Ben ne zaman öyle bişey dedim kim dolduruyor seni.Adamlık konusunda ben ikisinide adam olarak görürüm.
Garp'ın durumu ortada. Ace gibi düşmanının oğlu olan birini alıp yetiştirmesi bile başlı başına bir adamlık örneğidir. Yine torunu Luffy'i bakmakla yükümlü değilken onu da kollarının altına almıştır. Onlara korsan olmamaları için baskı yapmıştır. Hep nasihat etmiştir.
Ace ve Luffy çıkacak keyiflerine korsan olacaklar. İnsanlara korku veren kişiler olacaklar. Yani korsan olacaklar. Garp'ta her şeye rağmen onlara sahip çıkacak. Bunun bizim dünyamızda ki anlamı oğlun katil olsa bile tecavüzcü olsa bile ona her şeye rağmen sahip çıkman anlamına geliyor. Garp bu suçlarına rağmen iki arada bir derede kalıyor.
Yıllardır torunun suçları tarzında hüküm giymiş insanlara karşı savaşmış. Bu uğurda bekide arkadaşları şehit olmuş. Ki o savaştada yine aynı amaç için savaşan bir sürü Denizci ölüyor. Onları unutup bencillik yapması isteniyor.
Öyle yapsaydı bencil olurdu. Denizcilik kurumunu sattı dersiniz. Yani bahane aranıyorsa Garp'ı her türlü madam yaparsınız yeter ki bahane olsun. Ama adam bu yüzden psikolojik çöküntü yaşadı. 70'in de ki adamı ağlattılar hüngür hüngür. Ona rağmen Ace'e giden giriş yolunu torunu Luffy'e açmıştır. Öncesinde Marco önünde durarak Denizcilere olan borcunu Luffy'nin de önünden çekilerekte ailesine olan sevgisini göstermiştir. Fazlası bu adamdan istenmemeli.
Sıradan bir insanın yaşayacağı ruh halini yaşamasını sindiremiyorum ve bunun yanında, seride şöyle güçlü böyle kahraman denilmesine rağmen sadece laf olmasından bahsediyorum.
Düşünsene Roger hakkında bile şansına balına Kral oldu diyor Tutacan köşeye sen kimsin yaratık ne ettin bugüne kadar diyecen öyle mal gibi susacak (En fazla hastalığından teslim olan Roger'i kovalıyordum der ki o adamda gidip kral oldu)
Velhasıl senin düşündüğün sebeplerden dolayı Garp'a laf ettiğim yok, Garp'ın bir çizgi bile çizemeyecek kadar ezik olmasından bahsediyorum