Çok uzun süren bir maraton olsa da, nihayet Six Feet Under'ı bitirebildim. Şimdiye dek o kadar dizi, film ve bilimum kurgu eser okumuş/izlemiş olan beni bu kadar derinden ve köklü şekilde değiştiren tek yapım olmuştur. Zannımca dram türü yapımları seven herkesin içinde kendinden bir şey bulacağı ve karakterine bir yansıma yaşayacağı ender bir yapımdır.
Dizi o kadar gerçek ki, kurgu olduğunu hissettirmiyor bile. Hatta bunun yaşanmış bir hikaye olduğunu söyleseler bana, bir an bile şüphe etmezdim. Öncelikle dizi herhangi bir şey vaat etmiyor. Olanı olduğu gibi yansıtıyor. Herhangi bir karakterin iyi ve kötü yahut sizin tasvip edip/etmeyeceğiniz özellikleri mevcut. Daha fazlasını izleyip görebilirsiniz. Dizinin özellikle son on dakikası efsanedir ve şimdiye dek izlediğim en iyi dizi finali olma özelliğine sahiptir. Son olarak dizinin hayatın ve ölümün aslında ne kadar birbirine yakın olduğunu basitçe anlatan son repliğini yazayım;
Dizi o kadar gerçek ki, kurgu olduğunu hissettirmiyor bile. Hatta bunun yaşanmış bir hikaye olduğunu söyleseler bana, bir an bile şüphe etmezdim. Öncelikle dizi herhangi bir şey vaat etmiyor. Olanı olduğu gibi yansıtıyor. Herhangi bir karakterin iyi ve kötü yahut sizin tasvip edip/etmeyeceğiniz özellikleri mevcut. Daha fazlasını izleyip görebilirsiniz. Dizinin özellikle son on dakikası efsanedir ve şimdiye dek izlediğim en iyi dizi finali olma özelliğine sahiptir. Son olarak dizinin hayatın ve ölümün aslında ne kadar birbirine yakın olduğunu basitçe anlatan son repliğini yazayım;
You can't take a picture of this, it's already gone.