Bu sıralama her şekilde yapılabilir. Fakat Mangaka'nın güç skalasını kafasında tam bir biçimde oturtamadığı nettir. Bunu pek çok yerde gördük ve muhtemelen görmeye devam edeceğiz.
Seride yeni çıkan güçler ve fikirler daha öncesinde kullanılmadı. Bunun içine haki, meyve uyanışı, ödüller gibi pek çok faktör eklenebilir. Bunların başında serinin ilk ciddi rakibi Crocodile vardır. Meyvesini iyi kullanabilmesi, geçmişte WB'ye meydan okumuş olması. E. Oda tarafından ''Geçmişte Luffy gibi denizde adı hızlıca yükseliyordu'' denmesine rağmen Luffy'e belki de seri boyunca olabilecek en saçma bir şekilde yenilmiştir. Crocodile'ın karnını deşip kum bataklığına atması ve daha sonrasında sebepsizce Robin tarafından kurtarılması. Daha sonrasında Crocodile'ın eliyle Luffy'i tekrar kurup bir kenara atması sonucu havadan düşen su damlalarıyla hayatta kalması. Zehirlenip ölecekken yine Robin tarafından kurtarılması tarzında daha bir kaç tane sayılabilecek şeye maruz kalmıştır.
Adam meyvesini çok iyi kullanmasıyla övülmesine rağmen uyanış faktörünü işlenmemesi ki bu adam ID de uyanmış Zoanları gördüşü anda tanıyan biriyken böyle şeylerin olması, Şuan ki durumda Belamy ve nice alt seviye karakterin haki kullanıyorken bu adamın haki kullanmaması. Fiziksel gücünün bir hayli alt seviyede görünmesi ki Marineford'a bakıyoruz.
Şu iki sahneye baktığımızda Luffy'nin darbesi Jozu'nun darbesinden daha fazla hasar vermesi gibi saçma şeyler gösterilebilir.
Ödülü 81 M olmasına rağmen ID de Dünyanın en güçlü mahkumlarının bulunduğu kısma konulması. Marineford da fiziksel gücü bir hayli düşük olan adamın hiç zorluk çekmemesi.
Luffy, Croco’yu vurmak için su balgamı atar. Croco bunlardan sıyrılır ve Luffy’i kurutur. Luffy fazla güçlü olduğundan su balgamları atmosfer seviyesine kadar yükselip geri düşmeye başlar. O arada Croco yakalar, kurutur, konuşur, ölüme bırakır ve dönüp gider. Balgamlar Croco’nun gitmesini bekledikten sonra Luffy’nin üstüne düşer. Gene unutmadan balgamları tam dikey derece ile fırlatabilen Luffy’i gördüğünde Pisagor dizlerinin üstüne çöküp kastın neydi Moni diye ağlar. (Deneyler havasız ve homojen ortamda gerçekleşmiştir).
Luffy üstün tecrübesi ile suya gerek olmadığını anlar ve doktordan 3 kan sulandırıcı alarak geri gelir. Zira bu kovalamaca ve dövüşlerde midesinden girip sırtından çıkan delik duruyordur. Kan sulandırıcı yardımıyla da eli ayağını kana bulayan Luffy’miz, Rambo’nun çamura bulanıp milleti avladığı zamanlar gibi Croco’nun canını okur. Tabi bu arada zehirlenen ve zehrin aslında çoktan etki etmesi gerekirken, zehir Luffy’nin iradesine saygı duyar ve dövüş bitsin öyle akayım diyerek bekler. Delik mideli, zehirlenmiş Luffy savaşı kazanır.
Velhasıl Katakuri, Enel gibi dövüşler bu durumun yanından geçmiyor. Hepsinde kurgunun bir nebze toleranslı davranışı olsa da bu çöl savaşları Oda’nın ‘ee nabak bırakalım da ölsün mü ana karakter’ açıklamasına binaen falım Sakız’dan çıkan senaryo ile yazılmıştır.
Deme öyle deme Luffy hesaplayıp fırlattı o suları. Bunlar hep irade.