Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

[Spoiler] 1080: Efsanevi Kahraman

Bölüm Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?

  • Çok iyi

    Kullanılan: 279 75.8%
  • İyi

    Kullanılan: 56 15.2%
  • Orta

    Kullanılan: 20 5.4%
  • Kötü

    Kullanılan: 13 3.5%

  • Kullanılan toplam oy
    368
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Garp konusunda bir kaç fikir de ben beyan etmek istiyorum.
Roger, Luffy'den hallice bir bencillikle henüz doğmamış oğlunu, dövüşerek tanıdığı, güvendiği ve saygı duyduğu Garp'a emanet etmeye karar verdi. (bayağı emrivaki)
Garp'ın reddetme şansı yoktu, o da benzer şekilde Roger'a saygı duyuyordu ve bir bebeğin, babasının suçunu üstlenmemesi gerektiğine inanıyordu. Dolayısıyla Ace'i gizlice aldı. Aldı fakat nasıl bakacaktı?
Kendisi hem sorumluluğu yüksek bir sembol, hem de rütbeli aktif bir denizci. Ace gibi özel durumu olan bir bebeği kime emanet edebilirdi? Nasıl büyütebilirdi? Denizciler içinde büyütecekti öyle mi? Bu çocuk nereden geldi? Kimin çocuğu gibi cevaplanması gereken bir çok soru olacaktı? Tahminen çevresi denizcilerden ibaret olan bir hayat yaşamış olan Garp, dağ haydutlarına emanet etmekten başka çare bulamamış diye düşünüyorum. Yani zilyon tane ihtimali vardı da gidip dağ haydutlarına teslim etti değil bence. Çaresizdi ve fırsat buldukça gelip, denizci olması için öğütler veriyordu. Gerisi kısmet ve dua bence, fazlası için şansı yoktu.
Sonrasında Ace yetmezmiş gibi, aynı bencillikle, bir benzer bela olan Luffy itelendi Garp'a. Onu da çaresizce, aynı sebeplerden ötürü dağ haydutlarına emanet etti.
Garp'ın denizcilerden biri olmak için kendince geçerli bir motivasyonu var bence. (kendisi zaten oldukça başına buyruk ve kural tanımaz, bencil bir karakter, gücü ve şöhreti sayesinde müsaade ediliyor bu eylemlerine muhtemelen.) Bir de oğlu Dragon var, üstüne Luffy korsan olunca bir biri ardına büyük olaylar vs. derken, Garp'a sürekli, "yine senin ailen Garp" minvalinde çıkışlar yapılıyor.
Garp'ın başından beri korktuğu, başına gelmişti adeta. Ace de Luffy de birer namlı korsan olmuştu artık. Gamsız ve bencil karakteriyle, umursamıyor gibi görünse de aslında büyük bir sıkıntı ve üzüntü sebebiydi tüm bunlar.
Sonrasında Ace yakalandı ve idam kararı çıkartıldı Roger'ın oğlu olduğu için. Kendisi kaynaklı olmayan, kan bağı ve büyüttüğü bireyler sebebiyle üstünde tahmin edemeyeceğimiz bir baskıyı karşılıyordu.
Garp, MF de Ace ve Luffy'yi savunmayarak, kendi çıkarlarını ya da ideallerini tercih etmedi bence. Ya da korktuğu için değildi pasifliği.
Kendinden ve sevdiklerinden daha önemli olarak gördüğü, denizcilerin halkın gözündeki itibarı, halkın kendisini güvende hissetmesi vs gibi toplumsal ve sosyolojik durumları gözetiyordu.
Kısaca, fazla güçlü bir sembol haline geldiği için, özgürlük alanı kısıtlanmış oldu ve taşıdığı sorumluluk haddinden fazla oldu. Bu sorumluluk, kendisinden ve ailesinden (sevdiklerinden) önemliydi.
Bir başkası farklı tercihler yapabilirdi. Garp bu tercihi yaptı, tartışılabilir, eleştirilebilir, alternatifi seçilebilirdi fakat bu onu kötü ya da sorumsuz birisi yapmaz bence. OP içinde karakter olarak top 10'umun içindedir kendisi.
Daha önce de bir arkadaşın söylediği gibi, (kim olduğunu unuttuğum için üzgünüm, sayfalarca yorum okuduğum için karıştı) Garp bu gücüyle, WB'ye karşı savaşmayarak, sadece oturarak bayağı bir şey yapmış zaten. Marco'ya attığı yumruk bu durumu değiştirmez, Sengoku vardı son engel olarak, Marco hiç edebilirdi Sengoku tarafından.
Uzattım biraz, kusura bakmayın. Bir kaçtan epeyi fazla fikir beyan etmiş oldum. :hoo:
 
Garp konusunda bir kaç fikir de ben beyan etmek istiyorum.
Roger, Luffy'den hallice bir bencillikle henüz doğmamış oğlunu, dövüşerek tanıdığı, güvendiği ve saygı duyduğu Garp'a emanet etmeye karar verdi. (bayağı emrivaki)
Garp'ın reddetme şansı yoktu, o da benzer şekilde Roger'a saygı duyuyordu ve bir bebeğin, babasının suçunu üstlenmemesi gerektiğine inanıyordu. Dolayısıyla Ace'i gizlice aldı. Aldı fakat nasıl bakacaktı?
Kendisi hem sorumluluğu yüksek bir sembol, hem de rütbeli aktif bir denizci. Ace gibi özel durumu olan bir bebeği kime emanet edebilirdi? Nasıl büyütebilirdi? Denizciler içinde büyütecekti öyle mi? Bu çocuk nereden geldi? Kimin çocuğu gibi cevaplanması gereken bir çok soru olacaktı? Tahminen çevresi denizcilerden ibaret olan bir hayat yaşamış olan Garp, dağ haydutlarına emanet etmekten başka çare bulamamış diye düşünüyorum. Yani zilyon tane ihtimali vardı da gidip dağ haydutlarına teslim etti değil bence. Çaresizdi ve fırsat buldukça gelip, denizci olması için öğütler veriyordu. Gerisi kısmet ve dua bence, fazlası için şansı yoktu.
Sonrasında Ace yetmezmiş gibi, aynı bencillikle, bir benzer bela olan Luffy itelendi Garp'a. Onu da çaresizce, aynı sebeplerden ötürü dağ haydutlarına emanet etti.
Garp'ın denizcilerden biri olmak için kendince geçerli bir motivasyonu var bence. (kendisi zaten oldukça başına buyruk ve kural tanımaz, bencil bir karakter, gücü ve şöhreti sayesinde müsaade ediliyor bu eylemlerine muhtemelen.) Bir de oğlu Dragon var, üstüne Luffy korsan olunca bir biri ardına büyük olaylar vs. derken, Garp'a sürekli, "yine senin ailen Garp" minvalinde çıkışlar yapılıyor.
Garp'ın başından beri korktuğu, başına gelmişti adeta. Ace de Luffy de birer namlı korsan olmuştu artık. Gamsız ve bencil karakteriyle, umursamıyor gibi görünse de aslında büyük bir sıkıntı ve üzüntü sebebiydi tüm bunlar.
Sonrasında Ace yakalandı ve idam kararı çıkartıldı Roger'ın oğlu olduğu için. Kendisi kaynaklı olmayan, kan bağı ve büyüttüğü bireyler sebebiyle üstünde tahmin edemeyeceğimiz bir baskıyı karşılıyordu.
Garp, MF de Ace ve Luffy'yi savunmayarak, kendi çıkarlarını ya da ideallerini tercih etmedi bence. Ya da korktuğu için değildi pasifliği.
Kendinden ve sevdiklerinden daha önemli olarak gördüğü, denizcilerin halkın gözündeki itibarı, halkın kendisini güvende hissetmesi vs gibi toplumsal ve sosyolojik durumları gözetiyordu.
Kısaca, fazla güçlü bir sembol haline geldiği için, özgürlük alanı kısıtlanmış oldu ve taşıdığı sorumluluk haddinden fazla oldu. Bu sorumluluk, kendisinden ve ailesinden (sevdiklerinden) önemliydi.
Bir başkası farklı tercihler yapabilirdi. Garp bu tercihi yaptı, tartışılabilir, eleştirilebilir, alternatifi seçilebilirdi fakat bu onu kötü ya da sorumsuz birisi yapmaz bence. OP içinde karakter olarak top 10'umun içindedir kendisi.
Daha önce de bir arkadaşın söylediği gibi, (kim olduğunu unuttuğum için üzgünüm, sayfalarca yorum okuduğum için karıştı) Garp bu gücüyle, WB'ye karşı savaşmayarak, sadece oturarak bayağı bir şey yapmış zaten. Marco'ya attığı yumruk bu durumu değiştirmez, Sengoku vardı son engel olarak, Marco hiç edebilirdi Sengoku tarafından.
Uzattım biraz, kusura bakmayın. Bir kaçtan epeyi fazla fikir beyan etmiş oldum. :hoo:
Çok güzel yazmışsın ellerine sağlık, umarım bazı kişiler Garp'a karşı ağır haterlığını bırakır artık. Ek olarak şunu eklemek isterim, Nazi Almanyasından bir örnek vereceğim; hükümetin aldığı bir kararı herhangi bir sebeple ihlal edersen, buna aile olayları da dahil, rütben ne olursa olsun vatan haini ilan edilirsin. One Piece dünyasında da durum aynı, Ace'yi savunmak bir teröristi savunmak gibi bir şey oluyor Garp için.
 
Aokiji amiral bile değil, koramiraldi. Saul ve Robin'i canlı bıraktı. Geç bu işleri.
Ben buna zaten denizcilerin kendi inisiyatifleri konusunda değinmiştim. Sen ne anlatıyorsun? Ayrıca Saul'u canlı bıraktı ne demek? Saul'un yaşadığını öğrenene kadar hepimiz Saul'u öldü biliyorduk.
 
Ben buna zaten denizcilerin kendi inisiyatifleri konusunda değinmiştim. Sen ne anlatıyorsun? Ayrıca Saul'u canlı bıraktı ne demek? Saul'un yaşadığını öğrenene kadar hepimiz Saul'u öldü biliyorduk.
Eeee? Nereye varmaya çalışıyorsun? Canlı bırakmış mı bırakmamış mı?
 
Garp (görünen kadarıyla) tüm ailesi yok olsa bile sesini çıkarmayacak bir kansız. Denizci kurumu içinde almış olduğu sorumluluk buna değer miydi ? Karakterli biri olsaydı oğluyla devrim yapmayı tercih ederdi. Şu anki mevcut düzenin bir parçası olmak açıklanabilir bir şey değil. O yüzden yukarıda "görünen kadarıyla" dedim çünkü bu işin tek kurtarır yanı, Garp'ın Sword ve Dragon işbirliğinin denizciler içindeki ayağı(bir nevi ajan) olması ve Ace ile Luffy'yi kurtarmak için harekete geçmesinin Mf'de olumsuz karşılanıp ulvi amacını gerçekleştirmesine engel olacak olması olurdu. Düşününce Dragon zaten hükümet düşmanı. Luffy'yi de Dragon'un dediği gibi bir noktada kader babasıyla buluşturacak. Bu ikilinin gayriihtiyari olarak yollarının kesişecek olması akıllara Garp neden dışarıda kalsın sorusunu getiriyor. D. ailesi bu düzenin değişiminde komple rol oynamalı. Herkes kendi içindeki düzenin bir ayağı olmalı. Yani denizciler, devrimciler ve korsanlar... Garp'ın Coby'yi bu kadar önemsemesinin bir nedeni de bu. Gelecek yeni düzende denizcilerin başında iyi bir amiralin olmasını istemesi. Dressroda'da tribünlere oynayıp halkın kalbini çalmış Fujitora'nın filo amiralliğinde Coby'nin amiral olduğunu düşünün. Gerçek anlamda halkın güveni ve iyiliği için tesis edilmiş bir denizci kurumu. Tam seri sonluk bir tablo :sapkali:
 
Açığa çıkacak bilgiler o kadar tehlikeliyse ve dünyayı kaosa sürükleyecekse onun yerine Oharalıların ölmesi gerçekten mantıklı bir seçim mi tartışılır orası bambaşka konu. Hatta Kuzan da bununla alakalı Saul'e "eğer dünyanın iyiliği içinse olmalı" tarzı bir şey söyleyip ardından "adalet durduğun yere şekillenir o yüzden senin adaletini eleştirmeyeceğim" diye ekliyor. Yani senin Sengoku için söylediğin durum Kuzan için aynen geçerli. Demek ki Kuzan kitabeler hakkında az çok bilgi sahibi ve tüm dünya yanacağına Ohara yansın gibi bir çıkarımda bulunmuş. Dediğim gibi bu durumun doğruluğu yanlışlığı tartışılır orası ayrı bir konu fakat o konudan bağımsız olarak en azından adam kendi kendi adalet anlayışına göre sorgulamış ve böyle bir yargıya ulaşmış diyebiliyoruz ama Sengoku da öyle bir durum söz konusu değil. Adam sorgulamayı bile suç olarak görüyor kitabe olayını bilse ne değişecek.
Ayrıca Mf de Garp ın pasif kalması bana göre sorun değil o kadar, asıl sorun Mf den önce Ace haksız yere idam yargısı almasına ses çıkarmaması idi.


Ne demek istediğini tam anlamadım ama yanlış anlaşıldıysam öncelikle o yanlış anlaşılmaları ortadan kaldırmak istiyorum. Kesinlikle Akainu ve Kuzan ın yaptığı kötülüklerin haklı çıkarılacak bir tarafı olduğunu söylemiyorum. Sadece Sengoku gibi bir koyuna kıyasla en azından bir adalet anlayışları olduğunu belirtmek istedim. :D
Ben o mesajı silmiştim sildim sanıp göndermişmiyim düzenleyeyim hemen.
 
Çok güzel yazmışsın ellerine sağlık, umarım bazı kişiler Garp'a karşı ağır haterlığını bırakır artık. Ek olarak şunu eklemek isterim, Nazi Almanyasından bir örnek vereceğim; hükümetin aldığı bir kararı herhangi bir sebeple ihlal edersen, buna aile olayları da dahil, rütben ne olursa olsun vatan haini ilan edilirsin. One Piece dünyasında da durum aynı, Ace'yi savunmak bir teröristi savunmak gibi bir şey oluyor Garp için.
Teşekkür ederim, anlaşılması için sen de çok güzel örnek vermişsin. One Piece'de kan bağı fazlasıyla ön planda tutuluyor. Güç beklentisi ve yargı süreçleri için vs. Garp'a dokunulmamış olması, başlı başına ne denli güçlü olduğunun ve nasıl büyük bir sembol olduğunun göstergesi bence.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 1)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık