Öncelikle Katakuri'nin haline kahkaha attım
. Cidden komik bir paneldi.
Bölüme orta verdim. Çok hızlı bir geçiş olan bir bölümdü, daha önceki sayılarda süründüren mangakanın geçişi bu kadar hızlı yapması hoşuma gitmedi. Tabi Kata'nın yeneceğini düşündüğümden ibre Luffy'e doğru kaydığı için de beğenmemiş olduğumu söyleyebilirler, çok da yanlış değil. Edit: Burada beğenilmeyen şey ibrenin Luffy'e kaymasının çok iyi bir şekilde gösterilmemesidir, yoksa güzel bir şekilde avantaj yakalasaydı çok sıkıntı olmazdı.
Öncelikle Oda'nın Kata'ya yaptığı şey ayıp, normalde yaptığı ince işlerden eser yok. Brulee'ye o sözleri söyletip hemen ardındaki bölümde onu yalanlaması hoşuma gitmedi. Eğer Brulee ayna dünyasına ilk girdiğinde söyleseydi bu sözleri, sonra biz de Kata'nın Luffy'i ezdiğini görseydik birkaç bölüm, ondan sonra Kata'nın trollenmesi olsaydı bu kadar eğreti durmazdı benim gözümde. Kata'nın mükemmeliyetçi bir adam olduğunu biraz daha bölümlere yayarak anlatsaydı mesela. Her gün programını sıkı sıkı takip ettiğini falan. İki bölümle olmadı bu iş, bir de dövüşü bu kadar uzatmışken.
Kata'nın Luffy'nin tam olarak öldüğünü görmeden, bırakıp gitmesi de tam olmadı. Oldu da işte, bize kadar oldu. Mantığını kurabiliyorsun ama bu içine tam oturduğu anlamına gelmiyor.
Peki ben olsam nasıl yapardım? En başta Katakuri'yi Luffy'i öldürme amacında yapmazdım. Amacı Luffy'i yakalamak, yeterince acı çekmesini sağlamak, sonra da Koca Ana'ya teslim ederek, cümle aleme ibretlik olması açısından bir idam tertipletmek olurdu. Bu bölümle de Luffy'i yakalamış olurdu, paket hazır. Sonrası gene böyle olabilirdi. Bu sefer Katakuri de, "Yüzümü gördün, artık Ana'yı bekleyecek kadar bile yaşamana izin veremem" derdi.
Onun yerine diyaloglar çatışması oldu. Ağzını mı oysam, ayaklarını mı? Hepsini oyayım, gözlerinden başlayayım diyen adam sonra sen yavaş yavaş öl ben de günlük öğünümü alayım dedi. İlk öleceksin dedi sonra gerçek yüzümü görenin yaşamasına izin veremem, yani? Gene öleceksin diyor yani.
Mangakanın son zamanlarda yaptığı olay kurgusunda da beni rahatsız eden şeylerden biri de bu. Oda kafasında olayları tasarlamış, ama aradaki bağlantıları veya karakterlerin motivasyonlarını tam kuramıyor(bana göre). Sanji pasta yapacak mesela, bu arc başından beri belli. Ama pasta yapma nedeni yeteri kadar belirgin değil. Düşmanının krizden çıkması için neden pasta yapsın Sanji? Krizde bir Koca Ana kaos demek, kaos da zaten kaçabilmeleri için gereken unsur. Veya Katakuri'nin bu halde gösterileceği, ilk gösteriminden(ağzı kapalı) beri belli ama gösterirken kurduğu kurgu yukarıda da bahsettiğim gibi tam olmamış gibi geliyor. Tüm Kek Adası bitse de rahatlasak, şöyle en ciddisinden bir Reverie arcı görsek güzel olacak.
Son sözüm de Katakuri'ye. Her ne kadar karizmasını biraz kaybetse ve ağzının görünüşüne kafayı takmış olsa da Katakuri hala sağlam bir adamdır. Ve bu dövüşü de alacaktır bence. Adamın böyle bir zayıflığı olsa bile yıllarca kimseye fark ettirmemiş, bütün ailesi ve tayfası ona tam olarak güveniyor. Katanın sarsılmazlığı da sonuçta tayfasını bir arada tutan etmenlerden biri. Ve kişi hakkında oluşan efsaneler de düşmanlarını caydırıcı özelliğe sahip. Kata'yı gömmek yersiz.