Law'u seviyor olmam, hikayesinin bükülmesini istediğim anlamına gelmez. Dressrosa'da son darbeyi onun vurmamış olmasını nasıl onun hikayesinin saçma bir şekilde bükülmesi olarak görüyorsam onun lehine de olsa onun gibi saçma bir müdahale görsem gene eleştirirdim.
Law ölürse Rosinante sadece üzülürdü. Ona hesap falan sormazdı. Çünkü aslında Rosinante ölünce yine yolunu kaybetti Law. Rosinante'nin ölümüne anlam yüklemeye çalıştı. Büyük bir anlam.
Tabi bu durumda o anlamın "kendisi" olduğunu düşünemedi. Bu yüzden de kendine bir misyon yükledi. Rosinante'nin hayalini gerçekleştirmek istedi. Bu yüzden aslında ben onun niyetinin "intikam" değil de "misyonu devam ettirmek" olduğunu düşünüyorum.
Doflamingo'yu durdurma/öldürme misyonu. Kendi de dedi zaten nazik Cora-san'ın çekemediği tetiği çekmeye gelmişti.
Sengoku ile konuştuğunda dünyası bir daha alt üst oldu çünkü muhtemelen yıllardır bilinçaltının gerisine ittiği şeyi kabul etmek zorunda kaldı.
Artık kendine bir hayat amacı bulması gerekiyor ki ben bu amacı başlarındaki beladan (Kaido'dan) kurtulduktan sonra bulacağını/netleştireceğini düşünüyorum.
Sonrasında nasıl adımlar atar bilmiyorum ama herhangi bir kararını alırken ölümden korkmuş/kaçmış gibi bir mana verilecek bir şey yapacağını sanmıyorum. "Desinler" diye değil tabi, karakteri öyle olduğundan.
Gerisi de önemli değil zaten. Karakterin hikayesini Dressrosa sonu gibi abuk şekilde bükmediği sürece bana uygun.
Ama tabi her şey Robin'in cazibesine de kalmış olabilir.