Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

Kitap Sohbeti

Müdürün odasında Welton Akademisi’nin siyah beyaz çalışılmış bir resmi dışında başka resim yoktu. O da filmde net görünmüyor zaten. Masa dışarıya baktığı için odaya tek resim konulabilirdi. Sorduğu soru edebiyat sınıfının duvarında asılı üç resim olan Alfred Lord Tennyson, Walt Whitman ve Henry David Thoreau’dan biri oluyor. Filmdeki net görüntü ise Walt Whitman’a ait. Bu ayrıntı çok önemli çünkü öğrenciler Keating’e “Oh! Captain… My Captain… “ diye hitap ediyor. Bu Walt Whitman’ın Abraham Lincoln’e adadığı bir şiirinin tam orta dizelerinde ona bu şekilde seslenmesinden alıntı. Doğal olarak hoca aslında ana temayı senin gibi birinin yakalayacağını düşünmüş. @Erifu
Bilgilendirme için teşekkürler, hocaya bu şekilde seslendikleri ve şiiri çok sevdikleri için kitabın ana teması tablodaki adamın ismi mi oldu peki? Bu ismi ezbere söyleyebilseydim puanıma 100 verecek miydi, o da ayrı bir muamma tabii. Dürüst olmak gerekirse sözlüye kalktığımda bilgi verebileceğim 100'lerce kitap vardı, hayatta yaptığım tek şey ders çalışıp kitap okumaktı zaten ama hocanın bu kitap vesilesiyle başka öğrencilerle kurduğu yakınlığı benimle de kuracağını umarak bu romanın ismini vermiştim. Başarılı olamadım, kitabı okuyan diğer öğrencilerle yaptığı sıcak muhabbetlerin hiçbiri olmadı, çünkü benden daha iyisini bekledi.😄 Bu dediğini ana tema olarak görmediğimi, kitapta işlenen diğer konuların yanında önemsiz bulduğumu tekrar söylemem gerek. Sadece buna dayanarak beni yargılaması, bir tane soruya cevap gelmediği için kitaptan bir şey anlamadığıma hükmetmesi doğru değildi, kaldı ki sayısal sınıfta okuyan öğrenciye karşı niye böyle beklenti oluşturuyor? Hocanın ismi Sermin Sevimlican'dı, gittiğim Anadolu lisesinin güzide öğretmenlerindendi, Ekşisözlük'te konusu da var hatta. Bu olayı hariç tuttuğumda sevip saydığım biriydi.
 
Bilgilendirme için teşekkürler, hocaya bu şekilde seslendikleri ve şiiri çok sevdikleri için kitabın ana teması tablodaki adamın ismi mi oldu peki? Bu ismi ezbere söyleyebilseydim puanıma 100 verecek miydi, o da ayrı bir muamma tabii. Dürüst olmak gerekirse sözlüye kalktığımda bilgi verebileceğim 100'lerce kitap vardı, hayatta yaptığım tek şey ders çalışıp kitap okumaktı zaten ama hocanın bu kitap vesilesiyle başka öğrencilerle kurduğu yakınlığı benimle de kuracağını umarak bu romanın ismini vermiştim. Başarılı olamadım, kitabı okuyan diğer öğrencilerle yaptığı sıcak muhabbetlerin hiçbiri olmadı, çünkü benden daha iyisini bekledi.😄 Bu dediğini ana tema olarak görmediğimi, kitapta işlenen diğer konuların yanında önemsiz bulduğumu tekrar söylemem gerek. Sadece buna dayanarak beni yargılaması, bir tane soruya cevap gelmediği için kitaptan bir şey anlamadığıma hükmetmesi doğru değildi, kaldı ki sayısal sınıfta okuyan öğrenciye karşı niye böyle beklenti oluşturuyor? Hocanın ismi Sermin Sevimlican'dı, gittiğim Anadolu lisesinin güzide öğretmenlerindendi, Ekşisözlük'te konusu da var hatta. Bu olayı hariç tuttuğumda sevip saydığım biriydi.
Söylediklerinden anladığım kadarıyla seni başarısız değil sayısalcı olmana rağmen edebiyat konusunda da bilgili gördüğü için o derinliğine güvenmiş. Burada sen kendine haksızlık etmişsin. Bu kitap konusuyla ilgili benzer bir anım olduğu için katılmak istedim. Benim hocam da kitabı ve filmi inceleme konusu yapıp ortalamayı yükseltme sözü vermişti. On beş gün içinde üç kere film izleyip iki defa da kitabı okumama rağmen puan sözünü de yerine getirmedi orası ayrı ama iyi bir deneyim olmuştu. Ben genel olarak okuduğun kitaplardaki ince detayları çok iyi analiz ettiğini düşünüyorum yakaladığın cümlelerde.
 
Söylediklerinden anladığım kadarıyla seni başarısız değil sayısalcı olmana rağmen edebiyat konusunda da bilgili gördüğü için o derinliğine güvenmiş. Burada sen kendine haksızlık etmişsin. Bu kitap konusuyla ilgili benzer bir anım olduğu için katılmak istedim. Benim hocam da kitabı ve filmi inceleme konusu yapıp ortalamayı yükseltme sözü vermişti. On beş gün içinde üç kere film izleyip iki defa da kitabı okumama rağmen puan sözünü de yerine getirmedi orası ayrı ama iyi bir deneyim olmuştu. Ben genel olarak okuduğun kitaplardaki ince detayları çok iyi analiz ettiğini düşünüyorum yakaladığın cümlelerde.
"Kitapta en sevdiğin şey neydi, bu kitabın sana ne kattığını düşünüyorsun? XX karakteriyle ilgili ne düşündün, seni kızdıran / sevindiren hareketi hangisiydi? Kitapta eksik bulduğun bir şey oldu mu? Kitapta kendine en yakın gördüğün karakter hangisiydi, sebebi neydi? Kitabı yazan sen olsaydın neyi değiştirirdin, kimi ana karakter yapardın? Bu kitabın geçtiği senelerde Türkiye'de neler oluyordu? Bu kitabın sana hissettirdiği şeylerle ilgili en az 4 dizelik bir şiir yazar mısın, önümüzdeki ders bize okursun."

Sözlü sınav yaparken kitaplarla ilgili sorduğu şeyler genelde böyle oluyordu, gelen cevaplara göre yeni sorular türetiyordu. Çok nadir bilgi sorusu soruyordu, bana kalırsa öğrenciyi yaratıcı düşünmesi için zorluyordu. Bu yüzden benim sıram geldiğinde ezber bir soru sorup, cevap gelmeyince hayal kırıklığına uğradığını söyleyip başından savması çok tuhaf oldu. Keating gibi bir adamı kendine idol gibi olarak gören öğretmenin yapacağı hareket değildi bence, özetle eleştirdiğim konu buydu açıkçası. 70 puanı da sadece kitabı okuduğum için vermiş oldu. Övgün için teşekkürler, o kadar becerikli olduğumu düşünmüyorum ama önceki kitaplarla ilgili benden iyi yorumlar duyduysa, hocanın beklentisini yükseltmesinin sebebi bu olabilir dediğin gibi.

Senin öğretmeninin yaptığı da affedilir bir şey değil valla küplere binerdim sanırım. Eseri çok sevdiğin için kazanç olarak değerlendirmeyi tercih etmişsin, güzel bir bakış açısı tabii.🥰
 
"Kitapta en sevdiğin şey neydi, bu kitabın sana ne kattığını düşünüyorsun? XX karakteriyle ilgili ne düşündün, seni kızdıran / sevindiren hareketi hangisiydi? Kitapta eksik bulduğun bir şey oldu mu? Kitapta kendine en yakın gördüğün karakter hangisiydi, sebebi neydi? Kitabı yazan sen olsaydın neyi değiştirirdin, kimi ana karakter yapardın? Bu kitabın geçtiği senelerde Türkiye'de neler oluyordu? Bu kitabın sana hissettirdiği şeylerle ilgili en az 4 dizelik bir şiir yazar mısın, önümüzdeki ders bize okursun."

Sözlü sınav yaparken kitaplarla ilgili sorduğu şeyler genelde böyle oluyordu, gelen cevaplara göre yeni sorular türetiyordu. Çok nadir bilgi sorusu soruyordu, bana kalırsa öğrenciyi yaratıcı düşünmesi için zorluyordu. Bu yüzden benim sıram geldiğinde ezber bir soru sorup, cevap gelmeyince hayal kırıklığına uğradığını söyleyip başından savması çok tuhaf oldu. Keating gibi bir adamı kendine idol gibi olarak gören öğretmenin yapacağı hareket değildi bence, özetle eleştirdiğim konu buydu açıkçası. 70 puanı da sadece kitabı okuduğum için vermiş oldu. Övgün için teşekkürler, o kadar becerikli olduğumu düşünmüyorum ama önceki kitaplarla ilgili benden iyi yorumlar duyduysa, hocanın beklentisini yükseltmesinin sebebi bu olabilir dediğin gibi.

Senin öğretmeninin yaptığı da affedilir bir şey değil valla küplere binerdim sanırım. Eseri çok sevdiğin için kazanç olarak değerlendirmeyi tercih etmişsin, güzel bir bakış açısı tabii.🥰
Aslında benim filmle ilgili şansım biraz da annem. Vizyona girdiği tarihte ortaokul öğrencisi olduğundan edebiyat öğretmeninin tüm sınıfı bu filme götürmesi ve ben notlarımı alırken o dönem konusunda bana yardımcı olmasından kaynaklı. Öğrencilerden çok öğretmenler aydınlandı bu filmle diye düşünüyorum. O dönem Keating’i idol olarak kabul eden öğretmenlerin şu an siyasetçi kimliği taşıması da ipucu oluyor sanırım. Buna benim hocam da dahil. Bu arada Knox Overstreet en sevdiğim, turuncu Cameron’da en sevmediğim karakterdi.
 
Sherlock Holmes'e sardım bu aralar,5.kitabı bitirdim.Kitapçı da soruyor dizisinden dolayımı diye. Herkes öyle başlıyormuş .

Kitaplarında %90 intikam ve yabancı sorunu, özellikle Amerikan antipatisi yer edinmiş .Watson'ın gözünden olaylara tanıklık etmek birinci şahıs anlatıcı tarzı eğlenceli .Analitik zeka, bilginin zekadan daha önemli olduğu gerçeğini yüzüne vuruyor Sherlock Holmes.
 
Sherlock Holmes'e sardım bu aralar,5.kitabı bitirdim.Kitapçı da soruyor dizisinden dolayımı diye. Herkes öyle başlıyormuş .

Kitaplarında %90 intikam ve yabancı sorunu, özellikle Amerikan antipatisi yer edinmiş .Watson'ın gözünden olaylara tanıklık etmek birinci şahıs anlatıcı tarzı eğlenceli .Analitik zeka, bilginin zekadan daha önemli olduğu gerçeğini yüzüne vuruyor Sherlock Holmes.

Kitaplarda Watson çok pasif geldi bana. Filmlerde böyle değildi.
 
Kitaplarda Watson çok pasif geldi bana. Filmlerde böyle değildi.
Aslında gazeteye basılan kısa hikayelerden o yüzden diğer karakterlerin fazla üstüne düsmeden ana konuyu anlatmış gibi.Onun dışında Baskerville'nin köpeği romanında olayları gözlemlemesi için Watson'ı görevlendiriyor fakat kendisi yine olayların içinde kalıyor Watson'u deney faresi gibi kullanıyor .Olayları doğru kavrayacak analitik zekayı kimsede bulamıyor .Bu yüzden diğerleri ve Sherlock olarak Watson'ın pasifliği olması gerekendi.
 
Aslında gazeteye basılan kısa hikayelerden o yüzden diğer karakterlerin fazla üstüne düsmeden ana konuyu anlatmış gibi.Onun dışında Baskerville'nin köpeği romanında olayları gözlemlemesi için Watson'ı görevlendiriyor fakat kendisi yine olayların içinde kalıyor Watson'u deney faresi gibi kullanıyor .Olayları doğru kavrayacak analitik zekayı kimsede bulamıyor .Bu yüzden diğerleri ve Sherlock olarak Watson'ın pasifliği olması gerekendi.

Tamam da, Watson boş adam değil ki. Asker adam, aynı zaman tıp doktoru. Dünyanın farklı yerlerine gitmiş savaşta. Bu yeteneklere sahip birisi için pasif duruyor.
 

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 4)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık