Luffy'nin amacı tayfanın diğer üyelerinin de hayallerini gerçekleştirmesine yol açabilecek bir amaç. Zoro'nunki daha bireysel ve aslında Luffy'ye ihtiyacı da yoktu. İlk etapta böyle düşünüyordu. Katıldıktan sonra Luffy'nin karakterinden etkilendi tabi ki. Luffy'nin değer verdiği biri için neleri göze alabileceğini gördü. Kendinde de böyle bir yön var, Helmeppo'ya yakalanırken bile bunu görüyoruz. Çaresiz ya da güçsüz olduğundan yakalanmadı, başkalarını korumak için kendini teslim etti. Başkası için esir olmayı göze almak, tam da Luffy'nin yapacağı bir şey zaten. Diğer tayfa üyeleri ise Zoro gibi değildi. Kendi başlarına içinden çıkamayacakları bir durumdalardı ve çaresizlerdi.
Luffy'nin karizması gerçekten insanı kendine çeken türden ve hayali de tek başına yapılabilecek bir şey değil. Başkalarına ihtiyacı var ve tayfaya katılanların da ona ihtiyacı var. Zoro kısmen bir istisna, kendisi zor duruma başkaları için düştü ilk etapta ve hayali bireysel. Gerçekten de Luffy'den başkasına kaptan diyecek biri de değil. Whiskey Peak'teki Luffy ve Zoro'yu eşit görmek çok doğal. Ancak sonrasında Vivi'nin yükünü üstlenen Luffy oluyor. Bu yönüyle Zoro'dan daha önde ve bu sayede hikaye ilerledikçe daha da güçlendi ve kaptan olmanın hakkını vermeye devam etti. Zoro'nun Luffy vs Usopp'dan sonra dediği gibi, Luffy'nin dik durması lazım çünkü tayfanın direği o. Yıkılması söz konusu olamaz. Burada ise Luffy'nin aksine ciddi yapısıyla Zoro devreye giriyor zaten, Luffy'ye kaptan olmanın ne demek olduğunu hatırlatıyor.