Hmm, aslında ilginç bir noktaya parmak basmışsın. Katakuri kendini kabullenememişten çok, milletin onu kabulleniş şeklinden ortaya çıkan sorumluluk onu bu yola itmiş gibi geldi. Sonuçta odasının içinde hapur hupur götürüyordu şekerleri
Ace'e bak mesela, sürekli yaşamaya değer olup olmadığını sorgulayarak, şeytanın kanından gelişini özümseyemeyerek yaşadı. Onda da vardı H. haki. Kendi benliğini kabullenemeyişi Katakuri'den beter vaziyetteydi. Katakuri en azından bir maske altında saklanıp, varlığını özümsemiş bir bireydi, Ace ise garibim sürekli elinde olmayan sebeplerden dolayı ona yüklenen anlamın altında ezilip kaldı.