İzlediğiniz Son Film

Bu film, Takahata'nın yönettiği, Miyazaki'nin Studio Ghibli'yi kurmadan önce animatör olarak çalıştığı ilk film. Büyü, Heroic yazgı ve iyi/kötü arasındaki savaşın bir öyküsü.

Hikaye uzak kuzeyde, hem bahar ve yazın güzelliğini hem kışın ıssızlığını duyuran İskandinav topraklarında geçiyor.

İyilik ve kötülük arasındaki savaş, sadece hikayenin kahramanı Horus ve Büyücü Grunwuld arasında değil, Horus'un karşılaştığı esrarengiz genç kız Hilda'nın kalbinde de gerçekleşiyor.

Ôtomo'nun mangasını temel alan Akira, siberpunk türünün en önemli temsilcilerinden ve 2019 yılının post-apokaliptik neo-Tokyo'sunda geçiyor. Telekinetik yeteneklerini geliştirmek ve onu bir silaha dönüştürmek isteyen hükümet ajanları tarafından kaçırılan genç bir motorcu olan Tetsuo'nun hikayesi. Kaneda ise, her şeyini kullanarak arkadaşı Tetsuo'yu kurtarmaya çalışıyor. Aynı zamanda film Avrupa ve Amerika'da daha geniş bir izleyici kitlesine animeyi tanıtan ilk film.

Filmin maddi katmanı, genç motorcu çetelerinin, siyasi yolsuzluğun/yozlaşmanın ve gizli hükümet deneylerinin, aynı zamanda arkadaşlık ve sadakatin hikayesidir. Ancak alegorik katmanı bundan daha önemli.

Bir milletin psikanalizini yapma cüretim yok ama en azından şöyle bir şey söylenebilir. Atom mantarının, şok dalgasından önceki flaş görüntüsünün, ve ardından gelen şok dalgasının Japonların bililnçaltında travmatik bir yeri var. Bunu neredeyse her animede görmek mümkün. Filmin son sekansında bunu o kadar iyi hissettim ki, bir de hikayenin sizi klişe beklentilere soktuktan sonra hiçbirine itimad etmeyip sonlara doğru daha da derinleşen anlatımı eklenince kesin olarak dedimki bu filmin maddi katmanı önemsiz, bu film özünde manevi bir film.

Ayrıca Tetsuo... Tetsuo kesinlikle Japonya'yı temsil ediyor. Zaten her ne kadar insanlar afişe aldanıp, ana karakteri Kaneda zannetseler de hikayenin merkezinde Tetsuo var.

Bu film Hiroşima'dan kurtulan Keiji Nakazawa'nın mangasına dayanıyor. Patlama sonrasına odaklanan ufuk açıcı, savaş karşıtı bir film. Hikaye, yaşamaya kararlı, altı yaşında bir çocuk olan Gen'in etrafında gelişir.
Filmin başında anlatılan buğday metaforu, film hakkında bize her şeyi anlatıyor aslında. Bu film de yüksek bir tarihsel değere sahip.