Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

[İnceleme] One Piece ve Çizgi Roman Anlatıcılığı

Eline sağlık. Seriyi okurken daha dikkatli bir şekilde okumaya çalışacağım. İleride farklı serilerden de örnekler vermeyi düşünüyor musun?
 
Öyleyse biz anime izlerken animatörün "tamamlama"sını izliyoruz. Animenin anlatım kalitesi de bu asgari zorunluluk olan tamamlamayı nasıl yaptığında yatıyor.

Bu konu gerçekten üzerine düşü(nü)lecek bir konu. Takipteyim.
 
Selamlar herkese. Denk gelmiş olanlar vardır, 994. sayının başlığında o sayıdan çeşitli notlar alıp bunları biraz çizgi roman anlatıcılığı tekniğine inerek analiz ettiğim bir yazı hazırlamıştım. Merak edenler için mesajı buraya iliştiriyorum:



Bu yazıda bahsettiğim üzere bir süredir kafamda bu çizgi roman anlatıcılığı meselesini One Piece mangası üzerinden irdeleyeceğim ve bunun paralelinde çeşitli analizler sunabileceğim bir başlık açmak vardı. Bunu nihayet gerçekleştiriyorum.

İlgili başlıkları okuyan arkadaşlar fark etmiştir. Benim Amerikan çizgi romanı ekolüne, bunun özelinde de Marvel Comics’in işlerine ileri düzey bir ilgim var. Bu ilgimi de vaktim ve fırsatım oldukça donanımlı içerikler çıkararak paylaşmayı seviyorum, sayıları fazla olmasa da AltEvren’de ve Kayıp Rıhtım’da daha önce yazdığım yazıları bulabilirsiniz. Son yıllarda fazla olmasa da zamanında epey manga da okuyordum. Bu ilgi de haliyle belli bir noktadan sonra yalnızca içerikle ilgili olmaktan çıkıp bu içeriğin hangi formda üretildiğine de kayıyor.

Çizgi romanlar en basit tabirle bir ifade formu ve her ifade formunda olduğu gibi işin profesyonellerinin bu formu efektif bir şekilde kullanmak için geliştirdiği ve/veya uyguladığı çeşitli yöntemler var. Ve elbette her ifade formu için geçerli olduğu gibi çizgi romanlar da bir sanat üretim aracı olabilirler. Eiichiro Oda da tarihin en çok okunan mangakası olarak bu işin çok iyi bir profesyoneli ve bu formu kullanırken kendi üslubunu geliştirmekten geri durmayan bir sanatçı. O yüzden One Piece bu konuda bize iyi bir malzeme barındırıyor.

Öncelikle bu kapsamdaki yorumlarımı yaparken kullanacağım terminolojide faydalanacağım kitaptan bahsetmek istiyorum: Scott McCloud’un 1993 yılında yayımladığı Understanding Comics. Bu kitap çizgi romanı bir ifade formu olarak ele alan çalışmalar içinde önemli bir yere sahip ve akademik düzeyde kullanılan çizgi roman vocabulary’sini adeta tek başına var etti diyebiliriz. Ben bazı terimleri Türkçeleştirmekte sıkıntı yaşayabileceğimi düşünerek geçenlerde Sırtlan Kitap tarafından basılan Türkçe çevirisini sipariş ettim. Genel anlamda başarılı bir çeviri olmuş, ilgisini çeken arkadaşlar olursa bu Türkçe basımı da alabilirler.

Çizgi roman için zamanında önemli ustalardan Will Eisner’ın kullandığı Sequential Art yani Ardışık Sanat şeklinde bir tanımlama var. Bu elbette yeterince spesifik bir tanım değil ve haliyle beraberinde çeşitli sorular da getiriyor. Ama işte bu tanımı detaylandırmak adına üretebileceğimiz sorular bizi çizgi roman formunu diğerlerinden ayıran özelliklerin neler olduğuna götürebilirler.

Başlangıç olarak çizgi romanın görsel bir sanat olduğunu ekleyebiliriz, ama Ardışık Görsel Sanat hala daha fazlasıyla genel bir tanım değil mi? Sinema da bir bakıma bu tanıma uyuyor sonuçta. Sonuçta o da ardışık düzende ilerleyen görsellerden oluşuyor. O halde aradaki temel farka şöyle inebiliriz: Sinema zaman içinde ardışık ama çizgi romanlarda olduğu gibi mekânsal anlamda sıralı değil. Bir filmin her ardışık karesi aynı mekan üzerinde, yani ekranda, gösterilirken romanda her kare farklı bir mekan üzerinde çizilmek zorunda. Sinemada zamanın etkisi neyse çizgi romanda mekanın etkisi odur.

Bu mekânsal sıralılığı işlerken de panel adını verdiğimiz çerçevelerden faydalanırız. Birbirini takip eden paneller bizlere bir öykü sunarlar. Peki bu birbirini takip etme durumu nasıl ve hangi farklı şekillerde gerçekleşir?

Buradan hareketle başlığın bu ilk mesajında özellikle yer almasını istediğim bir noktaya geleceğim. Küçükken hepimiz düşünmüşüzdür, kafamızı çevirdiğimizde arkamızda kalan Dünya’nın yok olduğunu ve bir bilgisayar oyunundaki gibi yalnızca görebildiğimiz kısımların yüklendiğini. Bu yalnızca beş duyumuzla hissedebildiğimizi gerçek kabul etme işi aslında bebeklikten başlar. Bebeklerle oynanan ce-ee (peek-a-boo) oyununu düşünün, bebek her seferinde başka bir nesnenin arkasına gizlenen yetişkinin yok olduğunu düşünür ve o her yeniden ortaya çıktığında sevinir.

Hepimiz duyularımız aracılığıyla Dünya’yı algılarız ama aslında duyularımız bize yalnızca parçalara ayrılmış ve eksik bir veri seti sunar. Gerçekliği aslında bu kısıtlı sayıda parçalar üzerine inşa ettiğimiz bir inançla algılarız. Örneğin hiçbir zaman Çin’e gitmesek de oranın var olduğuna eminizdir. Tüm bu tecrübeyle parçaları birleştirme eylemimize closure yani “tamamlama” denir.

Markette yan yana dizilmiş konservelerin yüzeylerinin yalnızca bir kısmını görürüz ama zihnimiz bunları tamamlar ve o konservenin yarım bir silindir olduğunu düşünmeyiz. Sinemada saniyede 24 kare görürüz ama ağtabaka izlenimi sayesinde zihnimiz bu durağan kareleri tamamlayarak bize hareketli bir şekilde yansıtır. Ama tüm bunların arasında öyle bir iletişim mecrası var ki tamamlamanın kullanımı hiçbirinde bu kadar çeşitlilik göstermez. Öyle bir mecra ki okur tamamlamaya bile isteyerek bilinçli bir şekilde katılır. Tamamlamanın kendisi de değişim, zaman ve devinimin ön koşuludur.

Elbette çizgi romanlardan bahsediyorum. Bu formda iki panel arasındaki boşluğa oluk (gutter) adı verilir. İşte bu olukta insanın hayal gücü iki farklı görsel imgeyi birbiriyle eşleştirip anlatıyı tamamlar. Çizgi romanlar bu aracı sürekli kullanmak zorundadır, zaman ve devinimi ancak bu şekilde icra edebilirler. Tamamlamanın gerçekleştiği bu panelden panele geçişleri altı ana kategoride sınıflandırabiliriz. İsterseniz hem bunları tanımlayıp hem de One Piece’den geçişlerle örneklendirelim.

Andan ana (moment-to-moment) diyebileceğimiz ilk kategori, tamamlamaya en az ihtiyaç duyandır.

Bir sonraki kategori, tek bir öznenin eylemden eyleme (action-to-action) adım adım ilerleyişini ele alır.

Sonraki kategori aynı sahne ve fikir içerisinde kalarak konudan konuya (subject-to-subject) geçiş sağlar. Artık tamamlama etkisi okurun zihninde anlamlı bir bütün oluşturmak için daha fazla devrededir. Aynı sahnede farklı bir plana geçilmiş gibi düşünün.

Daha sonrasında zaman ve mekanda sıçramaların yapıldığı sahneden sahneye (scene-to-scene) geçişler gelir. Burada artık okurun dikkatli bir katılımcı olması gerekmektedir.

Görünümden görünüme (aspect-to-aspect) diye adlandıracağımız beşinci tip geçişlerde zaman çoğunlukla göz ardı edilerek bir yer fikir veya duygunun değişik görünümleri üzerine seyyar bir bakış atılır. Böylesine bir geçişte sessiz paneller kullanmak yardımcı olabilir.

Son olaraksa alakasız geçişler (non-sequitur) var, yani birbiriyle en ufak bir ilgisi olmayan panellerin yan yana sıralanması. Herhangi iki panelin herhangi bir şekilde birbirinden tümüyle alakasız olması mümkün müdür sorusu bir tarafa One Piece gibi odaklı anlatım uygulayan bir işte böylesine bir örnek bulmak sanırım imkansız.

İşte tamamlama kavramı bu şekilde çizgi romanın adeta gramerini oluşturur ve bir çizgi roman sanatçısı için belki de diğer tüm ifade formlarında olduğundan daha önemli bir silahtır. Bu nedenle başlığın ana iskeletini oluştururken kesinlikle değinmem gerektiğini düşündüm. Niyetim, ileride başka yazılarla çizgi roman formunun başka ayırt edici özelliklerinden ve bunların uygulamalarından da bahsetmek. Umarım yeni bölümlerden çeşitli notlarla da zenginleştirebiliriz burayı. Sizlerden gelecek katkılar da her zaman başımın üstüne.

Eğer bu noktaya kadar okuduysanız teşekkür ederim. KorsanFan yaklaşık 10 yıldır takip ettiğim ve 7 yıldır da kimi dönemler daha az kimi dönemler daha fazla parçası olduğum, benim için önemli bir platform. Eğer bu ve bunun gibi yazılarım başkalarını da burada çeşitli şeyler üretmek için teşvik edebilirse benim için en büyük kazanç bu olacaktır. Artık aşağıda tepkime butonları da var, insanların bu şekilde takdirini ve beğenisini gösterme imkanları da oluyor. Bu da işin motivasyonunda önemli bir katkı unsuru elbette. Kısacası bence burası içerik üretmek için hiç de fena bir adres değil. Her neyse, okuduysanız tekrar teşekkür ediyor ve geri dönüşlerinizi bekliyorum arkadaşlar.
Çok lezzetli bir yazıydı. ?
 

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 1)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık