İnsanları lisans eğitimine yerleştirmek için bir test uygulanıyor zaten, bunda başarılı olan bir adayın okuma hakkını senin genel kültürünle eşleşmesine (bu bağlamda, Roma'yı duyması) göre ayrıca değerlendiremezsin. Örnek veriyorum sen de hangi koşullarda nadasa bırakılır bunu bilmiyor olabilirsin, bu da taşrada yaşayanlar için genelgeçer bir bilgi. At gözlüğünü çıkarmak gerek. KYK bursunun sisteminden tam emin değilim ama sosyoekonomik kriterlerin, burs çıkma ihtimalini etkilediğini biliyorum. İnsanlar üniversiteye zaten bir eğitim almaya gidiyor, senin gibi bir Fransız lisesinde değil de köyündeki tek sınıflı kulübede okumuş bir insanın bu yönde önünü, ama bu cahil, diyerek kesersen; o insan zaten Roma'yı bilmediğiyle kalır. Belki durumun iyi olduğu için bunu algılamakta güçlük çekiyorsun, emin değilim.
Gelelim deprem konusuna. Herkesin aynı şekilde etkilenmesi mi gerekiyor illa? Yaşanan talihsizliğin, öğrenciler üzerindeki etkisini minimize etmek yanlış bir yaklaşım mı? Sınavın rekabetçi dokusuna da bir zarar verilmedi, yalnızca ek kontenjan eklenerek kendi içlerinde yarışmaları sağlandı.
Yeteneğin (ve buna bağlı olarak senin gözünde hak etmelerinin), kalıtsal bir şey olmadığının farkına varırsın umarım. Bireyin yetiştiği sosyoekonomik koşullar bu bağlamda doğrudan etkili.