Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

İzlediğiniz Son Film

Geçen gün "ABD bombaları atmasaydı Japonya'ya....." gibi bir muhabbete ortak olmuştum. Senin yazın da bu cümleyi destekler nitelikte. Sanırım her milletin böyle zamanları olmuş.
 
On the Waterfront



Terry Mallon zor şartlarda liman işçisi olarak çalışan eski bir boksördür. Ringlerdeki başarılı kariyerinden liman işçiliğine kadar düşen adam bir nevi bunalımdadır. Çalıştığı limanın ve civar limanların patronu Johnny Friendly görünürde liman işletmeciliği yapsa da kimi illegal işlere karışmaktadır. Bunlardan biri Terry’nin başını derde sokacaktır. Çocukluk arkadaşının Friendly’nin emriyle öldürülmesine tanık olan Terry, hiçbir suçu olmamasına rağmen suçlu konumuna düşmüştür. Friendly için çalışan ağabeyi de ona sırt çevirince liman işçilerini bir araya getirip büyük bir ayaklanma başlatacaktır.

Açıkçası senaryo olarak çok bir şey beklemiyordum, beklediğim gibi de çıktı. Günümüze göre senaryo ve kurgusu vasat. Ancak Marlon Brando öyle bir oyunculuk çıkarmış ki, ben oyuncuyum diye gezen adamların çoğu bu filmi izledikten sonra mesleğini bırakır. Ayrıca izlediğin en güzel kapanış sahnelerinden birine sahiptir.
 
Det sjunde inseglet



Orta Çağ'da savaştan bıkmış bir Şövalye, yanında bayraktarı ile Haçlı Seferleri'nden evine döner. Vebanın yol açtığı tahribatı görünce, böylesi bir ızdıraba neden olan Tanrı'dan kuşkulanmaya başlar. Çok geçmeden ölüm onu da ziyaret eder; ancak Şövalye kaderine boyun eğeceğine Ölüm'e meydan okuyarak bir satranç oyununa davet eder. Kaybederse canından olmaya razıdır.
Buna koşut bir öyküde ise, genç, masum ve iyimser bir çift bebekleri ile birlikte küçük bir akrobat grubu ile köy köy dolaşırlar. Yolculukları sırasında, bağnaz dinciler kırbaçlama törenleri düzenler ve Tanrı'nın emirlerini yerine getirmeye kendini memur etmiş umarsız kişiler şeytanın esiri köylüleri yakarken, hastalığa uğramış köylerdeki insanların korku içinde yaşadıklarını görürler. Acı çeken Şövalye bu çiftle karşılaştığı zaman, onların birbiri ile olan aşkıyla rahatlarken, meşum rakibi Ölüm, hepsinin kaderini tayin edecek olan son hamleyi yapmayı bekleyerek, uysal uysal bir kenarda oturmaktadır.

Başarılı bir filmdi. Vermek istediği mesajı çok güzel vermiş. Dinlere ve tanrıya olan bakış açısı gerçekten iyiydi. Tavsiye ederim.
 
Wreck-It Ralph




Atari oyununun bina yıkan 'kötü adamı' rolündeki Ralph, hem yıllardır aynı işi yapmaktan sıkılmış hem de oyunun iyi adamı tamirci 'Felix' gölgesinde kalmaktan bıkmıştır. Bu arada da tüm övgüleri Felix toplar. Ralph artık iyi bir kahraman olmak ister ve diğer video oyunları arasında gidip gelmeye başlar. Fakat oyundan oyuna atlarken yol açtığı bir kaza Sugar Rush oyununu tehlike altında bırakan bir düşmanı serbest bırakır. Şimdi kahraman olma fırsatı onda mıdır?

Çok orjinal bir senaryo olmuş bence güzel ve eğlenceli bir filmdi. Özellikle diğer oyunlardan karakterler göstermeleri hoş olmuş.

Harbiden iyi filmdi.Tavsiye edilesi animasyonlardan:good:
 

Snoopy

Wreck-It Ralph




Atari oyununun bina yıkan 'kötü adamı' rolündeki Ralph, hem yıllardır aynı işi yapmaktan sıkılmış hem de oyunun iyi adamı tamirci 'Felix' gölgesinde kalmaktan bıkmıştır. Bu arada da tüm övgüleri Felix toplar. Ralph artık iyi bir kahraman olmak ister ve diğer video oyunları arasında gidip gelmeye başlar. Fakat oyundan oyuna atlarken yol açtığı bir kaza Sugar Rush oyununu tehlike altında bırakan bir düşmanı serbest bırakır. Şimdi kahraman olma fırsatı onda mıdır?

Çok orjinal bir senaryo olmuş bence güzel ve eğlenceli bir filmdi. Özellikle diğer oyunlardan karakterler göstermeleri hoş olmuş.
Harbiden iyi filmdi.Tavsiye edilesi animasyonlardan
Retweet.Aynen öyle.
 
Det sjunde inseglet



Orta Çağ'da savaştan bıkmış bir Şövalye, yanında bayraktarı ile Haçlı Seferleri'nden evine döner. Vebanın yol açtığı tahribatı görünce, böylesi bir ızdıraba neden olan Tanrı'dan kuşkulanmaya başlar. Çok geçmeden ölüm onu da ziyaret eder; ancak Şövalye kaderine boyun eğeceğine Ölüm'e meydan okuyarak bir satranç oyununa davet eder. Kaybederse canından olmaya razıdır.
Buna koşut bir öyküde ise, genç, masum ve iyimser bir çift bebekleri ile birlikte küçük bir akrobat grubu ile köy köy dolaşırlar. Yolculukları sırasında, bağnaz dinciler kırbaçlama törenleri düzenler ve Tanrı'nın emirlerini yerine getirmeye kendini memur etmiş umarsız kişiler şeytanın esiri köylüleri yakarken, hastalığa uğramış köylerdeki insanların korku içinde yaşadıklarını görürler. Acı çeken Şövalye bu çiftle karşılaştığı zaman, onların birbiri ile olan aşkıyla rahatlarken, meşum rakibi Ölüm, hepsinin kaderini tayin edecek olan son hamleyi yapmayı bekleyerek, uysal uysal bir kenarda oturmaktadır.

Başarılı bir filmdi. Vermek istediği mesajı çok güzel vermiş. Dinlere ve tanrıya olan bakış açısı gerçekten iyiydi. Tavsiye ederim.

Şu afişi çok iyi yapmışlar.


Filmi özetleyen iki sahne.Hele dans sahnesi çok etkileyiciydi,yumruk yemiş etkisi yaratıyor.Hiç kimse kaçamaz repliğide öyle.Çok özel bir film,yönetmenide öyle.Diğer filmlerini henüz izleme fırsatı bulamadım.
 
M



Fritz Lang'in 1931 yapımlı bu kült suç filmi bir çocuk katilini konu ediniyor. Almanya sokaklarında polisin ciddi bir çabayla aradığı katili bulmak için suçlulardan oluşan bir grup da örgütlenir. Bundan sonra iki taraf da suçluyu ilk yakalayan olmak isteyecektir.

Film sıkıcıydı.Basit bir senaryosu vardı ama o yıllara göre iyi bir film.Bu filmden sonra anladım ki klasik filmler ile aram pek yok.
 
The General



Buster Keaton'un 1926 tarihli bu ünlü filmi sessiz sinemanın doruk noktası olarak kabul görüyor.. İç Savaş'ı güneylilere kazandırmak ve sevdiği kadının aklını almak üzere treni ile yola çıkan bir makinistin hikayesini anlatan The General bir çok müthiş trenli takip sahnesine sahip. İlginç olan bu sahnelerin nasıl çekildiğinin bilinmemesi.

Tanıtımda da yazdığı gibi, trenle kovalamaca sahneleri enfes. Bazı yerlerde gülmekten filmi durdurdum. Arka plan müziği de çok iyiydi. Sessiz olmasına rağmen hiç sıkmadı. Ancak yine de bizim sitede bu filmi izleyecek adam sayısı 10'u geçmez. Yukarıda M gibi bir filmin senaryosuna basit demiş birisi. Bu durumu özetliyor.
 
Limitless



Eddie perişan halde yaşayan New York lu bir yazardır. Bir kitap anlaşması vardır ama daha tek bir kelime bile yazmamış ve iş takviminin çok gerisindedir. New York sokaklarında avare avare gezerek bir çıkış yolu ararken eski karısının kardeşi (Vernon) ile karşılaşır ve hayatı değişir. Eski uyuşturucu satıcısı yeni ilaç mümessili olan Vernon'da Eddie'nin yaşadığı tıkanıklığın ilacı vardır. Tanesi 800 dolar olan bu prototip ilaçla Eddie'nin hayatı kökten değişecek ve Eddie kendisini bambaşka bir dünyada canını kurtarmaya çalışırken bulacaktır.

Daha önce hiç görmediğim bir kamera tekniği kullanılmış ayrıca Robert De Niro var daha ne olsun :)

düzgün tanıtım bulamadım kendim yazmak zorunda kaldım imla hatası olabilir :gamyon:
 
The General


Buster Keaton'un 1926 tarihli bu ünlü filmi sessiz sinemanın doruk noktası olarak kabul görüyor.. İç Savaş'ı güneylilere kazandırmak ve sevdiği kadının aklını almak üzere treni ile yola çıkan bir makinistin hikayesini anlatan The General bir çok müthiş trenli takip sahnesine sahip. İlginç olan bu sahnelerin nasıl çekildiğinin bilinmemesi.


Tanıtımda da yazdığı gibi, trenle kovalamaca sahneleri enfes. Bazı yerlerde gülmekten filmi durdurdum. Arka plan müziği de çok iyiydi. Sessiz olmasına rağmen hiç sıkmadı. Ancak yine de bizim sitede bu filmi izleyecek adam sayısı 10'u geçmez. Yukarıda M gibi bir filmin senaryosuna basit demiş birisi. Bu durumu özetliyor.
M filmi hakkında söylediklerim hala geçerli gerçekten öyleydi.Senin yorumun üzerine verdiğin filmi izledim animasyon tadında güzel bir filmdi.Sıkmadı hiç beni.Yıldırım efektine baya güldüm :D. son sahnede baya iyiydi :)
ve o zamanlara göre film için yapılan maddi zararları şuan türkler yapamaz.
 

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 3)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık