Luffy, Croco’yu vurmak için su balgamı atar. Croco bunlardan sıyrılır ve Luffy’i kurutur. Luffy fazla güçlü olduğundan su balgamları atmosfer seviyesine kadar yükselip geri düşmeye başlar. O arada Croco yakalar, kurutur, konuşur, ölüme bırakır ve dönüp gider. Balgamlar Croco’nun gitmesini bekledikten sonra Luffy’nin üstüne düşer. Gene unutmadan balgamları tam dikey derece ile fırlatabilen Luffy’i gördüğünde Pisagor dizlerinin üstüne çöküp kastın neydi Moni diye ağlar. (Deneyler havasız ve homojen ortamda gerçekleşmiştir).
Luffy üstün tecrübesi ile suya gerek olmadığını anlar ve doktordan 3 kan sulandırıcı alarak geri gelir. Zira bu kovalamaca ve dövüşlerde midesinden girip sırtından çıkan delik duruyordur. Kan sulandırıcı yardımıyla da eli ayağını kana bulayan Luffy’miz, Rambo’nun çamura bulanıp milleti avladığı zamanlar gibi Croco’nun canını okur. Tabi bu arada zehirlenen ve zehrin aslında çoktan etki etmesi gerekirken, zehir Luffy’nin iradesine saygı duyar ve dövüş bitsin öyle akayım diyerek bekler. Delik mideli, zehirlenmiş Luffy savaşı kazanır.
Velhasıl Katakuri, Enel gibi dövüşler bu durumun yanından geçmiyor. Hepsinde kurgunun bir nebze toleranslı davranışı olsa da bu çöl savaşları Oda’nın ‘ee nabak bırakalım da ölsün mü ana karakter’ açıklamasına binaen falım Sakız’dan çıkan senaryo ile yazılmıştır.