Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

[İnceleme] Antikçağda Politika Hakkında Notlar

Merhabalar. Yüksek lisans konusu olarak kendime geç antik çağda felsefenin politik değeri adlı bir konu seçtim ve yüksek lisans boyunca alacağım belli başlı notları, anektotları çeirileri buraya not alarak hem bir tartışma hem de bir paylaşma alanı oluşturmak istedim.

Unutulmaması gereken en öneml şey felsefi bilgi kategorik olarak diğer bilgileren ayrılsa da kaynağını her zaman içinde bulunuğu sosyoekonomk durumdan alır. Platon, Sokrates ve benzeri kişiler düşünürlerce övlmüş ve argümanlarda sık sık kendilerine başvurularda bulunulmuştur. Günümüzde kendileri çok önemli ve dahi kişiler olarak bilinirler. Cidden de çok zeki kişiler olmakla birlikte söyledikleri temelde aristokrasinin 500 sene boyunca öne sürdüğü şeyin laikleşmesinden başka bir şey değildi, ve yapısal olarak gericiydi. Sofistler iktidardan farklı düşünmek noktasında soyluları karşısına aldığı için hor görülmüştür. Toprak reformu için baş kaldıran vatandaşların elini kesip senatonun önünde sergileyen ve benim babam o toprakları satın almış, ben size niye topraklarımı vereyim diyen, sokrates çok zeki adammış, bak yangından sonra dükkan fiyatları yükseldi aldığım dükkan değerlendi diye mektuplarında kendini öven Cicero nasıl oldu da her insan kardeştir, erdemli olan kosmopolis vatandaşı olarak her insanı kucaklamak diyen stoa felsefesini en doğru felsefe okulu olarak gösterebiliyor? Zengin adam cennete giremez diyen isa hakkında 400 sene sonra papa, zengin olmasa sadakayı kim verecek, sadaka sevapsa zenginlikte sorun yoktur diyebiliyor?

Düşüncede, felsefede ve teolojide belli başlı kavramlar zihnimize o kadar şartlandırılarak kazınmış ki, "Democritos'un her kitabı yakılmalı" diyen Plato ile Demokritos'u zeki ve çağdaş olmaları yönünden aynı kefeye koyabiliyoruz. Günümüz için de geçerli olan bir kavram kargaşası vardır. Bazı terimlerin varlığı, aslında düşüncenin ve düşünenin ne tarafta olduğunu çıkarmaya yatkındır. Ve bu kavram haritası m.ö 600 lerden günümüze kadar devam eden bir geleneği de açığa çıkarıyor. Benim notlarımın amacı antik çağı anlamak için gerekli kontexti oluşturmak, bu kontext üstünden de hakedene hakkını vermektir. Sofistler'in ilerici, Platon'un gerici bir adam olduğunu göstermektir. Roma emperyalizmi nasıl hala günümüzde yer bulabiliyor onu anlatabilmektir. bu konuda kişilerle tartışmaya girmeyi tercih ederim. elimde hali hazırda yeterince belge ve kaynak var, bunları editlerle buraya eklemeyi de düşünüyorum. Sihirli annem gibi bir konudan çok, ortaçağda kadının yeri tarzındaki bir konu olacak. yarın mikenlerden başlarım en kötü. Elimdekli bilgisayar'ın klavyesi hasarlı ve bu yüzden çoğu harf çalışmıyor+ kötü bir yazarım. okuyana sabır dilerim.

1-Mken uygarlığı ve bronz çağı çöküşü
 
Son düzenleme:
Benim sana tavsiyem metinde ara sıra satır başı yapman.

Ek: Konuyu takibe aldım bekliyorum.
 
Son düzenleme:
Bronz çağı çöküşü ve sınıf mücadelesi

Felsefe ile Atina'nın ya da anadoluda bulunan kolonilerin bu derece bağdaşması ile, sparta gibi memleketlerin felsefe ile uğraşan insan çıkarmamasının belli başlı sebepleri var. Felsefe eğer ki politik bir kurum ise, felsefenin siyasi sapmalar düzeyinde atinanın farklı bir yöne yönelmesi sonucu oluştuğunu diyebiliriz. Bu fark demokrasinin ortaya çıkışıdır. Fakat sadece demokrasi diyerek bu mesele anlatılamaz. Demokrasi de bir sapmadır ve bu sapma en temelinde bir bronz çağı sapmasıdır.

Miken imparatorluğu ve saray ekonomisinin çöküşü.
Miken imparatorluğunu anlatmakla fazla zaman harcamayacağım. Ancak kısaca demek gerekir. Miken imparatorluğu m.ö 18. yylar ile 11. yy arasında var olmuş, minos medeniyeti ile birlikte var olan bilinen en eski yunan medeniyetidir. Bu medeniyet adalar, yunan yarım adası ve ege bölgesinde faliyetlerini sürdürmüşlerdir. Mikenlert saray ekonomisi dediğimiz bir sisteme sahiptirler. Normalde(misal hititlerde) saray ekonomileri belli bir bölgeye hükmeden sarayın bütün artı değere, üretilen tarım ürünleri, zanaatler ve bütün hammadeler saraya götürülür ve saray üstünden ihtiyacı olan gruplara oranlar üstünden dağıtılır. x köyündeki adama şu kadar birim, kadına şu kadar birim, köleye şu kadar birim gidecek şeklinde kayıtlar ve hesaplamalar üstünden aktarım yapılır. Miken imparatorluğu ise kendine has bir saray ekonomisine sahiptir.

Öncelikle Miken uygarlığının politik yağısı hakkında bazı şeyler bilinmiyor. Bazı kanıtlar Miken imparatorluğunun bir çok krallığının koalisyonu olduğunu gösteriyor, ancak Hitit kaynaklarında bütün uygarlığın bir baş kralı (belki de agamennon'u) olduğu yazıyor. Normalde saray ekonomisinde bölge saray tarafınbdan yönetilir ve hammadde saraya giderken, hititlerde aynı bölgede bulunan tapınakların da benzer bir fonksyona sahip olduğu görülür.Lineer B kayıtları bize gösterir ki tapınaklar festivaller haricinde saraylardan hediye almıyorlardı, yani kendi ürünleriini kendileri topluyor olmalılar. Tapınak saray hakkındaki bu keskin ayrım, roma döneminde başka bir şekilde kendini gösterecektir ve ileride bunun etkileri hristiyan kiliselerine yayılmış olabilir, ama bu benim için sadece spekülasyon.

Bronz çağı çöküşü, dor istilası.
Bronz çağı çöküşü dediğimiz noktaya gelinceye kadar anadolu, mısır ve ortadoğu bölgesi günümüzde dahi görülmemiş bir barış dönemine girmişti. kızalıp kız verme ve ticaret anadolu yakasında savaşların bittiğini ve relatif olarak çok barışçıl, huzurlu bir döneme gidildiği görülür. Tanımlanamayan korsanların saldırıları ve de üstüne gelen kıtlık, hem ticareti hem de tarımı yok etti, var olan bütün ülkelerin, mısır hariç, yok olduğunu görürüz. Mısır ise bu yıkımdan sağ kurtulsa bile asla eski gücüne kavuşamadı.

Yunan yarımadasında sparta halkını ve başka polisleri oluşturacak temel nüfus ise oraları istila eden göçebe Dor kavmi idi (diğer 3'ü ise İon, Akha, Aoelianlılardır). Dorlar diğer yunan topluluklarının üntünde çok rahat bir şekilde güç oluşturabildi. Bunun sebebi sayıları ya da stratejileri değildi. Bunun zaferlerin hepsini demire borçluydular.

Mikenlerde silahlar bronzdan yapılırdı. Bronz için kalay gerekliydi, bu da miken uygarlığında bulunmaz, bu yüzden ticaret gereklidir. Bronz bu sebeplerden ötürü hem az sayıda yapılırdı hem de üretimi fevkalade pahalıydı. Bu yüzden de bronz silahlar birer statü sembolü halindeydi, ve sadece aristokrasinin erişiminde ve tekelinde olan silahlardı. Dorlar ise demir silahlara sahiptiler. Demir teknolojik olarak çok daha basit şekilde üretilebilirdi ve de bol bol bulunabilirdi. Bu yüzden dor kavimlerinde herkes demir silahlara sahiptiler. Demir silahların kabile içinde bu sık dağılımı ve göçebe bir toplum olmaları yönünden sınıfsal bir ayrışmaya kavuşmamış olan dorlar kendi aralarında bir eşitlik durumuna sahiptiler, liderlerini toplanıp konsey kurarak, geçiçi olarak seçiyorlardı. Bu eşitlikçi yapı fetihlerle birlikte yerini askeri bir aristokrasiye bıraktı. Miken imparatorluğu yıkıldıktan sonra dorlarca fethedilmiş bölgeler yönetim tipi olarak değişmek zorunda kaldılar. Bölgeleri zorla ele geçiren dorlar, fetih ve askari güç aracılığıyla, demir silahları ile fethettiler. Dorlar kendi aralarında kız alıp kız vererek ittifaklarını ve kan bağını güçlendirdiler. Demir silahların getirdiği bu iki faktör, dor soyluları ile tebaanın diğer şehirlere kıyasla çok daha fazla açılmasına ve rijit bir sınıf ayrımına sebep verirken, dışarlıklı olmamaları ve de şehirdekilerle akrabağlığa sahip olmaları sebebiyle, demir silahlar gibi sonradan bir ayrımcılık sembolüne dönüşmemiş silahlara ship olmaları sayesinde aristokratlar ile soylular arasında dor polislerine kıyasla çok daha az bir sınıf ayrımı vardı, soylular başkaları ile evlilik yapabiliyor, ya da soyluluğa yükselen kişiler görülebiliyordu. bu polisin coğrafi konumu sayesinde bir ortasınıf oluşturmasına ve de demokratik kurumların diğer bölgelerdekinden daha farklı dönüşümler geçirmesi oluyor. ancak şimdilik şunu demek yeterli olacaktır;

Felsefe'nin hikayesi demir silah ile bronz silahın hikayesidir. Demir kendi arasında eşitler doğrurken eşitsizliği arttırmıştır, eski medeniyetlerde milliet kavramı, soy kavramının tohumları burada atılmıştır.
Buna ya demokrasinin kökeni ve sebepleri üstünden ya da homeros ve hesiedosda yer alan siyasi düzlemle devam edeceğim.

Daha fazlası için;
Haldun Aydıngün, "Uygar dünyanın ilk yıkılışı M.Ö 1200", İstanbul: Arkeoloji ve Sanat yayınları, 2014
Barıl Gür, "Miken ve Ahhiyawa", İstanbul: Arkeoloji ve sanat yayınları: 2014
Billigmeier, Jon-Christian, Turner, Judy A. (1981). "The socio-economic roles of women in Mycenacan Greece: a Brief survey from evidence of Linear B Tablets". Women's Studies
 
Son düzenleme:
Öncelikle inşallah kısa sürede sıkılıp yazmayı bırakmazsın. Çünkü güzel bir yazı dizisi olacak gibi hissediyorum.
Kendi yorumuma gelirsek.
Demir ile bronz karşılaştırmasının sadece bir örnek olarak kullanılmasına lafım yok ama büyük toplumsal yönelimleri dar kalıplara sığdırmaya çalışmanın doğru olmadığını düşünüyorum. Acaba hangisi diğerini tetikliyor? Toplumun kendi iç dinamikleri nedeniyle mi aristokrasi oluşuyor yoksa var olan aristokrasi mi toplumu şekillendiriyor?
Pek çok yönden toplumun yapısı dönüp dolaşıp ekonomiye dayanıyor. Tarım ve ticaretle uğraşan toplumlarda sosyal sınıf ayrımının çok daha çabuk geliştiği görülüyor.
 
Öncelikle inşallah kısa sürede sıkılıp yazmayı bırakmazsın. Çünkü güzel bir yazı dizisi olacak gibi hissediyorum.
Kendi yorumuma gelirsek.
Demir ile bronz karşılaştırmasının sadece bir örnek olarak kullanılmasına lafım yok ama büyük toplumsal yönelimleri dar kalıplara sığdırmaya çalışmanın doğru olmadığını düşünüyorum. Acaba hangisi diğerini tetikliyor? Toplumun kendi iç dinamikleri nedeniyle mi aristokrasi oluşuyor yoksa var olan aristokrasi mi toplumu şekillendiriyor?
Pek çok yönden toplumun yapısı dönüp dolaşıp ekonomiye dayanıyor. Tarım ve ticaretle uğraşan toplumlarda sosyal sınıf ayrımının çok daha çabuk geliştiği görülüyor.
Demir ve bronzun olayi da zayen ekonomik. Bronz icin gereken kalay miken uygarliginda ticaretin olusmasina sebep veriyor. Yunan yarimadasi da mezopotamya aksina bir sehirlerarasi devlet yapisina musait degil. Bunyuzden de sehir devletlere ozgu olan kurumlar misir ya da sumer, babil gibi bir gelisime ugrayamiyor, ve tocaret bir ortasinifi doguruyor. Sapmalara baktigimizda bronz kilic, aristokrasinin sembolu sadece. Demir kilic ise ticareti duraksatmasi, milliyet ayrimini olustirmasi ve arsitokrasinin cok sert olup ortasinifi engellemesi bakimindan spartayi doguruyor. Tabii ki olay ekonomik ve politik, ama sapmalar en rahat kiliclar ustunden olusuyor, cunku o kiliclar ekonomik ve politik.
Edit: uretim kosullari, kimler icin uretildikleri, nasil uretildikleri ve en onemlisi uretim kaliteleri be sayilari bakimindan ekonomik ve politikler.
 

Edit : Gibi dizisi hakkında spoiler olabilir. Bence değil ama, olabilir de yani. Bilemedim.
 
Son düzenleme:
Konudan biraz bağımsız olacak ama @Keldorn sence aristokrasinin olduğu toplumlarda demokrasinin ortaya çıkmasının nedeni nedir? Aristokrasinin olmadığı ve nispeten sınıf ayrımının sert olmadığı toplumlarda demokrasi kültürünün daha kolay gelişmesi gerekmez mi?
 
Konudan biraz bağımsız olacak ama @Keldorn sence aristokrasinin olduğu toplumlarda demokrasinin ortaya çıkmasının nedeni nedir? Aristokrasinin olmadığı ve nispeten sınıf ayrımının sert olmadığı toplumlarda demokrasi kültürünün daha kolay gelişmesi gerekmez mi?
Bunu bir sonraki konu yapmak istiyorum. Aristokrasinin olmadigi toplumlarin heosi ilkel toplumlar. Yontem ve sekil farkli olsa da aristokrasi ilkel toplumun gelismesi, is bolumunun olmasi, arti urun uretimi ve bu urunun herkesce guvenilen bir kurum ile kontrol edilmesi sayesinde olusuyor. Toplunlarda rahiplerin dususu ile soylu, yani askerlerin yukselisi basliyor vs vs. Ama bu arada senin dedigin sey bir noktada oluyor, atinada aristokrasi sparta kadar guclu degil, orta sinif bu sayede olusuyor, orta sinifa karsi takinilan sert tavir da bunun dahanda guclenmesini sagliyor. Spartanin soylu takimi ilkel birnkabile olarak esitlikci basliyorlar, fethettikleri sehirlerde ise butun mallara sahip olmalari bakimindan diger halkla aralarina mesafe koyuyorlar, kendi aralarinda da esit kalmaya devam ediyorlar.
hala gibi izlemediğimi yüzüme vurdun.
 
Bunu bir sonraki konu yapmak istiyorum. Aristokrasinin olmadigi toplumlarin heosi ilkel toplumlar. Yontem ve sekil farkli olsa da aristokrasi ilkel toplumun gelismesi, is bolumunun olmasi, arti urun uretimi ve bu urunun herkesce guvenilen bir kurum ile kontrol edilmesi sayesinde olusuyor. Toplunlarda rahiplerin dususu ile soylu, yani askerlerin yukselisi basliyor vs vs. Ama bu arada senin dedigin sey bir noktada oluyor, atinada aristokrasi sparta kadar guclu degil, orta sinif bu sayede olusuyor, orta sinifa karsi takinilan sert tavir da bunun dahanda guclenmesini sagliyor. Spartanin soylu takimi ilkel birnkabile olarak esitlikci basliyorlar, fethettikleri sehirlerde ise butun mallara sahip olmalari bakimindan diger halkla aralarina mesafe koyuyorlar, kendi aralarinda da esit kalmaya devam ediyorlar.

hala gibi izlemediğimi yüzüme vurdun.
Bir bölümü anlamadım. Aristokrasi Sparta'da Atina'ya göre daha güçlü demişsin ama sonra da Sparta daha eşitlikçi demişsin. Bu nasıl oluyor?
 
Bir bölümü anlamadım. Aristokrasi Sparta'da Atina'ya göre daha güçlü demişsin ama sonra da Sparta daha eşitlikçi demişsin. Bu nasıl oluyor?
Spartayi olusturan dor halki, ozgur ve esit bir grup olarak istila ediyorlar. Ele gecirdikten sonra soylu takimina donusuyorlar. Dorlar kendi aralarinda esitler, ve butun mali tekellerine alirlar. Aralarindaki esitlik devam eder ama polisleri olusturan doger kabinlere rastlamaz. Bu ozgur kavim kendi aralarinda evlilik ile baglarini guclendirmelerini saglar. Bu guc ve aralqrindaki kan bagi baska siniflardan soyluliga yukselmeyi imkansiz kilar. Atinada ise esitsizlik asker takiminin yeterli ekipmana sahip olmasini engeller, cunku bronz pahali oldugu icin sadece soylularca kullanilir. Dorlar mikeni yikinca, ticaret zorlasir, bu da tuccar sinifinin daha deger kazanmasini saglar. Dorlarin fethetmedigi polislerde akrabaglik siniflar arasidir. Dorlarda sadece soylular dordur, ama polislerde akhalari ya da ionlari ciftci, soylu ya da tuccar olarak gorebilirsin. Bu akrabaglik iliskisi ve tuccarin ya da ciftcinin de soylu olma ihtimalini guclendirir, bu akrabaglik iliskisi ve ticaret zorunlulugu, esitsizligi daha gevsek bir formda yasamalarini saglar.
 

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 1)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık