Ng+’da frenzy sonu yapıp platinum kupayı aldım. Ng+ baya kolaydı zevki yoktu açıkçası. Bazı şeyleri bilerek kullanmamaya başlamıştım. İki zorlukta da yaptığım build’leri şöyle özetlemek istiyorum:
Başta samuraydım tanklaştırıp saldırı değiş tokuşuna giriyordum. Ben karlı çıkıyordum ama build’in ne olduğu belli değildi.
Bu sonra moonveil+uchigatana kullanan int/dex karakterine dönüştü. Uchigatana’ya kılıç çağırma büyüsünü koymuştum. Onu önceden hazırlayıp moonveil’la vurunca boss bile hemen sarsılıyordu. Sarsılınca çift katanayla dalıp hem kanatma hem buz veriyordum (uchigatana buzdu).
İnt’i daha da arttırınca saf int büyücüsü gibi oynayabilmeye başlamıştım. Aynı boss’lara denk gelince tek atıp geçiyordum lazeriyle.
Bazen de sadece nagakiba veya uchigatana kullanarak saf dex gibi oynadım. Hoarfrost stomp’u da kullanıyordum bazen. Aynı anda 2 kılıcı kullanıp int+dex yapmak fazla ayarsızdı.
Dark moon greatsword’u da kullandığım oldu. Hasarı çok artabiliyordu ama zevkli değildi pek. Bloodborne’daki gibi olsa bu silahla devam ederdim.
______
Ordan sonra birkaç şey deneyip arcane/dex’e karar vermiştim. Faith büyüleri arcane’le baya güçleniyor bi seal sayesinde. Rotten breath bossların canının yarısını alıyor zaten. Bi de kanatma verdiğinde hasarın %30 küsür artıyor talisman+maskeyle. Boss eriyor ordan sonra.
Rivers of blood rakibin kanayacağından emin olunca iyiydi sadece. Çünkü kanatma rakibi sarsıyor ama kılıcın skilli sarsmıyor. Skill sırasında adama kanatma bulaşmazsa darbe yiyordum. Önce yavaş sinek yollayıp ondan sonra dalıyordum o yüzden. Kılıç kanatmasa sinek kanatıyordu kombo sırasında.
Bi de elenoire’ın twinblade’i vardı. Bu çok iyi sarsıyordu. Ağır şövalyeler bile tek skill vuruşunda çökebiliyordu. Bu silahı rivers of blood’dan daha çok kullandım bu yüzden.
________
Ng+’ya geçmeden önce bunu da sıfırlayıp arcane/faith yaptım. Dışardaki her şey tek yıldırım mızrağı veya siyah ateş topuna ölüyordu. Çok uzak mesafe için de frenzy lazeri var sniper gibi büyü.
Bossların bazıları ejderha nefesinden tek yiyordu bazıları yarım canla kalıp rot etkisiyle eriyordu.
Büyülerin hasarı çok artıyordu. Jellyfish kalkanı %20 hasar veriyor, golden vow %10-15 civarı bişey veriyor. Talismanları da dahil edince uçuyor hasar.
Arcane sayesinde önceki arcane silahlarımı da kullanmaya devam ettim ama nadiren kullanıyordum. Bazı küçük faith büyüleriyle kombo yapılabiliyordu yakın mesafede bile sadece büyüyle oynanıyordu artık.
_______
Ondan sıkılınca faith/str yaptım kendini buff’layıp dalan tank oldu. Bu da hiç ölmüyor, korunurken stamina inmiyor. Hasar yese çok az yiyor o da kendi kendine iyileşiyor. Kalkan arkasından mızrakla dövebiliyor. Bazen devasa bi silahla daldığım da oluyordu. Tanklaşınca değiş tokuşa girilebiliyor.
_______
Bu aralar int/faith düşünüyorum. Ng+2’ya girersem onu yapacağım. Sword of night and flame’de bayadır gözüm var. Yüksek leveller için saklıyordum. Ama şimdilik baştan başladığım karaktere devam ediyorum.
______
Bilerek yarım yamalak güçsüz bi build yapmazsanız eninde sonunda ayarsız oluyorsunuz. 1 veya 2 tane ayarsız build yok. Her yolun sonunda karakterin gücü uçuyor.
Pek zorluğu kalmamış oyunun ama oynadığım her build zevkliydi benim için. Hasarım absürt olduğunda talisman’ları defansa yönelik yapıp devam ediyordum.
______
Açıkçası oyunun temel kombatını (parry, dodge, düşman saldırıları, denge, input lag, kontroller) diğer from oyunlarından kötü buldum. Ds3 bile dahil buna. Ama build çeşitliliği, skiller, silahlar, büyüler kurtarmış. Ben o sayede baya zevk aldım bu oyundan. Bloodborne’dan sonraki favorim bu oldu.
Bende dokunmadım pek hayvanlara ama bu keçiler çok gergin. Onlar bile saldırıyor 
Oyunla ilgili beni en dumura uğratan durum haritanın sağ altında öylesine gezerken küçük bir kubbeye denk geldim içerde sandık falan olur diye girdim.Bir asansör indirdi beni aşağı yok baya uzun aşağı bir indim aşağıda koca bir dünya öyle küçük bir mağara da değil sırf o yeri kefretmem dolaşmak birkaç saatimi aldı.
