Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

[Anket] Shingeki no Kyojin: İyi ve Kötünün Ötesinde

Eren'i haklı buluyor musunuz?


  • Kullanılan toplam oy
    44
Ben hala Eren gibi berbat edilmiş bir karakter veya bu berbat manga finalinin tartışmaya değer görülmesine şaşırıyorum.

Eren çok daha karmaşık ve etkileyici bir karakter olabilecekken, eline güç geçmiş duygusal açıdan dengesiz bir aptaldan öteye geçemedi.
Seri, hikayesinden bile daha müthiş bir final yapabilecekken yine neyin nerede, kimin ne olduğunun anlaşılmadığı ve üstünkörü her şeyin boşa geçiştirildiği berbat bir manga finali olarak kaldı.
Eren zaten böyle bir karakter değil miydi? Kendisini içten içe hep haklı gören, ciddi ciddi duvarın ötesindeki, kendisiyle hiçbir ilgisi olmayan insanların kendi özgürlüğüne engel olacağını düşünüyor. Ben buna Eren'in karakterini bok etti demem, karakter gerçekten de en başından beri böyleydi. Yazar en azından tutarlı ilerliyor bu konuda. Ki kendisi de bir röportajında bunu açıkça dile getirmiş.

''Örneğin, Furuya Minoru’nun Himeanole'sini okuduğumda; toplumun, sosyal normlar altında, hikayedeki seri katili affedilemez bulacağını biliyordum. Ancak hayatını ve arka planını hesaba kattığımda hala merak ediyordum, ''eğer bu onun doğasıysa, onu kim suçlayabilir ki?'' Hatta ''katil olarak doğmamış olmam bir tesadüf mü''. ''

Eren'i haklı sebeplerden sevmesem de, bu çocuksu motivasyonu, direkt sosyopat bir ruh hastası olması hoşuma gidiyor. Motivasyonunun illa ki çok anlaşılabilir, mantıklı bir sebep olmasına gerek yok bence. Bu açıdan bana göre başarılı yazılmış bir karakter.

Final konusunda da katılıyorum. Çok acele edilmiş, bazı konularda sonuçsuz kalmış bir finaldi. Eren'in tüm dünyayı öldürmesini ve sadece Mikasa'nın anılara sahip olmasını tercih ederdim.


 
Eren zaten böyle bir karakter değil miydi? Kendisini içten içe hep haklı gören, ciddi ciddi duvarın ötesindeki, kendisiyle hiçbir ilgisi olmayan insanların kendi özgürlüğüne engel olacağını düşünüyor. Ben buna Eren'in karakterini bok etti demem, karakter gerçekten de en başından beri böyleydi. Yazar en azından tutarlı ilerliyor bu konuda. Ki kendisi de bir röportajında bunu açıkça dile getirmiş.

''Örneğin, Furuya Minoru’nun Himeanole'sini okuduğumda; toplumun, sosyal normlar altında, hikayedeki seri katili affedilemez bulacağını biliyordum. Ancak hayatını ve arka planını hesaba kattığımda hala merak ediyordum, ''eğer bu onun doğasıysa, onu kim suçlayabilir ki?'' Hatta ''katil olarak doğmamış olmam bir tesadüf mü''. ''

Eren'i haklı sebeplerden sevmesem de, bu çocuksu motivasyonu, direkt sosyopat bir ruh hastası olması hoşuma gidiyor. Motivasyonunun illa ki çok anlaşılabilir, mantıklı bir sebep olmasına gerek yok bence. Bu açıdan bana göre başarılı yazılmış bir karakter.

Final konusunda da katılıyorum. Çok acele edilmiş, bazı konularda sonuçsuz kalmış bir finaldi. Eren'in tüm dünyayı öldürmesini ve sadece Mikasa'nın anılara sahip olmasını tercih ederdim.


Sonu öyle değil ama. Keşke sosyopat bir ruh hastası olsaydı da öyle değerlendirseydik. Çok da tutarlı olurdu. Ama Eren tüm yaptıklarını çok alakasız bir şekilde bir yere bağlamaya çalışıyor, bir sebep üretmeye çalışıyor. Ama yaptığının yapma sebebiyle hiçbir bağıntısı yok. Üstelik psikopatik eğilimler gösterirken sonda aslında amacının "iyi" olduğu vurgulanıyor.







Sence burada konuşan çocuk, "ruh hastası bir sosyopat" mı? Yoksa amacı için (aşırı saçma olsa da) eyleme geçen biri mi?

Saçmalık şurada; Eren ruh hastası bir sosyopat olsa yaptığını bir sebebe ve "iyi" bir amaca dayandırmaz. Eren birilerine iyilik yapan biri olsa da bu kadar saçma ve vahşice bir yönteme başvurmaz.
Burada Eren ya geri zekalı bir dengesiz sadece. Sosyopat bir ruh hastasına dönüşmesi en olması gerekendi aslında. Olmadıysa bile amacının daha oturaklı ve tutarlı olması gerekirdi. Çünkü finalde karşılaştığımız Eren hem gelişimine ters bir karakter sergiliyor hem de amacı çok saçma ve aptalca.
Finalde sadece yaşanan olaylara kılıf uydurulmaya çalışılmış ve başarılı olunamamış. Önceki sayfada gördüğüm gelecek için yaptım diyor (ki inanılmaz saçma ve kaderci), sonraki sayfada sizi kahraman yapıcam diyor ki bu da inanılmaz saçma ve çok riskli.
Benim gördüğüm garabeti aklımda legalize edebilmek için tek bulabildiğim çözüm, Eren'in duygusal açıdan çok dengesiz ve aptal olması. Hem kötü bir şey yapıyor (intikam arzusu ve nefretinden dolayı) hem de bunu iyi bir amaç için yaptığını düşünüyor (arkadaşları ve ülkesinin iyiliğini düşündüğünden dolayı). Bocalıyor sanki, bir nefret ediyor bir seviyor, bir intikam istiyor bir barışçıl çözüm arıyor vs. Bu benim uydurabildiğim kılıf gördüğüm duruma. O da boşlukları doldurmaya çalıştığım için. Çünkü final ve finaldeki hemen herkes çok fazla boşlukta. Mangaka bildiğin sallamış.
 
Sonu öyle değil ama. Keşke sosyopat bir ruh hastası olsaydı da öyle değerlendirseydik. Çok da tutarlı olurdu. Ama Eren tüm yaptıklarını çok alakasız bir şekilde bir yere bağlamaya çalışıyor, bir sebep üretmeye çalışıyor. Ama yaptığının yapma sebebiyle hiçbir bağıntısı yok. Üstelik psikopatik eğilimler gösterirken sonda aslında amacının "iyi" olduğu vurgulanıyor.







Sence burada konuşan çocuk, "ruh hastası bir sosyopat" mı? Yoksa amacı için (aşırı saçma olsa da) eyleme geçen biri mi?

Saçmalık şurada; Eren ruh hastası bir sosyopat olsa yaptığını bir sebebe ve "iyi" bir amaca dayandırmaz. Eren birilerine iyilik yapan biri olsa da bu kadar saçma ve vahşice bir yönteme başvurmaz.
Burada Eren ya geri zekalı bir dengesiz sadece. Sosyopat bir ruh hastasına dönüşmesi en olması gerekendi aslında. Olmadıysa bile amacının daha oturaklı ve tutarlı olması gerekirdi. Çünkü finalde karşılaştığımız Eren hem gelişimine ters bir karakter sergiliyor hem de amacı çok saçma ve aptalca.
Finalde sadece yaşanan olaylara kılıf uydurulmaya çalışılmış ve başarılı olunamamış. Önceki sayfada gördüğüm gelecek için yaptım diyor (ki inanılmaz saçma ve kaderci), sonraki sayfada sizi kahraman yapıcam diyor ki bu da inanılmaz saçma ve çok riskli.
Benim gördüğüm garabeti aklımda legalize edebilmek için tek bulabildiğim çözüm, Eren'in duygusal açıdan çok dengesiz ve aptal olması. Hem kötü bir şey yapıyor (intikam arzusu ve nefretinden dolayı) hem de bunu iyi bir amaç için yaptığını düşünüyor (arkadaşları ve ülkesinin iyiliğini düşündüğünden dolayı). Bocalıyor sanki, bir nefret ediyor bir seviyor, bir intikam istiyor bir barışçıl çözüm arıyor vs. Bu benim uydurabildiğim kılıf gördüğüm duruma. O da boşlukları doldurmaya çalıştığım için. Çünkü final ve finaldeki hemen herkes çok fazla boşlukta. Mangaka bildiğin sallamış.
Eren duygusal açıdan aptal ve dengesiz birisi zaten. Yazdığın gibi Eren hem arkadaşlarını kurtarmak istiyor, ki çok önceden de kendisini feda edebileceğini söyledi. Hem de özgürlüğünün çalındığını düşündüğü için insanları öldürüyor.

Ama seni anladım. Olay biraz mangaka'nın Eren'i kahraman gibi göstermesinden kaynaklı bir durum. Bunu ben de rahatsız edici buldum.


 
Capori burada olsaydı bir destanla anlatımda bulunurdu, şuan ayrıntısıyla okumadım ama okuyacağım güzel bir incelemeye benziyor ellerine sağlık.
 
Dışarıdaki insanların Eren'in ''hayal''leri için kayıtsız kalması içten içe kendisine karşı nefret beslemesine sebebiyet vermiş olabilir. Üstüne Saldırı Titan'ın yarattığı zaman manipülasyonu ile ruhsal dengesinin bu denli bozulması normal karşılanabilir. Eren bulunduğu kafesi ve onu kafeslemeye çalışanları parçalayacak iradeyi göstermiştir. Bu onu benim nazarımda yeterince haklı yapar.
Güzel bir derleme olmuş. Teşekkürler.
-1.
 

Üye silindi 7459

Eren herhangi bir One Piece karakterinden daha iyi ve daha ayrıntılı çizilmiş bir karakterdir. Haklı olup olmaması tartışılır ama Isayama'nın en iyi yaptığı işlerden biri seri başından beri Eren'in psikolojisini/eğilimlerini çok ince bir şekilde işlemesi
 
Eren'in ruhsal sağlığı bozulmuştu.Duvarları aşınca özgür olabileceğini sandı. Çocukluğundan beri hep bunun hayalini kurdu.Halbu ki ne duvarın içinde ne dışında özgürlük vardı.Duvarlari aştıktan sonra hayalini kurduğu şeyi bulamadı.

Hatta bı bölüm vardı.Duvarlari aştıktan sonra sahilde eğleniyorlardı, kendisi hariç.İlk burda gitti ruhsal sağlığı.En sevdiğim bölümdür o.Daha sonra rüyalar, anılar,sesler derken gitti kafa.
 
Eren, o dünyanın insanlarının hak etmiş olduğu bir cezaydı, bu cezayı kendileri hak ettiler. Peki ya sonra ne oldu? İnsanlar oturup "aga her şey bizim suçumuzdu" mu dediler? Hayır. Yine suçu başkasına atıp, tehdit diye gördükleri devleri yok ettiler ve doğa ana yine yeni bir felaket yarattı. Kısaca seri bize, insanların en büyük düşmanının, yine insanlar olduğunu anlattı.
 

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 1)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık