Stefan Zweig- Dünün Dünyası
@Vvv ile beraber senenin ilk kitabını okumuş bulundum.
Zweig’in okuduğum ilk kitabı. Öncelikle bu konuda bir şeyler söylemem lazım. Yazarın okumak için tercih edilecek ilk kitabı olmaktan oldukça uzak bir kitap. Bu durum Zweig ve bu kitaba özgü olmaktan çok bu tür şahsiyetlerin biyografilerini okumadan önce eserlerine bakmakta fayda olacağı kanaatindeyim. Kitap her ne kadar içinde yaşadığı topluma bir pencere sunsa da esasen bir bireyin yaşamının 40-50 yıllık kesitine tanıklık ediyoruz. Bu 40-50 yıl iki büyük cihan savaşını barındırıyor olsa bile yazar bunu bir tarihçi veya antropolog titizliğiyle değil, şöhretli bir yazarın insan ilişkileri ve gözlemleri çerçevesinde ele alıyor.
İdealize edilmiş bir Avrupa, aristokrasiye ve eski düzenin estetik değerlerine duyulan hayranlık yüzünden sistemin eksik yönlerini büyük oranda göz ardı etmiş Zweig. Kitap hakkında yapacağım eleştirilerin büyük bölümü, yazarla düşünce dünyamdaki farklılıklardan kaynaklandığı için bunları detaylandırma gereği duymuyorum fakat bütün kitap boyunca bir diken gibi batan bir kısmı ele almak zorundayım. Yahudiler ve Yahudilik üzerine inşa ettiği, tarif ettiği o tüm yüce niteliklerin bir nesil geçmeden tam tersi yöne evrilmesi ve gittikçe daha kötü bir şekilde bugünlere gelmesi çok büyük bir çelişki yumağı gibi görünüyor. Tüm o ızdıraba birinci elden şahit olup aynısını altına alabildiğin ilk topluluğa göstermek, bilemiyorum. Bir nesil boyunca uğradığı baskı ve zulmün, bugün başka bir ulusa aynı şekilde uygulanıyor olması, tarihsel bir çelişki ve vicdani bir yara gibi duruyor.
Etnik kimliği yüzünden yaşadığı ciddi sorunlar ve bunun etrafında gelişen ezilen ulus milliyetçiliği her ne kadar kabul edilebilir dursa dönüşümün korkunçluğu yazarın bir noktada dürüstlükten taviz verdiğini akla getiriyor. Bu da okuyucu olarak bende ciddi bir rahatsızlık yarattı.