"Tung-hular kudretli ve Yüe-çiler ise en güçlü çağlarında idiler. Hunların Şan-yü ünvanını taşıyan hükümdarlarının adı ise Tuman (Tou-man) idi.
Tuman'ın veliahtı olan bir oğlu vardı. Adı da Mao-tun (Mete veya Bahadır) idi. Tuman'nın ayrıca çok sevdiği bir Hatun'u vardı. Bu Hatun da yeni bir çocuk doğurmuştu. Tuman, büyük oğlunu yok ederek, yeni doğmuş olan oğlunu veliaht yapıp, onun (Mete'nin) yerine geçirmek istiyordu. Bunun için de bir plan yaptı. Mete'yi, Yüe-çilere rehin olarak gönderdi. Mete'nin Yüe-çilerin yanında rehine bulunduğu sırada ise ordularını toplayarak, birdenbire Yüe-çilere taarruz etti. Yüe-çilere bunu görünce hemen koşup Mete'yi öldürmek istediler. Fakat Mete'nin çok iyi bir atı vardı. Atına atladığı gibi Yüe-çilerin arasından sıyrılıp kaçtı ve yurduna döndü. Babası Tuman sevinir gibi göründü ve onun bu bahadırlığının bir mükafatı olarak 10.000 atlı bir tümenin komutasınu ona verdi.^3
Mete bundan sonra vızıldayan bir ok icat etti ve askerlerini talin ettirmeye başladı. Tamamen atlı olan askerlerine nereye ok atma emredilirse, hemen oraya dönüp ok atmalarını emretti. Kim bunu yapmaz ya da hafifçe tereddüt geçirirse hemen onun başının kesileceğini de ilan etti. Ayrıca avda da Mete'nin vızıldayan okunun hangi yöne gittiğine herkes dikkat edecekti. Vızıldayan okun gittiği hedefe Mete ile birlikte ok atmayanların da hemence başı kesilecekti. Mete önce kendi meşhur aygırının karına bir vızıldayan ok attı ve tereddür edenlerin başını kestirdi. Daha sonra kendisininde çok sevdiği karısına bir ok attı ve duralayıp ok atmayanları hemen orada tespit ettirip başını kestirdi. Askerleri artık disipline alışmış ve her şeyi öğrenmişti. Mete askerleri ile bir ara ava çıktı ve vızıldayan okunu güzel başka bir atına attı. Askerleri tereddüt etmeden oku atıp hedefi vurdular. Mete artık, askerlerinin talim ve terbiyede iyi bir kıvama geldiklerini anlamıştı.
Mete günün birinde babası Tuman ile beraber ava çıktı. Mete, vızıldayan okunu babası Tuman'a atınca askerleri de aynı anda onu takip ettiler. Tuman'ı delik deşik edip öldürdüler. Mete bundan sonra da üvey annesi ile kardeşini ortadan kaldırdı. Mete, bundan sonra da üvey annesinin ve babasının tarafını tutan vezirleri ve büyük memurları ortadan kaldırıp kendini İmparator (Şan-yü) ilan etti."^4
Mete yalnızca bir imparator veya komutan değil aynı zamanda silah icat eden ve yaptıran bir askerdi. Bu sebeple çin kaynaklarının hepsi, vızıldayan okun Mete tarafından icad edildiğine inanırlardı. Vızıldayan oklar, kemik bir ok ucuna delikler açmak suretiyle yapılırdı.^5 Osmanlılar bu oklara 'Çavuş oku' derlerdi. Bu oku daha ziyade işaret vermek ve yön göstermek amacıyla komutanlar kullanırdı.^6
^3) a.g.e., cilt 1, sayfa 8
^4) a.g.e., cilt 1, sayfa 9
^5) a.g.e., cilt 1, sayfa 10
^6) a.g.e., cilt 1, sayfa 11