Size Luffy'yi daha kaç kez anlatmalıyım bilmiyorum. Bıkmam anlatmaktan herhalde. Şu konuştuğunuz sahne o kadar güzel, o kadar iyi tanımlıyor ki Luffy'yi. Mangaka resmen beni bilen anlar diyerek koca koca çizmiş en tepeye. Çok rasyonel baktığınız için orada sadece aptallığı görüyorsunuz. O aptallık değil, Luffy'nin kişiliğinin bir başka cümleyle özeti. Luffy, hep dediğim gibi, bir insan evladıdır, bir insan çocuğudur. Bir çocuğun en insani şekilde olması gerektiği gibidir, her hissini en derinine kadar yaşar. O çocuğun hislerini en çok yoğunlaştıran şey ise "Korsanlar Kralı" olma hayali. Korsanlar Kralı'nın ne demek olduğu hakkında bir fikri yok, gücü hakkında fikri yok, unvanı hakkında fikri yok, etkisi hakkında fikri yok, ünü hakkında fikri yok. Bildiği tek şey, Korsanlar Kralı'nın özgür olduğu, kimsenin ona karışamadığı, onu arkadaşlarından ayıramadığı. Büyük adam olmak dediğin ilk saydıklarımdadır; unvan sahibi olmak, söz geçirmek, korkulmak, saygı görmek vesaire vesaire. Bunlar hiçbiri Luffy'nin umurunda değil ve bunların ne olduğu hakkında emin ol ciddi bir kavrayışı da yok. Luffy çok basit bir insandır, çocuksudur, heyecan doludur, arzu doludur, sevgi doludur, neşe doludur. Düşünmez çok, hoşuna gider ve yapar. Jaya'da Chopper ona böcek mi korsanlar kralı olmak mı diye sorduğunda bu yüzden tereddütte kalmıştır, arkadaşlarından teki en ufak tehlikede olduğunda bu yüzden dünyaları karşısına almıştır çekinmeden.
Yine de her çocuk büyür zamanla. Luffy de bazen büyüyor ama zahirindeki çocuk asla kendini saklamıyor. Hani içindeki çocuk derler ya, bazen kendini gösterir tüm o olgunluğunun içinden. Luffy'nin içinde ise yetişkin var, bazen kendini gösterir tüm o çocukluğunun içinden.
+2
Luffy her zaman Luffy idi. Sadece siz büyüdünüz.