Aynı şeyi düşünüyorum zaten ben de. Ama zaten herkes kendini kandırmıyor mu? Yani çoğumuz bunların farkındayız. Ama birşekilde hayatımıza devam edebilmek için istemsizce unutmayı tercih ediyoruz. Otokontrol yani. Unutkanlık insanın elinde olan birşey değil. Sen bir olaya çok üzüldüğünde bazen beyin hayatına devam edebilmek için onu daha hızlı unutur. Bu yüzden stres ve üzüntünün yaşlılarda alzheimer hastalığını tetiklediğine dair teoriler var mesela.Üzücü olduğu doğru, izlerken üzüldüm. Fakat rahatsız olmamak ayrı bir konu. Ben bunu izlemeden önce de dünyanın toz pembe bir yer olmadığını biliyordum. İnsan kendi türüne bile neler yapıyor, hayvana acır mı?
Bugün Filistin'de olanlar bu belgeselde izlediklerinden çok mu farklı mesela? Değil, sen bunun olduğunu ve yaşandığını biliyor, çok rahatsız olmadan hayatına devam ediyorsun. Bu belgeseli izledin, rahatsız oldun. Muhtemelen bir yıl sonra aklına gelmeyecek izlediklerin ve o belgeselde gösterilenler yaşanmaya devam ederken sen yine rahatsız olmayacaksın. Kendini bu şekilde kandırmaya devam edebilirsin elbette, o da bir tercihtir.
Birde bilmek var bilmek var. Belgesilini izerken bilmediğim ya da farkına varmadığım şeyler oldu. Bazen insan hayatı boyunca bir şeyi görür de onu gerçek anlamda anlayamaz. Hayatı boyunca onu sorgulamamıştır ve normal karşılaşmıştır. Çünkü doğduğundan beri etrafında ki herkes onu normal karşılaşmıştır. Buna birde bu açıdan bakmak lazım. İnsanların çoğu hayatı boyunca bu konuya üzerine kafa yorup toplasan 1dk bile düşünmemiştir belki. Neredeyse her din de kurban vermek vardır mesela. Belki de bu insanların sadece karınlarını doyurmak için yaptıkları bir eylemden kurtulmak ve başka bir amaç bulmak için insanların vicdanını rahatlatmak amacıyla bulukları bir fikirdir bilemeyiz.
Dediğin gibi filistin olayı güzel bir örnek. Benim de aklıma direkt o gemişti başta. Ben de deprem olayına örnek vereyim. Herkes bir istanbul depreminin olacağını ve kendilerini nelerin beklediğin az çok biliyor. Maraş depreminden sonra orada olanları gördükten sonra herkes büyük bir üzüntü duymaya ve bu olanlardan ve istanbul depreminde olacaklardan rahatsız olmaya başladı. Bir sürü kişi istanbuldan taşınmaya binalarının statik kontrollerini yapmaya başladı. Şimdi ne değişti de bunları yapan bu kadar azaldı.
İşte demek istediğim o an ki farkındalık insanı üzüyor ve aynı aynı zamanda rahatsızlık da veriyor. Bir çok arkadaşım sonunu getiremedi mesela o belgeselin. Kendini suçlu hissetmeye başlıyorsun çünkü sen de onları yiyorsun.
Sadece kısa süreliğine bir etki bırakıyor insan da evet. Ama zaten bu açıdan bakarsak dünyada ki hiçbir duygu çok uzun bir süre devam etmiyor. Bir Suç ve Ceza kıtabını okuyup belli bir süre kitabın etkisinde kalıp bazı konularda rahatsızlık duyabilirsin ama sonra bu rahatsızlığın geçmesi bunları tamamen unuttuğun yada sana hiçbir etkisinin olmadığı anlamına da geliyor. Bunlar senin fikirlerini, görüşlerini, bakış açını etkiliyor. Belgeseli izlemeden önceki ben ile sonraki ben arasında farklar olduğuna inanıyorum bu açıdan. Ne kadar o anki rahatsızlığım geçmiş olsa da.