Yürüyüşü faul hayvanın. Sanki böyle suratında kirli bir bıyık beyaz gömlek yumurta topuğu ezerek yürüyen elli beş yaşında biri canlanıyor benim gözümde
[Tartışma] İnsanın Doğada Yaşanan Olaylara Müdahalesi Hakkında Bir Soru
- Konbuyu başlatan Mithyxila
- Başlangıç tarihi
bizim esnaf o nerde görsem tanırım
insan doğadan ayrı bişey değildir.
neden sonuç ilişkileri birbirinden ayrı değildir, biri diğerini besler, devamlıdır, dönüşümlüdür. aslanlar neden tavşan kovalıyor anlamadım ama ben daha çok antilop üzerinden yola çıkarsam, aslan antilobu kovalar, antilopların daha hızlı koşanları hayatta kalırsa nesilleri daha güçlü koşucular olarak devam eder yada kalmazsalar yok olurlar. aslandan kaçabilenlerin kas kütlesi artacak aslanlara daha büyük bir öğün olacaklardır. yani yine kendini yükselerek besleyen bi döngü. veya bunun da tersi olabilir, kas kütlesi azalanlar daha atik ve manevra kapasitesini artırabilirler o zaman da aslanlar cılız antiloplardan daha az besin almış olup iki taraf da kütlesel küçülmeye gidecektir vs. bunlar hep şartlarla desteklenen ve süren şeyler. insan neden sonuç ilişkisine kendi geliştirdiği düşünce setleriyle bakar, hatta öyle ki neden sonuç da bi düşünce setidir. çünkü nedensellik anlam yüklemekten doğar, onu da insan gibi yanılgının tillahı bi varlık yapar. düşünce setleri genel olarak zıtlık oluşturmaktır, zıtlık oluşunca kaçınılmaz olarak aynıları da ayırt etmek zorunda kalır, bundan düşünce setleri ve davranış biçimleri doğar. doğada gerçekleşen olaylardan etkilenen bi kütle olarak bakabiliriz insana, yada daha cafcaflı adıyla gözlemci. doğadaki olayı gözlemleyip harekete geçen insan bi yanılsamadır, ortada her zaman bi hareket potansiyeli zaten vardır, harekete geçmek için birikim gerekir. hareket birikime birikim yine harekete dökülür, bak yine zıtlık üzerinden nedenselliği parçaladım.
insan antilopları neden kurtarmak istesin? antiloplar öleceği için denmiş mesela. antilopların ölmesi veya ölmemesi neden önemli? insanın geliştirdiği davranışlar yüzünden. burda geliştirdiği derken kendi başına yaptığı bi işten bahsetmiyorum. belki anlaması zordur sizde bu kavram yoksa, neyse. insanların zayıfı koruma üzerine bi araya gelmeleri hayatta kalabilmelerinde etmen olmuş, keza bu sosyal canlı olmanın hem nedeni hem sonucudur. oluşturdukları komün belli boyutları aşınca zaptedmesi zorlaşır ve kaynak savaşına girer falan. yani şu an modern akılla zayıfı koruma davranışı olarak tanımladığımız şey bi süre sonra şiddete dönüştü. fakat insanın refahı arttıkça zayıfı koruma davranışı kendi komününden dışarı taşmaya başladı, belki bu hayvan yetiştiriciliği sayesinde de olmuş olabilir o da keza yine doğasındaki komün kurmayla ilintili, daha çok kaynak ve rahat ulaşılabilir kaynak vs. e böyle olunca antilobun hüpletilmesi bize bi rahatsızlık vermeye başladı. fakat çeşitlilik bu durur mu, öbür taraftan da gelişti insan, rahatı artmış insan empati kurabilmesine rağmen başkasının acısı benim için önemli mi diye düşünüp sınıflandırmasını yine çeşitlendirmeye başladı. neyse, bu böyle sürer gider.
bu soruya benim bi tepkim yok, nasıl yaklaşacağımı seçmem gerekiyor, motivasyonlarım, ahlakım falan artık basit uyaranlarla tetiklenmiyor.. biz soru sorma ve kendi kapasitemizde rasyonel davranabilme yeteneğine sahibiz. bu durum doğanın umrunda değil :/ doğaya müdahil olma gibi boş tanrı komplekslerine de gerek yok, biz doğanın dışında değiliz. ayrıca bişeyi tamamen anlamak için onun dışında olmak lazım, insanın zindanı doğadır. lan parmaklarım dondu sabah sabah yazarken aaaaa. boş.
neden sonuç ilişkileri birbirinden ayrı değildir, biri diğerini besler, devamlıdır, dönüşümlüdür. aslanlar neden tavşan kovalıyor anlamadım ama ben daha çok antilop üzerinden yola çıkarsam, aslan antilobu kovalar, antilopların daha hızlı koşanları hayatta kalırsa nesilleri daha güçlü koşucular olarak devam eder yada kalmazsalar yok olurlar. aslandan kaçabilenlerin kas kütlesi artacak aslanlara daha büyük bir öğün olacaklardır. yani yine kendini yükselerek besleyen bi döngü. veya bunun da tersi olabilir, kas kütlesi azalanlar daha atik ve manevra kapasitesini artırabilirler o zaman da aslanlar cılız antiloplardan daha az besin almış olup iki taraf da kütlesel küçülmeye gidecektir vs. bunlar hep şartlarla desteklenen ve süren şeyler. insan neden sonuç ilişkisine kendi geliştirdiği düşünce setleriyle bakar, hatta öyle ki neden sonuç da bi düşünce setidir. çünkü nedensellik anlam yüklemekten doğar, onu da insan gibi yanılgının tillahı bi varlık yapar. düşünce setleri genel olarak zıtlık oluşturmaktır, zıtlık oluşunca kaçınılmaz olarak aynıları da ayırt etmek zorunda kalır, bundan düşünce setleri ve davranış biçimleri doğar. doğada gerçekleşen olaylardan etkilenen bi kütle olarak bakabiliriz insana, yada daha cafcaflı adıyla gözlemci. doğadaki olayı gözlemleyip harekete geçen insan bi yanılsamadır, ortada her zaman bi hareket potansiyeli zaten vardır, harekete geçmek için birikim gerekir. hareket birikime birikim yine harekete dökülür, bak yine zıtlık üzerinden nedenselliği parçaladım.
insan antilopları neden kurtarmak istesin? antiloplar öleceği için denmiş mesela. antilopların ölmesi veya ölmemesi neden önemli? insanın geliştirdiği davranışlar yüzünden. burda geliştirdiği derken kendi başına yaptığı bi işten bahsetmiyorum. belki anlaması zordur sizde bu kavram yoksa, neyse. insanların zayıfı koruma üzerine bi araya gelmeleri hayatta kalabilmelerinde etmen olmuş, keza bu sosyal canlı olmanın hem nedeni hem sonucudur. oluşturdukları komün belli boyutları aşınca zaptedmesi zorlaşır ve kaynak savaşına girer falan. yani şu an modern akılla zayıfı koruma davranışı olarak tanımladığımız şey bi süre sonra şiddete dönüştü. fakat insanın refahı arttıkça zayıfı koruma davranışı kendi komününden dışarı taşmaya başladı, belki bu hayvan yetiştiriciliği sayesinde de olmuş olabilir o da keza yine doğasındaki komün kurmayla ilintili, daha çok kaynak ve rahat ulaşılabilir kaynak vs. e böyle olunca antilobun hüpletilmesi bize bi rahatsızlık vermeye başladı. fakat çeşitlilik bu durur mu, öbür taraftan da gelişti insan, rahatı artmış insan empati kurabilmesine rağmen başkasının acısı benim için önemli mi diye düşünüp sınıflandırmasını yine çeşitlendirmeye başladı. neyse, bu böyle sürer gider.
bu soruya benim bi tepkim yok, nasıl yaklaşacağımı seçmem gerekiyor, motivasyonlarım, ahlakım falan artık basit uyaranlarla tetiklenmiyor.. biz soru sorma ve kendi kapasitemizde rasyonel davranabilme yeteneğine sahibiz. bu durum doğanın umrunda değil :/ doğaya müdahil olma gibi boş tanrı komplekslerine de gerek yok, biz doğanın dışında değiliz. ayrıca bişeyi tamamen anlamak için onun dışında olmak lazım, insanın zindanı doğadır. lan parmaklarım dondu sabah sabah yazarken aaaaa. boş.
İnsanın doğaya karışması da doğal bir şey bir yerde.
Kendi açımdan cevap verecek olursam: Hayvanlar mesela benim otlattığım geçimimi sağladığım sürümse kurtarırım. Zaten yetecek kadarını öldürüyorlar sanırım bu yüzden başka bir sürü de olsa hepsini öldüremezler aslanlar. He ama farazi ihtiyaçlarından fazla öldürecekler deniliyorsa o fazla kalan kısmı kurtarabilirim. Bir de öte yandan aç bir aslan var diyelim elimde de et var beni tehlikeye atmayacaksa besleyebilirim de aslanı. Ceylanın ot yemesiyle aslanın ceylanı yemesi arasında bir fark yok sanki.
Kendi açımdan cevap verecek olursam: Hayvanlar mesela benim otlattığım geçimimi sağladığım sürümse kurtarırım. Zaten yetecek kadarını öldürüyorlar sanırım bu yüzden başka bir sürü de olsa hepsini öldüremezler aslanlar. He ama farazi ihtiyaçlarından fazla öldürecekler deniliyorsa o fazla kalan kısmı kurtarabilirim. Bir de öte yandan aç bir aslan var diyelim elimde de et var beni tehlikeye atmayacaksa besleyebilirim de aslanı. Ceylanın ot yemesiyle aslanın ceylanı yemesi arasında bir fark yok sanki.
@twei aslında insan doğadan ayrı değil katılıyorum ama insanların rasyonel düşünebilme yetisini kazanması sonucu gelişimi ile beraber doğanın içinde ama ondan uzak yaşadığını düşünüyorum. Tabi önceden tamamıyla yakın yaşadığı gerçeğini göz ardı etmiyorum. Yani insanın gelişimiyle beraber hayvanlar ve insanlar arasında doğanın içinde bir fark oluşmaya başladı ve bu fark ise Doğa'ya farklı bir anlam/anlamlar yüklenmesine yol açtı.
Bu farkın etkisi ise bakışımızı ve çevreyi olan anlamlandırmamızı da etkiledi.
Ben burda bilimsel olarak bir doğa kavramından da bahsetmiyorum bu arada.
Sanırım biraz saçmalamış olabilirim bu mesajda.
Bu farkın etkisi ise bakışımızı ve çevreyi olan anlamlandırmamızı da etkiledi.
Ben burda bilimsel olarak bir doğa kavramından da bahsetmiyorum bu arada.
Sanırım biraz saçmalamış olabilirim bu mesajda.
Doğanın uzağı yakını neymiş diye başlayabilir benim dweyim şimdi. Dur hele ortalık karışmasın
Aslında doğa kavramını bilimsel olarak incelediğimiz zaman Twei'nin dedikleri doğru:Doğanın uzağı yakını neymiş diye başlayabilir benim dweyim şimdi. Dur hele ortalık karışmasın
O uzaklık ve yakınlığı nasıl bir kavramla iyi açıklayabileceğimden emin değilim. Tam olarak bizim bu kavramlara normal anlam yüklediğimiz değil, sadece onu söyleyebilirim.
insan ve doğa (senin bahsettiğin doğa aslında hayvanlar alemi ve insanın kendi konfor alanı dışında kalanlar) arasında bi fark yok aslında. biz anlam yüklerken kendimizi kayırıyoruz ve süslüyoruz. hayvanlara ve insanlara bakınca oldukça benzer motivasyonlara sahipler, sadece daha süslü ve özünü görmek zorlaşıyor karmaşıklaştıkça. fraktalın bi ucuyuz biz de, sürekli kendine başkalaşıp yine de aynılaşan. bak bana bu boşu devam ettirme dok azarlıyo
Evet benim kastettiğim doğa tam olarak oydu. Bilimsel anlamında kullanılacağını düşünmediğim için belirtmedim ama konuyu açmadan önce de içimde bir huzursuzluk vardı belirtip belirtmeme durumunda.
Insanlar ve hayvanlar arasında benzerlik olduğunu inkar etmiyorum ama algılayışım bana her zaman benzerlikler olsa da, arada, ortaya çekilen ince bir çizgi gibi farkın sonradan oluştuğunu söylüyor. Belki dediğin gibi farklı anlamdırmanın sonucudur.
Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 1)
Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Tasarım Korsanfan V.6.0
