Türkiye'de liyakatı tesis etmek çok zor. Çünkü sorun siyasete has değil. Sosyal hayatta, eğitim hayatında ve iş hayatında öznel tutumlarla karar alıyoruz. Bu bir kültür olmuş. Karakterli, duruşu olan birine haklı olduğu davada hak vermek yerine sevgi ölçeğimizi devreye sokuyor, eğer haksızı daha çok seviyorsak (Dünyanın en aşağılık insanı da olsa.) ona arka çıkıyoruz. Zamanla omurgalı insanlar kendi köşesine çekiliyor, meydan küçük insanlara kalıyor. Körler, sağırlar birbirini ağırlıyor. Üniversiteye gidiyorsun, akademisyen olma hayalin var, sana verdikleri ilk tavsiye "Hocalarla aranı iyi tut, kendini sevdir." oluyor. Zamanla gerçekten idealist olan insanlar başka seçeneklere yöneliyor, meydan yalakalara kalıyor. İş hayatında müdürün, patronun kıçında dolananlar terfi alırken yeri gelince yanlışa yanlış deyip hakkını savunabilenler işsiz kalıyor. Değişime kendimizden başlamazsak değişen ancak parti isimleri olur.