Yonkoların imparator olduğu unutuluyor.
Bu insanların kendi toprakları, adaları var.
Yani kahraman veya sistem insanı olmak istemeseler de kendi sistemlerini oturtmuş durumdalar. Yani orada hükümet veya başka bir korsan bayrağı dikmediğin sürece orası yonkonun adaletine göre yönetilir.
Newgate'de ise sıfır adelet yoktur. 800 yıl öncesinin adeletini taşıma zorunluluğu hiç yoktur. Mevcut adelet düzenine karşı gelmesi; Ace değil herhangi birinin onun tayfasına dokunması halinde savaşa gireceği ile belirlenmiş. Balıkadam adasını koruyarak ırkçılığa attığı tokat ile resmiletmiştir.
D.lerin kaderi veya mevcut kutsalların ne kadar kötü oluşuyla ilgilenmiyor. Çünkü kendisi bir sistemden değil bir bireyden ibaret. Yani yaşayan her varlıktan daha güçlü diye bir şeyleri değiştiremeyeceğinin de farkında. Sadece kendi bölgelerinde kendi düzenini kurmakla yetinmesi ve kendine benzer erdemlere sahip bir varis bulması onun için yeterli. Kendisi bir devrimci değil yani.
Dragon'dan yola çıkalım. Dragon, çok yıllardır ideasını gerçekleştirmek istiyor. Ama kendine Shanks gibi isimleri bulup en güçlü ekibi kurup da hükümeti indireyim düşüncesi çok basit kalıyor. Kendi gibi düşünenleri veya toplum tarafından dışlananları alıyor. Kurmak istediği düzen kalıcı olsun diye adalara bağımsızlık veriyor. Tüm Dünya adalarının Dragon'u desteklemesi halinde zaten istediği sonuca varacak. Ama 800 yıl öncesini öğrenip de tüm Dünya'ya yayan her kim olursa olsun Dragon kadar tehlikeli olmayacak. Dünya otoritenin nasıl oluştuğundansa otoritenin nasıl işlediğine bakar çünkü. Bu yüzden en tehlikeli hükümet düşmanı Dragon. Yani sen hükümeti devirmesen bile tüm Dünya'yı daha iyisine inandırdığın takdirde hem denizciler hem de hükümet askerleri sayıdan otomatik olarak düşecekler.
Korsanlar ise kafama göre hareket edeyim, özgürlük konseptinde olmak zorunda değil. Luffy ile korsanlık başka şeyler. Bu seride müzik korsanları var. Hayallerini ülke otoritesi veya Dünya otoritesi benimsemek zorunda değil. Birilerinden onay almak istemeyen herkes korsan olabilir bu evrende. O bayrak, inancın sembolü yani.
Garp'a gelirsek; sevmeyenlerden biri benim. Kutsallara şerefsiz demeyi bilmesine rağmen torunlarını denizci yapma konusunda ısrarı tam bir rezillik bana kalırsa. Karakterin altını dolduramayan bir Oda var. Denizci olarak kalma motivasyonu belirtilmemiş. Ki mevcut gücüyle ( gavat falan ama prime hali yonko eder. ) bu motivasyon için denizcilerden nasıl bir etki alıyor, bende merak konusu. Water 7'da Dragon ile konuştuğunu çıkarıyoruz. En azından o sahneleri görmek isterdim. Ama ben Roger gibi birini tanıyıp, ondan kayıp yüzyılı öğrensem; kehaneti Luffy'e bırakmazdım.
Bu insanların kendi toprakları, adaları var.
Yani kahraman veya sistem insanı olmak istemeseler de kendi sistemlerini oturtmuş durumdalar. Yani orada hükümet veya başka bir korsan bayrağı dikmediğin sürece orası yonkonun adaletine göre yönetilir.
Newgate'de ise sıfır adelet yoktur. 800 yıl öncesinin adeletini taşıma zorunluluğu hiç yoktur. Mevcut adelet düzenine karşı gelmesi; Ace değil herhangi birinin onun tayfasına dokunması halinde savaşa gireceği ile belirlenmiş. Balıkadam adasını koruyarak ırkçılığa attığı tokat ile resmiletmiştir.
D.lerin kaderi veya mevcut kutsalların ne kadar kötü oluşuyla ilgilenmiyor. Çünkü kendisi bir sistemden değil bir bireyden ibaret. Yani yaşayan her varlıktan daha güçlü diye bir şeyleri değiştiremeyeceğinin de farkında. Sadece kendi bölgelerinde kendi düzenini kurmakla yetinmesi ve kendine benzer erdemlere sahip bir varis bulması onun için yeterli. Kendisi bir devrimci değil yani.
Dragon'dan yola çıkalım. Dragon, çok yıllardır ideasını gerçekleştirmek istiyor. Ama kendine Shanks gibi isimleri bulup en güçlü ekibi kurup da hükümeti indireyim düşüncesi çok basit kalıyor. Kendi gibi düşünenleri veya toplum tarafından dışlananları alıyor. Kurmak istediği düzen kalıcı olsun diye adalara bağımsızlık veriyor. Tüm Dünya adalarının Dragon'u desteklemesi halinde zaten istediği sonuca varacak. Ama 800 yıl öncesini öğrenip de tüm Dünya'ya yayan her kim olursa olsun Dragon kadar tehlikeli olmayacak. Dünya otoritenin nasıl oluştuğundansa otoritenin nasıl işlediğine bakar çünkü. Bu yüzden en tehlikeli hükümet düşmanı Dragon. Yani sen hükümeti devirmesen bile tüm Dünya'yı daha iyisine inandırdığın takdirde hem denizciler hem de hükümet askerleri sayıdan otomatik olarak düşecekler.
Korsanlar ise kafama göre hareket edeyim, özgürlük konseptinde olmak zorunda değil. Luffy ile korsanlık başka şeyler. Bu seride müzik korsanları var. Hayallerini ülke otoritesi veya Dünya otoritesi benimsemek zorunda değil. Birilerinden onay almak istemeyen herkes korsan olabilir bu evrende. O bayrak, inancın sembolü yani.
Garp'a gelirsek; sevmeyenlerden biri benim. Kutsallara şerefsiz demeyi bilmesine rağmen torunlarını denizci yapma konusunda ısrarı tam bir rezillik bana kalırsa. Karakterin altını dolduramayan bir Oda var. Denizci olarak kalma motivasyonu belirtilmemiş. Ki mevcut gücüyle ( gavat falan ama prime hali yonko eder. ) bu motivasyon için denizcilerden nasıl bir etki alıyor, bende merak konusu. Water 7'da Dragon ile konuştuğunu çıkarıyoruz. En azından o sahneleri görmek isterdim. Ama ben Roger gibi birini tanıyıp, ondan kayıp yüzyılı öğrensem; kehaneti Luffy'e bırakmazdım.