Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

İzlediğiniz Son Film

Sanat diyen var zanaat diyen var çok tartışmalı bir konu.Scorsese bunlara girmeden şöyle bir tanımlama yapmıştı bence güzel bir tespitti.İnsanların duygusal ve psikolojik deneyimlerini bir başka insana aktarmasını sağlayan insan sineması demiş.Kısaca insan ve yaşam deneyimlerini deneyimlemeni sağlıyor.Filmdeki adamın yerine koyuyorsun kendini yada o an orada gibi hissediyorsun tamamen yaşam algılarına yönelik birşey bahsedilen sinema.Kimse birden fazla hayata sahip olamaz zengin doğup fakir yada fakir doğup zengin ölemez.Bütün bu tecrübeleri aktardıkları filmlere de genelde Arthouse filmler diyorlar insanların diline de bu yüzden sanat filmi geyiği olarak dolanıyor. :)
Arthouse tabiri sanat filmi gibi dursada bağımsız filmler için kullanılır sinema kültüründe. Arthouse filmlerde tüm konu tek duygu üzerinden yürürken, sanat filmlerinde pek çok duygu anda anda işlenip bir bütün oluşturur. Ticari kaygılarla gişe filmleri çeken adamlar da nedense her zaman sanat filmlerini aşağılamaktan geri kalmaz. Halbuki sanat filmleri çekmekten vazgeçmeyen Michael Haneke, Andrey Tarkovski, Jean-Luc Godard, Lars Von Trier, Ingmar Bergman, Federico Fellini gibi yönetmenler her zaman ölümsüz olacaklar.
 
Arthouse tabiri sanat filmi gibi dursada bağımsız filmler için kullanılır sinema kültüründe. Arthouse filmlerde tüm konu tek duygu üzerinden yürürken, sanat filmlerinde pek çok duygu anda anda işlenip bir bütün oluşturur. Ticari kaygılarla gişe filmleri çeken adamlar da nedense her zaman sanat filmlerini aşağılamaktan geri kalmaz. Halbuki sanat filmleri çekmekten vazgeçmeyen Michael Haneke, Andrey Tarkovski, Jean-Luc Godard, Lars Von Trier, Ingmar Bergman, Federico Fellini gibi yönetmenler her zaman ölümsüz olacaklar.
Evet bağımsız filmler için kullanılıyor ama nitelikli olanları için B filmler de var korku da var birçok tür var.Benim denk geldiğim bu tabir özellikle festivallerde gösterilen filmler için daha yaygın kullanılıyor.Duygu olayı doğrudur ama kavramın ortaya çıkışı bence bu filmlerin görsel anlatıma dayalı olmasından dolayı yani görseli kuvvetli filmler sebebiyledir.İmgelerle anlatması da bir sinema dili bunu kullanan yönetmenler de vardı.Çıkış noktası bu olduktan sonra kapsamı genişlemiş olabilir.Sinema tarihçisi değilim araştırmadım da ama aşağı yukarı böyle tahmin ediyorum.
 
Evet bağımsız filmler için kullanılıyor ama nitelikli olanları için B filmler de var korku da var birçok tür var.Benim denk geldiğim bu tabir özellikle festivallerde gösterilen filmler için daha yaygın kullanılıyor.Duygu olayı doğrudur ama kavramın ortaya çıkışı bence bu filmlerin görsel anlatıma dayalı olmasından dolayı yani görseli kuvvetli filmler sebebiyledir.İmgelerle anlatması da bir sinema dili bunu kullanan yönetmenler de vardı.Çıkış noktası bu olduktan sonra kapsamı genişlemiş olabilir.Sinema tarihçisi değilim araştırmadım da ama aşağı yukarı böyle tahmin ediyorum.
Düşüncen gayet doğru. Bağımsız filmler herkese ulaşamadığı için sinema içerisindeki değerini festivallerde onaylatır. Dikkat ettin mi bilmem, bir oyuncu ne kadar ünlü olursa olsun bir festival filminde oynamadığı müddetçe gerçek bir oyuncu olarak kabul edilmiyor. Çünkü orada karakter ön planda olduğundan gerçek değerini gösterebiliyor. Genelde oyunculuğun ilk testi “baharda açan çiçeği oynamak”tır. Ne zaman izlesem keyif alıp, eğlenmekten hiç bıkmam. Bu arada senin, @kekomancer ve @kadir †. nin sinema üzerine paylaşımlarınızı takip ediyorum. Sağlam filmleri paylaşan 5 kişi saydım, 3’ü sizsiniz.
 
Sanat diyen var zanaat diyen var çok tartışmalı bir konu.Scorsese bunlara girmeden şöyle bir tanımlama yapmıştı bence güzel bir tespitti.İnsanların duygusal ve psikolojik deneyimlerini bir başka insana aktarmasını sağlayan insan sineması demiş.Kısaca insan ve yaşam deneyimlerini deneyimlemeni sağlıyor.Filmdeki adamın yerine koyuyorsun kendini yada o an orada gibi hissediyorsun tamamen yaşam algılarına yönelik birşey bahsedilen sinema.Kimse birden fazla hayata sahip olamaz zengin doğup fakir yada fakir doğup zengin ölemez.Bütün bu tecrübeleri aktardıkları filmlere de genelde Arthouse filmler diyorlar insanların diline de bu yüzden sanat filmi geyiği olarak dolanıyor. :)
Arthouse ve film dağıtım işlerinden kaynaklı farklılıklar olduğunu biliyordum. Takılmak için sanat* diye özellikle belirttim orada biraz.
Sinema dergileri, farklı platformlar, internetin globalleşmesi derken eski niş erişim ortadan kalktığı için tüketimle beraber gelen o ayrıcalıklı olma hissi zamanla tüketilenden toplanan/filtrelenen olarak evrildi, ben buna yoruyorum bu öteki/başka sinema işini biraz.
Düşüncen gayet doğru. Bağımsız filmler herkese ulaşamadığı için sinema içerisindeki değerini festivallerde onaylatır. Dikkat ettin mi bilmem, bir oyuncu ne kadar ünlü olursa olsun bir festival filminde oynamadığı müddetçe gerçek bir oyuncu olarak kabul edilmiyor. Çünkü orada karakter ön planda olduğundan gerçek değerini gösterebiliyor. Genelde oyunculuğun ilk testi “baharda açan çiçeği oynamak”tır. Ne zaman izlesem keyif alıp, eğlenmekten hiç bıkmam. Bu arada senin, @kekomancer ve @kadir †. nin sinema üzerine paylaşımlarınızı takip ediyorum. Sağlam filmleri paylaşan 5 kişi saydım, 3’ü sizsiniz.
İnce mesajın için teşekkür ederim.
 
İkonik sahneler var. Sinefil takılan herkesin izlemesi lazım.

Viridiana - 1961




Rahibe okulunu bitirmek üzere olan Viridiana, teyzesinin kocasını ziyarete gider. Sıradan ziyaret adamın kadına aşık olmasıyla farklı bir hal almaya başlar. Adam genç kıza aşık olmuş ve onunla birlikte yaşamak istediğini söylemiştir. Viridiana tam okula dönmeye hazırlanırken, adam kıza bir tuzak kurar ve kendisiyle yaşamaya zorlar...
Usta yönetmen Luis Bunuel bir kez daha sarsılmaz kurumları silahının ucuna yerleştiriyor ve tartışmalı hikayesiyle, bir yandan hüzünlü, bir yandan da ölesiye komik bir masal anlatıyor.

(Alıntıdır)
 
Şöpür şöpür ramen yiyorlar. :)

Yönetmen bir şekilde akıcılığı sağlamış, iyiydi.

Tampopo - 1985




İki Japon arkadaş, Goro ve kamyonculuk yapan Gun karınları aç bir şekilde bir lokantaya girerler. Geleneksel bir Japon çorbası olan ramen siparişi verirler. Tampope adlı dul bir kadın ve ailesi tarafından işletilmekte olan restaurantta tattıkları çorbanın tadı gerçekten berbattır. Bunu Tampope'ye söylediklerinde kadın üzülür ve paniğe kapılır. Çünkü işleri hali hazırda pek de iyi gitmemektedir. İkili, tecrübeyi ve enerjiyi birleştirerek ona yardım etmeye karar verirler ve restaurantın ramen ile ünlenmesi için kolları sıvarlar. Gun bu işte daha deneyimlidir, tarifi uygulamak ister ama bunun için de birlikte çalışacağı bir ekibe ihtiyacı vardır.

(Alıntıdır)
 

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 2)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık