Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

Mihawk'ın Seviyesi

Mihawkın gücü ?


  • Kullanılan toplam oy
    643
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Niye istemesin gerizekalı mı bu adam ? İmparator Korsan olacak gücün varken ne diye gidip Hükümetin Köpeği ünvanını alan korsanlardan birisi oluyorsun ? Bu işin mantığı nedir ?
Geçmişi belli değil,ne planladığı hakkında bilgimiz yok.Herhangi bir tayfaya ya da gruba ait mi elde veri yok.Adam sadece rahat gezmek için mi Shichibukai olmuş :D Birilerinin harekete geçmesini bekliyor olup denizcilerin köpeği olarak bile takılıyor olabilir.Kendi amacını en iyisi olup gerçeklestirmiş zaten olayı başka bisey :D
 
Geçmişi belli değil,ne planladığı hakkında bilgimiz yok.Herhangi bir tayfaya ya da gruba ait mi elde veri yok.Adam sadece rahat gezmek için mi Shichibukai olmuş :D Birilerinin harekete geçmesini bekliyor olup denizcilerin köpeği olarak bile takılıyor olabilir.Kendi amacını en iyisi olup gerçeklestirmiş zaten olayı başka bisey :D
Valla gücü olupta o mevkiyi almayacak adam zor çıkar, Garp, Amiralliği red etti, ama buna bile laf söylemesinler diye E.Oda özellikle bunu bize göstertti, Mihawk hangi sebeple o mevkiyi istemeyecek merak ediyorum. Garp büyük ihtimalle hükümetten hoşlanmadığı için kabul etmedi, Mihawk ise hükümete katılmış, istediğim zaman savaşırım modunda, hani hükümetten tanıdığı var, hükümeti seviyor onlar için savaşmak istiyor desek Shanks geldiğinde niye mekanı terk ediyorsun ? Demek ki Hükümet için herşeyide yapmıyorsun.

Her halükarda adasını yeni dünyaya kurup orada ağalık yapması gerekliydi, adam bildiğin ben rahat takılayım kimse bana karışmasın şeklinde yaşıyor...

İlk cümlemde dediğim gibi gücü olupta, ben bunları gücü olduğunu varsayarak yazdım, ama bana göre gücü yok o yüzden o mevkileri zorlamıyor, ve akıllıca davranıyor.
 
Kitabın üstünde Yazar: Eiichiro Oda yazıyor mu? Yazıyor. Resmi mi? Resmi.
Kimse benim adıma, benden habersiz kitap çıkarabilir mi? Çıkaramaz.
Tutturmuşsun bir doğum günü diye. :) Oda Sbs'de doğum günü sorulunca '' Belli bir şey yok ama X kişininki şu olsun, Y'nin bu'' minvalinde bir cevap vermişti. Burç da olabilir tam emin değilim şuan. Demek istediğim bunun bir şey ifade etmediği.
Şimdi bizim burada tartıştığımız konunun seri için önemi ile doğum tarihinin önemi bir mi?
Sbs farklı databook farklı. Neden her şeyi Sbs'de cevaplamasını bekliyorsun?
Ayrıca madem bu adama inanmıyorsun Sbs'lere neden itibar ediyorsun?
Bilinçli olsun ya da hatayla olsun, o kadar bilgi arasında bir tane farklılık oldu diye bütün kitapları yok mu sayıyoruz? O zaman boşuna tekrar tekrar basıp satışa sunuyorlar bu kitapları. Hepsini toplamaları lazım.
Ki bunun çok basit bir mantığı olmasına rağmen ısrarla reddetmek akıl karı değil.
Shanks Mihawk'ı rahatça tokatlar, yazsaydı adım gibi eminim kimse itiraz etmezdi.
Tabularınızı yıkmayı öğrenin. Gerçekler acıdır.
Demek istediğim şey, Databook'ta yazan Sabo'nun resmi ağızdan ölümü yalan oluyor ise, senin Databook'u referans göstererek iddia ettiğin şeyin doğruluğu da kesin olamaz. Fakat sen bu minvalde konuşmak yerine, "Yazar söylemiş, ben söylemiyorum" diyorsun. Madem söylediklerini sonradan yalanlama gibi bir durumu var, ben bu adamın yazdığı şeylerden nasıl emin olabilirim artık?
 
Şunu bırakayım bari daha önce okumustum.Dracul ismi ne anlama geliyor açıklamışlar :D Burdan Bram Stoker'ı selamlıyorum :sapkali:



Dracula” kelimesini duyduğumuzda istisnasız hepimizin aklına siyah kıyafetler içinde, uzun boylu, soluk tenli,siyah geriye taranmış saçları olan, kendi boyu kadar uzun bir pelerine sarınmış keskin bakışlı biri gelir aklımıza.Her nekadar bu karakterin hayal ürünü olduğunu bilsekte hepimizin beynine kazınmış bir Dracula imajı vardır.Ama kimdir bu Dracula? Gerçkten yaşamış mıdır böyle biri??? Dracula bizim hayalimizdeki gibi biri olmasada 1400’lü yıllarda yaşamış bir Romanya hüküdarıdır.Yani tamada Dracula isminin çağrıştırdığı gibi Transilvanya’yıda içine alan bir bölgeyi yönetmiştir.(Transilvanya’nın kelime anlamı “Ormanın ötesindeki ülke”dir.Bu bölge için Avrupada bir zamanlar “Siebenbürgen” ismide kullanılmıştır. Dracula’nın hakkında yeterli bilgiye sahip olunan ilk atası dedesi olan Mircea’dır.Romanya tahtında 32 yıl aralıksız oturan Mircea’nın birçok çocuğu olmasına rağmen bunlardan sadece biri, Mihail, meşrudur.Romanya’nın o zamanki yasalarına göre kralın meşru olmayan çocuklarıda taht üzerinde hak iddia edebiliyorlardı.Bu durum Dracula’nın iki çocuğunun daha sahneye çıkmasına sebep olur: Alexandrau Aldea ve Dracula’nın babası Vlad. Babasının ölümünden sonra Vlad hem taht kavgalarından sakınmak hem de ileride taht üzerinde hak iddia ettiğinde birilerini arkasında bulabilmek için Lüksemburg’lu Sigismond’un yanına sığınır.Genç Vlad burada şövalyelik eğitimi almaktadır. Bu noktdan sonra Dracula isminin nereden geldiğini açıklayabiliriz; Asıl kahramanımızın babası Vlad 1431 yılında Nünberg’te yapılan bir toplantıyla amacı kutsal Roma-Germen imparatorluğunu korumak ve Katolik mezhebini yaymak gibi amaçları olan Ejderha Tarikatına kabul edilir.(Buradaki “tarikat” kelimesinin bizim bildiğimiz anlamından daha farklı bir anlam taşıdığına dikkatinizi çekmek istiyorum)Pekte küçümsenecek bir olay değildir bu, çünkü bu tarikatın tüm üyelerinin sayısı 24’ü geçmez, ve tüm üyeler soylu kişilerden oluştuğu için bu tarikata kabul edilmek Vlad için kuşkusuz büyük bir onurdur.Ejderha tarikatının üyelerine ölene kadar boyunlarında taşıyacakları, değerli taşlardan yapılmış ejderha şeklinde birer kolye (öldüklerinde de mezarlarına konulacaktır) ve biri yeşil biri siyah iki pelerin verilir. Yıllar sonra Vlad ülkesine dönüp tahta geçtiğinde onun Ejderha Tarikatına üye olduğunu bilen az sayıdaki kişi ona Dracul (ejderha) ismini takarlar.Tarikattan habersiz olanlar ise Vlad’ın kalkanındaki ve bastırdığı sikkelerdeki ejderhalara bakarak ona aynı ismi takarlar. Daha sonra Vlad’ın çocukları olduğunda onlarada Dracul’un oğlu anlamına gelen Dracula ismi verilir.Vlad’ın 3 oğlu vardır en büyükleri ve Vlad Dracul’un en düşkün oldugu oglu olan Mircea’dır .Ama Mircea tahtta geçirdiğibirkaç yıl dışında ülke tarihinde pekte etkili olmamıştır.İkinci ogul ise caniliğiyle tarihe geçecek olan Vlad Dracula’dır.En küçük oglu ise yakışıklılııyla hatırlanan Radu Dracula’dır. Vlad Dracula 11 yaşına geldiginde babasının Osmanlılarla yaptıgı bir anlaşmanın kefili olarak kardeşi Radu’yla birlikte Osmanlılara rehin olarak bırakılacak ve hayatının 6 yılını Osmanlı topraklarında geçirecekti. Burada kaldıkları süre boyunca onların birer Prens oldukları göz ardı edilmez ve gerekli olan egitim iki kardeşe de verilir.Hatta ileride birbirlerine karşı savaşacak olan ve neredeyse aynı yaşlarda olan Vlad ve 2.Mehmet(Fatih Sultan Mehmet) beraber egitim görürler. 6 Yıl sonunda Vlad ülkesine döner.Hayatının geri kalanını taht mücadelesi ve Hıristiyanları Türklere karşı birleşmeyi denemekle yani Haçlı seferleri düzenlemeye çalışmakla geçirir.Farklı sürelerle üç kez tahta çıkar ve indirlir.Vlad’ın siyasi başarısızlıklarının çoğunun ardında kardeşi Radu vardır.ÇünküRadu hayatı boyunca Osmanlı yanlısı bir tutum sergilemiştir.Ve tüm bunların sonunda Vlad Dracula Osmanlılar tarafından yakalanır öldürülür başı gövdesinden ayrılır.(Başı ölümüne kanıt olarak İstanbul’a götürülür) Vlad Dracula’yı günümüze taşıyan şey ise caniligi,ülkesi için savaşırken sergiledigi dehşettir. Hepsinin arasında en çok göze batan tutkusu kurbanlarını kazığa oturtmasıdır.(Kazıklı Voyvoda ya da Lord Impaler isimleri buradan gelir)İnsanları asmak ya da kafalarını uçurmak yerine kesinlikle daha acı verici olan bu yöntemi kullanıyordu.Kurbanların çoğu sivri kazıkların üstüne oturtuluyor bazıları ise karınlarına ya da sırtlarına batacak şekilde kazıkların üzerine bırakılıyorlardı. Yinede bu Dracula’nın caniliğini sergilediği tek alan değildi; Hikayeye göre bir gün Vlad’ın sarayına (daha doğrusu şatosuna) İtalyan elçiler gelir ve huzuruna çıkmak isterler.Elçiler içeri kabul edilir ve saygı gereği diz çöküp şapkalarını çıkarırlar ve Vlad Dracula’nın önünde başarını eğerler.Ama o zamanki gelenekler göre İtalyanlat şapkalarının altına küçük takkeler giymektedirler ve Vlad’ı selamlarken bunları çıkarmazlar.Dracula başlarındakinin ne oldugunu ve niye çıkarmadıklarını sorar.Elçiler ise bunun bir gelenek oldugunu ve eğer Dracula bu geleneğe saygı gösterirse sonsuza dek onun hizmetinde olacakları ve gittikleri tüm ülkelerde Vlad’ın ne kadar iyi bir hükümdar oldugundan bahsedecekleri cevabını verirler.Bunun üzerine Dracula ayağa kalkar onların bu geleneğini tanıyacağını ve daha da geliştireceğini söyler.Elçilerin yanına gediğinde elindeki çivileri teker teker takkelerinin üstünden elçilerin kafalarına çakar. Darcula’nn Kazığa oturtma tutkusuna karşı uzmanlar tek bir konuda birleşiyorlar; iktidarsızlık.Ve bu savı destekleyen başka bir dehşet hikayesi daha var.Cariyelerinden biri bir gün Vlad’ın bu yönüyle alay eder.Bunun üzerine Dracula bıçağını çeker ve kadının vücudunda bacaklarının arasından başlayıp göğüslerine kadar uzanan bir yarık açar.Ve “Tüm dünya ne kadar ileri gidebildiğimi görsün” der. Tamam ama tüm bu Vampirlik hikayeleri nereden geliyor? Gerçek şu ki Dracula tam olarak bir vampir değildi.Ancak hayatı incelendiğinde tüm bu Vampir hikayeleri için gerekli malzeme bulunabilir: zeka, soyluluk, canilik...ama kan emicilik? Anlatılanlara göre Dracula büyük katliamlarından birinde, etrafında yüzlerce kişi kazığa geçirilirkenkendisi bir masada oturmuş hem katliamı izliyor hemde yemek yiyordu.Yemek esnasında ekmeğini kurbankardan akan kana banarak yemeye başladı.Ve buyazarlara çok büyük bir esin kaynağı oldu. Dracula isminin Vampirlikle özdeşleştirilmesinin ardında ise ünlü yazar Bram Stoker yatar.Stoker yazdığı romanda Vlad Dracula’yı ölümsüzleştirir ama bunu yaparken Vlad Dracula’ya ait olmayan özellikleride ona maleder.Stoker ilk Vampir romanı yazan yazar değildir ama şu bir gerçektir ki bu edebiyat türünde doruğa Stoker’ın Dracula’sıyla ulaşılmıştır.

Alıntıdır
 
Demek istediğim şey, Databook'ta yazan Sabo'nun resmi ağızdan ölümü yalan oluyor ise, senin Databook'u referans göstererek iddia ettiğin şeyin doğruluğu da kesin olamaz. Fakat sen bu minvalde konuşmak yerine, "Yazar söylemiş, ben söylemiyorum" diyorsun. Madem söylediklerini sonradan yalanlama gibi bir durumu var, ben bu adamın yazdığı şeylerden nasıl emin olabilirim artık?
Demek istediğini anladım. Ben de diyorum ki; bu seriden bahsediyorsak daha güvenilir bir merci yok. Bir tanesi hatalı/farklı çıktı diye tüm bilgileri çöpe atamazsın.
Kendisi yalanlayana kadar söylediği her şey geçerlidir. Çünkü kimse aksini iddia edemez, kanıtlayamaz. Her şey bu adamın elinde.
Benim elimde serinin yazarından gelen bilgiler var, karşıt olarak bir şey yok. O halde ''kabul etmiyorum'' demek mantık dışı. Çünkü bu bir yorum değil, bilgi.
Ancak bu bilginin değişeceğini ''umabilirsiniz,'' reddedemezsiniz. Reddetmek tüm mantığı yıkar. Sonra biri çıkıp mangayı reddeder. Kendi hayal dünyasından bahseder. :)
 

karolla

Doflamingo'ya bakıyorum dünya kadar tayfa üyesi var. Lawın öyle. Jinbeinin öyle. Diğer shichilerin öyle.

Tayfasız olanlar bir tek mihawk ve jr wb ve kuma. Jr wb için beyazsakalın gençliğini andırıyor dendi gücünü kast edilerek.

Mihawk arkına geldiğimizde de gücü ile genç rayleighi veya ryuumayı andırıyor denmeyeceğinin garantisi yok. Ki bence mihawk genç rayleigh ve ryuuma kadar güçlü değil.

Mihawk şuan biraz kapalı kutu. Adamın kol savuruşu ile isimsiz rasgele çıkan slashı bile şimdiki zoronun en iyi slashından güçlü.

Zoro pikaya slash atsam gidene kadar etkisi yok olur diyor. Mihawk hemen hemen aynı mesafeden pikadan kat kat daha geniş buz dağını kolunu sallayıp çıkardığı slahla kesiyor. Bundan da övünmüyor. Zaten olması gereken buymuş gibi bir tavrı var. Zoronun şuanki hali 2 yıl önceki mihawk kadar güçlü slash atamıyor. Varın mihawkın ölüm kalım savaşındaki halini siz hayal edin.
 
Demek istediğini anladım. Ben de diyorum ki; bu seriden bahsediyorsak daha güvenilir bir merci yok. Bir tanesi hatalı/farklı çıktı diye tüm bilgileri çöpe atamazsın.
Kendisi yalanlayana kadar söylediği her şey geçerlidir. Çünkü kimse aksini iddia edemez, kanıtlayamaz. Her şey bu adamın elinde.
Benim elimde serinin yazarından gelen bilgiler var, karşıt olarak bir şey yok. O halde ''kabul etmiyorum'' demek mantık dışı. Çünkü bu bir yorum değil, bilgi.
Ancak bu bilginin değişeceğini ''umabilirsiniz,'' reddedemezsiniz. Reddetmek tüm mantığı yıkar. Sonra biri çıkıp mangayı reddeder. Kendi hayal dünyasından bahseder. :)
Sen yine de Databook'a çok güvenme kapağında Oda yazıyor diye. Mesele Strong World'ün senaryosunu da bizzat Oda yazdı, fakat filmdeki her şey non-canon, yani hiç yaşanmamış olarak geçiyor. Orada olan hiçbir şeyin seri ile bağlantısı yok. Bir de daha önce söylenmiş olabilir, fakat Databook kitapçıklarını Oda değil, editörleri yazıyor. Oda sadece gözetmenlik yapıyor, tıpkı Strong World, Z ve Gold filmleri gibi. Oradaki olayların ne kadarını seriye dahil edebilirsin, sanıyorum hiçbirini.
 
Sen yine de Databook'a çok güvenme kapağında Oda yazıyor diye. Mesele Strong World'ün senaryosunu da bizzat Oda yazdı, fakat filmdeki her şey non-canon, yani hiç yaşanmamış olarak geçiyor. Orada olan hiçbir şeyin seri ile bağlantısı yok. Bir de daha önce söylenmiş olabilir, fakat Databook kitapçıklarını Oda değil, editörleri yazıyor. Oda sadece gözetmenlik yapıyor, tıpkı Strong World, Z ve Gold filmleri gibi. Oradaki olayların ne kadarını seriye dahil edebilirsin, sanıyorum hiçbirini.
Bunu daha önce söylemiştim. Bu bilgilerle, filler hikayeler karşılaştırılamaz diye. Cidden bu kabullenememe durumunu anlayamıyorum. :)
 
Bunu daha önce söylemiştim. Bu bilgilerle, filler hikayeler karşılaştırılamaz diye. Cidden bu kabullenememe durumunu anlayamıyorum. :)
Bak diyorum ki; Databook dediğin şeyi Oda yazmıyor. Kapağında Oda'nın adı var diyorsun karşılık olarak, ben de sana onun adı filler hikayelerde de yazıyor diyorum. Adamın eseri zaten bu. Her kim bunun ismini kullanırsa, Oda'nın adını da oraya yazmak zorundadır. Oda'nın yazmadığı şeyi gelip burada savunma.
 
dünyanın en güclü 4 korsanı, 4 tane yonkodur. hala daha neyi tartısılıyor bunun :D garp biz tüm denizciler ve shicibukailer bu korsanlara karsı duruyoruz diyor.

luffyide azarlıyor. kızılsac kızılsac dedigin adamın seviyesini biliyormusun diye :D 12 yıl önce mihawkla shanks yenişememişse bile, biri almıs yürümüs digeri onu yenicek adam bulamadan amacsızca dolanmıs.

yeni dünyada 3 tane azmanla bölgeleri için savasan shanksle, grand linede maymunlarla oturup canı sıkıldıgı için east blueya kadar gelen adamlardan hangisi daha cok güc ivmesi kazanır.

olaylar cok net;

- dünyanın en güclü kılıcustası mihawk. shanks cok iyiyse bile ancak ikinci olur.

- dünyanın en güclü 4 korsanı YONKOLAR, eger mihawk cok güclüyse bile ancak 5. olur ;)

- biri cıkıyor, kılıcla övülüyor. digeri wbnin gemisinin yarısını bayıltıyor, aa kılıcıyla geliyor demiyorlar. ne haki ama diyorlar.

- gördügünüz üzere shanks, dünyanın en iyi kılıc ustasıyla eşit dövüsebilecek kalibrede kılıc kullanabilen, haki masterı, devasa bir houshokusu olan dünyadaki en güclü 3 adamdan biri. unvan güc hersey, shankste. mihawk bir tık altı onun.

ben amiral gücündedir dedim hala öyle diyorum. oyum sabit. ama ondada bizim eski 3 amirali hayatta yenemez. mihawk , akainuyu yenebilirmi sizce, kaldıki yonkolar ?
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 17)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık