(Cletus, geçen bölümün neredeyse tamamı Koon’un tekniğine ayrıldığı için bu bölümdeki Koonla ilgili kısmı çevirmemiş J )
Kapı Bekçisi: Ölüm Katına girmek mi istiyorsun? Ben son Kapı bekçisiyim. Yaşayanlar buradan geçemez. Eğer ölüysen ismini ve ait olduğun yeri söyle.
Matha: Ben Matha, Yulia Matah! Parazit Kullanıcısı olarak işgalcileri gözetliyordum. Görevimi yeni tamamladım ve geri dönmek istiyorum. Geçmeme izin ver!
( Baam uyanır.)
Baam: Nerdeyim ben…?
Hockney: Demek uyandın!
Baam: Mr. Hockney? Burası da ne?
Hockney: Shhh… Sessiz ol. Birçok sorun olduğuna eminim ama şimdilik sesini çıkarma.
Eğer şuradaki, yaratığın içinde olduğumuzu anlarsa mahvolduk demektir. O yüksek rütbeli sülük keşişi Kapı Bekçisi (
)
Eğer burada olduğumuzu anlarsa ruhlarımızı alır.
Baam: Ruhlarımızı mı alır?
Matha: Hadi geçmeme izin ver.
Kapı Bekçisi: … Bekle.
Baam: Ruhları almak derken neyi kastediyorsun..?
Hockney: O girişi kontrol eden son kapı bekçisi. Diğerlerinin aksine kendi benliği olan tek bekçi o, diğerleri gibi rakibine amaçsızca saldırmaz.
Kapıbekçileri gözlemciler, gözböcekleri ve daha yüksek seviye bekçilerinden oluşan organize bir birliktir.
Eğer biri bir gözlemciyi öldürürse içinden ampül şeklindeki çekirdeği çıkar ve gözböcekleri gelene kadar bekler. Gözböcekleri kaçakları sürekli takip eder ve daha yüksek seviye kapıbekçilerine haber verirler. Onlar ruhları olmayan dev böceklerdir ve bu yüzden de asla ölmezler.
Ve son olarak karşımızdaki de son kapı bekçisi. Ölüm katına girmek isteyen herkesin ruhunu alır.
Ölüm katında yaşayan herkesin ruhlarını Bekçilere teslim etmek zorundalar ama hiçkimse ruhunu geri alamaz. Yani Ölüm Katından kaçmak imkansızdır.
Baam: …? Ama sen başardın.
Hockney: …Çünkü…
Kapı Bekçisi : Parazit Kullanıcısı Matha, senin içeri girmen hakkındaki hükmüm ‘’ Uygunsuz’’
Matha: Neee? Neden! Ben ruhunu teslim etmiş ölü olanlardanım!
Kapı Bekçisi: Belki de sebebini biliyorsundur. İki yaşayanının senin yaratığında bulunduğunu biliyorum.
Ben ruhları görebilenim, benim gözlerimi kandıramazsın.
Matha: ( Kahretsin, fark etmiş! )
Kapı Bekçisi: Yaşayanlar Ölüm Katına giremez. İkiniz de ruhlarınızı teslim ederek ‘’ölü olanlardan’’ biri olmalısınız.
Eğer gerçekten onlardan biri olmak istiyorsanız ruhlarınızı önünüzdeki shinheuhlara verin.
Hockney: Demek onu kandırmak mümkün değil.
Baam: Bu ne…?
Hockney: Bunlar ruhları toplayan shinheuhlar, ruh yiyen balık da denir. Yaratıkla ( Matha’nın kontrol ettiği) birlikte arkadaşlarına geri dönebilirsin. Bu ruhunu kaybetmeden kaçabilmenin tek yolu ama bunu yapmak senin yeteneklerini aşar.
Baam: Huh…? Peki ya sen..?
Hockney: Ruhumu kaybetsem bile gireceğim. Burada mutlaka bulmam gereken bir şey var.
Matha: Gerçekten benimle mi geliyorsun Hockney?
Hockney: Tabi ki, vazgeçemem.
Baam: Ben de öyle!
Hockney: Ne..!
Baam: Aynı senin gibi benim de burada bulmam gereken bir şey var, hayatımı tehlikeye atmam gerekse bile geri dönemem! Bir şeyin beni çağırdığını duydum. O ışığı bulmak zorundayım!
Hockeny: …. Işık mı? ( Ben hiçbir şey görmedim, gerçekten de bir şey mi hissetti? Niye hayatını bile riske tarak ölüm katına girmeye çalışıyor acaba, Her neyse onu durdurmam.)
Peki beni takip et.
Kapı Bekçisi: Demek ölüm katına izinsiz olarak girmeye çalışanlar sizlersiniz. İsimlerini söyleyin.
Hockney: David Hockney
Baam: 25. Baam
Kapı Bekçisi: İyi, şimdi ruhlarını teslim edin.
Baam: ….?
Hockney: Sadece sabit dur. Yalnızca senin ruhunu alıyorlar, hayatın tehlikede değil.
(Baam’ın vücudundan sayısız ruh çıkar.)
Hockney: Bu da ne? Ruhlar… Niye bu kadar fazla ?
Kapı Bekçisi: ( Bir insandan sayısız ruh çıkıyor…?)
Hockney: Sen nesin…?
Baam: Oh… ( Bunlar Mr. Hoaqinden aldığım ruhlar olmalı…!)
Baam: Ben sadece kendi ruhumu versem olur mu? Bu ruhları korumam gerekiyor.
KapıBekçisi: Sen ne kimsin! Bir canavar mı…?
Baam: ( Mr. Hoaqinle ilgili olanlara inanacaklarını sanmam… Ama onlara bir kuralsız olduğumu da söyleyemem.)
Ben sadece bir kurallıyım. Ruhumu sizi vermeyi kabul ediyorum, lütfen girmeme izin verin.
Kapı Bekçisi: Talebin reddedildi.
(Sayısız bambu mızrağı ortaya çıkar.)
Matha: Son kapı bekçisinin bambu mızrakları!
(Baam dikeni aktive eder.)
KapıBekçisi: ( O kırmızı ışık da ne..? ) Sanırım önce onu test etmeliyim.
Matha: Bambu mızrağı geliyor!
Hockney: Pozisyonun ne..!?
Baam: Dalga tutucuyum.
Hockney: Yani shinsoo kullanıcısısın..! Shinsooyla mızrağı merkezinden vur!
Bu saldırıyı savuşturmamızın yolu yok..! Mızrağın içi boş kısmına hedef almalısın..!
Baam: Deliği mi kastediyorsun..?
Hockney: Evet orası bambu mızrağının merkezi! Söylediklerime güven..!
Baam: ( Bambunun ortası… tüm gücümle…!)
KapıBekçisi: ( Benim mızrağımı sadece bir bangle mi parçaladı…?)
Baam: Başarabildim mi..?
Hockney: ( Sadece tek bir bang… ama pek de güçlü gözükmüyordu..)
Kapı Bekçisi: ( O parıldayan shinsoo da ne..? Garip… küçük ama gizemli bir gücü var.
Birçok ruha sahip bir çocuk ,hem de gizemli bir shinsoo ve eşya kullanıyor.
Niye burada olduğu hakkında hiçbir fikrim yok ama bu çok tuhaf. Öyleyse içeri girmesine izin vermem imkansız)
….. : Dur, Kapı Bekçisi. İçer girmelerine izin vermen emredildi..
Kapı Bekçisi: Ne…? Kim emretti..?
….. : Kuzey Şehrinin Ulusu ‘Garam’
( Yuri böcekleri öldürür.)
….. : Böcek savunmasını çok kolay geçtiler. Beklediğimden güçlüler. Ama bir önemi yok, muhafızlarımız ölümsüz. İşgalcilerin hiç şansı yok.)
Yuri: Yine mi geliyorlar!?
Garam: Gerçekten de çok hamlar… Böyle pervasız davranmaya devam ederlerse yakında ölecekler.
…… : Prenses, ne yapacaksınız?
Garam: Sanırım gitmek zorundayım. ‘Ona’(her) bir söz verdim. O çocukla şahsen görüşeceğim.
Ve onun söylediği gibi, bu çocuk kulenin gerçek kurtarıcısı mı görmeliyim.