karakterle duygulandığımız bile oldu.
Tabi madalyonun başka bir yüzü de var. Big Mom konusunda Oda'nın değişik bir şeyler yapmaya çalışıtken ayarı fazla kaçırması ve neticede bir yonkouya yakışmayan bir karaktetin ortaya çıkması ve defalarca tekrat edildiği için burada yineleyerek zaten uzun olan yazıyı daha fazla uzatmak istemediğim Wano'da meydana gelen saçma olaylar dizisi de var. Ama gene de bunların serinin genel gidişatını ve gördüğümüz şeyleri tamamen çöpe atacak kadar büyük görülmesinin haksızlık olduğunu düşünüyorum.
4. Kehanet konusu, son zamanların kanayan yarası.
Şimdi arkadaşlar bakın, elbette bu serinin özgürlük temasına verdiği önem büyüktü. Ama seriye daha bütüncül yaklaşacak olursak aslında One Piece hiçbir zaman bu konuda o kadar kararöı olmadı. Bir yandan özgürlükten bahsedilse de bir yandan kadere dair göndermeler de her daim mevcuttu. En basitinden MF sırasunda Hawkins'in asla Luffy'nin yaşam şansının %1 altına düşmemesi bile buna örnek. WB'nin birisi gelecek ve dünyaya meydan okuyacak sözü olsun, Crocus'un beklenen korsanlar sözü olsun.... Elbette bunları kehanete değil daha ziyade umuda bağlamak da mümkündü. Ancak bu konuda asla kesin bir şey yoktu. Gerçekte olan şey şu ki bunu diyenler serinin özgürlük temasını sevdiler ve gördüklerini de bunlara yönelik yorumladılar ve maalesef ki yanıldılar. Olabilir, insanlık hali. Ancak sırf seriyle ilgili düşünceleri yanlış çıktı seriye laf atmayı ben oyunbozanlıktan başka bir şey olarak görmüyorum. Öte yandan değişime açığım, ama bunu dile getirenlerden de asla elle tutulur bir iddia da görmüş değilim. Görür müyüm? Gerçek dünyada kehanet diye bir şey muhtemelen yok.
5. Güç dengesi.
Forumun bu konuya verdiği önemi göz önine aldığımızda belki de yazının tamamı kadar uzun bir metni hak etmekte
. Ama bu konuyla ilgili düşüncelerimi daha önce başka yerlerde dile getirdim, kısa kesmem gerekirse One Piece'de zaten hiçvir zaman sağlam bir güç dengesi yoktu. Var zannedilmesinin sebebi Oda'nın evren içinde önemli yere sahip olan karakterleri geç devreye sokmasıydı. Yani yonkou nedir yc nedir amiral nedir bunların arasındaki farklar nedir bunlar çok uzun süre belirsiz kaldı. Aslında TS öncesi Luffy'e yenilen iki shici bile Oda'njn bu konularda ne kadar günü birlik hareket ettiğinin göstergesiydi(bu adamlar yonkoulara karşo denge unsuru, Luffy'i tekleyip geçmeleri gerekirdi) ama sadece bu ikisi olduğu için bunlar bir yerlerde mantıklı şekilde açıklanabilecek istisnalar olarak görülmeye devam edildi.
Yani varmaya çalıştığım şey şu ki zaten One Piece'de asla olmayan şeyin beklentisine pek de girmedim. O yüzden bu arclarda meydana gelen mantıksız power uplar en fazla burun kıvırıp "daha iyisi olabilirdi de neyse" dediğim konular oldu. Tabi bir şeyi benim önemsemem o şeyin önemsiz olduğu anlamına gelmez. Ama beklenti sorusu zaten biraz da kişisel bir şey. O yüzden daha çok kişisel görüşümü ve zevkimi ifade eden bu maddeyi eklemekte bir sakınca görmedim.
Neyse haddinden fazla uzun bir yazı oldu. Hepsini okuyan bordo bereliler olursa onlara saygılar.