Eddie Edwards'ın gerçek hayatı bu şekilde değilmiş. Bu sebeple, filmin başında Eddie Edwards'dan ilham alınarak yapılmıştır minvalinde bir şeyler yazılmıştı. O yüzden yorumu gerçeğine hiç girmeden yazacağım.
Öncelikle Eddie, içki içmiyor olsa bile, nasıl bir insan içlerinden biri absent olan beş çeşit içkiyi karıştırınca başına neler geleceğini bilmez? Hem de içkiye hiç alışık değilken. Yine az bile sızmışsın ama.
Ayrıca tamam içki içmiyorsun, onu anlıyorum da, (Ki Luffy bile içiyor) neden barda ve her yerde sürekli süt içip, kendini rezil etme çabasındasın? Ayrıca kullanan herkesi ezik ve aptal gösteren o gözlüğe de gerek yok yani.
Ayrıca saygısız bir insansın. Onca şeyden sonra Peary'e söylediklerin, yenilir yutulur cinsten şeyler değil. Peary yine sabırlı adammış. Ben olsam bacaklarını kırardım, Kanada'ya falan gidemezdin.
Geçenlerde Almanya'nın sauna kültürü, (aslında daha çok Fin kültürü sanırım ama neyse) ile ilgili bir video görmüştüm. Iki üç gün sonra aynı olayı bir filmde görmek biraz garip oldu.
Ama sauna sahnesinde çok büyük bir mantık hatası var. Eddie gözlükle oraya giriyor, ama gözlüğüne herhangi bir buğulama falan olmuyor. Oysa gerçekte, dışarıdan gelirken sıcak eve geçince bile bazen önümü göremeyecek derecede buğu oluyor. Artık buz gibi bir yerden sonra gözlükle saunaya girersem ne olur, bilmiyorum.
Ayrıca bence Bo Derek o kadar da güzel değil.