Hayır, öyle değil.Açıklamalarında benim söylediğimle çelişen bir tane şey yok. Ayrıca kendi ağzınla Luffy en potansiyelli kişi diye Nika onu seçti demişsin. JB ile ilgili gördüğümüz kısım ise JB'nin büyük ihtimal zirvesi. Sonuçta JoyBoy da günün sonunda yenilmiş gibi duruyor. Luffy ise hala zirvesinde değil. Seri sonu gelecek bu zirveye. Luffy gelişmezse ortaya çıkarabileceği güç de gelişmeyecek. Bunu kendi ağzınla söylemiş oluyorsun. Ne kadar güçlü konak olursa o kadar güçlü olacak bir arada diyorsun.
Ayrıca sizin dediğiniz kabul etsek bile Toriko serisinde konaklar şeytanlardan daha güçsüz olacak diye bir şey yok. @RedTeroR orada mesela yanıldı. Dediki konaklar şeytanlardan her zaman daha güçsüz olur. Oysa Toriko serisinde bu durum İchiryu ve Slime için böyle değildi. İchiryu'nun Don Slime'dan daha güçlü olduğu belirtilmiş mesela.
![]()
Seriyi tam hatırlamıyorum ama galiba Prime İchiryu zaten Don Slime yeniyordu gibi şeyler var.
NİKA gelişmeye muhtaç bir canlı değil ki, kudretli bir Tanrısal varlıktan söz ediyoruz ve sonsuz gücünün olduğunu varsayıyoruz. Ancak bu varlık konak olmadan somut dünyada var olamadığı için gücünü tam olarak ortaya çıkaramıyor. Beyaz Şeytan örneğini boşuna vermedim. Beyaz Şeytan muhtamelen Kırmızı Evren'deki bütün canlılardan daha kudretli ancak onu dışarı çıkaracak konak yok. Toriko gezegen yoketme seviyesindeyken bile 1 anlık çıkarabiliyor. NİKA'nın olayı da böyle, NİKA sonsuz güce sahip ancak konağın bedeninin dayanacağı kadar ona güç verebilir. O yüzden sürekli Luffy'nin pili bitiyor, bayılıyor. Daha güçlü konak daha uzun süre NİKA'ya dayanır. Şuanki IMU olayı da böyle, Gunko'nun içine girdi ancak Gunko'nun bedeninin kaldırabileceği kadar ona güç verebilecek, daha fazlasını verirse toz eder Gunko'yu.
Diğer mevzuda attığın sayfa referans olamaz. Çünkü bu konuşan kişiler;
1- Don Slime'in galaksi yönettiği kendi bedenindeki gücünü bilmiyorlar, onların bildiği Don Slime, İçiryu öldükten sonra tüm parçalarını sağa sola dağıtıp hayatta kalan bir varlık.
2- İçiryu'nun kendilerinin yanında geldiği zamanda Don Slime zaten İçiryu'yu konak olarak kullanıyor.
Son kısımda İçiryu'nun Don Slime'i yenmesi gibi bir şey yok. Don Slime İçiryu'yu konak seçiyor ancak İçiryu, Don'un talimatlarına uymuyor, güçlenmeye çalışmıyor, sonra bunlar dost oluyorlar, Don talimat vermeyi kesiyor. İçiryu'nun acayip potansiyeli vardı ancak o hiçbir zaman en güçlü olayım gibi bir düşünceye girmedi. Seri sonunda da Galaksi level bir güç göstermedi zaten. O yüzden Prime İçiryu > Prime Don Slime denemez.
Aslında şuana kadar anlatılana göre; yaniBuradaki uygunluk potansiyel mi, fiziksel güç mü, karakter mi? Meyvenin potansiyeli görecek bir iradesi varsa saçma olur. Meyve güce göre adam seçiyorsa Luff o sırada çocuktu. Meyve karaktere göre adam seçiyorsa Luffy hala aynı.
Buradaki mantık bütün kullanıcılar için benzer bence. Deprem meyvesi WB'nin elinde dünyayı yıkabilir bir silahken Buggy gibi birinin elinde ayran çalkalamaktan öteye gitmeyebilir. Kişinin kişisel yetkinliği arttıkça meyveyi kullanma yetkinliği de artıyor. Yoksa Mochi meyvesi çok saçmayken Katakuri'nin elinde harikaymış gibi görünüyor. Senin İmu ve Gunko üzerinden yaptığın örneklendirmede asıl gücün sahibi başka biri üzerinde kendi gücünü kullanıyor. Misal Brook ruhunu cansız nesne olarak bir heykelin içine soksa heykelin dayanıklılığı kadar kullanabilir. Heykel taş olabilir, demir olabilir, çelik olabilir. Gunko, meyve kullanıcısının üzerinde irade kontrolü yaptığı biri. Sen direkt meyvenin kontrol ettiği birinden bahsediyorsun.
***NİKA'nın kendi iradesinin bulunması,
***Kendi başına WG'den 800 yıl kaçması,
***Gittiği yere özgürlük/neşe götürmesi,
bir bütün olarak değerlendirildiğinde bu meyve kendini kediye köpeğe de yedirse onu millete kahkaha attıran Özgürlük Savaşçısına çevirecekmiş gibi duruyor.
800 yıl sonraya, 20 yıl sonraya yapılan atıflar, kehanetler, yatırımlar, Luffy'nin özgürlüğüne düşkün olması, gittiği tüm adaları istisnasız özgürleştirmesi, her ayrılış sonrası partileri ve sair NİKA'nın Luffy'e kendini yedirdikten sonra Luffy'i kontrolü altına aldığı ve onun karakterini değiştirdiği tezlerini güçlendiriyor.
Buna mukabil dediğin gibi, elma armut türevi bir meyvenin kişinin potansiyelini ölçmesi, karakterini belirlemesi, o kişinin özellikle 7 yaşında çocuk olması hususları tamamen saçmalık. Üstelik Toriko'daki hikaye altyapısı One Piece 'de yok. Ancak elma armut türevi bir meyvenin 800 yıl WG'den kaçtığına ve kendi iradesinin olduğuna inanıyorsak bence potansiyel belirleme, karakter ölçme mevzularına da inanmamız daha doğru gibi geliyor.
Yani NİKA isimli Tanrısal kudretli bir varlık var, bu varlık zamandan ve mekandan bağımsız veya tüm zamanları aynı anda yaşayabiliyor, ortalama yüzlerce/binlerce yılda bir kendine uygun bir potansiyel bulup onu konak seçiyor ve ortaya çıkıyor. Diğer türlü Luffy'nin Ahmet Mehmet'ten bir farkı kalmadığı gibi NİKA'nın iradesinin, kovalamacasının yahut kendi yazdığı kaderin bir anlamı kalmıyor.
Son kısmı şu yüzden yazdım, bazı arkadaşlar IMU nun kendisine MU diye hitap etmesinden yola çıkarak acaba Şeytan Meyvesi MU, maddi varlığa büründü veya IMU'ya iradesi baskın geldi de tüm bunları Şeytan Meyvesinin bizatihi kendisi mi yapıyor şeklinde yorumları vardı. Bu düşünce anlattığım Toriko'nun mantığıyla birebir aynı. Eğer böyle bir durum varsa yani Şeytan Meyvesi'nin iradesi IMU'ya baskın geldiyse veya Şeytan Meyvesi bizzat kana cana geldiyse o zaman bunu NİKA'ya uyarlarsak Luffy'nin bedeninin buna hazır olması lazım. NİKA sonsuz bir güç, Luffy ise zayıf bir konak, çok güçlenirse ancak NİKA Luffy'ye baskın gelebilir veya bizzat kendi bedeninde dışarı çıkabilir.