Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

İzlediğiniz Son Film

Atını Seven Kovboy: Red Kit Daltonlara Karşı



Filmin konusu da, uyarlandığı çizgi roman gibi 19. yüzyılda Vahşi Batı'da geçmektedir. Filmin hemen başında Teksas'ta Ünübol adlı hayali kasabanın varlıklı bir iş adamı olan Mr. Davis, avukatı Karasakal 'a Oklahoma'da yaşayan kızı Mersedes 'e iletilmek üzere bir vasiyetname yazdırır ve imzalar. Oysa bilmeden altını imzaladığı belgede tüm mal varlığını Karasakal'a devrettiği yazmaktadır. Aldatıldığını anlayan iş adamı oracıkta kalp krizi geçirip ölür. Bu esnada Avarel, Joe , William ve Jack Dalton'dan oluşan Dalton kardeşler çetesi bir bankayı soyarlar. Gölgesinden bile hızlı silah çektiği söylenen efsanevi kovboy Red Kit ise bu sırada Oklahoma'daki Wells Fargo şirketinin müdürü tarafından bir iş teklifi için davet edilmiştir. Posta arabalarına yapılan saldırıların artmış olması şirketin itibarını zedelemektedir. Red Kit Oklahoma'dan Texas'a gidecek posta arabasını koruma görevini kabul eder. Koruyacağı arabanın sürücüsü ise kamçı kullanmadaki ustalığıyla ünlü Ayıboğan Hank'tir.

1974 yapımı bu film oldukça eğlenceliydi. Zaten hepimizin bildiği Red Kit ve Dalton Kardeşleri anlatıyordu. Ancak hikayeyi Türkleştirmeye çalışmışlar. Ve kısmen de olsa bunu başarmışlar. Az öncede yazdığım gibi oldukça keyifli/eğlenceli bir yapımdı. Kullandıkları kafiyeli sözler çok hoşuma gitti. Özellikle "vay anam vay, bu ne kıyak tramvay". Tek beğenmediğim tarafı William ve Jack'in aynı boyda olmasıydı. :)

Neyse sonuç olarak mutlaka izlemelisiniz diyemem. Ancak boş vakitte izlenebilecek güzel bir film.
 

Gölge

Intouchables



Yamaç paraşütü kazasından sonra sakatlanan zengin bir aristokrat olan Philippe evde kendisine yardımcı olması için banliyöde yaşayan Driss’i işe alır.
Driss ise yeni hapisten çıkmıştır ve bu iş için hiç de uygun değildir. Ama bu iki adam bir şekilde birbirlerine benzemektedir.
Tamamen farklı dünyalara ait olmalarına ve her konuda farklı zevklere sahip olmalarına rağmen, hem olağan dışı hem de bir o kadar güçlü bir dostluk kurarlar

İzlediğim en iyi filmlerden diyebilirim.Gerçek bir yaşam öyküsünü muhteşem bir biçimde yansıtmışlar beyaz perdeye.İzlediğiniz 2 saat boyunca huzur bulacağınız bir film.
 
Hotaru no Haka



İnsanlık tarihinin en kara lekelerinden biri olan II. Dünya Savaşı'nın yıkıma uğrattığı hayatları iki küçük kardeş üzerinden anlatan animasyon türündeki film dönemin Japonya'sında geçiyor. Annelerini savaşa kurban veren Seita ve Setsuka babalarının da savaşta olması nedeniyle yakın bir akrabalarına gönderilirler. Burada tutunamayan bu iki küçük çocuk evden kaçarak, kendilerini savaşın izlerinin anbean körüklendiği sokaklara atarlar. Ancak bu yolculuk bildiğimiz türden yolculukların aksine, kan kokulu sokaklarda verilen bir yaşam savaşına dönüşecektir.

Beni darmadağın eden filmdir. En son Hachiko'yu izlerken bu kadar duygulanmıştım. Resmen gözlerim doldu. Çok başarılı bir dram filmi olmuş gerçekten. İkinci kez izlemeye cesaret edemem sanırım.

İki arkadaşımla birlikte seyrettik, bu film sayesinde animeye olan bakış açıları azda olsa değişti. Bir arkadaşım yarısından başlamasına rağmen az daha ağlayacaktı. Ben otururken hayal gücü yüksek bir yapım olmasını bekliyordum diğer yapımlar gibi,konusuna pek bakmamıştım. Ancak insanı mahveden bir dram çıktı. Film bittikten sonra arkadaşlar normal bir sinema filminden çok daha fazla duygulandıklarını söylediler.
 
İki arkadaşımla birlikte seyrettik, bu film sayesinde animeye olan bakış açıları azda olsa değişti. Bir arkadaşım yarısından başlamasına rağmen az daha ağlayacaktı. Ben otururken hayal gücü yüksek bir yapım olmasını bekliyordum diğer yapımlar gibi,konusuna pek bakmamıştım. Ancak insanı mahveden bir dram çıktı. Film bittikten sonra arkadaşlar normal bir sinema filminden çok daha fazla duygulandıklarını söylediler.
Çok fena bir film olmuş. Özellikle çocuğun abisi yokken yaptıklarını gösterdikleri sahne iç parçalayıcı.

Resident Evil: Retribution



Umbrella'nın dünyayı mahvetme planları daha da şiddetlenerek devam ediyor. İnsanoğlunun kaçamadığı ölümcül 'T-virus' bulaştığı tüm bedenleri, et yiyen zombilere dönüştürmektedir. Umbrella'nın gizli yürütülen operasyonuna dahil olan Alice hem geçmişinden gelen sırları ortaya çıkartacaktır hem de insanlığın son umudu olarak virüsün ve salgının kaynağını bulup yok etmeye çalışacaktır. Dünyanın dört bir yanında, farklı ülkelerde tehlikeyi durdurmaya çalışan Alice inandığı doğrulardan da tereddüte düşecek, çevresinde güveneceği fazla kimsenin kalmadığını anlayacaktır. Geri sayım artık başlamıştır...

Serinin çok müptelası değilim, ancak diğer filmleri izlemiştim. İlk film hariç diğerleri o istediğim gerilimi yaşatamadı. Zaten ilk filmden sonrası saf aksiyona döndü. Ben de ilgili kaybettim haliyle. Bu filmde de aksiyon çok fazla olmuş. Bir an kapatmayı bile düşündüm.
 
Hair



1968 kuşağını oluşturan Woodstock festivalinde; yağmurla birlikte tüm gençliğin hep bir ağızdan söylediği şarkıyla, öyküsünü anlatmakta olup, dünya sinema tarihinin klasikleri arasında yer almaktadır. Hippi gençliğinin bir yansıması olan Hair, "Kaplumbağa" tipi Volkswagen arabaların "hit" olduğu, anarşist dönemi yansıtmaktadır. Türkiye dışında müzikal ve sinema filmi olarak sergilenen yapıt, cinsellik ve uyuşturucunun, idealist gençliğe nasıl yön bulduğunun bir anlatımıdır.

Namını çok duymuştum, ama daha yeni izleyebildim. Açıkçası hippileri pek sevmem. Bu film de onlara karşı olan bu görüşümü pek etkilemedi. Ancak arkadaşlık ve anti-militarizm duygusu çok iyi verilmiş. Ayrıca çok hoş şarkılar da barındırıyor. İzlenilmesi gerektiğini düşünüyorum.
 
Cast Away



Chuck Noland, filmde hem kişisel hayatını hem de iş hayatını saatin tik-taklarına göre yaşayan bir FedEx sistem mühendisini canlandırıyor. Hırslı kişiliği yüzünden her şeyini kariyerine adamış olan Noland günlerini, maksimum kontrol sayesinde maksimum başarıyı getirecek şekilde önceden planlayarak yaşamaktadır.İşinde her şeyi halledebilen Chuck özel hayatında aynı derecede başarılı değildir çünkü işiyle ilgili sorumlulukları, uzun zamandır birlikte olduğu sevgilisi Kelly'ye çok az zaman ayırmasına neden olmaktadır. Filmde Kelly'yi yine bir Oskar sahibi aktrist Helen Hunt canlandırıyor.Fakat Chuck'ın bu manik varlığı, uzak bir adada yalnız kaldıktan - hayal edilebilecek en ıssız yere savrulduktan - sonra sona erecektir. Yaşam mücadelesi vermeye başladığı andan itibaren, günlük hayatın rahatlığından uzakta, ve hiç kimseyle konuşamayan Chuck hem fiziksel hem ruhsal açıdan bir değişime de başlamış olacaktır. Ve günlük hayatın boş işleri ve baskılarını çok uzaklarda bırakan Chuck'ın 'başarı' ya ve kendisine bakışı düşünebileceğinden çok daha fazla değişecektir.

Gerçekten güzel bir film, izlemenizi tavsiye ederim:good:
 
CM101MMXI FUNDAMENTALS



Yakın zamanda daha ziyade yazdığı ve yönettiği filmlerle öne çıkan Cem Yılmaz'ın 2010 yılında gerçekleştirdiği stand-up şov gösterilerinin sinema versiyonu olan film, ünlü oyuncunun bu sefer komedyenlik yönünü olduğu gibi beyazperdeye taşıyan bir yapım. İnsanların gündelik hayatında karşılaştığı fakat üzerinde durmadan geçip gittiği hayata dair detayları kendisine has mizah anlayışı ile değerlendiren Cem Yılmaz, ne kadar sıra dışı bir gözlem gücü olduğunu da bu vesileyle yeniden hatırlatıyor. "CM101MMXI Fundamentals" adıyla sergilenen ve kapalı gişe oynayan gösterilerin beyazperde için çekilmiş hali olan yapımın yönetmenliğini ise Murat Dündar üstleniyor. Görüntü yönetmenliği ise Gökhan Tiryaki ve Şükrü Ayar'a ait...

Açıkçası çook uzundu. Bildiğimiz komedi gösterisini çekip yayınlamışlar. Genelde bilinen gerçekler üzerinden esprilerini yaptı. Az da olsa bel altı esprilerini yaptı. Zaten 2,5 saatlik film olunca izlediğimin bir kısmını unuttum. Yine güldürdü ama filmden çıktıktan sonra çok fazla birşey aklımda kalmadı. Bi faruk eczanesi, bi ne verem abime esprileri aklımda kaldı. :D Puanlayacak olursam 10 üzerinden 7 puan veririm en fazla.
 
CM101MMXI FUNDAMENTALS



Yakın zamanda daha ziyade yazdığı ve yönettiği filmlerle öne çıkan Cem Yılmaz'ın 2010 yılında gerçekleştirdiği stand-up şov gösterilerinin sinema versiyonu olan film, ünlü oyuncunun bu sefer komedyenlik yönünü olduğu gibi beyazperdeye taşıyan bir yapım. İnsanların gündelik hayatında karşılaştığı fakat üzerinde durmadan geçip gittiği hayata dair detayları kendisine has mizah anlayışı ile değerlendiren Cem Yılmaz, ne kadar sıra dışı bir gözlem gücü olduğunu da bu vesileyle yeniden hatırlatıyor. "CM101MMXI Fundamentals" adıyla sergilenen ve kapalı gişe oynayan gösterilerin beyazperde için çekilmiş hali olan yapımın yönetmenliğini ise Murat Dündar üstleniyor. Görüntü yönetmenliği ise Gökhan Tiryaki ve Şükrü Ayar'a ait...

Açıkçası çook uzundu. Bildiğimiz komedi gösterisini çekip yayınlamışlar. Genelde bilinen gerçekler üzerinden esprilerini yaptı. Az da olsa bel altı esprilerini yaptı. Zaten 2,5 saatlik film olunca izlediğimin bir kısmını unuttum. Yine güldürdü ama filmden çıktıktan sonra çok fazla birşey aklımda kalmadı. Bi faruk eczanesi, bi ne verem abime esprileri aklımda kaldı. :D Puanlayacak olursam 10 üzerinden 7 puan veririm en fazla.

Çekilen gösteri 3.5 saatmiş. Zaten sinemadaki versiyonunda kesilen yerler bariz belli oluyodu. DVD'sinde tamamının çıkmasını umud ediyorum.
 
Bana da kesilmiş gibi gelmişti zaten. ee bu kadar mı yani diye de düşündüm yani :D tabii çıktıktan sonra ne anlattı sorsalar 3-5 şey hatırlıyorsun ama iyiydi gene :D
 

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 2)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık