Garp konusunda bir kaç fikir de ben beyan etmek istiyorum.
Roger, Luffy'den hallice bir bencillikle henüz doğmamış oğlunu, dövüşerek tanıdığı, güvendiği ve saygı duyduğu Garp'a emanet etmeye karar verdi. (bayağı emrivaki)
Garp'ın reddetme şansı yoktu, o da benzer şekilde Roger'a saygı duyuyordu ve bir bebeğin, babasının suçunu üstlenmemesi gerektiğine inanıyordu. Dolayısıyla Ace'i gizlice aldı. Aldı fakat nasıl bakacaktı?
Kendisi hem sorumluluğu yüksek bir sembol, hem de rütbeli aktif bir denizci. Ace gibi özel durumu olan bir bebeği kime emanet edebilirdi? Nasıl büyütebilirdi? Denizciler içinde büyütecekti öyle mi? Bu çocuk nereden geldi? Kimin çocuğu gibi cevaplanması gereken bir çok soru olacaktı? Tahminen çevresi denizcilerden ibaret olan bir hayat yaşamış olan Garp, dağ haydutlarına emanet etmekten başka çare bulamamış diye düşünüyorum. Yani zilyon tane ihtimali vardı da gidip dağ haydutlarına teslim etti değil bence. Çaresizdi ve fırsat buldukça gelip, denizci olması için öğütler veriyordu. Gerisi kısmet ve dua bence, fazlası için şansı yoktu.
Sonrasında Ace yetmezmiş gibi, aynı bencillikle, bir benzer bela olan Luffy itelendi Garp'a. Onu da çaresizce, aynı sebeplerden ötürü dağ haydutlarına emanet etti.
Garp'ın denizcilerden biri olmak için kendince geçerli bir motivasyonu var bence. (kendisi zaten oldukça başına buyruk ve kural tanımaz, bencil bir karakter, gücü ve şöhreti sayesinde müsaade ediliyor bu eylemlerine muhtemelen.) Bir de oğlu Dragon var, üstüne Luffy korsan olunca bir biri ardına büyük olaylar vs. derken, Garp'a sürekli, "yine senin ailen Garp" minvalinde çıkışlar yapılıyor.
Garp'ın başından beri korktuğu, başına gelmişti adeta. Ace de Luffy de birer namlı korsan olmuştu artık. Gamsız ve bencil karakteriyle, umursamıyor gibi görünse de aslında büyük bir sıkıntı ve üzüntü sebebiydi tüm bunlar.
Sonrasında Ace yakalandı ve idam kararı çıkartıldı Roger'ın oğlu olduğu için. Kendisi kaynaklı olmayan, kan bağı ve büyüttüğü bireyler sebebiyle üstünde tahmin edemeyeceğimiz bir baskıyı karşılıyordu.
Garp, MF de Ace ve Luffy'yi savunmayarak, kendi çıkarlarını ya da ideallerini tercih etmedi bence. Ya da korktuğu için değildi pasifliği.
Kendinden ve sevdiklerinden daha önemli olarak gördüğü, denizcilerin halkın gözündeki itibarı, halkın kendisini güvende hissetmesi vs gibi toplumsal ve sosyolojik durumları gözetiyordu.
Kısaca, fazla güçlü bir sembol haline geldiği için, özgürlük alanı kısıtlanmış oldu ve taşıdığı sorumluluk haddinden fazla oldu. Bu sorumluluk, kendisinden ve ailesinden (sevdiklerinden) önemliydi.
Bir başkası farklı tercihler yapabilirdi. Garp bu tercihi yaptı, tartışılabilir, eleştirilebilir, alternatifi seçilebilirdi fakat bu onu kötü ya da sorumsuz birisi yapmaz bence. OP içinde karakter olarak top 10'umun içindedir kendisi.
Daha önce de bir arkadaşın söylediği gibi, (kim olduğunu unuttuğum için üzgünüm, sayfalarca yorum okuduğum için karıştı) Garp bu gücüyle, WB'ye karşı savaşmayarak, sadece oturarak bayağı bir şey yapmış zaten. Marco'ya attığı yumruk bu durumu değiştirmez, Sengoku vardı son engel olarak, Marco hiç edebilirdi Sengoku tarafından.
Uzattım biraz, kusura bakmayın. Bir kaçtan epeyi fazla fikir beyan etmiş oldum.
Roger, Luffy'den hallice bir bencillikle henüz doğmamış oğlunu, dövüşerek tanıdığı, güvendiği ve saygı duyduğu Garp'a emanet etmeye karar verdi. (bayağı emrivaki)
Garp'ın reddetme şansı yoktu, o da benzer şekilde Roger'a saygı duyuyordu ve bir bebeğin, babasının suçunu üstlenmemesi gerektiğine inanıyordu. Dolayısıyla Ace'i gizlice aldı. Aldı fakat nasıl bakacaktı?
Kendisi hem sorumluluğu yüksek bir sembol, hem de rütbeli aktif bir denizci. Ace gibi özel durumu olan bir bebeği kime emanet edebilirdi? Nasıl büyütebilirdi? Denizciler içinde büyütecekti öyle mi? Bu çocuk nereden geldi? Kimin çocuğu gibi cevaplanması gereken bir çok soru olacaktı? Tahminen çevresi denizcilerden ibaret olan bir hayat yaşamış olan Garp, dağ haydutlarına emanet etmekten başka çare bulamamış diye düşünüyorum. Yani zilyon tane ihtimali vardı da gidip dağ haydutlarına teslim etti değil bence. Çaresizdi ve fırsat buldukça gelip, denizci olması için öğütler veriyordu. Gerisi kısmet ve dua bence, fazlası için şansı yoktu.
Sonrasında Ace yetmezmiş gibi, aynı bencillikle, bir benzer bela olan Luffy itelendi Garp'a. Onu da çaresizce, aynı sebeplerden ötürü dağ haydutlarına emanet etti.
Garp'ın denizcilerden biri olmak için kendince geçerli bir motivasyonu var bence. (kendisi zaten oldukça başına buyruk ve kural tanımaz, bencil bir karakter, gücü ve şöhreti sayesinde müsaade ediliyor bu eylemlerine muhtemelen.) Bir de oğlu Dragon var, üstüne Luffy korsan olunca bir biri ardına büyük olaylar vs. derken, Garp'a sürekli, "yine senin ailen Garp" minvalinde çıkışlar yapılıyor.
Garp'ın başından beri korktuğu, başına gelmişti adeta. Ace de Luffy de birer namlı korsan olmuştu artık. Gamsız ve bencil karakteriyle, umursamıyor gibi görünse de aslında büyük bir sıkıntı ve üzüntü sebebiydi tüm bunlar.
Sonrasında Ace yakalandı ve idam kararı çıkartıldı Roger'ın oğlu olduğu için. Kendisi kaynaklı olmayan, kan bağı ve büyüttüğü bireyler sebebiyle üstünde tahmin edemeyeceğimiz bir baskıyı karşılıyordu.
Garp, MF de Ace ve Luffy'yi savunmayarak, kendi çıkarlarını ya da ideallerini tercih etmedi bence. Ya da korktuğu için değildi pasifliği.
Kendinden ve sevdiklerinden daha önemli olarak gördüğü, denizcilerin halkın gözündeki itibarı, halkın kendisini güvende hissetmesi vs gibi toplumsal ve sosyolojik durumları gözetiyordu.
Kısaca, fazla güçlü bir sembol haline geldiği için, özgürlük alanı kısıtlanmış oldu ve taşıdığı sorumluluk haddinden fazla oldu. Bu sorumluluk, kendisinden ve ailesinden (sevdiklerinden) önemliydi.
Bir başkası farklı tercihler yapabilirdi. Garp bu tercihi yaptı, tartışılabilir, eleştirilebilir, alternatifi seçilebilirdi fakat bu onu kötü ya da sorumsuz birisi yapmaz bence. OP içinde karakter olarak top 10'umun içindedir kendisi.
Daha önce de bir arkadaşın söylediği gibi, (kim olduğunu unuttuğum için üzgünüm, sayfalarca yorum okuduğum için karıştı) Garp bu gücüyle, WB'ye karşı savaşmayarak, sadece oturarak bayağı bir şey yapmış zaten. Marco'ya attığı yumruk bu durumu değiştirmez, Sengoku vardı son engel olarak, Marco hiç edebilirdi Sengoku tarafından.
Uzattım biraz, kusura bakmayın. Bir kaçtan epeyi fazla fikir beyan etmiş oldum.