Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

[Tartışma] Adaletin Olmadığı Yerde Bireylerin Kendi Adaletini Uygulaması Doğru mu?

Sizce Adaletin Olmadığı Yerde Bireylerin Kendi Adaletini Uygulaması Doğru mu Yanlış mı?


  • Kullanılan toplam oy
    75
Adalet derken neyi kast ettiğin önemli aslında. Mesela Türkiye'de de pek ideal anlamda adaletin olduğundan bahsedemeyiz. Bu durumda Türkiye'de bir kişinin kendi adaletini uygulaması doğru mudur?
Rasyonel açıdan değerlendirirsek büyük riskli bir durum.
Ama adaletsizliğin kurbanı birisinin rasyonel davranmasını beklemek de büyük vicdansızlık. Ateş düştüğü yeri yakıyor en nihayetinde.
Ama bu durumda da tartışılası çok şey var.
Mesela çocuğu öldürülmüş birinin intikam almak istemesi en doğal olanı ama bu uğur da katilin çocuğunu öldürmesi kabul edilemez bir şey.
Bunun yanında ayrıca birini öldürmek iyi birinin kendine yapabileceği en büyük kötülüklerden biri.
Bu durumda cevap ne oluyor? Net ve tek bir cevap verilebilecek bir soru değil bu.
 
Ah aklıma Bertolt Brecht'in ekmekli şiirini getirdi.

"bilin: halkın ekmeğidir adalet.
bakarsınız bol olur bu ekmek,
bakarsınız kıt,
bakarsınız doyum olmaz tadına,
bakarsınız berbat.
azaldı mı ekmek, başlar açlık,
bozuldu mu tadı, başlar hoşnutsuzluk boy atmaya.

bozuk adalet yeter artık!
acemi ellerde yoğrulan, iyi pişirilmemiş
adalet yeter!
yeter katıksız, kara kabuklu adalet!
dura dura bayatlayan adalet yeter!

bolsa insanın önünde ekmek, lezzetliyse,
gözler öbür yiyeceklere yumulsa da olur.
ama herşey bollaşmaz ki birden bire...
bilirsiniz, nasıl bolluk doğurur ekmek:
adaletin ekmeğiyle beslene beslene

ekmek her gün gerekliyse nasıl,
adalet de gerekli her gün,
hem o, günde birçok kez gerekli.

sabahtan akşama dek, iş yerinde, eğlencede,
günlük, has ekmeğine adaletin.

madem adaletin ekmeği bu kadar önemli,
onu kim pişirmeli, dostlar, söyleyin?

öteki ekmeği kim pişiren?

adaletin ekmeğini de
kendisi pişirmeli halkın
gündelik ekmek gibi.

bol, pişkin ,verimli."
 
Haksızlığa uğradığını düşünen çoğu insan kendi adelet anlayışına göre bir cevap arar. Bizim meşhur "Sallandıracaksın.... ları taksim meydanında" deyişi bireysel adalete bence en iyi örnek.
Bende kendi çapımda haksızlığa karşı kendi adaletimi uyguladım bir iki defa ama sonuç hiç de istediğim gibi olmadı.
Suça karşılık cezayı belirlemek ve uygulamak bir de sorumluluk getiriyor. Ne derece adil oldum gibi bir çok soru geliyor. Benim vicdanımı rahatsız etmeyen birçok ceza başkalarının uykularını kaçırıyor.
 
Olaya göre değişir. Son zamanlarda çok güzel bir örneğini yaşadık aslında bunun.

Bundan birkaç gün önce Kayseri'de yanında kız arkadaşı olan bir çocuğun sırf giyimine bakarak "Sen LGBT'li misin?" diyerek önünü kestiler ve çocuğu darp ettiler. Aradan 1-2 gün geçtikten sonra da yol kesen dızoyu dövdüler ve özür videosu çektirdiler. Video'nun sonunda "Sen erkek misin? Delikanlı mısın?" diye sorduklarında bir tokat daha yememek için "Değilim" cevabını veriyordu keko. Ne yalan söyleyeyim, içimin yağları eridi zira çocuğu darp eden dızolar hakkında hiçbir adli işlem yapılmamıştı.

Hal böyleyken, öncelikle adaletin tam olarak ne olduğunu anlamamız gerekiyor. Bana sorarsanız, haddine düşmeden başka insanların hayatına müdahale etmesine rağmen hiçbir şekilde adli soruşturma geçirmeyen insanların da hayatlarına müdahale edilmesi doğru bir adalettir. Çok gurur duyduğu erkekliğiyle ona buna sataşıp kendinden güçsüzleri ezerek egosunu tatmin eden dızolara erkekliklerini sorgulatmak muhteşem bir adalet bana kalırsa. Kadınların yaşam standartlarını kendine dert edinmiş davarları başka türlü nasıl eğitebiliriz? Bu tip insanları ancak ve ancak cezalandırma yöntemiyle eğitebilirsiniz fakat devlet üzerine düşen görevi yapmazsa o devletin içinden bir tane Batman çıkar.

Bu tartışma konusu "Hoşgörü Paradoksu"na kadar gidebilir. İnsanlara göstereceğimiz hoşgörünün sınırlarını nereye kadar genişletmeliyiz? Sınırımız ne olmalı? Başkalarının özgürlüklerini kendisine dert edinerek onlara fiziksel ve psikolojik zarar veren yaratıkları da hoşgörü sınırlarına dahil edecek miyiz? Bakınız Fransız İhtilalinin önderlerinden biri olan Louis de Saint-Just ne demiş? "Pas de liberté pour les ennemis de la liberté." Yani, "Özgürlük düşmanları için özgürlük yok."

Sen başka insanların özgürlüklerine düşmanlık besliyorsan, o insanlarda senin özgürlüklerine düşman olur. Çünkü adaleti sağlaması gereken otorite adalet terazisini dengeleyemiyor.
Harika yorum ağzına sağlık.
 
Adaletsiz bir ortamda bir birey kendi adaletini uygulayıp ve bu adaleti herkese kabul ettirmeyi başarırsa bu adalet kişisel adaletten çıkıp norm olur zaten.
Şu anda herkes tarafından kabul gören adalette insanların fikirleriyle oluşmuş birşey.Doğada adaletler ve kanunlar diye birşey yok zaten , insan kurmacası hep.
 
'Yakın o oteli' gibi bir kavramın çıkmasının asıl sebebidir. Namus ve haysiyet arayışı herkesin elinde olmadığı gibi adalet de gerekli kurumlar tarafından sağlanmalıdır. Aksi kargaşa ve kaosu getirir.
 
Bulunduğun topluma uygun adalet sistemin yoksa orda adaletsizlik olur.Başka toplumlardaki adalet anlayışı ile senin bulunduğun farklı olabilir.Başkasının sistemini alıp getirirsen bir suç sonrası verilen karar insanların içerisinde adaletsizlik duygusunu ortaya çıkartır ve kişiler kendi adaletini uygular bu beraberinde kaosu getirir.Kişilerin kendi adaletini uygulaması ne kadar yanlışsa topluma uygun olmayan adalet mekanizması ve sistemi getirmek bir o kadar yanlıştır.
 

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 1)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık